Bacaklarda derinin hemen altındaki toplardamar genişlemesi olarak tanımlanan Varis, artık İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi (TÖTM) Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı bünyesinde açılan varis polikliniğinde güncel yöntemler kullanılarak başarılı bir şekilde tedavi ediliyor.
Varisli toplardamara bir iğne yardımıyla girilerek, damarın kapanmasına neden olan katater ucundan radyofrekans dalgalarından sağlanan ısı ile damarın içeriden kapatılması şeklinde tanımlanan Radyofrekans Ablasyon yöntemi ile hastalar varislerden ameliyatsız kurtuluyor. Yarım saat sonra ayağa kalkan hastalar, birkaç gün sonra da işlerine dönebiliyor.
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Erdil (fotoğrafta), neştersiz, dikişsiz ve yarasız bir ameliyat yöntemi olan Radyofrekans Ablasyon tekniği hakkında bilgiler verdi.
“VARİSLİ DAMAR KATETERLE YAKILIYOR”
Bacak varislerinin muayenehane pratiğinde en sık karşılaşılan damar hastalıklarından biri olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Erdil, varisin birçok tedavi seçeneği bulunduğunu ancak son yıllarda Endovasküler Lazer veya radyofrekans ablasyon tedavisi gibi cerrahisiz ameliyat yöntemlerinin tedavide önemli birer seçenek olduğunu söyledi.
Varisli toplardamara bir iğne yardımıyla girilerek, damarın kapanmasına neden olan katater ucundan radyofrekans dalgalarından sağlanan ısı ile damarın içeriden kapatılması işlemine Radyofrekans Ablasyon yöntemi denildiğini belirten Prof. Dr. Erdil, “Kısaca, varisli damarı kateterle yakma işlemi. Bu işlem lokal, bölgesel veya spinal anestezi ile yapılabiliyor. Turgut Özal Tıp Merkezi’nde de başarı ile uygulanan bu yöntemle varisten şikayetçi olanlar, işlemden birkaç saat sonra ayağa kalkarak evlerine gidebilmekte ve birkaç gün sonra işlerine dönebiliyorlar" dedi.
"VARİS, DOĞUŞTAN VEYA SONRADAN OLAN NEDENLERE BAĞLIDIR"
Varisin kadınlarda, erkeklere oranla 2-4 kat daha fazla görüldüğünü ifade eden Erdil, "Varisin ailesel geçiş oranı yüzde 50'den fazladır. 20-70 yaş arası kadınların yüzde 55'i varislerden şikayetçidir" diye konuştu.
Erdil, varis oluşumuna sebep olan faktörler hakkında da bilgiler verdi. Varislerin doğuştan veya sonradan olan nedenlere bağlı olduğunu dile getiren Erdil, "Sekonder veya edinsel variköziteler venöz kapakçıkların travma, derin ven trombozu veya enflamasyon gibi nedenlerle hasarlanması sonucu gelişir. Uzun süre ayakta durma veya obezite (şişmanlık) tüm bacak varislerinin daha semptomatik hale gelmesine neden olurlar. Uzun süre ayakta durmak, hamilelik, şişmanlık, oturarak çalışmak, hareketsizlik, yaşlılık, ilaç kullanımı (Doğum kontrol hapları, menopoz döneminde kullanılan hormon replasman tedavileri) varis oluşumunu kolaylaştıran faktörlerdir" ifadelerini kullandı.
“EN SIK KARŞILAŞILAN DAMAR HASTALIKLARINDAN BİRİSİ”
Varisin, ağrı, kaşıntı, ayak bileğinde şişme, gece krampları, yüzeysel toplardamarlarda pıhtılaşma ve iltihap, venöz ayak bileği cilt değişiklikleri, kanama gibi belirtileri olduğunu kaydeden Prof. Dr. Erdil, bacak varislerinin muayenehane pratiğinde en sık karşılaşılan damar hastalıklarından biri olduğunu belirtti.
Yetişkin nüfusun yüzde 15-20'sini etkileyen varisin, hasta muayenelerinin ve tetkiklerinin en iyi şekilde yapıldıktan sonra tedavi yöntemine karar verilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Erdil, şunları söyledi: “Özellikle 20 yaş altı genç varis hastalarında alttaki neden konjenital hastalıklar olabileceğinden uzman hekim tarafından iyi değerlendirilmeden operasyon yapıldığında daha kötü, istenmeyen komplikasyonlarla karşılaşılabilir. Aynı şekilde derin ven trombozu gibi derin toplar damarlarda tıkanıklık olan varis hastalarında da iyi değerlendirilmeden operasyon yapıldığında istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Kısaca her hasta aynı şekilde tedaviye uygun olmayabilir, bu yüzden hastaların iyi bir şekilde muayene ve tetkik edildikten sonra tedavi şekline karar verilmelidir."
"TEDAVİ İÇİN UYGUN ZAMANLAMA ÖNEMLİ"
Prof. Dr. Erdil, varis tedavisi için uygun tedavi zamanının önemli olduğuna dikkat çekti.
