SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Göçmen Savunması..

0
Güncellendi - 2021-10-11 21:15:33
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Göçmen Savunması..
A- A+ PAYLAŞ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'den Türkiye'ye yönelik terör saldırılarının kaynağı mahiyetindeki kimi yerler konusunda artık tahammül kalmadığını belirterek, "Buralardan kaynaklanan tehditleri, ya oralarda etkin olan güçlerle birlikte ya da kendi imkanlarımızla bertaraf etmekte kararlıyız." dedi. Erdoğan, Suriyeli göçmenlerle ilgili olarak da, "Türkiye'deki 3,6 milyon Suriyeliyi ve toplamda 5 milyonu bulan yabancı uyruklu sığınmacı varlığını yük olarak görenler meseleye bir de bu açıdan bakmalıdır. Ülkemize karşı yükselen kin, nefret, düşmanlık dalgalarının çoğu defa biz farkında bile olmadan kırılmasında dua ve şükran ifadeleriyle zenginleşen bu tablonun çok önemli rolü olduğuna inanıyorum" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, toplantıda, sağlıktan eğitime, güvenlikten turizme ve sosyal yardımlara kadar ülkeyi ve milleti yakından ilgilendiren pek çok hususla ilgili değerlendirmeler yaptıklarını belirtti.

Fırat Kalkanı Harekat Bölgesi'nde PKK/YPG terör örgütü mensuplarının hain saldırısında şehit düşen polis memurları ile Afyonkarahisar'daki trafik kazasında hayatlarını kaybeden öğrencilere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suriye'den ülkemize yönelik terör saldırılarının kaynağı mahiyetindeki kimi yerler konusunda artık tahammülümüz kalmamıştır. Buralardan kaynaklanan tehditleri ya oralarda etkin olan güçlerle birlikte ya da kendi imkanlarımızla bertaraf etmekte kararlıyız. Polislerimize yönelik son saldırı ve topraklarımızı hedef alan tacizler artık bardağı taşırmıştır. En kısa sürede bu sorunların çözümü için gereken adımları atacağız."

Erdoğan, hayatını kaybeden AK Parti İstanbul Milletvekili, dava ve yol arkadaşı İsmet Uçma'ya Allah'tan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dileyerek, yarın mezunu olduğu Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camisi'nden öğle namazını müteakip dar-ı bekaya uğurlayacaklarını söyledi.

Kabine toplantısında sağlık alanında Kovid-19 salgınındaki gelişmeleri, hasta ve vefat sayılarından aşıdaki son duruma kadar tüm boyutlarıyla ele aldıklarını anlatan Erdoğan, Türkiye'nin bu küresel tehdide karşı en başından bu yana gerek sağlık altyapısındaki gücüyle gerek üretim ve tedarik süreçlerini devam ettirmesiyle dünyada kriz yönetimini en iyi sergileyen ülkelerin başında geldiğini aktardı.

Erdoğan, salgın döneminde üretim ve ekonomide "kontak kapatan" ülkelerin şimdi yeniden çarkları döndürmekte, sistemi işletmekte ne kadar zorlandıklarını herkesin gördüğünü belirterek şunları söyledi:

"Biz salgınla mücadelemizi üretimin ve istihdamın kesintisiz sürmesini sağlayacak bir anlayışla yürütürken, maruz kaldığımız ithamları unutmadık. Gereken her türlü tedbiri almak, hizmeti sağlamak, desteği vermek suretiyle hayata geçirdiğimiz bu stratejinin ne kadar doğru olduğunu dünyada yaşanan gelişmeler bir kez daha teyit ediyor. Gelişmiş ülkelerin çoğundaki sorunun mal veya ürün eksikliğinden ziyade, yönetim zafiyetinden kaynaklandığı görülüyor. Biz tıpkı şehir hastanelerini inşa ederek sağlık krizine güçlü bir altyapı ile girdiğimiz gibi, 2018 yılında yönetim sistemimizi değiştirerek bugünlere kendimize hazırladık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği hızlı karar alma ve etkin uygulama kabiliyeti sayesinde ortaya çıkan bu başarıda emeği olan herkese, tüm bakanlıklarımıza kurumlarımıza personelimize teşekkür ediyorum. Tabii en büyük şükranı bu süreçte sabırla ve inançla hep bizim yanımızda yer alan milletimize sunuyoruz."

Öğretmenlere ve personele yönelik hızlı antijen kiti üretim aşamasında

Erdoğan, diğer ülkelerin sağlık sorunları yanında ciddi sosyal çalkantılarla sarsıldığı dönemde milletle tam bir dayanışma içinde yollarına devam ettiklerini dile getirdi.

