Milli Savunma Bakanlığı Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve Malatya Valiliği işbirliği ile Ticaret ve Sanayi Odası’nın da ev sahipliğinde "Savunma Sanayii KOBİ’lerle Büyüyor, Malatya Buluşması" programı düzenlendi. Programa; MKEK, ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, HAVELSAN, STM gibi ulusal savunma sanayi kurumlarının yöneticileri de katılarak sunum yaptılar.
Programa Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, Malatya Valisi Mustafa Toprak, Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir, Malatya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ercan Turan, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç, Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Şevket Keskin, kurum yöneticileri, sanayiciler, işadamları ile Savunma Sanayii Müsteşarlığına bağlı savunma sanayi şirket yöneticileri katıldılar.
“SİNEK VIZILTISI OLARAK BAKIP GEÇİYORUZ”
Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir; toplantının açılışında yaptığı konuşmasında; “Günümüzde gelişmelere bakar isek ülkemizin içinde geçtiği şartlar çevremizde oluşan konjektör artık bu anlamda da Türkiye’nin hiçbir ihmale gelmeyecek şekilde güçlü olmasını ve bu gücünde kendi kaynaklarında oluşmasını gerekli kılıyor. Bu anlamda ilk odaklanacağımız alan tabiî ki savunma sanayi kendi gücümüzü sahaya yansıtacak unsurların kendimizin üretiyor olması ve kimseye muhtaç olmadan ele güne muhtaç olmadan bunları sahaya sürebilmemiz. Son günlerde oluşan ortam, bazen gündeme düşen ambargomsu haberler bir kez daha bu gerçeği bize hatırlatıyor. Ama tabi bu haberler halkımızı aslında endişelendirmesin. Ambargomsu haberlerin hiç birinde belirtilen unsurların her hangi birisinin bize zararı dokunacak bir tarafı yok. Biz onlar için sadece bir sinek vızıltısı olarak bakıp geçiyoruz. Ama tabi aslı bir dizi unsur var, bunlarda da biz son derece dikkatli olmalıyız.” şeklinde konuştu.
“AVRUPA’DAKİ GERİLİMİN KAYNAĞI; GENÇ NÜFUSUMUZ”
Müsteşar Prof. Dr. Demir konuşmasını şöyle sürdürdü; “Savunma sanayi KOBİ’lerle buluşması, büyümesi sadece KOBİ anlamında değil, aynı zamanda teknoloji ile ülkenin bilgi kaynaklarıyla, üniversiteleriyle buluşması anlamına da geliyor. Türkiye dinamik bir ülke. Avrupa’da oluşan bu gerilimin de kaynaklarından biriside genç nüfusuyla büyük nüfusla oluşan dinamik bir Türkiye’nin oluşturacağı kendileri için, kendileri açısında bir zaaf ile tehlikeler. Ama tabi Türkiye her zaman için, her seviyede Türkiye’nin hiç kimse için bir tehlike oluşturmayacağını, aslında bir barış, güven adası olarak Türkiye’nin güçlü olmasının herkesin faydasına olacağını sürekli vurguluyoruz. Bu anlamda da bu iddiamızı devam ettireceğiz. Bu buluşmalarımızın anlamı, bu zengin insan kaynağımızı, gayretli, milli duygularla bezenmiş ülke si için bir şeyler yapmaya gayret eden insanlarımızın bu potansiyelini ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu alan olan savunma alanına, savunma sanayi alanına yönlendirmek.”
“TÜRKİYE BÜYÜK TEHDİT VE RİSKLERLE KARŞI KARŞIYA”
Toplantının açılışında konuşan; Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay; “Tabi biliyorsunuz, Türkiye bölgede önemli bir yer işgal ediyor. Ancak çok büyük tehdit ve risklerle karşı karşıya. Tehdit ve risk analizi yapıldığında bu analizin ortaya çıkardığı çok net bir tablo var; Türkiye çok daha fazla üretip, güçlü olarak ekonomisini tahkim edip yoluna devam etmek gibi bir hükümlülüğü sahip. Bir defa kritik teknolojilere sahip olmanız gerekir. Ama bu aynı zamanda teknoloji bağımsızlığını gerektirir. Teknoloji bağımsızlığının gerçekleşebilmesi için savunma sanayinin yerli tarafının güçlenmesi ve teknolojisini iyileştirmesi gerekiyor. Bu yetmez birde dışa bağımlılığın azaltılması gerekiyor. Bu parametreleri bir araya getirdiğinizde o zaman arzu edilen bir noktaya geldiğinizi kabul etmiş olursunuz.” dedi.
