Malatya Turgut Özal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, malatyahaber.com ve Yeni Malatya Gazetesi'nde de yer alan, kayısı üreticilerinin sosyal medyadaki çiçek dönemi hastalığı monilya konusundaki şikayet ve tepkileri ile Malatya Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün bu haber üzerine sahada yaptığı çalışma sonrası yayınladığı “Monilya Raporu”nu konu edinen haberleri ve okuyucuların bu haberlere yaptıkları yorumları içerik analizine tabi tutan bir bilimsel analiz yaptı.
Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Aydoğan tarafından yapılan içerik analizinde, kayısı paydaşlarının, monilya hastalığı örnek olayı üzerinden kayısının sorunlarına yaklaşımı irdeleniyor ve paydaşlar arasındaki iletişim ve ilişki eksikliğinin yanı sıra kayısı üreticilerinin birbirlerine karşı tutumuna da mercek tutuluyor.
Özellikle her iki habere yapılan okuyucu yorumlardan yapılan çıkarımlarla, kayısı üreticilerinin üretim sürecindeki davranış ve tercihleri, kayısıcılığı geliştirmek ve üreticinin bilgi seviyesini yükseltmekle görevli devlet kurumlarına bakışı, zirai ilaç temini ve kullanımı sürecindeki bilinç düzeyi ve doğru davranıp davranmadığı, olaylara ‘komplocu’ bakış açısıyla yaklaşımın nedeni gibi konuların analize tabi tutulduğu çalışmada, kayısı üreticisinin davranış modelleri konusunda da önemli tespitler yapılıyor.
Malatya Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün ilk haberin yayınlanmasından sonra, sahaya inerek kayısı bahçelerinde monilya hastalığının yarattığı sorunları tespit etmesi ve bu tespitler ışığında bir “Monilya Raporu” hazırlandığına ilişkin habere yapılan okuyucu yorumlarında, raporun üretici nezdinde, itibar görmediğini gösterdiği belirtilen analizde, bu durum için, “tarım teşkilatları ile çiftçiler arasında sağlıklı bir iletişim kanalının kurulamadığı aşikârdır” sonucuna varıldı.
Malatya Turgut Özal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Aydoğan “Malatyahaber.com İnternet Sitesinde Yayınlanan “Malatya Kayısısı Komplo İle mi Karşı Karşıya?!” “İl Tarım’ın Monilya Raporu.. Hastalık Var, Sebepleri İse…” Başlıklı Haberlerin İçerik Analizi” başlığını taşıyan bilimsel çalışma başlıklar halinde özetle şöyle:
1. Habere yorum yapan kayısı üreticilerine göre, “Kayısı Araştırma Enstitüsü beklentileri karşılamıyor”
1. Kayısı Araştırma Enstitüsü beklentileri karşılamıyor Haber hakkında yorum yapanların büyük çoğunluğu kayısı tarımında (yetiştirme, ilaçlama, hasat vb.) ildeki Araştırma Enstitüsü’nün referans kurum olması gerektiğine inanmaktadır. Ancak kurumun yaptığı çalışmaların sahaya yansımadığı ve bu konuda teknik destek alamadıklarını ifade etmektedirler. Burada dikkat edilmesi gereken konu ise Kayısı Araştırma Enstitüsü’nün görev konuları ile ildeki tarımsal yayımla görevli kurumun görevlerinin karıştırıldığı görülmektedir. Araştırma Enstitüsünün temel görevi; ilgili olduğu konuda araştırma yapmak, bilgi üretmek ve bunu yayımcı kuruma iletmektir. Diğer bir ifade ile kayısı ile ilgili yeni bilgi ve tekniklerin çiftçiye ulaştırılmasında Araştırma Enstitüsü birinci dereceden sorumlu değildir. Dolayısıyla kayısı üreticileri arasında, Araştırma Enstitüsünün görev ve işleyişinin net olarak bilinmediği ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple Araştırma Enstitüsünün kurumsal bilinirlik konusunda yetersiz olduğu söylenebilir.
2 “XXX” adlı ilacın içeriğinin analiz edilmesi
Yapılan yorumlar incelendiğinde, monilya hastalığına bağlı olarak zarar gören çiftçilerin hepsinin …xxx.. isimli tarımsal ilacı kullandığı saptanmıştır. Dolayısıyla çiftçiler arasında bu ilacın etken maddesinin hatalı ve yetersiz olabileceği, piyasada sahte ilaç olabileceği ve bu ilacın mutlak suretle her yönüyle analiz edilip kamuoyu ile paylaşılması beklentisi hâkimdir. Bu konuda İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden beklenti içerisindedirler.
3. Çiftçilerin zararlılarla mücadele bilinçsiz olması
Bu başlık altında yapılan yorumlar sentezlendiğinde, çiftçilerin zirai ilaç seçimi ve uygulama konusunda resmi kurumlardan bilgi talep etmediği, ilaç seçiminde ilaç içeriğinden ziyade firma ismini tercih ettiği ve zirai ilaç bayilerini referans kabul ettiği anlaşılmaktadır. Ayrıca çiftçilerin ilaçlama zamanı, ilaç uygulama tekniği ve doğru ilaç seçimi konularında bilinçsiz olması sorunları artırmaktadır. Zira zarar gören bahçelerle komşu olmasına rağmen usulüne uygun ilaçlamanın yapıldığı bahçelerde herhangi bir zarara rastlanılmadığı da yapılan yorumlar arasındadır.
