Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Bakanlar Kurulu sürerken gazetecilere açıklamalarda bulundu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
FETÖ konusundaki tavırlarının açık olduğunu tekrarlayan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye'nin 15 Temmuz'da büyük bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kaldığını anımsattı.
Türkiye'nin bugüne kadarki en büyük ihanetle karşı karşıya kaldığını anlatan Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu örgütün başındaki kişi Amerika'da, Pensilvanya eyaletinde mukim olan Feto'dur. Bu kişinin Türkiye'ye iade edilmesiyle ilgili Amerikan makamlarının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi için ilgili görüşmeler yapılıyor. Bu konudaki talepler gerçekleştiriliyor. Ama Amerika Birleşik Devletleri ile her alanda stratejik ortaklığı olan bir ülke olarak ve özellikle suçluların iadesi anlaşmasını yapmış olan bir ülke olarak da bu karar, Amerikan yargısı tarafından verilene kadar adı geçen kişinin Türkiye'ye iade edilmek üzere tutuklanmasını, bulunduğu yerde tutuklanmasını talep ediyoruz. Bu çerçevede son eylül ayının 10'unda gönderilen dosya, ilgili kişinin tutuklanmasıyla ilgili bir taleptir. Bu da bizim Amerika Birleşik Devletleri ile Suçluların İadesi Anlaşması'nın 10. Maddesi'nden kaynaklanan bir hakkımızdır. Bu başvurunun da en kısa zamanda karşılanacağını, bu başvuruyla ilgili olarak adımların da atılacağını ümit ediyoruz."
"Musul ve Rakka'nın başka terör örgütüne bırakılmasını asla kabul etmez"
Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütü hedeflerine yönelik devam eden Fırat Kalkanı Harekatı'na değinen Kurtulmuş, "Türkiye'nin başından itibaren söylediği bir başka husus daha var, Suriye, Suriye halkınındır. Arabıyla, Türkmeniyle, Kürdüyle diğer unsurlarıyla bütün Suriye halkları kendi şehirlerinin esas sahipleridir, terör örgütlerinden temizleme bahanesiyle bir başka terör örgütüne bu şehirlerin peşkeş çekilmesinin doğru olmadığını Türkiye defaatle dile getirmektedir." diye konuştu.
Olası Musul ve Rakka operasyonlarında yerel unsunların sahada olmasının gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları söyledi:
"O şehrin unsurlarından oluşan mukavemet birimlerinin sahada olması, uluslararası koalisyonun da bu mukavemete, yerli unsurlardan oluşan mukavemete destek vermesi meselenin aslıdır. Türkiye bu çerçevede Rakka ve Musul operasyonları ve diğer operasyonların yürütülmesini düşünür ve bu çerçevede de oradan DAEŞ çıkarılırken oraların başka bir terör örgütüne bırakılmasını da asla kabul etmez, buna müsamaha etmez.
Dolayısıyla PYD'nin Musul ve Rakka operasyonlarında esas unsurlardan birisi olarak görülmesi Türkiye tarafından kabul edilebilir bir husus değildir. Türkiye'nin bu operasyonların içinde yer almasının temel şartlarından birisi PYD/YPG unsurlarının bu operasyonlarda asla yer almamasıdır. Bu da ilgili muhataplarımıza defaatle bildirilmiştir. Suriye ve Irak'taki DAEŞ ile mücadele kapsamında ilgili gruplara, ittifak içinde olduğumuz unsurlara sürekli olarak hatırlattığımız bir husus ise Münbiç cebinin temizlenmesi, terör örgütlerinin tamamından temizlenmesidir. Bu çerçevede evet, önemli bir kısmı çekilmiştir ama hala o bölgede PYD/YPG unsurlarının bir kısmının var olduğunu biliyoruz ve özellikle ABD'den bu konuyla ilgili olarak verdikleri sözleri yerine getirmesini ve buradaki PYD/YPG unsurlarının Fırat'ın doğusuna çekilmesini sağlamasını bir kere daha talep ediyoruz."
9 Ekim'de mülakatla 20 bin öğretmen alınacak
Toplantıda, Milli Eğitim Bakanlığıyla ilgili de sunum yapıldığını bildiren Kurtulmuş, "Milli Eğitim Bakanlığımızın Ekim ayının 9'unda mülakatla 20 bin öğretmeni daha alacağını bir müjde olarak ifade etmek isterim." diye konuştu.
