İstiklal Marşı'nın şairi Mehmet Akif Ersoy ölümünün 86’ıncı yıl dönümünde Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen programla anıldı.
Malatya Valiliği, Malatya Büyükşehir Belediyesi ve Malatya İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’un ölümünün 86’ıncı yıl dönümü dolayısıyla bir dizi etkinlik düzenlendi. Malatya Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen program kapsamında Mehmet Akif Ersoy’un torunu Selma Argon Ersoy ‘Dedem Mehmet Akif’ konferansı ve konferans sonrasında “Asım’ın Neslinden Asım’a” paneli düzenlendi.
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’u anma programında açılış konuşmasını yapan Malatya İl Milli Eğitim Müdürü Hatice Özdemir, “Akif, tam bir devlet adamı, tam bir vatansever, ilim adamı, âlim, veteriner, öğretmen, fedakâr bir baba, fedakâr bir kardeş, fedakâr bir evlat, tam vatansever bir insandı. Akif, 1873 yılında İstanbul Fatih’te dünyaya geldi. Akif’in kalemi o kadar güçlüydü ki mülkiyedeyken bile yazdığı şiirlerde bunu göstermekteydi. Bizler, Asım’ın nesli olarak, gençler, Milli Eğitim olarak, tüm Türkiye olarak Asım’ın nesli olduğumuzu 15 Temmuz’da bir kere daha kanıtlamış olduk. Çünkü bizim için Mehmet Akif ölmedi. Mehmet Akif’i biz ruhumuzla, davranışlarımızla yaşatıyoruz. Akif, 1923 yılında meclis açıldıktan sonra Ankara’ya çağırılır. Çünkü Akif, Milli Mücadelenin manevi tarafıdır. Akif artık Türkiye’de sözü geçen, kıymet verilen, her türlü kendisine inanılan bir insandı. Milli Mücadelemiz başlarken, askeri kısım bir taraftan yürürken Akif’te halk boyutunu artık yapıyordu. Ankara’da oturdu mu? hayır. Hangi ilde ne sorun varsa, hangi vatandaşların birleştirilmesi gerekiyorsa Akif oradaydı. Asım’ın nesli gençlerimiz, bizlerde her daim vatanımız için çalışacağız. Akif’in arkadaşlarının şöyle bir sözü vardır derler ki; ‘Üstat Ezan-ı Muhammediye okunurken hiçbir zaman onu oturarak dinlemedi. Hep ayakta dinledi. O Allah ki onun yazdığı şiiri de hiç kimseye oturtarak dinletmedi.’ Biz Akif’i hem yaşıyoruz, hem de yaşatacağız. Akif’in İstiklal Marşı’ndaki ilk mısradaki sözü, Korkma! Bizde diyoruz ki Asım’ın nesli olarak kendi mısralarıyla; ‘ Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner aşarım; Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım’ ifadelerini kullandı.
Mehmet Akif Ersoy’un Milli Mücadele döneminde önemli görevler üstlendiğini belirten Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, “Mehmet Akif Ersoy, Veterinerlik Mektebini birincilikle bitirmiş, Milli Mücadelemizde önemli görevler üstlenmiş, milletin coşturulmasıyla ilgili camide vaazlar vermiş ve Burdur Milletvekili olarak da Gazi Meclisimizde görev almıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de yakın arkadaşıdır ve her konuşmasında da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü takdir eden, büyük devlet adamı olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunun en büyük mimarı olduğunu ifade etmiştir. Bugün öğrencilerimizle birlikte Milli Şairimizin aramızdan ayrılışının 86’ncı yıldönümü münasebetiyle düzenlemiş olduğumuz toplantımızda Milli Şairimizin felsefesini, düşüncesini anlatmamız lazım. O dönemde 724 şairin milli marşımızı yazmak için yarışmaya katıldığı, o dönem Milli Eğitim Bakanının ısrarıyla yarışmaya katılıp hiçbir şekilde yarışma ücretini almam dediği ve parasal anlamda satılacak olan kendi kitabına Safahat’a koymadığı bir zihniyetten, bir düşünceden, bir felsefeden, bir vizyondan bahsediyoruz. Bunu anlayabilmek lazım. Akif’i bu şekilde anlamak lazım. Hani ‘Asım’ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek. Bu millet bu vatanını çiğnetmedi, hiçbir zamanda çiğnetmeyecek’ Hani diyor ya; ‘Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, bir hilal uğruna ya rab ne güneşler batıyor! Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, sana aguşunu aşmış duruyor Peygamber. Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer’ diyor Çanakkale Destanında.
