Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi tarafından düzenlenen Medine Dönemi Siyer Derslerinin 12.si gerçekleştirildi. Derste, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fethullah Zengin, “Senetu’l Vüfud (Heyetler Yılı)”nı anlattı.
Büyükşehir Belediyesi Sanat Galerisi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programa, Siyer Derslerinin müdavimleri katıldı. Senetu’l Vüfud konusunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Fethullah Zengin, Hz. Peygamber’le görüşmek için Medine’ye gelen heyetlerin çokluğundan dolayı hicretin 9’ncu (Miladi 630) yılına “Heyetler Yılı” denildiğini anımsattı.
Heyetlerin çeşitli amaçlarla Medine’ye geldiğini dile getiren Fethullah Zengin, Müslüman olsun olmasın bazı heyetlerin başarılarından dolayı Peygamberimizi tebrik etmeye geldiğini kaydederek “Bazı heyetlerin Medine’ye geliş amaçlarının bu olduğu rivayet edilir. Bazıları İslam’ı öğrenmeye geliyor. Bir çok kabile heyeti gelmişti. Bilindiği gibi daha önce Taif kuşatılmış, ancak fethedilememişti. Resulullah Medine’ye gelmişti. Erteyi yıl, yani Heyetler Yılında Taifteki kabile temsilcileri de gelip Müslüman olduklarını söylemişlerdi” dedi.
İbni Saad’ın 70’e yakın heyetin geldiğini söylediğini kaydeden Zengin, “Rivayetlerde en az 40 heyetten söz ediliyor. Kaynaklarda kabile adları kaydedilir. Heyetlerin bir kısmı aynı kabileden olduğundan dolayı isimleri tekrarlanmaz. Antlaşma maddeleri veya meydana gelen hadiseler tüm heyetlerde hemen hemen aynıdır. Mescid-i Nebevi’deki bir sütunun adı Ustuvanetu’l Vüfud’tur. Yani Heyetler Sütunu. Peygamber Efendimiz o heyetleri orada karşılarmış. Muhtemelen o zaman alan olarak en geniş bölgedir. O sütunun yanında Peygamber Efendimiz o heyetleri karşıladığı için bugün hala o sütunun üstünde bir kitabe vardır” bilgisini verdi.
Hz. Peygamber’in Bedevi Reisle diyaloğu
Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in gelen heyetlere nasıl davrandığı ile ilgili de bilgiler veren Zengin, şöyle konuştu:
“Resulullah’ın (s.a.v) ilkeleri vardı. Kendisinin imkanı varsa gelen heyetlerin ağırlanması ve konaklaması işini tamamen kendisi yürütüyordu, sahabeye göndermiyordu. Bununla birlikte Ensar’dan bir kişinin evi satın alınmış ve gelen misafirlerin ağırlanması için adeta bir devlet misafirhanesi haline getirilmişti. Orda misafirler ağırlanıyordu. Efendimiz, insanlara son derece hoşgörülü davranıyordu. Çünkü bu insanlar İslam’ı tanımıyorlardı. İlk kez Resulullah’la karşı karşıyalar. Onlardan bir Hz. Ebubekir, bir Hz. Osman, Hz. Ali ya da Ömer’in olgunluğunu beklemiyordu Resulullah.
Mesela, Beni Saad bin Bekir kabilesinin temsilcisi (kendisi bir Bedevi Reisi) geldiğinde, Peygamberimiz’e diyor ki;
‘Ey Muhammed, beni iyi dinle, çünkü söyleyeceklerim sert sözler olacak ve kalbini kırabilirim’. Resulullah diyor ki ‘tamam, istediğin her şeyi sor’.
Adam diyor ki; bizim hani Anadolu’da derler ya Allahına söyle hele, öyle diyor, ‘Allahın adına bir yemin et. Bu Namazı, Orucu, Zekatı Allah mı sana emretti sen mi uydurdun?’.
Peygamberimiz diyor ki; ‘Vallahi Allah bana emretti’.
Adam, aynı cümleyi hep tekrarladı, ‘Peki Allah adına bir yemin et, bu putların bir işe yaramadığını sen mi söyledin Allah mı söyledi?’.
Resulullah diyor ki; ‘Allah söyledi’.
Her birini tek tek sayıyor. Adam 6 ya da 7 soru soruyor. İşte, ‘Allah’tan başka ilah olmadığını Allah mı söylüyor sen mi uyduruyorsun?’ gibi… Böyle mi böyle böyle mi böyle… Resulullah, hepsini sabırla hoşgörüyle cevaplıyor. En sonunda adam diyor ki; ‘Vallahi beni ikna ettin. Bir Arap yalan söylemez’. Gerçekten de böyledir. O dönemde bir Arap yalan söylemez. ‘Beni ikna ettin’ diyor, ‘Ben senin bu dediklerini götüreceğim, kavmime söyleyeceğim, onlar da bana inanacaklar’. Adamın çift örgüsü varmış. Bugün biz erkekler öyle yapmıyoruz artık. Saçlarımızı örmüyoruz. Çift örgü hiç yapmıyoruz. Resulullah diyor ki ‘Bu çift örgülü adam, dediklerini yaparsa vallahi kurtulur’. Adam gidiyor Beni Saad bin Bekir kabilesine söylüyor. Belli ki bu söylediği şeylerin hepsini duymuş sağdan soldan ama gerçekten Muhammed mi söylüyor bunları yoksa sağdan soldan verilen bilgiler mi onu test ediyor. Resulullah da bunu hiç yadırgamıyor.”
Bülten