Vali Seddar Yavuz, başkanlığında yapılan "Toplu Konut ve Kırsal Kesim Konutları Yer Seçimi İstişare Toplantısı"nda, başta rezerv alan olmak üzere vatandaşın mülkiyet hakkını yok eden haksız, hukuksuz, torpilli olduğu öne sürülen uygulamalardan kaynaklanan vatandaş direnişine karşı söylendiği düşünülen, “ Ancak %3 veya %5 oranında bu şehrin önünü tıkayanlar bulunmaktadır buna müsaade etmeyeceğiz” şeklindeki açıklama, “Vatandaş mülkiyetini korumak için yasal hakkını arıyorsa, Vali yasayı mı yok sayacak?” yorum ve tepkisine neden oldu.
VALİLİKTE TOPLANTI VE İLGİNÇ AÇIKLAMA..
Valilikte, yapılan istişare toplantısında, çok sorunlu kadrolar ve uygulamalarla devam ettirilen yeniden imar çalışmalarının da ele alındığı değerlendirildi.
FOTOĞRAF: Vali Seddar Yavuz ve sağ baştaki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdür Vekili Cengiz Başer
Malatya'daki uygulamaların baş sorumlusu kurum olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünün, kimya mühendisi kökenli olan ve bir yakını da, Malatya'da 6 Şubat depremlerinde çöken ve can kaybı yaşanan binalardan birinin sorumlusu olduğu için ilk tutuklananlar arasında bulunan İl Müdür Vekili Cengiz Başer'in ‘danışılanlarından biri olduğu’ toplantıya ilişkin, Valilik'ten şu bülten yayınlandı:
"Valilik Toplantı Salonu'nda, Vali Seddar Yavuz’un başkanlığında, "Toplu Konut ve Kırsal Kesim Konutları Yer Seçimi İstişare Toplantısı" gerçekleştirildi.
Toplantıya; Vali Seddar Yavuz’un yanısıra Yeşilyurt, Hekimhan, Doğanşehir, Arapgir, Arguvan, Kale ve Yazıhan İlçe Kaymakamları ile Belediye Başkanları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdür V. Cengiz Başer, İl Afet ve Acil Durum Müdürü Ali Altındal, MASKİ Genel Müdürü Sinan Çeçen ve ilgili muhtarlar katıldı.
Toplantıda, Malatya’nın çeşitli ilçelerinde yapılması planlanan toplu konut projeleri ve kırsal kesim konutları için uygun yerlerin belirlenmesi amacıyla istişarelerde bulunuldu.
İlimize dair önemli mesajlar veren Vali Yavuz yaptığı konuşmada, "Kaymakamlarımız, Belediye Başkanlarımız, Muhtarlarımız, herkes elini taşın altına koyacak. Başlattığımız yeni dönemde mazerete yer yok, bu şehri ayağa kaldırmaya geldik. Mali kaynaklarımız hazır, projelerimiz net ve bu işleri yapacak irademiz var. AFAD'dan 17 milyar TL aktarıldı, sorunsuz olan yerlerde inşaatlar başladı ve devam eden projeler var. Ancak %3 veya %5 oranında bu şehrin önünü tıkayanlar bulunmaktadır buna müsaade etmeyeceğiz" diye konuştu.
Toplantı sonunda Vali Yavuz, depremden etkilenen ilçelerimizdeki mahallelerimizin yeni yerleşim alanlarının belirlenmesi konusunda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü, İlçe Kaymakamları, Belediye Başkanları ve Muhtarların ortak görüşleri doğrultusunda karar alınarak, mevcut yerleşim yerlerindeki sorunların acilen çözüme kavuşturulup inşaatlara başlanılması talimatinı vererek toplu konut yer secimi konusundaki ihtilafların önemli ölçüde çözümüne katkı sağlandı.
İstişareler sonucunda, belirlenen İlçelerde toplu konut ve kırsal kesim konutları projelerinin hayata geçirilmesi için çalışmalara hız verilmesi kararı alındı."
VALİ'DEN PARMAK SALLAMAYA DEVAM MI?
Malatya'ya, kendisinden önceki dönemde işlerin yürümemesi nedeniyle özel olarak atandığı yolunda izlenim veren mesajları olan Vali Seddar Yavuz, deprem yıkımına uğrayan Malatya'da, depremin ardından birilerinin, ranta yönelik faaliyetlerinin açıkça birçok örnekle ortaya çıktığını, bunun için vatandaşın bazı kişilere özel muamele, torpil, rant amaçlı olarak yapılan başta rezerv alan tespitleri ile ilgili daha önce gündeme getirilen konulardan habersiz olarak, herşeyin çok düzgün yapıldığını kabul edip söylediği sözler, tartışma yaratıyor.
Malatya'da rezerv alan belirlenirken, neden AKP'li iki eski milletvekiline ait hemen Valilik civarındaki bina ve arsaların özellikle kapsam dışı bırakılıp, hemen yanındaki arkadaki gayrimenkullerin rezerv alan kapsamına sokulması, kent merkezi projesinin tamamen 'öncelikle kârı amaçlayan" müteahhit mantığıyla hareket eden Emlak Konut'un mimarı ve müteahhitlerine teslim edilmesi, bunun için şehrin merkezindeki en büyük caminin dahi yok edilmesi, güçlü kişilere ait binaların bulunduğu bölgelerin rezerv alanına alınmadığı gibi, bu binaların bulunduğu yerlerin hemen karşısının yol genişletme adı altında yıkımına gidilmesi vb. çok konudan bilgi sahibi olmadığı anlaşılan Vali Yavuz, atandıktan sonra katıldığı ilk İl Kordinasyon Kurulu toplantısında da şunları söylemişti:
"Dolayısıyla önümüzdeki günlerde etkin kararlar olacak. Bu kararın sahada net bir şekilde uygulayacağız. Ama bunu yaparken vatandaşlarımıza mutlaka alternatifler sunacağız. Bu alternatifler uygulanabilir, mantıklı ve rasyonel seçenekler olacak. Buna rağmen direnen sistemi tıkayan olursa da elbette devletin şeffaf olduğu kadar kudret olduğunu da sahada bir zati hissettireceğiz. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti ya da devletlerin en önemli özelliği bir tarafta şefkati diğer tarafta kılıcıdır. Devletin sadece şefkatten ibaret olmadığını gerektiğiyle devletin aynı zamanda kudret ifade ettiğini de buradan belirtmek istiyorum."
Valinin, burada kendine göre 'direnen, sistemi tıkayan' olarak nitelendirdiklerine yönelik olarak söylediği, ‘devletin bir taraftan şefkat özelliği , diğer tarafta kılıcının bulunduğu’ yolundaki sözlerinin ardından, son toplantıdaki tehditleri de, "Kendini yasalar üstü gören, haksızlık ve hukuksuzlukla, atadan dededen kalan malını, mülkiyetini korumaya çalışan, bunun için yasal haklarını kullanarak, haksızlığı kanunsuzluğu engellemeye çalışan vatandaşlara gözdağı mı?" sorularına yol açtı.
AKP'li siyasilerle bağlantılı malların yanı sıra, iktidara yakın işadamlarına ait binaların dışında tutulduğu rezerv alan uygulamasıyla, mallarına adeta çökülmek istenen vatandaşlar, polisin zor kullandığı işlemlere tabi tutulurken, rezerv alanının içerisinde kalıp da ‘siyasi gücü’ sayesinde bu kapsama alınmayan, ancak binalarının yıkılması gerektiği için yüz milyonlarca lira karşılığı binaları devletçe satın alınmakta olanların bulunduğu Malatya'da, Valinin kendisinden önce olanları, yapılanları tam olarak öğrenmeden yaptığı “tehditvari” açıklamaları ne kadar devam ettireceği merak konusu oldu.
Ayrıca, depremden sonra Malatya'da soyulmadık, yağmalanmadık ev- işyeri kalmadığını, bunları önleme konusunda güvenlik birimlerinin yetersiz kaldığını, depremden 1.5 yılı aşkın süre geçmesine rağmen, hasarlı binalardan hırsızlık ve yağmanın tam gaz devam ettiğini belirten vatandaşlar da, Vali'yi kentte bozulan asayiş, önlenemeyen hırsızlık olayları konusunda da aynı kararlılıkla ve ‘keskinlikte’ tavır göstermesini beklediklerini söylediler. Vatandaşlar, devletin öncelikli işinin adaletsiz ve hukuksuz işlemlerle vatandaşın malına çökülmesine seyirci kalmak ve fırsat vermek değil, huzuru ve asayişi, adaleti sağlaması olduğunu bildirdiler.
malatyahaber.com- Bülten