Biz Akif’i Milli Şair olarak memleketimizin fedakârlıkları noktasında neler yaptığını öğrenmemiz, öğretmemiz lazım. Mehmet Akif Ersoy aynı zamanda hafızdır ve Kur’an-ı Kerim tefsiriyle ilgili kendisine talep gitmiştir. Kur’an-ı Kerim tefsirine de başlamıştır. Fakat sonrasında Akif şunu diyor; ‘ Ben bu kadar geniş çalışmayı yapamayacağıma kanaat getirdim ve burada durdum diyor’ dolayısıyla bazı şeyleri değerlendirirken sosyolojik tarihi hafızayla o döneme gidip ona göre değerlendirmemiz lazım. Aksi takdirde sözlerle değerlendirdiğimiz zaman o sözleri söyleyenler yalancı olursa bizi o yalanlarıyla aldatmaya ve yanlış yola gitmemizi sağlar. Dolayısıyla biz burada nerede duracağımızı, hangi konuda uzman olduğumuzu, fikir sergileyeceğimizi öğrenmemiz lazım. Burada öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin en çok üzerinde durması gereken hadisede budur. Bizi kendi değerlerimizin üzerinde ve değerlerimizin birbiriyle çatışıyormuş gibi göstererek aramıza fitne fesat sokmak isteyenlere hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz, müsamaha göstermeyeceğiz” diye konuştu.
AKP MKYK Üyesi ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık ise, “Mehmet Akif Ersoy’u anlamak, o ruhu yaşamak ve yaşatmak lazım. İşte bunun için Malatya’da ve tüm Türkiye’de Mehmet Akif’i anlamak ve anlatmak için programlar düzenleniyor. Kıymetli Valime, Büyükşehir Belediye Başkanıma ve İl Milli Eğitim Müdürümüze ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Biz tarihimizi bilirsek ancak geleceğimizi inşa eder ve geçmişimizden ders alırız. Bu vesileyle Mehmet Akif Ersoy gibi kahramanları rahmetle anmak ve onları anlayarak yaşamak lazım. İstiklal Marşı’nı yazmak sadece bir şairin işi değil. Bir iman işi, bir gönül işi ve bir yürek işiydi. Korkma! diye başladı ve bize emanet etti. İstiklal Marşı milli bir mutabakattı ve bugün elimizdeki çok önemli tarihi bir belge. Sadece İstiklal Marşı mı? Çanakkale şehitlerine yazmış olduğu o şiir hepimizin en önemli elimizdeki vesikası. Her bir cümlesi bizim için tek tek anlatılması ve anlaşılması gereken cümleler. Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlıydı derken askerlerimizi tarif ederken ve Çanakkale şehirlerimize duyduğumuz muhabbeti ifade ederken her bir cümle kendi içerisinde çok kıymetli. Yazmış olduğu şiirleriyle birlikte Mehmet Akif Ersoy’u bugün yaşamak, anlamak ve anlatmak bizlere düşüyor. Milli kahramanımızı rahmetle anıyorum” şeklinde konuştu.
