- Büyükşehir Belediyesi'nin organize ettiği Kayısı Çalıştayı, bakanlar Tüfenkci ve Yılmaz'ın da katılımıyla gerçekleştirildi.
Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen ‘Kayısı Çalıştayı’nda kayısı ele alındı.
Ramada Altın Kayısı Otel’de düzenlenen çalıştayın moderatörlüğünü yapa AKP Malatya Milletvekili Nurettin Yaşar, “Yapmaya çalıştığımı şey, kayısıyı uluslararası market zincirlerine ve nihai tüketiciye kadar ulaştıracak zincirin halkalarını yeniden tamir ederek, gerekli çalışma ortamını, üretim ortamını, iş ortamını, hazırlanma ve işlenme ortamını, ihracat süreçlerini daha kaliteli ve uygun hale getirecek gerekli sistemin oluşturulmasıdır” dedi.
Yaşar, ilgili kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşlarının kayısı ile ilgili her şeyi söylediklerini ifade ederek, “Tecrübe ve kazanımların bir araya getirilerek, ortak çözüm masasında yeni bir sitem ve sonuç odaklı bu çalıştayı başlatarak, inşallah kısa zamanda bir özel sektör ve girişimci mantığıyla, yüksek bir kalite ve hızla bunu sonuca ulaştırmak. Malatya’mızın 350 milyon dolar olan kayısı girdisinin desteklerle bir milyar doların üzerine çıkarmak” diye konuştu.
“KALİTE, MARKALAŞMANIN İLK ADIMIDIR”
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, “Dünyada söz sahibi olduğumuz kayısının üretim ve ticaretini çok daha ileri noktalara getirmek için bir araya geldik” dedi.
Tüfenkci, kayısının pek çok yerde yetişen bir meyve olduğunu ancak Malatya’nın kayısıya rengini ve tadını verdiğini kaydederek, “Kayısı da rengini ve tadını Malatya’ya verdi. Hükümet olarak 2023 için dünya çapında en az 10 marka üretme hedefini koyduk. Bu 10 markadan biri mutlaka Malatya kayısısı olmalıdır. Kayısıyı hem Türkiye’nin en önemli endüstriyel değerlerinden biri hem de dünya çapında bir marka haline getirmek hepimizin takip etmesi gereken bir sorumluluktur. Bununla birlikte markalaşma denilen olgu birçok stratejik çalışma ve aşamanın sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Marka olmanın amacı kayısımızı daha rekabetçi bir duruma getirmek, yani dış pazarlara daha fazla açabilmektir. Yapılan üretimin dünya pazarlarında bir marka değeri kazanması üretimin tüm aşamalarını ve pazarlamasını kapsayan bir süreçtir” diye konuştu.Kalitenin markalaşmanın ilk adımı olduğunu dikkat çeken Tüfenkci, her kaliteli ürünün marka olmadığını belirtti.
“MALATYA KAYISISINI ALTERNATİFİ OLMAYAN BİR ÜRÜN HALİNE GETİRMELİYİZ”
Hedeflerinin hem üretimde hem de dünya pazarlarına sunumunda Malatya kayısısını alternatifi olmayan bir ürün haline getirmek olduğunu dile getiren Tüfenkci, şunları söyledi: “Markalaşma, kaliteyi pazarlama stratejisidir. Önce bütün bu süreçleri, aksayan yönlerini doğru tespit edip, mükemmel bir üretim ve pazarlama sistemini oluşturmalıyız. Günümüz dünyasının ekonomik ilişkilerinde bu durumun birçok örneği mevcuttur. Doğru pazarlama stratejilerini kullanan bir firma; Afrika’nın, Güney Amerika’nın yegane zenginliği olan kahve çekirdeğini uluslararası bir marka haline getirerek, yüksek kar marjıyla pazarlayabilmektedir. Afrika’nın uzak bir köşesindeki kahve çekirdeğini Amerika ve Avrupa’nın en zengin bölgelerinde olağanüstü karlarla pazarlatan güç, o ürünü bir marka haline getirebilme yeteneğidir. Günümüz ekonomik mücadelesi bir anlamda bu markalaşma gücü üzerinden yapılan bir mücadeledir. Dünya çapında marka üretmek, aynı zamanda kendi kültürünü tanıtma ve transfer etmek demektir. Hedefimiz hem üretimde hem de dünya pazarlarına sunumunda Malatya kayısısını alternatifi olmayan bir ürün haline getirmektir.”
