Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin, Organize Sanayi Bölgesi (OSB)nin arıtma tesisinden çıkan ve yoğun miktarda ağır metal içerdiği için çevre ve insan sağlığını tehdit eden atık suyunun DSİ kanallarına verilmemesi için verdiği tedbir kararı ve mühürleme işlemine rağmen, mührü hiçe sayarak atık suyun Şahnahan Deresine verilmesine göz yumdukları iddiasıyla I. Ve II. Organize Sanayi Bölgesi Müdürlükleri hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
KANUNU HİÇE SAYDILAR
Geçtiğimiz yıl bir grup köylü vatandaş şikayeti üzerine Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunan ve Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açılan dava sonucunda OSBnin tahliye borusuna mühürleme kararı verilen davada köylülerin avukatı olan Fikret Bekiroğlu (küçük fotoğraftaki), mahkeme kararının hiçe sayıldığı gerekçesiyle Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu.
Konuya ilişkin haberler ve görüntülerin, I. Ve II. Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüklerinin halk sağlığını hiçe saydıklarının bir göstergesi olduğunu belirten Av. Fikret Bekiroğlu, "Mahkemenin vermiş olduğu ihtiyatı tedbir kararına uymayan 1. ve 2. Organize Sanayi Müdürlüğü yetkililerinin cezalandırılması istemiyle suç duyurusunda bulundum" dedi.
BU CESARET NERDEN?
Bütün mahkeme kararlarının yasama, yürütme ve tüm kurumlar için bağlayıcı olduğunu hatırlatan Bekiroğlu, şu açıklamayı yaptı:
Malatya Sulh Hukuk Mahkemesi, atık suların dereye akıtılmaması yönünde geçtiğimiz yıl bir tedbir kararı vermiştir. Bu dava, esastan devam etmektedir. Mahkeme kararı bilindiği gibi, yasama, yürütme ve tüm kurumları bağlar. Aynı zamanda şahısları da bağlar. Önemli olan husus, mahkemenin tedbir kararına rağmen, Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğünün neye dayanarak ve nerden cesaret alarak mührü yok saydıkları ve zehirli atıkları dereye akıttıkları hususudur. Öncelikle Türk Ceza Kanunu kapsamında mühür fekki suçu oluşmuştur. Bu suçun cezası kanunda bellidir.
İkincisi ise mahkemenin ihtiyati tedbir kararına uymama CMUK 113/a maddesinde suç olarak sayılmış ve konuda Asliye Ceza mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtmiştir. Bu bağlamda da suyun dereye akıtılması ve mahkemenin ihtiyati tedbir kararına uyulmaması suç teşkil etmektedir. Bu konularla ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığına müracaatımızı yaptık. Müracaatımızla ilgili, basında çıkan, suların dereye akıtılması ile ilgili resimler, gazete kupürleri ve diğer delilleri mahkemeye sunduk."
Bütün bunların çevre kirliliğinin önlenmesinde kalıcı çözümler olmadığını da vurgulayan Bekiroğlu, kalıcı çözümün, suyun arıtıldıktan sonra tahliye edilmesi olduğunu söyledi.