ARALARINDA FİRARİ ESKİ MEŞHUR SAVCI ZEKERİYA ÖZ DE VAR.. Kamuoyunda Zirve Yayınevi Katliamı olarak bilinen 3 hıristiyan misyonerin öldürülmesi olayını, FETÖ Silahlı Terör Örgütü'nün amacı doğrultusunda kullanma ve yönlendirme amacıyla olayla ilgisi olmayan asker ve sivillere açılan davalarla kurulan kumpasın İstanbul ayağını oluşturan gerekçesiyle 4’ü halen yurtdışında firarda olan aralarında eski savcı Zekeriya Öz’ün de bulunduğu 5 eski savcı ve hakim Yargıtay 11. Ceza Dairesinde yargılanmaya başlandı.
Zirve Cinayetleri FETÖ Kumpasının İstanbul ayağını oluşturan firari 4 eski savcı, 1 eski hakim ile ilgili dava Yargıtay 11. Ceza Dairesinde başladı. Yargıtay 11. Ceza Dairesinde başlayan davada Malatya’da Nisan 2007 tarihinde 3 misyonerin öldürüldüğü ve kamuoyunda Zirve Yayınevi cinayetleri olarak bilinen olayı, mensubu oldukları Fetullahçı Silahlı Terör Örgütünün nihai amacı ve hedefi doğrultusunda olayla ilgisi olmayan büyük çoğunluğu jandarma personeli olan 13 kişiyi katarak tutuklanmalarına ve yargılanmalarına neden olan firari eski savcılar Cihan Kansız, Hadi Çagdır, Mehmet Karababa ve Zekeriya Öz ile hakim Birol Bilen sanık olarak yargılanıyorlar.
Emekli Orgeneral Hurşit Tolan, Malatya eski İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Mehmet Ülger, Malatya eski İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Yarbay Haydar Yeşil, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Ruhi Abat, astsubay ve Uzman çavuş olmak üzere toplam 13 mağdurun yer aldığı dosyada firari eski savcı ve hakimler Birol Bilen, Cihan Kansız, Hadi Çagdır, Mehmet Karababa ve Zekeriya Öz hakkında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Görevi Kötüye Kullanma, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma , Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği, Görevi İhmal” suçlamaları bulunuyor.
-“FETÖ’nün nihai amacına ulaşması doğrultusunda hareket ettikleri ve bu şekilde yargı yetkisini kötüye kullandıkları..”
Halen eski hakim Birol Bilen'in tek tutuklusu olduğu davanın iddianamesinde sanık eski savcı ve hakimler hakkındaki suçlamalar şu şekilde aktarılıyor:
“Kamuoyunda " Zirve Yayınevi cinayeti " davası olarak bilinen Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin görülen davayı Ergenekon davası ile ilişkilendirmek maksadıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında 2010 yılında açılan soruşturmada görev alan şüpheli Hakim ve Cumhuriyet Savcılarının, FETÖ/PDY ile mücadele eden çoğunluğu Jandarma Teşkilatına mensup şikayetçileri Malatya'da görülen "Zirve Yayınevi Cinayeti" davasına dahil etmek amacıyla hazırlanan kumpasın hayata geçirilmesi için FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne mensup kolluk görevlileri ve kişiler ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, planlı ve sistematik şekilde yürütülen bir organizasyonun parçası olarak mesleğin şeref ve onurunu, memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte eylemlerde bulunup pek çok hukuk ihlalleri yaparak Fetullahçı Silahlı Terör Örgütünün nihai amacına ulaşması doğrultusunda hareket ettikleri ve bu şekilde yargı yetkisini kötüye kullandıkları, ….”
-“Kumpasın içerisinde olan ve soruşturmanın gizliliğini açık bir şekilde ihlal eden yazarlar hakkında herhangi bir yasal işlem yapmadıkları..”
İddianamede ayrıca şu ayrıntılarda yer aldı:
“İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlükleri tarafından hazırlanan sahte belgeler, raporlar ve yasadışı vaatlerle ürettikleri yalancı gizli tanıklarla 18/04/2007 tarihinde Malatya ilinde gerçekleşen cinayeti ve cinayet sanıklarını Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurumları ve görevlileri ile ilişkilendirmek için kumpas kurdukları, sahte delilleri ihbar mektuplarına dönüştürdükleri ve bu ihbar mektuplarını ayarlanan yalancı tanıklara okuttukları, şikayetçilerinin çoğunluğunun mensubu olduğu jandarma teşkilatına husumetli olan kişileri tanık olarak dinledikleri, kumpasın içerisinde olan ve soruşturmanın gizliliğini açık bir şekilde ihlal eden yazarlar hakkında herhangi bir yasal işlem yapmadıkları, aynı amaç doğrultusunda hareket eden polislerle işbirliği yaparak FETÖ/PDY ile mücadele eden şikayetçileri bir şekilde dosyaya dahil etmek suretiyle; Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı darbe girişiminin ilk adımını atmaya yönelik kamuoyunda paralel devlet olarak bilinen Devletin mevcut hiyerarşik yapısı haricinde oluşturdukları ayrı bir yapıyla ve yasa dışı bir örgütlenme içerisinde Türkiye Cumhuriyeti' nin sosyal, ekonomik , askeri ve idari mekanizmasına yön veren kadroları ele geçirip etkisiz hale getirerek, Türk Devleti' nin varlığını tehlikeye düşüren Fetullahçı Silahlı Terör Örgütüne üye oldukları,…”
Yargıtay 11. Ceza Dairesi ilk duruşmada firari sanıklar Cihan Kansız, Hadi Çagdır, Mehmet Karababa ve Zekeriya Öz haklarında çıkarılan yakalama emirlerinin infazının beklenilmesine ve mağdur olanların davaya katılma taleplerinin kabul edilmesine karar verdi.
Duruşma 21 Nisan 2022 tarihine ertelendi.
malatyahaber.com