SON DAKİKA
SON DEPREMLER

The Guardian Malatya'da Kadın Futbolunu Yazdı

0
Güncellendi - 2018-05-15 21:40:17
The Guardian Malatya'da Kadın Futbolunu Yazdı
A- A+ PAYLAŞ

Türk futbolu üzerine dünyada bugüne kadar yazılmış en kapsamlı ilk İngilizce kitap olarak gösterilen, İngiliz gazeteci Patrick Keddie’nin kitabı “The Passion: Football and the Story of Modern Turkey” (Tutku – Futbol ve Modern Türkiye’nin Tarihi) ülkesinde yayınlandı.

Kitabın hazırlık sürecinde İstanbul’a yerleşip Türkiye’nin farklı yerlerine seyahat eden Keddie, 2016’da iki kez de Malatya’ya gelip görüşmeler yaptı; maç izledi.

Keddie, kitabın son bölümünde Türkiye kadın futbolunu ele alırken ve kendi ifadesine göre, başrolü Malatya’da futbol oynayan kızlar oluşturdu.

Dünyaca ünlü spor yazarı Simon Kuper’in kitapla ilgili yaptığı değerlendirmede yer alan “Türk tarihinin futbolla canlı bir anlatımı” ifadesi kapakta yer aldı. (Yandaki fotoğrafta)

Keddie, kitabıyla ilgili görüşmeler yapmak üzere Malatya’ya gelip gittiği günlerde Yeni Malatyaspor’un gelişimini ilginç bulduğunu belirterek hakkında bir yazı yazmak istedi. Bu amaçla YMS Başkanı Adil Gevrek ve diğer isimlerle de röportaj yapmak istediyse de buna zaman bulamadı.

Malatya ve kız futbolcuları Guardian’a Yazdı

Patrick Keddie, geçen hafta İngiltere’nin dünyaca ünlü gazetesi Guardian’da Malatya kadın futboluna ilişkin bir yazı kaleme aldı.

Futbol Malatyalı Türk Kızların Hayatını Nasıl Kurtarıyor başlıklı yazının giriş cümlesi cümlesi “Dünya kayısılarının başkenti Malatya” olurken, yıllardır kayısı tanıtım yazılarında farklı platformlarda kullanılan bu ifade, ilk kez İngilizce yayınlanan bir gazetede yer almış oldu.

“Büyük kayısı ağaçlarıyla dolu bahçeler Türk şehrini çevreliyor. Şehrin sokaklarında yürürken rüzgârda kayısıların kokusunu hissedebiliyorsunuz. Kayısıya adanmış pazarlar, şehrin ana kavşaklarını süsleyen dev kayısı heykelleri, kayısı şekilli telefon kulübeleri, ATM’ler karşınıza çıkıyor” diye yazan Keddie, Malatya’nın genel olarak fakir bir şehir olduğu, şehrin bir bölümünde kızların 14-15 yaşlarında okulu bırakıp kayısı fabrikalarında çalışmak zorunda kaldığını, bazı ailelerin dokuz-on çocuk sahibi olduğu anlatmakta.

Bazı genç kızların bu döngüyü kırmanın yolunu futbolla bulduğunu anlatan Keddie, Kiltepe mahallesinde yaşayan, dokuz kardeşli Ikranur Sarıgül’ün öyküsünü kaleme alıyor. Küçük yaşlarda sokakta futbol oynayan erkek çocuklarını izleyen, futbolla büyülenen Ikranur, ailesinin “futbol kızlara göre bir oyun değil” demesi üzerine başlarda bunu gerçekleştiremese de, zamanla “çaktırmadan ve fırsat buldukça” mahalledeki maçlara dâhil olmuş, âşık olduğu futbolu icra etmiş. Ailesi ayakkabılarına el koysa ve kızsa da bunu yapmaya devam etmiş.

Kiltepe’de bir lisede beden eğitimi öğretmenliği yapan Doğan Deniz Çelebi’nin 2012 yılında Malatya Bayanlar Spor Kulübünü kurmasıyla Ikranur’un hayatı değişmiş.

Kulübün temelini aslında Kiltepe’de yetişen kız çocukları oluşturuyor. Okulda ve çevresinde çok sevilen ve güvenilen bir isim olan Çelebi’nin asıl hedefi, futbolla kız çocuklarına bir ufuk açmak, eğitim sağlamak olmuş çünkü lisanslı sporcu olanların üniversitelerin beden eğitimi bölümüne girmeleri daha kolay. Ikranur’un ailesinin de aralarında bulunduğu kız çocuklarının ailelerini ziyaret ederek onları ikna etmiş. Bazıları kızlarının futbol oynamasına hayır dese de bir bölümü izin vermiş.

Çelebi, Ikranur’u da futbol oynamak üzere kulübe çağırmış; Ikranur ailesinin futbolu yasakladığını belirtmeden teklifi kabul etmiş.

Keddie, Doğan’a duyulan güvenin ailelerin tavrında yumuşamaya yol açtığını, kendi akrabaları ve arkadaşlarını kulübe destek olmaya, para bağışında bulunmaya ikna ettiğini; Doğan’ın kulübün tüm işleriyle neredeyse kendisinin ilgilenmek zorunda kaldığını aktarırken, onun “kulübün başkanı, malzemecisi, sağlıkçısı, minibüs şoförü, top toplayıcısı da benim” dediğini söylüyor. Mütevazı maaşının önemli bir bölümünü kulübe harcamaktan çekinmeyen Çelebi “onlar benim kızım oldu” diyor.