Söz konusu öğretmenlerin kalkınmada birinci derece öncelikli bölgelere atanacağını açıklayan Kurtulmuş, "Geçen sene Şubat'ta 30 bin öğretmen Milli Eğitim Bakanlığına alınmış ve onların bu geçiş süreçlerindeki eğitimleri tamamlanmıştır. 30 bin öğretmenimiz de bu ders yılı itibarıyla Milli Eğitim'in esas kadrosuna geçmiştir. Bu 20 bin kişiyle de 50 bin yeni öğretmenimizin Milli Eğitim Bakanlığı kadrosuna geçeceğini paylaşmak isterim." dedi.
Olağanüstü Hal uygulaması
Bakanlar Kurulu'nda devam eden Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasının da ele alındığını aktaran Kurtulmuş, şunları söyledi:
"21 Ağustos'ta yürürlüğe giren ve 19 Ekim'de sona erecek olan Olağanüstü Hal'in, 90 günlük Olağanüstü Hal'in, uzatılması ve 19 Ekim günü saat gece yarısı 01.00'den itibaren 90 gün süreyle Olağanüstü Hal'in yenilenmesi kararıdır. Bu yöndeki karar Milli Güvenlik Kurulu'nun geçen hafta çarşamba günü Beştepe'de yaptığı toplantıda alınan bir tavsiye kararıdır. Bakanlar Kurulu'muz da bugünkü 20. toplantısında o tavsiye kararına uyarak, Olağanüstü Hal'i bir kez daha uzatma, üç ay süreyle uzatma kararını almıştır. Hayırlı uğurlu olsun. Türkiye terör örgütlerinin tamamıyla, başta FETÖ, bu darbeci örgüt olmak üzere, kararlı bir şekilde mücadelesini sürdürecektir. Onun için ne gerekiyorsa, Türkiye'de, AB'nin tabirini kullanalım, devletin bu terör örgütlerinden arındırılması için ne gerekiyorsa bu adımlar atılacak ve Olağanüstü Hal'in vermiş olduğu hukuki imkanlarla da bu süreç inşallah en kısa zamanda başarıyla tamamlanacaktır."
"Çok sayıda şehir efsanesi üretildi"
Kurtulmuş, "İnternet sitelerine düşen bir haberde, 14 Temmuz'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in özel temsilcisinin bir sivil toplum kuruluşunun davetiyle Ankara'ya gelip, 15 milletvekili ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile görüştüğü, o görüşmelerde Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bir hareketlilik olduğu yönünde iddiaları yer aldı. Bu konuyla ilgili bizimle paylaşabilecekleriniz var mı? sorusuna karşılık, "15 Temmuz'dan sonra, sabık, başarısız darbe teşebbüsü öncesi ve sonrasıyla ilgili çok sayıda aslı esası olmayan şehir efsanesi üretildi. Herhalde bu söylediğiniz de onlardan birisidir." yanıtını verdi.
"İzin Alman yetkililerin Alman askerleri denetlemesiyle ilgili"
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Alman milletvekillerinin İncirlik Üssü'nü ziyaretleriyle ilgili bir soru üzerine İncirlik'in tamamıyla Türkiye'ye ait milli bir askeri üs olduğunu, buranın nasıl kullanılacağının Türkiye'nin emir komutasıyla belirlendiğini vurguladı.
Gerek NATO kapsamındaki anlaşmalar, gerekse ikili anlaşmalar çerçevesinde bazı ülkelerin buradaki üsten Türkiye'nin verdiği izin çerçevesinde yararlandığını anlatan Kurtulmuş, "İncirlik'te Alman askerleri var. Alman askerler de karşılıklı anlaşmalar ve NATO çerçevesinde burada bulunuyorlar. Türkiye'nin vermiş olduğu bu izin tamamen Alman yetkililerin Alman askerleri denetlemesiyle ilgili bir meseledir. Bunun üzerinden bazılarının yanlış kanaat ve yorumlarla kamuoyunu meşgul etmesini asla istemeyiz. Alman yetkililer gelip Türklerin yönetimindeki İncirlik Üssü'nü denetliyor değiller ya da Türklerin yetkisinde olan bu üsle ilgili bir rapor hazırlayacak değiller. Burada tamamıyla kendi askerlerini denetleme ve onlarla görüşme çerçevesinde aldıkları bir karardır. Türkiye'de ikili anlaşmalar gereği buna müsade etmişlerdir." diye konuştu.
Ankara, AA