Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı ve Yetiştiriciliği Şube Müdürü Zeki Sadak, Türkiye’de hayvancılık ve buna bağlı olarak kırmızı et üretimindeki azalmanın en önemli nedeninin iklim koşulları olduğunu söyledi. Sadak, “Türkiye son 10 yılda ciddi manada kuraklık yaşıyor. 2002’de başlayan daha sonra 2010’lu yıllarda arka arkaya iki yıl devam eden kuraklık sonrasında damızlık hayvan sayısında ciddi manada kesim oldu. O damızlık vasıflı hayvanların kaybından sonra Türkiye besi materyali, yani damızlıktan üretilecek olan erkek materyali yetiştiremedi. Yetiştiremeyince kırmızı et üretimini yeterli miktarda yapamadı ve talebi karşılayamadı” dedi. Sadak, hükümetin başlattığı Milli Tarım Projesi ile küçük ve büyükbaş hayvanda özellikle etçi ırkların geliştirilmesine yönelik projelerle, ithalatı aşağıya çekip mümkün olduğunca sıfıra indirilmesi hedefleniyor” dedi.
Malatya Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği tarafından, küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi için Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) aracılığı ile verilen destekler ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının verdiği diğer teşviklerle ilgili bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı ve Yetiştiriciliği Şube Müdürü Zeki Sadak, TKDK Malatya İl Koordinatörü Murat Tunç, muhtar dernekleri başkanları ve yetiştiriciler katıldı.
Toplantı, Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği’nin küçükbaş havyan yetiştiriciliğinin geliştirilmesi için yaptığı faaliyetlere ilişkin sinevizyon gösterisi ile başladı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı İhsan Akın, tüketen değil üreten bir toplum olmak için hayvancılığın geliştirilmesinin önemli olduğunu söyledi. Akın, bunun için hükümetin önemli destekler verdiğini belirterek, yetiştiricilerin bundan yararlanması gerektiğini kaydetti.
Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı ve Yetiştiriciliği Şube Müdürü Zeki Sadak da, Türkiye’de her zaman bir kırmızı et açığı bulunduğunu belirterek, bunun da ithalat yoluyla kapatılma yoluna gidildiğini belirtti. Halen bu gün geldiğimiz noktada kırmızı eti kapatamadı. Aslında tek başına büyükbaşla kırmızı et açığını kapatmak önemli bir yol değil. O nedenle bizim Bakanlık olarak küçükbaş hayvancılığı, besi hayvancılığı yapmak suretiyle kırmızı et açığını küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması suretiyle bir yol izliyoruz” diye konuştu.
2016 yılında süt üreticiliğiyle ilgili yaklaşık 20 projeyi hayata geçirdiklerini, bu yıl da Malatya’da 30 besi projesini hayata geçirmeyi planladıklarını söyleyen TKDK İl Koordinatörü Murat Tunç ise, “Bu türden toplantıları daha sık yapmamız ve daha çok bir arada bulunmamız gerekiyor. Projelerin hayata geçirilmesi noktasında kapımız her zaman açık. Bu sene uygulayacağımız 30 projeden 3’ü küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ile ilgili” diye konuştu.
“Teşvikler var ama küçük üretici perişan”
Toplantıda, yetkililerin hayvancılığın geliştirilmesi için son derece önemli destek ve teşvik projelerinin hayata geçirildiği yönündeki açıklamaları, toplantıya katılan bazı muhtar ve yetiştiricileri tatmin etmedi. Toplantıya katılan bir yetiştirici “Destekler büyük üreticilere veriliyor. En basitinden bizim hayvanlarımızın otlaması gereken meralar hayvancılıkla ilgisi olmayan kişilere kiralanmış. Kiraladığı 40 dönümlük alana 5 tane ceviz ağacı dikmiş, hayvanlarımız bu meranın kenarından bile geçemiyor” dedi.
“Devletin bir tarım politikası yok”
Toplantıya katılan bir yetiştirici muhtar ise “Konya kadar büyüklüğündeki Hollanda’nın tarıma dayalı ihracatı 118 milyar dolar. Türkiye’nin tüm ihracatına eşit. Biz Türkiye olarak dünyada tarımda kendi kendine yeten 10 ülkeden biri iken bugün buğdayı, samanı ithal eden bir ülkeyiz. Et fiyatları ortada. Eskiden her evde 5 – 10 baş hayvan vardı ama şimdi küçük üretici yem girdileriyle baş edemediği için hayvancılıktan vazgeçmiş durumda. Teşvik, teşvik diyorsunuz ama bütün bu teşviklere rağmen neden bu haldeyiz” diye sordu.
