Şırnak-Şenoba’da helikopter kazasında şehit olan 13 askerden birisi olan Malatyalı Şehit Yarbay Songül Yakut’un annesi Sebaha Yakut, kızının çok sıkıtılar çektiğini, ancak Balyoz kapsamında yaşadığı hiç bir sıkıntıyı kendisine anlatmadığını söyledi.
Acılı anne Sebaha Yakut, kızı şehit Yarbay Songül Yakut ile son telefon görüşmesini anlatarak, “Köyde birisi var. Kızıma onun ot biçme makinesini iste dedim, ‘Otu derdirek’ dedim ‘Tamam anne’ dedi. Sonra kızım yeniden aradı. ‘Değer mi anne, ben sana alırım’ dedi. ‘kaç lira olursa olsun, ben sana alırım’ dedi. ‘Resimlerini çekemde gönderem’ dedi. Ardından tekrar aradı, ‘Anne resimlerini gönderdim, Çin malı olmasın’ dedi. ‘Anne hayat çok kısa’ dedi bana. Anne orada ne duruyorsun’ dedi. Eve git’ dedi. (Köyden Malatya il merkezine gitmesini istemiş.) Ardından tekrar telefonum çaldı. Geri kapandı. Açtım ki Songül. ‘Kızım ne yapıyorsun’ dedim. ‘Anne benim işim şuanda acele, ben seni sonra ararım’ dedi. Aradığı da bu oldu, aramadığı da bu oldu. Telefon görüşmesinden sonra yattım, ancak bir türlü uykum gözüme girmedi.” İfadelerini kaydetti.
-Kızım zor işi severdi
Her bir cümle sonunda bir gözyaşı damlası döken anne Sebaha Yakut, “Kızımı herkes seviyordu. Zor işi çok seviyordu. Bütün arkadaşları geldi, hepsi masa başında. 3 tane jandarmalardı Türkiye’de Kendisi zora gitti, Beypazarı ilçe komutanı oldu. Türkiye’nin ilk bayan komutanıydı. Sıkıntı derken, ev konusunda ev bulamadı, lojmana gitmedi. Ev konusunda sıkıntı yaşadı. Küçük yaşta babayı kaybetti. Ondan sıkıntı çok yaşadı kızım.8-9 aydır Şırnak’taydı, gitti.” dedi.
-O yaşadıklarını en son annesi duydu…
Şehit Yarbay Songül Yakut’un FETÖ kumpası sonucu TSK’dan uzaklaştırılmasını ve vermiş olduğu hukuki mücadeleyi ailesinden gizlediği ve neredeyse hiç anlatmadığı, annesi Sebaha Yakut’un bile olayı şehit olduktan sonra öğrendiği ortaya çıktı. Anne Sebaha Yakut; kızının Balyoz olayında yaşadıkları ile ilgili olarak; “Onu bilmiyorum. Bana anlatmazdı. Ben çok nazlıydım yanında. Bana hiç bir şey anlatmazdı. Bana, ‘Kendine bak’ derdi. ‘Kendine bak, sen gidersen bende arkandan gelirim’ derdi. Ben üzülürüm diye mümkün mü bana bir şey anlata. Ben o kadar nazlıydım ki yanında.” dedi.
FETÖ’NÜN KUMPASI..
Bu arada, Habertürk Gazetesi’nde de, avukatı Yarbay Songül Yakut’a yönelik FETÖ kumpasını anlattı.
Gazetenin haberinde FETÖ kumpası ve Songül Yakut’un mücadelesi şöyle anlatıldı:
“..FETÖ KUMPASI İSİMSİZ MEKTUP VE SES KAYDI
2014’te Songül Yakut binbaşı rütbesiyle, Jandarma Genel Komutanlığı Karargâhı’nda, Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Şube Müdürü’ydü. FETÖ’nün devşiremediği ya da engel gördüğü subayları tasfiye ettiği dönemdi. Binbaşı Songül Yakut, 21 Kasım 2013’te acil olarak karargâha çağrıldı. Bir korgeneral, bir tümgeneral ve bir albayın olduğu odada Tümg. O.E., Songül Yakut’a içinde kendisi ile ilgili iddiaların bulunduğu Kasım 2013 tarihli bir mektubu okudu.
