Zorlu bir hayat mücadelesinin içindeler. Çeşitli uğraşlarla geçimlerini sağlama çabası veriyor iken Ramazan ayında merkez PTT meydanında, gecenin ilerleyen saatlerinde açık havada odun kömüründe çay demleyip satma işine başladılar.
Ramazan ayının bereketiyle sahur vaktine kadar Malatya halkına, mavi renkli geleneksel çinko çaydanlıkta çay demleyen 4 kardeş, verdikleri hizmeti Ramazan ayının ardından 15 Temmuz gecesi yaşanan hain darbe girişiminden sonra da devam ettirerek, hem meydanlarda nöbet tuttular hem de demokrasi nöbeti tutan binlerce vatandaşa sabahın ilk ışıklarına kadar çay demlediler.
Vatandaşların bu hizmete yoğun ilgi göstermesiyle birlikte şimdilerde sabahın 4’üne kadar -6 derecede közde demlenmiş çay ile yine PTT meydanında hem hayatı hem insanı ısıtıyorlar.
Gece saat 23.00’de başlayacakları çay mesaisine hazırlanırken, hazırlıkları gözlemledik ve kendileri ile konuştuk.
Bu işe nasıl başladıklarını, 15 Temmuz darbe gecesinde neler yaşadıklarını, -6 derecede çay yapmanın zorlukları veya güzelliklerini bize kardeşlerden Mehmet isimli olanı şöyle anlattı:
“Biz, 4 kardeşiz ve hiç birimizin işi yoktu. İşsizlik nedeniyle ‘Nasıl bir iş yapabiliriz?’ arayışına girdik. Biz de hayatımızı kazanmak, ailemizi geçindirmek için bugüne kadar pek çok iş yaptık. Hep emeğimizle ve alın terimizle kazandık. Bu yıl Ramazan ayında özellikle sahur vaktinde, vatandaşlar peynir ekmeklerini alıp geliyor ve burada çayla sahur yapıyorlardı.
“Demokrasi nöbetinde vatandaşlarımıza hizmet ettik, bundan büyük mutluluk duyuyoruz”
Ama asıl hizmetimiz 15 Temmuz gecesinde yaşanan hain darbe girişiminden sonra başladı. Milletimize yapılan bu saldırının ardından demokrasi nöbetleri başladı. Cumhurbaşkanımızın talimatları gereği biz de bir yandan demokrasi nöbetimizi tutarken bir yandan da nöbet tutan vatandaşlarımıza hizmet ettik. Özellikle sabahın ilk saatlerine kadar verdiğimiz bu hizmet vatandaşlarımız tarafından takdir edildi. Bugün de yine buradayız ve bu soğuk gecede çaylarımızı demledik. Kaliteli, geleneksel yöntemlerle demlediğimiz çayın kalitesinden taviz vermeden hizmetimize devam ediyoruz.
“Gece 11’den sonra meydana geliyoruz, çay servisine başlıyoruz”
Biz bu meydana 23.00’den sonra geliyoruz. Öncesinde, ytong denilen ısı yalıtımında kullanılan bir malzemeden yaptırdığımız özel ocaklarımızın ateşini yakıyoruz, çay suyunu kaynatmaya başlıyoruz, demlenmeye hazır halde meydana geliyoruz. Gece 11’den sonra çayımız, közde ağır ağır demlenmeye başlıyor ve müşterilerimiz de gelmeye başlıyor. Ocaklarımız hem insanları ısıtıyor hem çayımızı demliyor. İsteyen müşterilerimiz kestanelerini getirip ocağın üstüne koyduğumuz aparatta pişirip çay eşliğinde yiyebiliyorlar. İsterlerse, kestanelerini biz de verebiliyoruz.
Artık kış aylarına girdik ve geceleri çok soğuk. Bazen eksi 6-8 arasında değişiyor hava durumu. Bu soğukta, açık havada çalışmak çok zor, ama insanların çayımızın kalitesini beğenmesi, içtikleri çayın içlerini ısıtması kadar gönüllerini ısıtması da işimizin zorluğunu bizim için mutluluğa çeviriyor. Bu yüzden işimizi severek ve güler yüzle yapıyoruz. Önemli olan alın teri ile helal kazanç ile geçimimizi sağlamış olmak. Allah’a şükürler olsun bunu da başarıyoruz. Zor ama bu işi yapmaya mecburuz, dört kardeşiz ve başka işimiz yok.
“Müşterimizin çayımızla ilgili güzel sözleri bize dondurucu soğuğu unutturuyor”
Müşterilerimiz hizmetimizden, çayımızın nefis görüntü ve kalitesinden çok memnun. Bu yüzden gece 11’de başladığımız çalışmamıza, sabaha doğru 03.00’e kadar devam ediyoruz. Belirli bir saatten sonra çok soğuk oluyor, ama olsun, müşterilerimizin memnuniyet belirten güzel sözleri tüm yorgunluğumuzu ve dondurucu soğuğu unutturuyor bize. Yaz aylarında ise, sabah 05.00’e kadar çay demleyip, servis ediyoruz.
Çaydanlıklarımızın nostaljik görüntüsü, eskilerdeki gibi çinko olması insanların ilgisini çekiyor. Ocakların yapısı da yine öyle. Buraya her kesimden insan geliyor. Üniversite öğrencileri, gençler, iş adamları. Hatta Fahri Kayahan’da oturanlar özellikle kalkıp geliyorlar, burada ocak başında çay içmek için. İşin daha güzel tarafı gençler bir araya gelip çok güzel mevzular konuşuyorlar. Memleket meselelerini konuşuyorlar, derslerini konuşuyorlar, fikir alış verişinde bulunuyorlar.
“Çevre temizliğine çok önem veriyoruz”
Çevre temizliğine, hijyene çok önem veriyoruz. Her şeyin başı temiz hizmet. Sabaha doğru işimiz bittiğinde çevreyi tertemiz yapıp öyle gidiyoruz. Belediyenin temizlik çalışanları da bize yardımcı oluyor ama bizden kaynaklı tek bir çöp parçasını bile yerde bırakmayacak şekilde temizlik yapıyoruz.
Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com