Keddie, kulübün hedefinin futbol oynatmak görünmekle birlikte, daha büyük hedefin kızların eğitimine devam etmelerini sağlamak olduğunu anlatıyor çünkü Türkiye Futbol Federasyonunun verdiği lisans beden eğitimi öğretmeni olmak isteyen gençlere üniversite sınavlarında daha fazla puan kazandırıyor. Çelebi “Asıl hedef futbol değildi, kızların hayatını kurtarmaktı” demekte. Nitekim 2015-16 eğitim yılında sekiz kız futbolcu üniversiteyi kazanabilmiş.

Top Geçer, Adam Geçmez

Futbol, kızların özgüvenini sağlamada da rol oynamış. Kızların birçoğu futbol sayesinde ilk kez seyahat edebilmiş, başka şehirleri görebilmişler.

En baştan takıma katılan Ikranur üniversite sınavlarını kazanmış ve hedefi öğretmen olmak. Ailesi futbolun sağladığı yararları görünce, kızlarının futbol oynamasına karşı tavırları da değişmiş. Ikranur, dünyada mevkiinin en iyilerinden biri olarak gösterilen Real Madridli Sergio Ramos’un hayranı. Gülerek, kendisi ve Ramos için, “top geçer, adam geçmez” diyor.

Malatya Bayanlar Spor Kulübünün maddi sıkıntılarla karşı karşıya olduğu, Çelebi’nin bu yükü kaldıramadığı için kulübü kapatmak zorunda kalabileceğini aktardığı anlatılan yazıda, bunu duyan kızların tepki gösterip, “bizi neden yüzüstü bırakıyorsun? Bu bizim geleceğimiz” dediğini aktarıyor.

Guardian'ın haberi, Takvim Gazetesi'nde de 'Dişi Ramos' başlığıyla yeraldı.

Patrick Keddie’nin yazısının tamamına şu linkten ulaşılabilir:

https://amp.theguardian.com/football/2018/may/10/womens-football-escape-malatya-turkey?CMP=share_btn_tw&__twitter_impression=true

DERLEYEN: Ilgın YALVAÇ, malatyahaber.com

The Guardian'daki haberin kupürü

Takvim Gazetesi'ndeki haberin kupürü

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

7 yorum yapılmış

  • Mehmet (6 yıl önce)
    Haklısınız, Malatya'yı tabiri caizse yerin dibine sokmuşlar. Genellikle fakir, mufazakar iç/doğu Anadolu'da yer alan Malatya'nın aile için şiddetin yanı sıra uyuşturucu kullanımının da yaygın olduğu ifade edilmiş, daha yazının başında. Fakirlik, erken yaşta evlenmeler, çok çocuklu aileler... Futbolcu İkranur gibi bazı kızların bu döngüyü kırdığından, istisna olduğundan bahsediyor.
    0
    0
    Yanıtla
  • Defne (6 yıl önce)
    Takıma yapmış olduğu fedakarlıklardan dolayı Doğan Hocama sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.Bugüne kadar takımca vermiş oldukları emekler karşılıksız kalmaz inşallah.
    0
    0
    Yanıtla
  • ahmet (6 yıl önce)
    makalenin orijinal metnine başlarken kayısının malatya şehri içindeki yeri ile birlikte 14-15 yaşında okuldan ayrılıklarından, sonra 15-16 yaşına kadar çeyiz için kayısı fabrikalarında çalıştıklarından, 15-16 yaşında evlendiklerinden, 9-10 genelde 9-10 çocuk sahibi olduklarından, aile içi şiddetin gayet olağan bir durum olduğundan ve ikranurun da bu kızlardan biri olacakken futbol sayesinde üniversiyete gittiği ve bu potansiyel gruptan kaçındığını yazıyor. övmüş mü yoksa biryerlere mi dokunmuş yorumu size bırakıyorum ama bence bu durum malatya nüfusunun % 10-20 dir maksimum ve bunu bir şehre mal edip anormal kötü hikayeler yazmak ingilizlere çok da uzak olmasa gerek. bizim çok zeki arkadaşlarımız da hikayeyi okumadan hemen övgü dolu sözlerle bahsetmişler. (bu yüzden önce eğitim, eğitim, eğitim)
    0
    0
    Yanıtla
  • Ahmet Bey yazının tamamını okursanız şehrin bir bölümünde diye bahsediyor zaten. Bunu bütün şehre mal etmenizi anlamadım. Böyle güzel haberleri şehrimiz adına tebrik etmeniz lazım bence. Eğitim Eğitim demişsiniz ya bu çocuklarda bunun için uğraşıyor zaten.
    0
    0
    Yanıtla
  • Erkan (6 yıl önce)
    Hocamızı tebrik ediyorum. Bu haberden sonra fuzuli işlere para akıtanların, takıma destek olmalarını bekliyorum.
    0
    0
    Yanıtla
  • Mehmet (6 yıl önce)
    Hamdi ve Salih hocaya teşekkürler, bu takımı bu günlere getirdiler...
    0
    0
    Yanıtla
  • Serhat (6 yıl önce)
    Doğan hocanın emeği çoktur. Allah ondan razı olsun.
    0
    0
    Yanıtla