İSTİFA BASKISINA ‘İFTİRA’ DEYİP DİRENDİ
Mektup, FETÖ kumpaslarındaki yöntemle yazılmıştı. Altında isim, imza yoktu. Evli olan bir kişinin ağzından Songül Yakut aleyhine ağır iddialar içeriyordu. Mektubu okuyan general, Yakut’a “Artık bu meslekte geleceğin yok, istifa et. Etmezsen disiplin yoluyla meslekten atılırsın” dedi. Songül Yakut, özel hayatını hedef alan bu iddia ve iftiralara karşı “Bunlar iftira ve asılsız. Yalan. Mektubu gönderenlerin bulunup yargılanması gerekir” diye itiraz etti. Aldığı yanıt, “Sadece bu mektup değil, ekinde bir CD var. Telefon konuşmalarının olduğu bir ses kaydı var” oldu. Kurmay Başkan O.E., şöyle devam etti: “Bu belgeleri gönderenler yapılan işlemleri de takip eder. İstifa etmediğin takdirde bilgiler internete düşer ve rezil olursun!”
Ertesi gün Songül Yakut yine karargâha çağrıldı ve kendisine ait olduğu iddia edilen ses kaydını itirazlarına rağmen dinlemek zorunda kaldı. Ses kaydı açıldığında Yakut ısrarla dinlemek istemediğini, sesin kendine ait olmadığını söyleyerek ses kaydını kestirdi. Ardından da “CD’deki ses kaydının bana ait olduğuna nasıl karar verdiniz?” diye itirazlarını sürdürdü.
24 Kasım 2013’te Songül Yakut, avukatıyla Jandarma Personel Başkanlığı’na dilekçe verip CD’nin örneğinin incelenmek üzere kendisine verilmesini istedi. Talebi, “Çoğaltırsak CD bozulabilir” denilip reddedildi. 2 gün sonra “Hakkınızda idari tahkikat başladı” denilerek ifadeye çağrıldı. Avukatıyla karargâha giden Yakut disiplin soruşturması açılan evrakı istediğinde “Elden veremeyiz” yanıtını aldı ve kendisine savunma için 8 gün verildi. Yakut, ertesi gün, birliğindeki askeri personelin hakkındaki iftiralardan haberdar olduğunu öğrendi.
Psikolojik şiddete uğrayan Binbaşı Yakut, istifa etmek yerine Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurup isimsiz mektup ve CD’yi yaydığını düşündüğü Kurmay Başkanı Korgeneral O.E., Harekât Başkanı Tümgeneral A.Ç. ve Adli Müşavir M.E.T. hakkında 6 ay süreli “şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama ve küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmalarına yönelik tedbir” kararı aldırdı.
GENELKURMAY: İSİMSİZ MEKTUBU SORUŞTURUN
Yakut ve avukatı, “Yasadışı delil” dedikleri isimsiz mektup ve CD’yi adli makamlara göndermeyen askeri yetkililer aleyhine Genelkurmay Adli Müşavirliği’ne suç duyurusunda bulundu. Genelkurmay Askeri Savcılığı, itirazlar üzerine CD’nin ve mektubun yasadışı olduğunu belirterek, askeri savcılığa “soruşturma” emri verdi.
25 Aralık 2013’te disiplin kurulu toplandı. Ancak kurul kararı Yakut’a bildirilmedi. Binbaşı Yakut, kurul kararını maaşını çekmeye gittiğinde öğrendi. Maaşını bankamatikten çekmek istediğinde âşığı olduğu TSK ile ilişiğinin kesildiğini gördü.
Binbaşı Yakut, avukatı Ziya Kara ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne başvurup disiplin soruşturmasına aykırı 25 maddeyi sıraladı. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, baskılara rağmen Songül Yakut’un TSK’dan atılmasına neden olan mektup için “hukuka aykırı olduğuna, ses kaydının Songül Yakut’a ait olduğunu gösteren veri bulunmadığı” hükmüne vardı ve Yakut’un 2 yıl sonra görevine iadesine karar verdi.
‘KAZADAN 2 GÜN ÖNCE İTİBARINI İADE ETTİLER
’ Yakut’unz avukatı Ziya Kara, şunları söyledi: “Songül Hanım gerçekten mesleğine âşıktı. Onca iftira, kumpas ve çirkin iftiraya rağmen yılmadı. Sonuna kadar mücadele etti. Kazadan 2 gün önce mesaj atmıştı. Tayininin çıktığını söyledi. Çok sevinmişti. Helikopter düşmeden 2 gün önce ‘Harekât Şube Müdürü’ yapıldığını söyledi. Kendisine FETÖ’nün TSK’dan tasfiye edilmesinin, hak ettiği görevlere gelmesinin önünü açacağını söylemiştim. Bu tayin onun için bir nevi itibarının da iadesi olmuştu.”
Burhan KARADUMAN, Ferdi DURDU- Yeni Malatya Gazetesi, malatyahaber.com- Habertürk Gazetesi