Zamanlama ile ilgili olarak hastaların en sık yaptıkları hatanın, karar verdikten sonra tedavide yaptıkları erteleme olduğunu kaydeden Erdil, şöyle devam etti: "Varis görüntü, ağrı, kramp ve psikolojik açılardan insanı etkileyen bir rahatsızlıktır. Kişinin yaşamını olumsuz biçimde etkilemeye başladığı zaman tedavi olanaklarını araştırmak gerekir. Varis tedavisi her mevsimde yapılabilir. Havaların ısınmış olması yapılacak tedaviyi etkilemez. Bununla beraber yaz aylarına kadar sonuç arzulandığı için, Ocak-Nisan arası kılcal tipteki varisler için en uygun zamandır. Işınlı tedaviler için en uygun zaman cildinizin en açık renk olduğu kış aylarıdır."
VARİSTE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Varisin tedavi yöntemlerine ilişkin bilgiler de aktaran Prof. Dr. Erdil, "Varisin birçok tedavi seçenekleri vardır. Bu tedavi seçenekleri; ilaç tedavileri, bandaj ve varis çorabı gibi yöntemlerle varisli bacağa baskı ve basınç uygulaması, skleroterapi, lazer tedavisi, termokoagulasyon, cerrahi tedavi (Safen striping, Pake eksizyonu, Endovasküler Lazer veya radyofrekans ablasyon tedavisi) ve kombine tedavi yöntemleridir" diye konuştu.
"HASTA KONFORLU BİR TEDAVİ ALMIŞ OLUYOR"
Varisli damarı radyofrekans dalgalarından yaratılan ısı ile yakarak tedavi uyguladıklarını aktaran Erdil, "Bu tedavi, en çok bizim Safen dediğimiz ve by-pass cerrahisinde çok kullandığımız damarlardan biri olan bacak toplardamarında kaçak olması durumunda uygulanan bir tedavidir. O kaçağı devre dışı bırakmaya çalışıyoruz. Eskiden cerrahi olarak kasık bölgesinde kesi yapardık. Ya ayak bileğinden ya da diz bölgesinden kesilerle o damarı çıkarırdık. Ama şimdi damarın içine girerek o damarı radyofrekans dalgalarından yaratılan ısı ile yakma işlemi yapıyoruz. Bu Safen dediğimiz damardaki kaçağa bağlı olarak yüzeydeki damarlarda genişlemeler oluyor. Yeşil yeşil, yamru yumru büyük damarlar. Bu damarlarda ağrı, kanama ve varislerin ilerlemesine bağlı olarak ayaklara kadar yaralar ortaya çıkıyor. Ama önemli olan bu yaralar çıkmadan bu damarları yakalayıp tedavi yaptığımızda hasta çok rahatlıyor. Konforlu bir tedavi almış oluyor" ifadelerini kullandı.
"YARA İZİ KALMIYOR"
Operasyondan birkaç ay sonra hiçbir yara izinin kalmadığını ifade eden Erdil, açıklamalarını şöyle tamamladı:
"Çoğu varis hastalarımızda Safen venin yakılması tedavi için yeterli olmamakta ya da o genişlemiş damarların yok olması çok zaman almaktadır. Kliniğimizde ileri derecede genişlemiş yüzeyel varis pakeleri olan hastalarımızda gerekliyse aynı seansta hastalıklı damarlar (pake) 1-2 mm kesilerle çıkarılarak dikişsiz olarak (miniflebektomi) tedavi ediyoruz. Normalde daha büyük kesilerle zahmetsiz ve kısa sürede bu işlemi yapmak mümkün iken ( dikiş atmak gerekiyor) emek harcayarak sabırlı ve hassas çalışarak dikişsiz bu işlemi gerçekleştirebiliyoruz. İşlemden sonra hastalar yıllarca taşıdıkları hastalıklı damarlardan çok kısa sürede kurtulmuş olmaktadırlar. Ve bir kaç ay sonra hiçbir yara izinin olmaması nedeniyle daha mutlu ve estetik açıdan daha konforlu şekilde hayatlarına devam edebilmektedirler."
“HER TEDAVİ HER HASTA İÇİN UYGUN DEĞİLDİR”
Prof. Dr. Erdil, her tedavi yönteminin her hasta için uygun olmayacağını kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hastanın uzman bir hekim tarafından değerlendirildikten sonra gerekli tetkikler yapılmasının ardından tedavi yöntemleri gözden geçirilmeli en uygun tedavi yönteminden biri seçilmesi gerekmektedir. Hangi tedavi yöntemi seçilirse seçilsin varis tedavisinde sabırlı olunması ve tedavi olduktan sonra dikkat edilmemesi durumunda mevcut durumun tekrarlama ihtimalinin olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi, Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Bünyesinde açılmış olan varis polikliniğinde her türlü varis hastasının tanı ve tedavisi güncel yöntemler kullanılarak başarılı şekilde gerçekleştirilmektedir. Yarım saat sonra ayağa kalkan hastalar, birkaç gün sonra da işlerine dönebiliyor. Eskiden hastalar Ankara, İstanbul gibi büyükşehirlere bu ameliyat için çok gidiyordu. Çünkü kurum ödemesi yoktu ve pahalıydı. Sadece büyükşehirlerde ve özel hastanelerde çok büyük paralarla yapılıyordu. Tabi kurum ödemesi yapılmaya başlayınca, biz de bunu yapmaya başladık. Şimdi hastalar hiçbir ücret ödemeden burada ameliyat oluyor."
Güler HAZAR, Ferdi DURDU- Yeni Malatya Gazetesi