M.Bahadır ALTAŞ
Bundan tam doksan yıl önce 1923 yılında İzmir’de gerçekleştirilen I.İktisat kongresinde konuşan Atatürk “İktisadi zaferlerle sonuçlandırılmayan askeri zaferler kalıcı olmayacaktır.” vurgusunu yaparak “Türkiye Cumhuriyeti bir iktisat devletidir.” sözü ile ülkenin ekonomik gücü ile dış siyaseti arasındaki önemin altını çizdi ve kongrede bugünkü ekonomik yapımızın temelleri atıldı.
20.yüzyılın başından itibaren ülkemizde yatırım teşvikleri ile ilgili düzenlemeler başlamış ve günümüze kadar çeşitli değişiklikler geçirerek devam etmiştir. Bu sürecin tarihsel gelişimine baktığımızda;
1913 Yılında uygulamaya giren ve 1923 yılında yürürlükten kaldırılan Sanayi Kanunu 1927 yılında yeniden uygulamaya sokulmuştur. (1927-Teşvik-i Sanayi Kanunu)
1923–1939 döneminde devletçi-karma ekonomi fikri iktisadi politikada hâkim olmuştur. (1930 1950 Dönemi)
Genç Cumhuriyetin 1.çeyrek yüz yılında özel sektöre ağırlık verilirken karma sistem uygulamasına da devam edilmiştir. (1950–1960 Dönemi)
1960 yılında planlı ekonomiye geçişin ardından 1962 yılında “Devlet Planlama Teşkilatı” kurulmuştur.(1960 -1980 Dönemi)
1980 ve serbest piyasa ekonomi 24 Ocak kararları sonrası dönemde ekonomide önemli yapısal değişiklikler olmuştur. Bu dönemde sanayileşme politikaları gereği strateji değişikliğine gidilerek serbest piyasa ekonomisi ilkeleri çerçevesinde istihdam ve ihracata dönük sanayilerin teşviki esas alınmış ve böylelikle kurulu sanayi yapısına ilave olarak özel sektörde desteklenerek ülke sanayisi uluslararası ticarette rekabete edebilir hale getirilmeye çalışılmıştır.
Ekonomik büyüme ve kalkınma politikaları gereğince, ülkemizde yıllardır uygulanmakta olan teşvikler/destekler gelişen ve değişen ekonomik şartlara göre belirli dönemlerde değişik şekillerde uygulanmıştır.
Yatırım ve istihdamı teşvik mevzuatı başta olmak üzere yürürlükte bulunan uygulamalara göre ülkemizde bugün için yirmiye yakın teşvik ve destek unsuru bulunmakta olup, bunlar ana konu başlıkları ile aşağıdaki şekildedir:
Genel Teşvik Sistemi (Hazine Müsteşarlığı Teşvikleri), KOSGEB Teşvikleri, İŞKUR Teşvikleri, TÜBİTAK Teşvikleri, AR-GE Teşvikleri, San-Tez Teşvikleri, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Teşvikleri, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Teşvikleri, Serbest Bölge Teşvikleri, OSB Teşvikleri, Kültür ve Turizm Yatırımları Teşvikleri, Tarım Teşvikleri, Kırsal Kalkınma Teşvikleri, Tarımsal ve Kırsal kalkınmayı Destekleme Kurumu Teşvikleri, Dış Ticaret Teşvikleri, Dahilde İşleme Rejimi Teşvikleri, İstihdam Teşvikleri ve Avrupa Birliği Fonları vb.
Bu yazımızda, Genel Teşvik Sistemi (Hazine Müsteşarlığı/Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü Teşvikleri) içinde Malatya’nın son on yıllık süreçte bu teşvik ve destek unsurlarından nasıl ve ne şekilde yararlandığını, yararlanılan teşvik ve destek unsurları ile Malatya ekonomisinde sağlanan yatırım tutarı ve istihdam katkıları değerlendirilmesine yer verilecektir.
Genel teşvik sistemi içinde yer alan teşvik kapsamındaki yatırımlara baktığımızda, 1980 yılların sonunda uygulamaya giren ve 90'lı yıllarda önemli ölçüde uygulanan, Kaynak Kullanım Destekleme teşvikleri ile gerçekleştirilen yatırımlarda, Malatya özellikle 1.Organize Sanayi Bölgesi'nde gerçekleştirilen yatırımlar ile bu teşvikleri en verimli kullanan (yatırım gerçekleşme oranına göre) iller arasında ilk sıralarda yer almıştır.
Yine 2004 yılında uygulamaya giren 5084 sayılı İstihdamı Teşvik Yasası kapsamında Malatya en çok yatırım yapılan iller arasında yer almıştır. Buna örnek vermek gerekirse 5084 sayılı İstihdamı Teşvik Yasası ile 2004–2008 yılları arasında enerji desteği kapsamında mevcut 103 tesise ilave olarak 46 yeni tesisi faaliyete geçmiş, bu tesislerde mevcut 5.570 istihdama ilave olarak 6.035 kişiye daha yeni iş imkânı sağlanmıştır.
