Malatya Turgut Özal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Gündüz, tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin hayati öneminin Covid-19 sürecinde çok daha etkili biçimde anlaşıldığına dikkat çekerek, tüm sektörler faaliyetini durdursa bile tarım sektörünün faaliyetine devam etmek zorunda olduğunu, bu nedenle önemli riskler üstlenen çiftçiyi ve hayvan yetiştiricilerini motive edecek teşviklerin hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Orhan Gündüz, başta ABD ve Rusya olmak üzere birçok ülkenin uyguladığı dış dünyaya açık tarım politikalarının, yeni dönemde ülke içine dönük tarım politikalarına evrilebileceğini belirterek: “Yeni süreçler, yeni kavramlarla anlatılıyor. Dünya, bu süreçte, ilk olarak Fransa’da kullanılmaya başlanan ‘Tarımsal Vatanseverlik’ kavramıyla yeni bir döneme giriyor. Yeni süreçte, ülkelerin, tarım politikalarında dış satımı değil, daha çok kendine, kendi insanına yeterlilik bağlamında ‘önce kendi insanım’ mottosunu öne çıkaracak bir tarımsal üretim ve tarımsal ticaret politikası geliştireceği öngörülmektedir” ded.
“Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için çiftçi daha fazla korunmalıdır”
Türk Akademisi Siyasi Sosyal Stratejik Araştırmalar Vakfı (TASAV) tarafından yayımlanan, “Covid-19 - Küresel Salgının Siyasi Sosyal ve Ekonomik Yansımaları” adlı yayında, “Covid-19 Salgını Sürecinde Tarım ve Gıda Sektöründe Kendine Yeterlilik” başlıklı makalesinde, Türkiye’nin tarımda kendine yeten ülke olmasının stratejik önemini analiz eden Prof. Dr. Orhan Gündüz, Covid-19 sürecinin, ülkelerin bağımsızlığının tarımsal üretimle olan ilişkisini bir kez daha ortaya koyduğuna işaret etti.
Tarım sektörünün konjonktürel olaylardan daha az etkilendiğinin bilindiğini, bu açıdan bakıldığında, Covid-19 sürecinde tarım sektöründeki üretim- tüketim zincirinde daha az kırılmalar yaşandığını, ancak tarımsal sürdürülebilirlik için çiftçinin üretime devam etmesinin önündeki engellerin kaldırılmasının büyük önem taşıdığına vurgu yapan Prof. Dr. Orhan Gündüz, “Tarımsal üretim ve kendine yeterliliği yüksek ülkelerden birisi olan Türkiye’de, tarımsal sürdürülebilirliğin kesintiye uğramaması için çiftçinin bu süreçte çok daha fazla korunmalıdır” dedi.
“Tarımsal faaliyet diğer sektörler gibi home-office yürütülemeyeceği için…”
Prof. Dr. Orhan Gündüz, tarımsal faaliyetin, diğer sektörler gibi, home-office çalışılarak yürütülemeyeceğini, üreticilerin (çiftçilerin) mutlak surette araziye, ahıra, ağıla, yaylaya, meraya çıkması gereken bir uğraş olduğunun asla unutulmaması gerektiğine vurgu yaptı. Prof. Dr. Gündüz, “Çiftçi, araziye veya sahaya çıkmadığında üretim azalması ve dolayısıyla gıda arz miktarında sorunla karşılaşılacaktır. Çünkü Türk çiftçisi ürettikleriyle, 83 milyonun vatandaşın yanında 5 milyon Suriyeli ve yıllık 50 milyon yabancı turisti beslemektedir. Bu nedenle, salgının kısa dönem etkilerinin yanı sıra orta dönem etkileri de olabileceği düşünülerek 2021 ve hatta 2022 yılının üretim planları üzerinde şimdiden çalışılmalıdır” dedi.
Makalesinde, bundan sonraki süreçte, her ülkenin önce kendi vatandaşının çıkarlarını ve kendi vatandaşını doyurmayı önceleyen bir tarım politikası izleyeceğine ilişkin öngörüde bulunan Prof. Dr. Orhan Gündüz, bu bağlamdaki tarım politikalarının ilk olarak Fransa’da kullanılan “Tarımsal Vatanseverlik” kavramı ile ifadelendirilmeye başlandığını yazdı.
Prof. Dr. Orhan Gündüz, başta ABD ve Rusya’da olmak üzere daha önce tarımsal ticarette uygulanan liberal politikaların, yeni dönemde dış dünya yerine içe dönük tarım politikalarına evrilebileceğini belirterek şöyle dedi: “Dünyada ve Türkiye’de cari durum bu iken, bundan sonrasında nasıl gelişmeler yaşanabilir sorusunun cevabını vermek hiç de kolay olamayacaktır. İlk aşamada gıda üretiminde “tarımsal vatanseverlik (agricultural patriotism)”, ki bu ifade bir Fransız internet sitesinden alınmıştır, olarak nitelendirilebilecek bir şekilde, ülkelerin kendine yeterlilik bağlamında “önce kendi insanım” mottosunu öne çıkaracakları anlaşılmaktadır”.
“Küçük aile çiftçiliği e –ticaret yapabilir düzeye çıkarılmalıdır”
Covid-19 sürecinde, gıda tedarikinde online alışveriş oranının hızlı bir artış gösterdiğini hatırlatan Prof. Dr. Gündüz, bu durumun, artarak genişleyeceğinin öngörüldüğünü, dolayısıyla küçük aile çiftçiliğinin dijital pazarlama sisteminin omurgası olarak e-ticaret yapabilir niteliğe kavuşturulmasına yönelik tedbirler geliştirilmesinin zorunlu olduğunu kaydetti.
Gıda üretiminde arzın, yönetilebilir şekilde planlanması, aksi halde aşırı fiyat düşüşleri veya tersine artışlar ile üretici veya tüketici refahının kesintiye uğrayacağını ileri süren Prof. Dr. Orhan Gündüz, “Covid-19 salgını bütün dünyaya sağlığın ve sağlığa yapılan yatırımların yanında tarım ve gıda üretimi yönüyle güçlü olan ülkelerin de krizi en az zararla atlatacaklarını göstermiştir. Tarımın ve gıda güvenliğinin insan hayatı için önemi bir kez daha doğa eliyle test edilmiştir. Esasen gıda ve tarım zaten önem arz etmekteydi. Covid-19 sadece çok iyi bir hatırlatma vesilesi olmuştur” dedi.
Prof. Dr. Gündüz, sürecin, kırsalda yaşamayı cazip hale getirmiş olmasının sosyal faydaları yanında arazinin aşırı değerlenmesi ve böylelikle üretim maliyetlerinin artmasına neden olması gibi riskleri de ortaya çıkarabildiğini ifade etti.
Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com