- 3 Hıristiyan misyoner cinayetiyle ilgili davada karar veren mahkemece, cinayetlerin FETÖ/PDY tarafından organize edildiği iddialarının da araştırılması için savcılığa suç duyurusunda da bulunuldu..
Malatya’da 18 Nisan 2007 tarihinde 3 Hıristiyan misyonerin öldürüldüğü davanın 5 asli failinin çezalandırıldığı davanın gerekçeli kararında, mahkeme “Cinayet ve bağlı eylemlerin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ve mensupları tarafından organize edildiği, aynı örgüt tarafından yargılamanın seyrinin değiştirilmeye çalışıldığı” iddiasının araştırılması için Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Mahkemenin gerekçeli kararında misyoner cinayetleri davasının soruşturma, kovuşturma ve yargılama esnasında görev alan Hakim, savcı ve Emniyet mensuplarının FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üyelikleri gerekçesiyle mesleklerinden ihraç edilmiş olduklarına da işaret edildi.
Malatya’da 18 Nisan 2007 tarihinde meydana gelen ve (yandaki fotoğraflarda soldan sağa) Necati Aydın, Alman uyruklu Tilmann Geske ile Uğur Yüksel adlı 3 Hıristiyan misyonerin öldürüldüğü Zirve Yayınevi davasında karar 9 yıl 5 ay 10 gün sonra, 28 Eylül 2016 tarihinde çıkmış, cinayette suçüstü yakalanan Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir ve Hamit Çeker’e “Tasarlayarak Adam Öldürmek” suçundan 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılmak” suçundan 30’ar yıl hapis cezası ve “Nitelikli Yağmaya Teşebbüs” suçundan 9’ar yıl 9’ar ay hapis cezası verilmişti. Olayı, Ergenekon Örgütü iddiasıyla birleştirmek amacıyla sonradan sanıklara eklenen ve sonra aralarında Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un da bulunduğu 21 sanık ise “örgüt suçundan” beraat etmişlerdi.
KARARDA “SEHVEN CEZA” DÜZELTMESİ
Yine davaya sonradan eklenen Jandarma Binbaşı Haydar Yeşil’e ise “Haberleşmenin Gizliliğini İhlal” suçundan 8 yıl 1 ay, 15 gün, “Resmi Belgede Sahtecilik” suçundan 6 yıl 9 ay 7 gün hapis cezası verilmişti.
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi, kısa karardan yaklaşık 2 ay sonra gerekçeli kararını da açıkladı. Gerekçeli kararda Emekli Kurmay Albay Mehmet Ülger ve Binbaşı Haydar Yeşil’e “Haberleşmenin Gizliliğini İhlal” suçundan verilen cezada lehe hükümler içeren uygulamanın göz önünde bulundurulmadığı, hesaplama hatası yapıldığı ve sehven ceza verildiği belirtilerek, bu hususun İstinaf Mahkemesi’ndeki incelemede nazara alınması gerektiği kaydedildi.
“FETÖ YARGILAMANIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRMEK İSTEMİŞ, ARAŞTIRILMALI”
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Zirve Yayınevi cinayetleri davasının gerekçeli kararında, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yargılamanın seyrini değiştirmeye çalışıldığına da işaret edilerek, “Kovuşturma aşamasında bir kısım sanıklar ve müdafilerince dava konusu edilen cinayet ve bağlı eylemlerin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ve mensupları tarafından organize edildiği; aynı örgüt tarafından yargılamanın seyrinin değiştirilmeye çalışıldığı” iddiasının araştırılması için Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulması da kararlaştırıldı.
ESKİ MAHKEME BAŞKAN, ÜYE VE SAVCILARI İÇİN SUÇ DUYURUSU..
Gerekçeli kararda cinayet davasının soruşturma aşamasında Malatya ve İstanbul’da görev alan Cumhuriyet Savcılarının, iddianameleri hazırlayan savcıların, yargılamayı yapan mahkeme başkanları ve duruşmalara katılan savcıların, soruşturma aşamasında görev yapan başta İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürü ile aynı şubede görev yapan kolluk görevlisi polis müdürleri, amirleri ve memurlarının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibatlarını tespit edilerek meslekten ihraç edildikleri, bunların bir kısmının tutuklandığı, bir kısmının ise yurtdışına kaçtıkları da belirtilerek haklarında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği kaydedildi. .
Zirve Yayınevleri cinayetleri davasına bakan mahkemelerin başkanları Eray Gültekin ve Hayrettin Kısa, mahkeme üyeleri Bülent Coşkun, Mahmut Mavi, Osman Kandemir, Savcılar Zekeriya Öz, Özden Doğan, İsmail Aksoy, Şeref Gürkan ve Zafer Hazar, HSYK tarafından “FETÖ/PDY örgütü ile iltisak ve irtibatlarının olduğu sabit görüldüğü” gerekçesiyle meslekten men edilmişti.
CİNAYETİ İŞLEYENİN İSMİ 52'ŞER, GÜLEN’İN İSMİ 227'ŞER KEZ YAZILMIŞ..