Üretim ve istihdam sektörlerinin yanı sıra tüm kademeleriyle eğitimde de normalleşme adımlarını attıklarını, üstesinden gelemeyecekleri hiçbir sıkıntıyla karşılaşmadıklarını söyleyen Erdoğan, "Bu çerçevede, Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki Teknik Eğitim Ar-Ge merkezinde öğretmenlerimize ve personele yönelik olarak geliştirilen Kovid-19 hızlı antijen test kiti üretim aşamasına geldi. 3 Aralık Dünya Engelliler gününde 750 engelli öğretmenimizin atamasının yapılacağını da bu vesileyle duyurmak istiyorum." diye konuştu.

Erdoğan, henüz salgının tümüyle sona ermediğini, tehdit ve tehlikenin ortadan kalkmadığını aktardı.

Salgın tedbirlerine riayet etmeyi bir müddet daha sürdürmeleri gerektiğini, özellikle aşılamada hedefledikleri seviyelere bir an önce ulaşmak istediklerini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bunun için vatandaşlarımızı, aşılarını bir an önce olmaya veya tamamlamaya davet ediyoruz. Bilhassa üniversite öğrencilerimizden yükseköğretim kurumlarındaki sosyal alanların kullanımında ve toplu taşımada tedbirlere azami dikkat etmelerini bekliyoruz. Biz kendi meselemizi çözsek bile dünya bu virüsten tamamen temizlenmeden 'iş bitti' diyemeyiz. Sizlerin de yakından takip ettiği gibi sürekli yeni varyantlarla yeni dalgalara yol açan salgına karşı hep tetikte olacağız. Sağlık sistemini ayakta tutma yanında tüm boyutlarıyla ekonomide, eğitimde, sosyal hayatta geldiğimiz olumlu seviyeyi korumak ve daha ileriye taşımak için buna mecburuz. Kontrolü asla elden kaçırmadan hem vatandaşlarımızın sağlığını koruyacak hem de günlük hayatın kendi mecrasında akmasını temin edecek tedbirleri uygulayacağız. Eskilerin 'korkulu rüya görmektense uyanık kalmak evladır' sözünde işaret ettikleri gibi ihtiyatlı şekilde yolumuza devam edeceğiz."

Erdoğan, dünyada enerji başta olmak üzere emtia ve gıda fiyatlarında fahiş artışların yaşandığı bir dönemde çoğu ülkenin pahalılık yanında ciddi bir mal ve ürün kıtlığıyla karşı karşıya olduğunu söyledi.

Türkiye'nin ise vaktinde aldığı tedbirler ve güçlü altyapısı sayesinde bu sıkıntılara sınırlı bir şekilde maruz kaldığını söyleyen Erdoğan, "Fiyatlaması küresel düzeyde yapılan ürünlerdeki fahiş artışları içeriye sınırlı bir düzeyde yansıtarak vatandaşlarımızın yanında olduğumuzu gösteriyoruz. Buna rağmen fiyat artışlarından dolayı sıkıntıya düşen çalışanlarımızı ve üreticilerimizi korumak için de her türlü tedbiri alıyoruz." diye konuştu.

Kamu işçi ve memur sözleşmelerinde yaptıkları yüksek artışların bu anlayışın bir yansıması olduğuna işaret eden Erdoğan, "Artık daha çok üreten, daha çok ihraç eden, daha çok kazanan özel sektörümüzün de kendi çalışanlarını aynı şekilde koruyacak, kollayacak bir anlayışı ortaya koyacağına inanıyorum. Aynı şekilde yaşanan istisnai durumu yüksek kar hırsıyla yaptıkları fahiş fiyat artışlarının bahanesi haline getirerek milletimizin mağduriyetine yol açan fırsatçıları da yakından takip ediyoruz." ifadelerini kullandı.

"Potansiyelimizin ve gücümüzün farkındayız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her zaman olduğu gibi önceliklerinin milleti huzuru, güvenliği, refahı ve geleceği olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti:

"Ekonomide büyümeden ihracata, istihdamdan cari fazlaya kadar aldığımız her yeni güzel haber geleceğimize daha umutla bakmamızı sağlıyor. İşte bu sabah açıklanan ağustos ayı cari işlemler hesabında 528 milyon dolar fazla verdiğimiz görünüyor. Yine bugün açıklanan ağustos ayı işsizlik rakamlarının işgücüne katılım oranı sürekli arttığı halde istihdamdaki ciddi yükseliş sayesinde yatay bir seyir izlediği müşahede ediliyor. Birileri Türkiye'ye siyasi konularda yapamadıkları diz çöktürme işini ekonomide gerçekleştirmek için var güçleriyle saldırıyor olsa da biz kendi potansiyelimizin ve gücümüzün farkındayız. İnşallah ülkemizi yatırım, üretim, ihracat, istihdam temelleri üzerinde cari dengemizi 'fazla' yönünde sürekli geliştirerek büyütmeyi sürdüreceğiz."

Tüm strateji ve imkanlarını bu doğrultuda seferber ettiklerini ve adım adım neticesini almaya da başladıklarını söyleyen Erdoğan, bundan sonra Türkiye'nin ekonomik olarak her geçen gün çok daha güçleneceğini dile getirdi.

