-"1000 TL’ye mal olan bir ameliyat için SGK’nın bize ödediği rakam 200-300 liralarda kalıyor. Gerek ameliyatlarda gerekse diğer tedavilerde herhangi bir aksaklık yok. Ufak tefek sıkıntıları da istisna kabul ediyorum. Ya hastayı tedavi etmeyeceğiz ya da zarar edeceğiz."
-"Şu anda hastanemizde 23 yoğun bakım yatağı, 36 servis yatağı tüm teçhizatları olmasına rağmen personel eksikliğinden dolayı açılmamıştır."
-"Tıbbı sarf giderimiz ve bazı kalemler neredeyse 3 kat artmış durumda. Kalp pili mesela, devlet 1500 TL ödüyor bunun maliyeti 6 bin TL. Bunu almak zorundayız. Hayati meseleler."
Türkiye genelinde birçok üniversite hastanesi ciddi miktarda borcu bulunurken, yakın bir tarihe kadar birçok tıp fakültesine göre daha iyi durumda bulunan İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’nde de mali zorluklar baş göstermeye başladı.
Üniversite hastanelerine gelen hastaların büyük çoğunluğu tıbben ciddi müdahale gerektiren zor vakalar olduğu için hastaların hastaneye maliyeti, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından hastaneye ödenen ücrettin çok çok üstüne çıkıyor. Ameliyat ve diğer tedavi masrafları her geçen gün artarken, Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT) belirlenen fiyatlar uzun yıllardır aynı kaldığı için geliri de sabit kalan üniversite hastaneleri giderek artan mali dar boğazın içinde kalıyor.
Karaciğer Nakli ile dünyada adından söz ettiren, ince bağırsak, böbrek, kornea, kemik iliği ve kök hücre naklinin yanı sıra son olarak yaptığı pankreas nakli ile adeta Türkiye’de organ nakli merkezi haline gelen Turgut Özal Tıp Merkezi, mali zorluklarla baş etmeye çalışırken, temel sağlık hizmetleri ve önemli cerrahi ameliyatları aksatmamaya çalışıyor.
Önceki gün basın mensuplarıyla iftarda bir araya gelen Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Prof. Dr. Ali Beytur, hastanedeki çalışmalar hakkında bilgiler verdi.
Hastanede yapılan ayakta tedavi, ameliyatlar ve organ nakline ilişkin istatistiki bilgiler aktaran Beytur, yaşadıkları mali zorluklara ilişkin de açıklamalarda bulundu.
“Zarar etsek de sağlık hizmetlerini aksatmayacağız”
2018 yılında 700 bin hastaya ayakta tedavi hizmeti verdiklerini söyleyen Prof. Dr. Ali Beytur, “Özellikle ameliyatların neredeyse hepsi zararına yapılmakta. Hastanemizin tedavi ettiği hastalardan SGK bize ödeme yapar. Biz de bu ödemeyle malzeme ve ilaç alıp tedavi uygularız. Örneğin 1000 TL’ye mal olan bir ameliyat için SGK’nın bize ödediği rakam 200-300 liralarda kalıyor. SUT dediğimiz (Sağlık Uygulama Tebliği) fiyatlar yıllardır artmıyor. Yani siz hastayı yatırdığımız anda eksiye düşüyoruz. Ama bütün bunlar hizmete yansımış durumda değil. Gerek ameliyatlarda gerekse diğer tedavilerde herhangi bir aksaklık yok. Ufak tefek sıkıntıları da istisna kabul ediyorum. Ya hastayı tedavi etmeyeceğiz ya da zarar edeceğiz. Tabi ki doğal olarak zarar da etsek hastanın tedavisini mutlaka yapmayı seçmiş durumdayız. Prensibimiz bu. Bu şekilde devam edecek” dedi.
“Geçen yıla göre 160 personel daha eksik çalışıyoruz”
Geçen yıl taşeron işçilerin kadroya alınması kapsamında birçok personelin emekli olduğunu, kadrolu personelin de tayin veya başka gerekçelerle ayrıldığını söyleyen Başhekim Beytur, “2 Nisan 2018 de taşerondan 4 B’ye geçiş sırasında günü dolan bazı arkadaşlarımız emekli oldu, ardından hizmet gününü tamamlayan da zorunlu emekliliğe sevk edildi. 112 personelimiz bu şekilde eksildi. Ayrıca 48 kadrolu personelimiz de gerek tayin gerek emeklilik sebebiyle ayrılmış durumda. Yani geçen yıla göre 160 kişi eksik çalışmaktayız. Hizmette bahsettiğimiz gibi gerek poliklinik gerekse ameliyat sayılarında artış var, ama personelde azalış var. Bunu fedakarlıkla sürdürmeye çalışıyoruz. Nereye kadar gidecek bilemiyoruz. Şu anda hastanemizde 23 yoğun bakım yatağı, 36 servis yatağı tüm teçhizatları olmasına rağmen personel eksikliğinden dolayı açılmamıştır. En kısa sürede personel takviyesi yapılması gerektiğini ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
Hastane döner sermayesinden maaşları ödenen yaklaşık 450 personel bulunduğunu ve bunun da hastanenin mali tablosu için ciddi bir yük oluşturduğunu kaydeden Beytur, bu maaşların genel bütçeden ödenmesi durumda hastanenin bir nebze de olsa rahatlayacağını belirterek şunları söyledi:
“Bu şekilde yürümez”
“Tabi hastane 23 yıllık bir hastane. Ekipmanları zaman zaman değiştirmek zorunda kalıyoruz. Bunlar da maliyet gerektiriyor. Bunun dışında tıbbı sarf giderimiz ve bazı kalemler neredeyse 3 kat artmış durumda. Kalp pili mesela, devlet 1500 TL ödüyor bunun maliyeti 6 bin TL. Bunu almak zorundayız. Hayati meseleler. Kalp kapakçıkları, kalp cerrahisindeki büyük ameliyatların gerektirdiği bütün malzemelerin hiç birinde eksiklik yok. Zarar da etsek alıyoruz. Personel giderimiz, 450 personelin maaşı genel bütçeden değil döner sermayeden ödeniyor. SGK’dan bize gelen paradan ödeniyor. Son artış, sendikal ödemeler, ikramiyeler bunların hepsi döner sermayeden ödeniyor. Bunlar genel bütçeden ödenirse hastaneye bir nebze faydası olur. Son olarak elektrik ve doğalgaz giderimiz yüzde yüz artmış durumda. Hastane 150 bin metrekare alan ve tamamen kapalı sistem klima ile çalışmakta ve elektrik sarfiyatı diğer hastanelere göre daha fazla.