AKP MKYK Üyesi ve Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci de, “Türkiye’nin kurtuluş savaşını ve o yılların içerisinde yaşayan, halkın sesi olan, hakkın sesi olan Milli şairimizi rahmetle anmak hepimizin anlaması gereken boynumuzun borcudur. Rahmetli Mehmet Akif Ersoy esasında o günün şartlarında emperyalistlerin Türkiye üzerindeki emelleri karşısında halkın sesi olarak kendi iç sesiyle beraber halkı ayağı kaldırma noktasındaki mücadeleyi destanlaştıran bir şahsiyet. Onun bütün yaşantısı esasında her birimize ayrı ayrı örnek teşkil etmekte. Bugün de yeni bir yüz yıla girdiğimiz zaman dilimi içerisinde Türkiye üzerinde oynanan ve emperyalist devletlerin o günlerdeki emellerinin yeniden ortaya çıktığı zamanları yaşıyoruz. İşte tam da bu zamanlarda Mehmet Akif’i anmak ve onu anlamak her zamankinden daha önemli. Biz, Asım’ın nesliyle büyüyen bir gençlik isterken esasında emperyalizme de karşı gelen bir gençlik hayal ediyoruz ve bugün Allah’a hamd olsun gelinen noktada gençlerimiz Türkiye’nin gelecek yüzyılına daha iyi bakmasına daha umutla bakmasına da vesile oluyor. Programı düzenleyen Valiliğimize, Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve Milli Eğitim Müdürümüze teşekkür ediyorum ”şeklinde konuştu.
Asım’ın neslinin gençler olduğunu dile getiren Malatya Valisi Hulusi Şahin, “Asım’ın nesli diyor ya bugün ki Asım’ın nesli gençlerimiz. O bayrak gençlerimizde. İstanbul Cağaloğlu’nda İstanbul Erkek Lisesi var. İstanbul Erkek Lisesi’nin koridorlarına girdiğiniz zaman büyük duvar saatlerinde 03.30’a sabitlenmiş bir saat görülür. O saat, 18 Mayıs’ı 19 Mayıs tarihine bağlayan gece İstanbul Erkek Lisesi’nin 50 tane lise öğrencisinin Çanakkale’de şehit olduğunu gösterir. Seferberlik sırasında lise öğrencileri zaten kapsam dışındaydı, üniversite öğrencileri de kapsam dışındaydı ama İstanbul Erkek Lisesi gibi, Balıkesir Lisesi gibi, Kayseri Lisesi gibi pek çok lisedeki öğrencilerin tamamı gönüllü olarak katıldılar. Hatta sadece erkek öğrenciler değil, kız öğrenciler erkek kıyafeti giyerek, kılık değiştirerek gizlice Çanakkale’ye gönüllü oldular. Hatta içlerinde rütbe alanlar var, onbaşı çavuş olanlar var. Bunların büyük çoğunluğu şehit oldu. İşte Asım’ın nesli bunlardı. Yani Namık Kemal diyor ya; ‘Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini, yok imiş kurtaracak bahtı kara maderini’ o zaman işte bulunur kurtaracak bahtı kara maderini diyen Asım’ın nesillerine ihtiyacımız var” açıklamasında bulundu.
Yapılan konuşmaların ardından Niyazi Mısri Sosyal Bilimler Lisesi öğrenci grubu tarafından İstiklal Marşının ilk kıtası oratoryo şeklinde seslendirildi.
Daha sonra Mehmet Akif Ersoy’un torunu Selma Argon Ersoy ‘Dedem Mehmet Akif’ konferansını verdi.
“DEDEM MEHMET AKİF”
Selma Argon Ersoy, 21 sene veteriner hekimlik, ziraat müfettişliği yapan Mehmet Akif'in yurdu karış karış gezdiğini belirterek, "Her yere gider ve halkı dinler. Halkın vicdanının sesidir. Çok zor bir dönemde doğmuştur zaten. Halkın ızdırabı, halkın çektikleri yüreğine yerleşmiştir. Onların sesi olur, bütün ileriki Milli Mücadele'de onları dinlemenin, onların ne halde olduğunu görmenin çok büyük faydalarını görmüştür. Çünkü insanları çok iyi dinleyip çok iyi tanımıştır." dedi.