Kovid-19 salgınının dünyadaki adaletsizlikleri, haksızlıkları, bencillikleri ve bunları örtmek için yapılan güç gösterilerinin gerisindeki zayıf siyasi, sosyal yapıları da gün yüzüne çıkardığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Küçük bir kesimin güvenliği ve refahı için asırlardır sömürülen, bölünen, parçalanan, birbirine kırdırılan vicdan ve ahlak dışı her türlü muameleye maruz bırakılan insanlığın kalanı artık bu çarpık sisteme itiraz ediyor. Birleşmiş Milletlerde dile getirdiğimiz 'Dünya beşten büyüktür' sözünü daha adil bir dünyanın mümkün olduğu teziyle genişleterek insanlığın bu ortak duygularına tercüman oluyoruz. İşte bu anlayışla Türkiye olarak Balkanlardan Kafkaslara, Afrika'dan Güney Asya'ya kadar geniş bir coğrafyada hep mazlumun, mağdurun, hakkın ve hakikatin yanında yer alıyoruz. Hiç şüphesiz bu onurlu ve ilkeli tavrın bir bedeli var. Milletimizle birlikte gerektiğinde bu bedeli ödemekten de kaçmadık, kaçmayız. Ama aynı zamanda bugün Türkiye'nin bölgesel ve küresel bir güç olarak yükselen yıldızının gerisindeki en önemli unsurlardan biri de bu haysiyetli duruşunun sonucu olan etki halkasıdır."

"Kimse bu vatanı elimizden alamaz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın her yerinde insanların kendilerine sevgi ve umutla bakan gözlerinde bu güzel iklimin tezahürleriyle karşılaştıklarını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"Türkiye'deki 3,6 milyon Suriyeliyi ve toplamda 5 milyonu bulan yabancı uyruklu sığınmacı varlığını yük olarak görenler meseleye bir de bu açıdan bakmalıdır. Ülkemize karşı yükselen kin, nefret, düşmanlık dalgalarının çoğu defa biz farkında bile olmadan kırılmasında dua ve şükran ifadeleriyle zenginleşen bu tablonun çok önemli rolü olduğuna inanıyorum. Bin yıldır vatanımız olarak bu coğrafyadaki varlığımız devam ettikçe kimi çevrelerin bize olan husumetlerinin bitmeyeceği açıktır. Ama her kökenden her renkten her inançtan her meşrepten 100 milyonlarca insanın desteği ve duası arkamızda olduğu, milletimizin yüreğindeki istiklal ve istikbal aşkı bitmediği müddetçe Allah'ın izniyle kimse bu vatanı elimizden alamaz."

Sadece bu gönül bağına güvenerek hareket etmediklerini, her alanda Türkiye'yi kalkındıracak, geliştirecek, güçlendirecek politikalarla, yatırım, eser ve hizmetlerle hedefe doğru kararlı bir şekilde yürüdüklerini vurgulayan Erdoğan, "Türkiye'nin, Cumhuriyet dönemindeki en iddialı demokrasi ve kalkınma projesinin 2023 vizyonumuz olduğuna inanıyorum. Artık hedeflerinin çoğuna ulaştığımız ve menziline de yaklaştığımız 2023 vizyonumuzu yeni ve daha büyük adımlarla tahkim ettiğimiz bir döneme girdik. Özellikle 2053 vizyonumuz ve bu adımların en yakın, en önemli projesi her ne kadar uzak bir tarih gibi görülse de devlet ve millet hayatı bakımından önümüzdeki 30 yıllık sürenin kısa bir dönemi ifade ettiğini biliyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yandan 2023 projelerinin eksiklerini tamamlarken diğer yandan da gençlere emanet edecekleri 2053 vizyonu için somut hedefleri de yavaş yavaş oluşturmaya başladıklarına işaret ederek, bunlardan ilkinin bir süre önce ilan ettiklerin Yeşil Kalkınma Devrimi olduğunu hatırlattı.

Sanayi devrimiyle başlayan, bilgi ve teknoloji devrimiyle zirveye ulaşan dönemde bugün "gelişmiş" diye tabir edilen ülkelerin insanlığın ortak mirası olan çevreyi ve tabii kaynaklar hoyratça tükettiğini aktaran Erdoğan, "Dünya bugün insanlık tarihindeki büyük kırılmaların en önemli sebepleri arasında yer alan ve öncekilerden farklı olarak bu defa kendi eliyle başlattığı yeni bir iklim değişikliği gerçeğiyle karşı karşıyadır. Salgın döneminde üretimde ve insan hareketliliğinde yaşanan kısmi yavaşlamanın bile dünyamızı tabiat dengeleri açısından ne kadar rahatlattığını uzaydan çekilen çekimler gösteriyor. Ama maalesef bu geçici duraklama iklim değişikliği sorununa çözüm olmaktan çok uzaktır." şeklinde konuştu.

Ankara, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız