Yine Bir Inönü Üniversitesi Yazısı...!
Güven AKINCI
guvenakinci@hotmail.com
Aslında gecikmiş bir yazı bu. On gün evvel yazılmasi gerekiyorken, iki haftalık Ankara ziyaretimiz nedeniyle bugüne kaldı. Vali bey devreye girmelidir! başlıklı yazımızdan dolayı epeyce mail geldi elektronik postamıza. Gelen yirminin üzerinde mesajin bir kısmını cevaplasam da bir kısmını da bu yazı ile cevaplamaya çalışacağım.
Okuyucu daha cok iki temelde yorumda bulunmuş. Birincisi ve ekseriyetini teşkil edeni, üniversitede kadro mağduru olan akademik personelden gelen; bilgi, haksizliğa isyan ve teşekkür mesajları. Ikincisi milletvekili Münir Erkal`a haksızlık ettiğimizi düşünüp bizi eleştiren okuyucularımız.
Genç denilebilecek bir yaşta olmama rağmen, hayattan emekli olmuş bir ruh halini taşıyorum.Motivasyonum kayboldu.. diye yazmış, hakettiği kadrosu verilmeyen Malatyalı bir öğretim üyesi. 4 yıldır kadrosunun verilmediğini, bu haksızliğa ne kadar daha dayanabileceğini bilmediğini de eklemiş mesajina sayın hocamız...
Bir diğeri, kadro talebinde bulunan rektörün elindeki boş olan; 16 Prof., 22 Doç., 4 yar. doç. kadrolarına bilimsel kriterleri pekâla uygun olan kişileri atamadığını, bu kadrolar için kendi kriterlerine uygun insanlar arayışında olduğunu yazmış.
Yine bir başka sayın hocamız, rektörün en önemli bilimsel(!) kriterlerinin özel bir duyarlılık, akraba imtiyazi ve rektör seçiminde yandaşı olup-olmama olarak belirtmiş. Hatta Malatya`da çesitli ticari kurumların ismini yazarak, bunların rektör beyin gözde şirketleri olduğunu öne süren hocalar dahı vardı.
Hocaların tamamına yakını asıl isimlerini, ünvanlarını ve bölümlerini yazarak gerçekleri vurgulamak istemişler, ben de çoğunu I.Ü web sitesinden ve değişik kaynaklardan araştırdım. Mesajların manüpülatif amaçlı değil bilimsel kaygılar taşıdığına kani oldum. Üniversiteyi terk edip giden kıymetli hocalar bir yana; kenara itilmiş, rencide edilmiş, hakki yenilmiş ancak onurlarından, inandıklarından taviz vermeyen bir çok akademisyen Inönü Üniversitesi`nde fedakârca görevlerini yapmaktalar.
Hele değerli bir akademisyenin Ben Malatyalıyım başka bir yere gitmeyi düşünmem, düşünemem. Malatya`ya karşı kendimi sorumlu hissediyorum! diye yazması bizi ayrıca duygulandırdı ki, bunu kaydetmeliyiz!
Bizi AKP ve Erkal düşmanı olmakla suçlayan okuyucularımıza gelince, daha önce defalarca yazmış olmamıza rağmen tekrar belirtmeliyiz ki, peşin sevgi ve düşmanlıklardan beriyiz. Meselelere daha derinden, duygusal tavrın ötesinden bakmak bizim sorumluluğumuzun gereğidir. Bu sebeptendir ki, AKP ve onun bir temsilcisi olan Sayın Erkal ile bir alıp veremediğimiz olamaz. YÖK kanunu konusunda atılan geri adımlar, belki pazarlıklar( bkz. Eski bakan Erkan Mumcu`nun bu ba`b`takı iddiaları) hükümetin ve hükümete mensup millletvekillerinin üniversiteler hakkında söz söyleme salahiyetlerini en azından inandırıcılık bağlamında boşa çıkarmıştır. Kentin üniversitesinin yönetimiyle didişileceğine bu iş milletin meclisinde halledilmeliydi.( Sayın Başbakan Bolu`dakı üniversitenin rektörünü anarşistlikle suçladı geçen hafta. Pekii, bir öğrenci velisi çıksa dese ki yav kardeşim siz bu ülkenin başbakanı değil misiniz? Cocuklarımızı anarşistlere nasıl teslim edersiniz? ne cevap verilecek?)
Sorunun muhatabı da, çözüm odağı da eleştirinin hedefi de siyasal iktidardır. Halk beş yılda bir rektör seçmiyor malumunuz. Beş yılda bir halkımız kendini ve memleketini idare edecek siyasal kadroyu seçiyor. Dolayısıyla rektörden ya da herhangi bir kurumdan değil mevcut hükümetten hesap sormakta seçenlerin hakkıdır.
Bir süre öğrencisi de olduğum, şu günlerde 30. kuruluş yılını kutlayan Inönü Üniversite`mizin önümüzdeki yıllarda, özgür bilimsel çalışmalarıyla dünyada adından sözettirmesi dileğiyle, 30 yılda bütün emeği geçen -odacısından, akademik personeline, politikacısından gazetecisine- herkesi saygıyla selamlıyorum!
* SP Sözcüsünün Malatya`daki Açıklaması
Geçtiğimiz haftasonu Malatya`da parti calışmaları dolayısıyla bulunan Saadet Partisi Genel Bsk. Yar. Doc. Dr. Mete Gündoğan(yanılmıyorsak siyaset bilimi doçentiydi kendisi) Malatyalı gazeteci Niyazi Doğan`ın TV Malatya daki programına konuk oluyor. Doç.Dr.Gündoğan Askerin fikrini kamuoyuna açıklamasında bir sakınca yoktur gibi bir laf etmis programda. Pes dogrusu! Sorumlu bir siyasetçinin bu kanaati taşıması pragmatik düşünce ise ayıp, demokrasiyi bilmemekten kaynaklanmışsa faciadır. Askerin yetkili organlarda(MGK) yada ilgililerle güvenlik konularında birebir görüşmeleri dışında aleni fikir beyan etmesi hele de bunun siyasetçi tarafindan teşvik edilmesi sanırım bizim siyasi tarzımıza özgü bir durum.