“ÜRETİM VE PAZARLAMADA SIKINTILAR VAR”
Tüfenkci, Malatya’nın kuru kayısıda dünya birincisi olduğuna dikkat çekerek, yaş kayısıda hem üretimde hem de pazarlamada bir takım sıkıntıların olduğunu kaydetti.
Kayısı üretiminde Türkiye olarak dünya birincisi olunduğunu ifade eden Tüfenkci, bu birinciliğin ekonomik getirilerini artıracak yeni çalışmalara ihtiyacın olduğunu belirtti.
Tüfenkci, ‘Kayısı Çalıştayı’nda yeni fikirler üretilip, stratejilerin belirleneceğini ifade ederek, “Bilgi çağına yaşıyoruz. Artık ezbere tarım, ezbere ticaret devri geride kaldı. Yeni dönemde bilgiye dayalı, küresel dinamikleri esas oldu. Sektörel riskleri doğru analiz ede n ve en önemlisi gerçekçi yatırım planları içerisinde çalışmalar ön plana çıkıyor. 64. Hükümet olarak göreve başlar başlamaz bir eylem planı hazırladık ve Başbakanımız sayın Ahmet Davutoğlu, eylem planımızı kamuoyu ile paylaştı. 3 ay, 6 ay ve bir yıllık dönemler içerisinde gerçekleştirilecek faaliyetlerimizi kamuoyuna açıkladık. Bu eylem planında tarım içinde önemli başlıklar bulunuyor” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE OLARAK İDDİALI HEDEFLERİMİZ VAR”
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ise toplantıda yaptığı konuşmada, “Türkiye olarak bizim iddialı hedeflerimiz var. 2023 ve ötesine giden hedefimiz söz konusu. Ekonomimizi büyütmek istiyoruz. Refahımızı arttırmak istiyoruz. Dünyadaki konumumuzu daha üst noktalara taşımak istiyoruz. Bunu yaparken de bütün sektörlerimizi, bütün ürünlerimizi ve bütün yörelerimizi dikkate almak geliştirmek durumundayız. Bu çerçevede tarım sektörünün oldukça önemli bir role sahip olduğunu düşünüyorum. Tarım sektörü modası geçmeyecek bir sektör. 21’inci yüzyılda küresel ısınma meselelerini dikkate aldığımız da artan nüfüsu ve ihtiyaçları dikkate aldığımız da tarım ve gıda alanının eskisinden de önemli hale gelmiş durumda. Geçmişte kalkınma büyüme derken genellikle tarım ikinci konuma itildi halbuki tarım sektörü hiçbir zaman modası geçmeyecek çok temel bir sektör olduğu gibi 21 YY da stratejik önemi bir kat daha artmış bir sektör. Dolayısıyla bizim tarımı her bakımdan ayrıntılı bir şekilde çalışmamız tarım politikalarını çok güçlü hale getirmemiz lazım” dedi.