“GÜÇLÜ VE MODERN BİR SİLAHLI KUVVETLERE SAHİP OLMANIZ GEREKİR”
Alpay şunları söyledi; “Tabi en temel yaklaşımımız ikbal ve bu ülkenin istikbalini savunma, çok önemli savunma sanayi, ama aynı zamanda yerli ve milli oranlarının yükseldiği, yerliliğin yüzde 100’e çıktığı ve milli ürünlerin ortaya çıktığı bir savunma sanayi arzu ediyoruz. Dışa bağımlılığı azaltan, ülke kaynaklarını dışa gitmekten kurtaran bir yaklaşımın esas alınmasını ve buna göre üretim yapılmasını arzu ediyoruz. Burada da çok temel başka ölçütlerimiz var. Onun için sadece vakıf şirketleriyle değil, özel sektöründe önünün açılarak ülkenin ekonomisine katkı sağlanmasını arzu ediyoruz, daha çok üretim yapılmasını doğru buluyoruz. Çünkü daha fazla üretirseniz var olursunuz, güçlü olursunuz. Bölgedeki karşı karşıya olduğumuz tehditlerle birlikte bir durum değerlendirmesi yaptığınızda tereddütsüz olarak öne çıkan husus şudur; güçlü ve modern bir silahlı kuvvetlere sahip olmanız gerekir.”
“MALATYA ALT YAPISI İLE HAZIR”
Vali Mustafa Toprak ise, toplantının açılışında yaptığı konuşma da; “Ülkemiz adına, ülkemizin üretim gücü adına tüm kapasitemizin kullanılması ve özellikle bunun kritik önem taşıyan yerli ve milli üretimin önplana geçirilmesi hayati öneme haiz bir nokta. Dolaysıyla Malatya’nın da bu kapsamda üzerinde barındırdığı değerleri, niteli iş gücünü, sermaye gücünü, üretim gücünü acaba bu alanlara nasıl yönlendirebiliriz bunun tartışılması çok önemlidir. Biz buradan diyoruz ki Malatya hakikaten ülkemizin çok önemli güven taşlarından, üretim taşlarından bölgesel olarak önemli stratejik öneme haiz. Bu önemi, özelliklede üretim gücünü daha teknolojisi yüksek alanlarda nasıl kullanabilir, bunun da arayışlarının içerisine girmemiz gerekiyor. Baktığımızda Malatya bir taraftan tarım, hayvancılık kenti gözüküyor. Kayısı buranın en temel öğesidir. Ticaretimizin de kaynağıdır. Yaklaşık değişken olmakla birlikte 300 milyon dolarlık bir hasılası var bunun. Tabi onun harekete geçirdiği diğer sektörler var ve ticareti güçlü. Diğer tarafta baktığımızda 2 organize sanayi bölgemiz var. Sanayi bölgelerimizde 300 nektarlık alanda işletmelerimizle iş dünyasının değerli üretimi ile dolu. Buraya baktığımızda üretim gücünün özellikle tarım ve tarıma dayalı sanayi ile birlikte onların daha ilerisine gidip sanayi üretimi konusunda önemli katkıları var. Tekstil, konfeksiyonun temelinden üretime kadar alanlarında iplik, dokuma, boyama, entegre sistemleri de üzerinde barındırıyor. Bu bir taraftan emek yoğun teknolojiyi getirmekle birlikte, diğer taraftan da o sektörlerin ayakta kalabilmesi için dış alandaki küçük esnaf ve sanatkarımızın biraz daha üretim gücünü yükseltmeye, yan sektörleri geliştirmeye de itiyor. Onun için bizim esas istediğimizde özellikle Organize Sanayi Bölgelerimizde, bir taraftan orta, orta yükseklikte, yüksek teknolojiyi getirirken onun aynı zamanda Organize Sanayi Bölgeleri dışındaki küçük sanayi sitelerimizi de iyi bir üretim alt yapısına ve kümelemeye gidecek oylu açabilmektir.” ifadelerini kaydetti.
“YERLİ VE MİLLİ SANAYİ BİZİ HEYECANLANDIRIYOR”
Toplantıda konuşan TSO Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç; “Ülkenin sıkıntılarının yakinen takip ediyoruz. Ama bir taraftan da gururlanıyoruz. Fırat Kalkanı Operasyonu’nda bizim silahlarımızın yüzde 95’inin yerli olması ülke olarak, ülke insanı olarak bizleri ciddi şekilde gururlandırmıştır. Biz millet olarak geleceğimizi inşa etmek için geçmişimizi de çok iyi irdelememiz lazım. Onun için bu bölgede bu coğrafya pahalı bir coğrafya, bu coğrafya da güçlü olmamız lazım. Bu coğrafya da ekonomik olarak güçlenmemiz lazım. Özelliklede savunma sanayinde çok iyi bir yere gelmemiz lazım. Anadolu iş dünyası, özellikle bu son ödemdeki ‘Savunma sanayi KOBİ’lerle buluşuyor’ projesi ciddi şekilde bir heyecan yaratmıştır. Biz Anadolu iş dünyası olarak da bu heyecana ortak olmak istiyoruz. Malatya ticaret alt yapısı olarak güçlü bir kent. Ama istediğimiz noktada değiliz. Ama istiyoruz ki bu buluşma ile birlikte artık sanayicimizle bu tür ihtiyaç duyulan konularda bir araya gelip, istişare edip, ülke ekonomisine, ülkü savunma sanayine katacaklarımızı beraber istişare edip; birlikte hareket edip, bu ülkeyi güçlendirmek, bu ülkeyi büyütmek hepimizin görevidir.” şeklinde konuştu.
Program; MKEK, ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, HAVELSAN, STM gibi ulusal savunma sanayi kuruluşlarının yöneticilerinin katılımcılara sunum ve tanıtım yapması ile sona erdi.
Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com
