"Ateş parçası" veya "kor halindeki ateş" anlamına gelen ve ısınmayı ifade eden cemrenin sonuncusu pazartesi toprağa düşecek
Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Halk Bilimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz, Arapça’da kor halindeki ateş anlamına gelen cemrenin, tabiatın gözlenmesi ve deneyimlerin paylaşılmasına dayanan bir halk takvimi bilgisi olduğunu söyledi.
Oğuz, 21 Mart’taki nevruz ile 6 Mayıs’taki hıdrellezin, baharın gelişini anlattığını belirterek, aynı zamanda bu tarihlerin halk takvimi için yılbaşı olduğunu yani yeni yılın bu tarihte başladığını dile getirdi.
Baharın veya yeni yılın gelişine doğru tabiatta görülen kimi olayların, sözlü kültür ortamında ya mitoloji ya takvim bilgisi ya da atasözü olarak gelecek kuşaklara aktarıldıklarına dikkati çeken Oğuz, cemrelerin, bahara geçişte ortaya çıkan iklim değişikliklerine yönelik gözlemlerin inançlarla, mitolojilerle ve çevre kültürlerle karışmış şekli olduğunu anlattı.
CEMRELERİN SIRASI
Oğuz, cemrelerin 20 Şubat’ta havaya, 27 Şubat’ta suya ve 6 Mart’ta da toprağa düştüğünü bildirdi.
Bu yıl, şubat ayı 29 çektiği için son cemrenin toprağa 5 Mart’ta düşeceğini dile getiren Oğuz, halk inanışına göre cemre havaya düşünce bütün kışı ve karı yere indireceğine, suya düşünce buzları eriteceğine ve toprağa düşünce de yeri ısıtacağına,kardelen, çiğdem ve öksüzoğlan çiçeklerinin topraktan çıkmasını sağlayacağına inanıldığını kaydetti.
Prof. Dr. Oğuz, mart ayında baharın başladığına dair bugünkü takvim bilgileriyle de cemrelere dayalı halk takviminin örtüştüğünü sözlerine ekledi.
UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.