Muhtarın sorusunu Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı ve Yetiştiriciliği Şube Müdürü Zeki Sadak yanıtladı. Sadak, Türkiye’deki hayvancılığın ve kırmızı et açığının temel nedenlerinden birinin kuraklık olduğunu söyledi. Hollanda’nın yaklaşık 8-9 ay kadar yağış alan bir ülke olduğu için hayvanların bu zaman diliminde merada beslendiğini, kış döneminde ise mera döneminde yetiştirilmiş otlarla beslendiği için neredeyse sıfır maliyetle hayvansal üretim yapıldığını kaydeden Sadak, şunları söyledi:
“Kıyaslama yaptığınız Avrupa ülkelerini ve Hollanda’yı görmüşüm. Şunu söyleyeyim: Bizim zaten son yıllarda oluşan handikapımız da şuradan geliyor. Oralardaki yağış sorunu Türkiye ile kıyaslanamayacak kadar az. Neredeyse yağış sorunu yok. Zaten uzun süren yağışlar nedeniyle hayvan orada 7-8 ay merada yaşar. Meradan sonra da içeriye, kış döneminde besiye alındığı zaman da o mera döneminde yetiştirilmiş otlarla beslenir. Kışın da o merada yetiştirilen otla beslendiği için sıfır maliyetle üretim gerçekleştirilir. Türkiye, özellikle son 10 yılda ciddi manada kuraklık yaşıyor. Buna bağlı olarak da bazı dönemlerde bazı yerlerde çok ciddi kuraklıklar yaşanıyor. O sebeple elimizde bulunan damızlık vasıflı hayvanlarımızı çiftçi elinden çıkarmak, kestirmek zorunda kalıyor. Türkiye 2002’de başlayan daha sonra 2010’lu yıllarda arka arkaya iki yıl çok önemli kuraklık geçirdi ve ciddi manada kesim oldu. Biz o yılları kurtaramadık. O damızlık vasıflı hayvanların kaybından sonra Türkiye hem besi materyali, yani damızlıktan üretilecek olan erkek materyali yetiştiremedi. Yetiştiremeyince kırmızı et üretimini yeterli miktarda yapamadı ve talebi karşılayamadı. Bu tür sebepler hayvancılıkla bir yıllık iki yıllık kayıp tekrar kolay kolay yerine konulamıyor. Bir yılda ciddi manada kaybedilen damızlığın yerine konulması için 5 yıl geçmesi gerekiyor. Bununla ilgili sıkıntılar yaşandı. Arka arkaya Türkiye bu tür sorunlar yaşayınca, damızlık hayvan eksikliği yaşadı. Bunu da ithalat yoluyla karşılama yoluna gitti çünkü acil durum oluştu. Et fiyatları arttı, artınca tüketici ucuz et yemek isteyince acil müdahaleler yapılmak zorunda kaldı bakanlık. Ama tabi bunlara uzun vadede çözüm üretilemedi. Üretilemeyince de Bakanlığımız son dönemlerde ithalatı devre dışı bırakacak milli tarım projesi üzerine çalıştı. Milli Tarım Projesini Başbakanlığımız açıkladı ve bizim bakanlığımız konu üzerinde çalışmaya başladı.”
“Bu projelerin sonuçlarını birkaç yıl içinde alırız”
Başlatılan destek ve hibe projelerden ancak birkaç yıl içinde sonra sonuç alınacağını belirten Sadak, “Malatya’da en az 500 baş düve üretim merkezi oluşturulacak şekilde yüzde 50 hibe verme pozisyonuna geldik. Bununla da damızlık düve ihtiyacımızı iç piyasadan karşılama yoluna gitmeye başladık. Onun için de ciddi destekler veriliyor. Arkasından küçükbaş ve büyükbaş hayvanlarda özellikle etçi ırklar üzerinde yeni projeler geliştiriliyor. Milli Tarım Projesi ile ithalatı aşağıya çekip mümkün olduğunca sıfıra indirmeye çalışacak bakanlığımız ve açığı kendi içinde kapatma yoluna gidecek bakanlığımız. Bu projelerin sonuçlarını da birkaç sene içinde göreceğiz” diye konuştu.
“Meralar usulsüzce kiralandı, kimisi fetoşçu çıktı”
Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı İhsan Akın ise soruya verdiği yanıtta, üreticilerin özellikle mera konusundaki şikayetlerine hak verdiğini söyledi. Meraların kiraya verildiği dönemde de bu işin yanlış olduğunu hep dile getirdiklerini vurgulayan Akın, “Bu tür projelerde birliklerin yapması gereken işler de var. Birliklere de büyük sorumluluklar düşüyor. Birlikler bu tür projelere dahil olmazsa özel sektör daha çok yararlanır. 2012 yılında yüzde 40 hibe ile destekleme çıktı. İlgisi alakası olmayan kesimler bu desteklemelerden yararlandı. Meralar usulsüzce kiralandı ve bir sürü sıkıntılar yaşandı. Çoğu zarar etti, kimisi bu iş sürdüremedi, kimisi fetoşçu çıktı. Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme kurumunun verdiği inşaat ve makine ekipman yatırılmalarına ilişkin verilen desteklemelerde küçükbaş hayvancılık işletmesi için 50 baş ve üzeri, büyükbaşta 10 baş ve üzeri destekleme kapsamına alındı. Bu da tabi küçük işletmeler veya aile işletmelerini olumlu etkileyecek” dedi.
Soru cevap bölümünden sonra yetiştiricilere teşvik ve desteklerle ilgili sunum yapıldı.
Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com