4. Tarım Teşkilatlarının yayım çalışmalarının yetersizliği
Bu konuda yapılan yorumların iki taraflı olduğu saptanmıştır. Birinci tarafta ilde yayımdan sorumlu kurumun eğitim ve yayım çalışmalarının yetersizliği tartışılırken diğer tarafta eğitim ve yayım çalışmalarına çiftçilerin ilgi göstermediği vurgulanmaktadır. 4. Tarım Teşkilatlarının yayım çalışmalarının yetersizliği Bu konuda yapılan yorumların iki taraflı olduğu saptanmıştır. Birinci tarafta ilde yayımdan sorumlu kurumun eğitim ve yayım çalışmalarının yetersizliği tartışılırken diğer tarafta eğitim ve yayım çalışmalarına çiftçilerin ilgi göstermediği vurgulanmaktadır. Çiftçiler, tarım teşkilatlarının (İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Ziraat Odaları, Araştırma Enstitüsü vb.) kayısı yetiştiriciliği tekniği, kullanılması gereken ilaçlar, ilaç uygulama zamanı, uygulama şekli ve miktarı konusunda yeterli eğitim ve yayım çalışmalarını yapmadığı, konusunda uzman olan personele ulaşamama ve konuya ilgisiz davranmalarını sorun olarak görmektedirler. Diğer bir konu ise konu uzmanlarının yapılan eğitim ve yayım çalışmalarında sürekli teknik terimler kullanmasının, konunun çiftçi tarafından anlaşılamamasına neden olduğu vurgulanmaktadır. Tartışmanın diğer tarafında ise çiftçilerin yapılan eğitim ve yayım çalışmalarına yeterli ilgiyi göstermemeleri yer almaktadır. Çiftçilerin yapılan çalışmalara ilgi göstermemesinin sebepleri arasında “kurumsal bilgiye güvenmeme” ve “gerek duymama” yer almasına rağmen bu konunun derinlemesine araştırılması yerinde olacaktır. Sonuç olarak tarım teşkilatları ile çiftçiler arasında sağlıklı bir iletişim kanalının kurulamadığı aşikârdır.
5. Malatya Kayısısı komplo ile karşı karşıya mı?
Haber başlığına da konu olan piyasadaki ilaçların etkili olmadığına yönelik “komplo teorisi”nin bazı yorumcular tarafından dikkate alınıp buna ilişkin yorum yapıldığı gözlenirken çoğu yorumcunun bunun dışında kamu yayımına ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu görülmüştür. Yorumcular arasında Monilya hastalığının bilinen bir hastalık olduğu ve tedavisinin mümkün olduğu ve doğru mücadele yöntemleri ile hastalığın ve zararının önlenebileceği kabul görmektedir. Diğer taraftan, yorumcular; bitki hastalık ve zararlılarının kimyasal ilaçlara direnç kazanabileceklerini, kimyasal (zehir) içermeyen mücadele yöntemlerinin (ilaç ve teknikler) geliştirilmesi gerektiği görüşündedirler. Üreticiler arasında tartışılan diğer konular ise iklim değişikliklerine bağlı olarak önümüzdeki yıllarda kayısı ile ilgili başka hastalık ve zararlıların ortaya çıkabileceği, şarka virüsünün kayısı için önemli bir sorun olabileceği konuşulmaktadır.
6. Kayısı üreticisinin “İl Tarım’ın Monilya Raporu.. Hastalık Var, Sebepleri İse…” başlıklı habere yaptığı yorumlara göre, “Monilya raporu gerçeği yansıtmıyor mu?”
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün monilya hastalığına yakalanan bahçelerin oranının, toplam bahçe alanlarına göre %1–2 düzeyinde olduğunu ve hastalığın nedenlerini anlattığı rapora yapılan yorumlar incelenmiştir. Buna göre yorumcuların büyük çoğunluğunun raporun gerçek durumu yansıtmadığını, raporun sahadan yeterince veri toplamadan hazırlandığını, gerçekte zarar oranının daha fazla olduğuna inandıkları tespit edilmiştir. Ancak diğer taraftan monilya zararının fazla olduğunu ileri sürenlerin spekülatif hareketler yapanlar olduğu da görüşler arasındadır. İl Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, hastalığa yakalanan bahçelerdeki zarar durumunu da raporda belirtmesi daha açıklayıcı olurdu. Mevcut durumda, raporda belirtilen %1-2’lik oranın neyi ifade ettiği konu uzmanları tarafından anlaşılmakla birlikte, üreticiler tarafından bahçelerdeki zarar oranı olarak da anlaşılabilir. Bu durum dördüncü maddede yer verdiğimiz “tarım teşkilatları ile çiftçiler arasında sağlıklı bir iletişim kanalının kurulamadığı aşikârdır” tezini doğrulamaktadır.
Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com