Ağustos 2018’den başından bu yana başhekimlik görevini yürütüyorum. Son üç yılda fuzuli bir kuruş bile harcamamaya gayret ettik. Bundan emin olabilirsiniz. Ama sağlık hizmetlerini aksatmak gibi bir durum da söz konusu olamaz. Fakat bu şekilde de olmuyor.”
Onkoloji hastanesindeki son durum
Prof. Dr. Ali Beytur, yapımı devam eden onkoloji hastanesi ile ilgili olarak da, "İnşaatın 2019 yılının Temmuz ayında bitirilmesi planlanıyordu. Ancak geçtiğimiz yıl döviz kurundaki artış nedeniyle inşaatın yapımını üstlenen firma sözleşmeyi tek taraflı feshetmek etmek istedi. Biz itiraz ettik ve süre uzatma önerdik. Durum şu anda Maliye Bakanlığı'nın bilgisinde oradan gelecek neticeye göre hareket edilecek. Bu yılın sonuna doğru tamamlanabilir" dedi.
“Suriyeli hastalar için 23 milyon TL alacağımız var”
Tedavi hizmetlerin sadece Türk vatandaşlarına değil Suriyeli vatandaşlara da verildiğini hatırlatan Beytur, Turgut Özal Tıp Merkezi’nin Suriyeli vatandaşlara verdiği sağlık hizmetleri nedeniyle yaklaşık 23 milyon TL alacağının bulunduğunu ifade etti. Bu hastaların ağırlıklı olarak yanık ve nakil hastaları olduğun belirten Ali Beytur, “Bu alacak ile ilgili Ocak ayından bu yana bir kuruş dahi gelmiş değil. Milletvekillerimiz konuyu mecliste dile getirdi. Bir miktar ödeme geldi, biraz nefes aldık ama borç tekrardan artıyor” dedi.
TÖTM’de geçen yıl 13 bin hastanın ameliyatını gerçekleştirdiklerini aktaran Beytur, "Geçen yıl 700 bin hastaya ayakta, 63 bin hastaya yataklı tedavi hizmeti verdik. Bu yılın ilk dört ayında da 90 hastaya karaciğer, 14 hastaya böbrek, 61 hastaya kök hücre ve kemik iliği nakli yaptık. Hastanemizde özellikli nakiller yapılıyor. Yine bu yılın ilk 4 ayında 125 yabancı hasta yurt dışından tedavi olmak için hastanemize geldi” açıklamasını yaptı.
Turgut Özal Tıp Merkezi’nin tedavi ettiği Suriyeli hastalar için faturalandırdığı yaklaşık 23 milyon TL tutarındaki alacak ise şöyle:
Malatya Kamu Hastaneleri Birliği: 15.703.688.94
Hatay Kamu Hastaneleri Birliği: 2.323.886.88
Şanlıurfa Kamu Hastaneleri Birliği: 1,289.152.15
Gaziantep Kamu Hastaneleri Birliği: 771.897.02
Kilis Kamu Hastaneleri Birliği: 736.022.73
Adıyaman Kamu Hastaneleri Birliği: 510.389.80
Kahramanmaraş Kamu Hastaneleri Birliği: 482.140.89
Mardin Kamu Hastaneleri Birliği: 227.067.55
Şırnak Kamu Hastaneleri Birliği: 221.561.50
Elazığ Kamu Hastaneleri Birliği: 184.300.91
Batman Kamu Hastaneleri Birliği: 134.555.24
Adana Kamu Hastaneleri Birliği: 117.624.74
Diyarbakır Kamu Hastaneleri Birliği: 89.955.24
Mersin Kamu Hastaneleri Birliği: 77.779.23
İstanbul Kamu Hastaneleri Birliği: 13.395.99
Bingöl Kamu Hastaneleri Birliği: 11.637.05
Konya Kamu Hastaneleri Birliği: 5.037.20
Muğla Kamu Hastaneleri Birliği: 3.736.67
Niğde Kamu Hastaneleri Birliği: 2.334.67
Osmaniye Kamu Hastaneleri Birliği: 2.044.92
Van Kamu Hastaneleri Birliği: 1.958.07
Muş Kamu Hastaneleri Birliği: 1.557.89
Genel toplam: 22.901.725. 43
Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com