Salonda kendisini dinleyen gençlere seslenen Ersoy, Mehmet Akif Ersoy'un bilinmeyen yönlerine değindi.
Ersoy, şöyle devam etti:
"Çatalca'da güreştiğini biliyor muydunuz? Osman pehlivandan güreş öğrenir. Ona okuma yazma öğretir. Boğazı yüzerek geçen iyi bir yüzücüdür. Çok titiz ve temiz bir insandır. Her yere yürüyerek gider. Sessizliği sever, sessiz yaşadı ama Allah ona öyle bir ses vermiş ki bakın bugün ölümünün 86. yılı daha kim bilir kaç seneler sesi gümbür gümbür gelecek, her zaman gelecek. Çünkü o daha o günlerden bugünleri ve binlerce sene sonrasını görür. Bize Safahat adı altında bir nasihat, bir belgesel bırakmıştır. Safahat, okullarda ders kitabı olmalıdır. Her bir şiiri çünkü yaşanmışlıktır. Hiçbir zaman oturup da ilham bekleyerek yazmamıştır. 'Hayalle yoktur benim işim / Ne gördüysem onu yazdım.' demiştir. Bir Bülbül şiiri niçin yazılmıştır? Bursa'nın işgali üzerine Bursa'dan gelen acı haberler sonucu Meclisimize siyah örtü örtülür. Oradaki Yunan komutan mezarlarımızı tekmeliyordur. Akif, hıçkırarak, ağlaya ağlaya Bülbül şiirini Bursa için yazar."
- "Asımlar her zaman çiğnetmedi namusunu, asla çiğnetmeyecek"
Safahat'ta Akif'in anlattığı "Asım" karakterine işaret eden Ersoy, şöyle konuştu:
"Görmek istediği, idealindekini temsil eden bir genç, oğul, bir evlat, bir simge, kız, erkek, herkes Asım'dır. 15 Temmuz'da da gösterdik. Asımlar her zaman çiğnetmedi namusunu, asla çiğnetmeyecek hiçbir zaman. Asımlar var olduğu sürece bayrağımız dalgalanacak. Asım kimdir? Vatanını seven ama okuyup ilim ve fen öğrenen, asla ve asla taklitçi olmayan, okuduğu ilmi ve fenni kendi manevi değerleri ile yoğurup kendinden sonra gelecek nesilleri yetiştirecek bir gençtir. Asla şiddete başvurmaz ama kendini yetiştirip, kendinden sonra gelecek nesilleri yüceltmek, o çocukları yetiştirmek için uğraşır. Bizler Asım olduk mu? Onu içimize dönüp kendimize sormamız lazım ama sizler olmalısınız gençler, mecbursunuz. Çünkü bu vatan bize emanettir ve şehitlerimizin emanetidir. Asla bir karış toprağını kimseye çiğnetmeyeceksiniz."
İstiklal Marşı'nın yazıldığı Kurtuluş Savaşı yıllarına dikkati çeken Ersoy, "(Gönderilen diğer şiirler arasında) Çok da güzel şiirler var, çoğunu okudum. Fakat biliyor musunuz? Çoğu da Anadolu ozanlarından gelmiş. İstanbul'da oturup Milli Mücadele'ye inanamayan, kazanacağımıza inanamayan büyük şairlerimizden bir çoğunun şiiri yoktur, hakikaten yoktur." diye konuştu.
Konuşmanın ardından Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Gürkan, Selma Argon Ersoy'a UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Malatya'daki Arslantepe Höyüğü'nün simgelerinden aslan heykelinin replikasını verdi.
Konferansın ardından Turgut Özal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Erdem’in moderatörlüğünü yaptığı “Asım’ın Neslinden Asım’a” paneli düzenlendi.
Bülten- AA