Tablo-I’de görüleceği üzere Malatya’da son on yıllık dönemde toplam 458 adet yatırım teşvik belgesi kapsamına alınarak 2.014.000,00 TL yatırım tutarı ile toplam 21.945 istihdam sağlanmıştır. Alınan teşvik belgesine göre yapılan yatırımların sektörel dağılımında ise tekstil ve gıda ağırlıklı imalat sektörü öne çıkmaktadır.
Tablo- II’yi değerlendirdiğimizde Malatya’da Teşvik Belgesi kapsamında gerçekleştirilen yatırımların 5084 sayılı Yatırımları ve İstihdamı Teşvik Kanunu'nun uygulamaya girmesi ile birlikte 2004 yılından itibaren istikrarlı bir şekilde artmaya devam ettiği, 2008 yılı sonunda dünyada yaşanan finans krizi sonrasında, 2009 yılında uygulamaya sokulan bölgesel teşvik sistemi ile teşvik ve desteklerin en çok sağlandığı bölge olan 4.bölgede yer alan Malatya’da 2010 ve 2011 yıllarında gerçekleştirilen ve teşvik belgesine bağlanan yatırımlarda önemli artışlar sağlanmıştır.
Son on yıllık dönemde AKP hükümetleri tarafından 2003–2006 ve 2009 yıllarında uygulamaya konulan teşvik uygulamaları yerine 4. Teşvik Paketi olarak 2012 Nisan ayında açıklanan ve geçtiğimiz Haziran ayında uygulama esasları belirlenen Yeni Bölgesel ve Sektörel Teşvik siteminde 6 bölge uygulamasına geçilmiş ve Malatya düzenlemede bir önceki teşvik sistemine göre göreceli olarak daha az desteklenen 4. bölgede yer almıştır.
Her ne kadar yeni teşvik sisteminde 4. bölgede yer alan illerde Organize Sanayi Bölgesinde yapılan yatırımlara 5.bölgede sağlanan teşvik ve destek unsurları sağlansa da, 5. ve 6. bölgede yer alan yatırımlar için öngörülen vergi indirimi ile katkı payı oranlarının cazip olması, sigorta primlerinde katkı payı şartı olmaması, gelir vergisi stopaj teşviki olması, Malatya ile aynı konumda bulunan Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Erzurum, Osmaniye, Aksaray gibi illerin 5.ve 6 bölgede yer alması, Malatya’ya gelmesi olası yatırımların Malatya dışında yeni teşvik sistemi içinde 5. ve 6. bölgede yer alan illere kaymasına sebep olmaktadır.
2012 yılı ilk dokuz aylık dönmede Malatya ilinde önceki yıllarda teşvik belgesine bağlanmış yatırımdan vazgeçilen ve iptal edilen teşvik belgesi adeti 12 olup, bu belgelerde yer alan yatırım tutarı 50 Milyon TL., sağlanacak istihdam ise 1.005 kişidir.
Son altı aylık süreçte bulunduğu ortamlarda bu konunun altını özellikle çizen ve yeni teşvik sistemi içinde Malatya’nın 4.bölgede yer almasının yarattığı olumsuzlukları dile getiren TSO başkanı Sn.Hasan Hüseyin Erkoç’un bu konudaki serzenişleri 2012 yılında yeni Teşvik Belgesi müracaatı sayıları ile iptal edilen teşvik belgesi sayılarına bakıldığında haklılığını ortaya koymaktadır.
İdari yapıdan yıllardır Malatya’nın büyükşehir olması tüm kesimlerce arzu edilirken, geçtiğimiz günlerde bu isteğinin gerçekleşmesinden sonra bu idari kazanımın öncelikle belediyemizde süre gelen yönetim mantalitesini değiştirmemiz ve elde edilen bu idari kazanımı belirlenecek bir yol haritası ile iktisadi bir gelişimle sürdürmemiz gerekmektedir.
Yazımızın giriş bölümünde vurgulamaya çalıştığım “İktisadi zaferlerle sonuçlandırılmayan başarı kalıcı olmayacaktır” görüşünden hareketle, Türkiye’de yaşanan değişim ve yapısal değişikliklere baktığımızda, Malatya’nın bulunduğu coğrafi konumu sosyo-ekonomik ve nüfus yapısı dikkate alınarak, gerekli önlemlerin alınması ve bu konuda çalışmalar yapılması gerekir. Aksi takdirde son yıllarda belirgin bir şekilde artış gösteren, niteliksiz ve sermaye birikimi olmayan göç nedeni ile sosyal/kültürel gelişmişlik düzeyi düşük, işsizlik oranı yüksek ve geri kalmış bir il durumunda kalırız.
Not: Yapılan Bu değerlendirmeler Teşvik uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü tarafından açıklan veriler üzerinden yapılmış olup Teşvik Belgesi almadan gerçekleştirilen yatırımlar bu veriler içinde yer almamaktadır.
Kaynak: http://www.ekonomi.gov.tr/
2000 Yılından sonra Malatya’da genel teşvik sistemi içinde teşvik belgesine bağlanan yatırım bilgileri Tablo 1'deki gibidir..
2000 Yılından sonra Malatya’da genel teşvik sistemi içinde teşvik belgesine bağlanan yatırımın yıllar itibari ile dağılım da Tablo 2'deki gibidir.
Arşiv Foto: ihracat.info.tr