“KAYISI, ÜZERİNDE HASSASİYETLE DURMAMIZ GEREKEN BİR ÜRÜN”
Yılmaz, kayısının üzerine hassasiyetle durulması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Tarım içerisinde de elbette coğrafyamıza ülkemize uygun alanların ön plana çıkarmak durumundayız. Bu çerçevede de Türkiye’de tarımsal üretimde ve meyvecilikte özellikle kayısı öne çıkan ürünlerimizden bir tanesidir. Baktığınız zaman dünya yaş kayısı üretiminde Türkiye yüzde 20 civarında bir paya sahip. Kuru kayısıda yüzde 60 civarına sahip. Ve bu da ağırlıklı olarak Malatya’da sayesinde gerçekleşiyor. Türkiye yaş kayısısının yüzde 50’si kuru kayısının ise yüzde 70-80’i Malatya’da üretiliyor. Bundan da 350 milyon dolar civarında gelir elde ettiğimizi görebiliyoruz. Kayısı bu anlamda üzerinde hassasiyetle durmamız, katma değerini arttırmamız gereken bir ürün. Üretimden nihai tüketicilere ulaşıncaya kadar kayısı üzerinde daha fazla kafa yormamız gerekiyor. Katma değeri nasıl arttıracağımız hususunda yeni öneri ve fikirler geliştirmek zorundayız. Bunu da hep birlikte yapacağız. Sadece belli bir kesim bir bakış açısıyla değil bütün kurumların özel sektörün katkısı ile bunu gerçekleştireceğiz. Bugüne kadar kayısı ile ilgili elbette çok çalışmalar ve tartışmalar yapıldı. Geçmiş analizlere baktığımız zaman şunları görüyoruz.”
“KAYISI, TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK BİR ÜRÜN”
Vali Süleyman Kamçı, kayısı sektöründeki mevcut durumu değerlendirmek, kayısıyı katma değer ve ihracat gelirini arttıracak stratejileri belirlemek amacıyla bir araya geldiklerini ifade etti.
Kamçı, Malatya’nın Türkiye ve dünya kayısı piyasasında saygın bir konuma sahip olduğunu belirterek, “Dünyanın dört bir köşesinde tüketilen kuru kayısının tamamına yakını bereketli Malatya ovasında üretilmekte, anavatanı Çin olsa da, dünya milletleri nezdinde Malatya kayısısı marka olarak tercih edilmektedir. Malatya kayısının bu haklı şöhretinde ürün kalitesi ve kuru madde oranındaki yükseklikle, kayısımızın kendine has aromasının payı bulunmaktadır. Kayısıyla ilgili bu olumlu tabloya rağmen tanıtım, pazarlama ve ihracat hususunda daha yeni adımlar atılabileceğini belirtmek istiyorum. İyi bir organizasyon, çalışma ve uygun teknoloji kullanıldığında kayısıdan elde edilen yıllık gelirin yükseleceği muhakkaktır. Bu nedenle üretimde çeşitliliğin sağlanması ve devamında ülkemizin yeni pazarlar bulması için kayısının yetiştirilmesinden, pazarlanıp tüketiciye ulaşması süreci boyunca çok yönlü AR-GE çalışmalarının gerçekleştirilmesi ve desteklenmesi gereklidir” diye konuştu.
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır ise, Malatya için son derece önemli bir çalıştayda bir araya geldiklerini belirtti.
Çakır, kayısının Türkiye için stratejik bir ürün olduğunu kaydederek, “Kayısını değerini bulamaması bir gerçek. Yıllar içerisinde kayısının üreticiye katkısına baktığınız belki 10 yılda 3-4 yıl ürün değerine kavuşabiliyor, diğer zamanlarda ürünün hasadını dahi karşılayamayacak duruma geliyor” dedi.
Kayısının hassas bir ürün olduğuna vurgu yapan Çakır, “Dondan çabuk etkileniyor. Ortalama yüzde 50’nin altında bir verimle ürün alıyoruz. Ürünün bol olması da, ürünün olmamasından daha sıkıntılı bir durum oluyor. Ürün bol olunca da para etmiyor. Neticede kayısı ile ilgili yapılacak çok şey var. 350 milyon dolarlık bir ihracatı var. Bunun temeline baktığımızda direk üreticiye yansıyan bir rakam. Bu rakımın bir milyar dolarları bulması gereken bir rakam” dedi.
Ferdi DURDU, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com