Zirve Yayınevi’nde 3 kişiyi öldürmekten 3’er kez müebbet hapis cezası alan sanıkların isminin 52'şer kez yazıldığı, ancak FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü Lideri Fetullah Gülen’in isminin ise 227'er kez yazılmış olmasının manidar olduğu belirtilen gerekçeli kararda şu ifadeler yer aldı:
“İddianamede TUSHAD'ın (Türkiye Ulusal Strateji ve Hareket Dairesi) kurucusu ve yöneticisi olduğu iddia edilen ve mahkememizce hakkında beraat kararı verilen Ahmet Hurşit Tolon'un 152 kez, Zirve Yayınevi cinayetlerini gerçekleştirdikleri kabul edilerek haklarında mahkumiyet kararı verilen Abuzer Yıldırım'ın 135, Salih Gürler'in 81, Cuma Özdemir'in 52, Hamit Çeker'in 52 kez isimlerine yer verilirken, 15/07/2016 tarihli darbe girişimini gerçekleştirdiği iddiasıyla hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün kurucusu ve yöneticisi olmak suçundan onlarca soruşturma yürütülen Fethullah Gülen'in soy ismine 227 kez yer verilmesi mahkememizce manidar bulunmuş ve bu itibarla kovuşturma aşamasında bir kısım sanıklar ve müdafiilerince dava konusu edilen cinayet ve bağlı eylemlerin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ve mensupları tarafından organize edildiği, aynı örgüt tarafından yargılamanın seyrinin değiştirilmeye çalışıldığı iddialarıyla ilgili olarak gereğinin takdir ve ifası için Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına …”
İHBAR MEKTUPLARI BELLİ BİR MERKEZDEN GÖNDERİLMİŞ
Haklarında beraat kararı verilen bazı sanıklar aleyhine, davanın önceki heyetleri ve aşamaları sırasında gönderilen ihbar mektuplarının belli bir merkezden gönderildiği tespitine de yer verilen Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararında “İhbar mektuplarının mahkememizce somut olarak tespit edilememesine rağmen, belli bir merkezden hazırlanarak soruşturmanın seyrini değiştirmek ve İlker Çınar'ın beyanlarını güçlendirmek amacıyla gönderildikleri sonuç ve kanaatine varılmıştır. Esasen kim tarafından hazırlandığı belli olmayan bu ihbar mektuplarının tek başlarına kamu davasının sonuçlandırılması açısından delil nitelikleri bulunmadığı hususunda da hiçbir şüphe bulunmamaktadır. İhbar mektuplarında bahsi geçen olgu ve olayların, diğer delillerle desteklenmedikleri sürece doğruymuş gibi kabul edilmeleri mümkün değildir.” denildi.
“DIJİTAL VERİLER TEK MERKEZDEN HAZIRLANMIŞ”
Gerekçeli kararda şu ifadelerde yer aldı:
“Kim tarafından, ne şekilde hazırlandığı belli olmayan ve soruşturma aşamasında dosyaya dahil edilen ihbar mektupları içeriklerinin, ana hatlarıyla İlker Çınar'ın ifadeleri ile aynı paralelde oldukları, ihbar mektuplarının mahkememizce somut olarak tespit edilememesine rağmen, belli bir merkezden hazırlanarak soruşturmanın seyrini değiştirmek ve İlker Çınar'ın beyanlarını güçlendirmek amacıyla gönderildiklerinin kabul edildiği, aynı dijital verilerin hem İlker Çınar'ın sunmuş olduğu flaş disk içerisinde bulunmuş olması ve hem de ihbar mektubu ekinde gönderilen CD'lerde yer almasının da dijital delillerin tek merkezden hazırlandıkları intibasını güçlendirdikleri dikkate alınarak mahkememizce Ergenekon Terör Örgütüne bağlı TUSHAD isimli bir yapılanma bulunduğuna yönelik, başkaca hiçbir delille desteklenmeyen İlker Çınar'ın soyut beyanlarına itibar edilmemiştir.”
“CEZA VERİLEN 5 KİŞİ BU İŞİ YAPAMAZ …”
Mahkemenin gerekçeli kararında cinayet suçlarından ağırlaştırılmış ceza verilen 5 sanığın bu olayı tek başına yapamayacağı kanaati de belirtilerek, “Her ne kadar mahkememizce adam öldürme ve bağlı eylemlerin sanıklar Abuzer Yıldırım, Cuma Özdemir, Emre Günaydın, Hamit Çeker ve Salih Gürler tarafından gerçekleştirildiği kabul edilerek bu sanıkların cezalandırılmaları yoluna gidilmiş ise de, olayın meydana geliş şekli ve dosya kapsamı dikkate alındığında eylemin sadece bu 5 sanık tarafından planlanarak işlenmiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, yaklaşık 9 yıl süren uzun yargılamaya rağmen bu sanıkları azmettiren suç faillerinin ve/veya örgütlerin ortaya çıkarılamadığı anlaşılmakla olayın azmettirircileri ve planlayıcıları olan suç faillerinin ve/veya örgütlerin ortaya çıkarılabilmesi yönünden Malatya C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına, suç duyurusu yapılmasına karar verilen bir kısım iddialar ile ilgili olarak zamanaşımı sürelerinin dolma ihtimali dikkate alınarak tüm suç duyurularının kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin derhal yapılmasına …” ifadeleri kaydedildi.
ÖYLE BİR ÖRGÜT BULUNAMADI
Ahmet Hurşit Tolon tarafından Ergenekon Terör Örgütü bünyesinde TSK içerisinde gizli bir şekilde kurularak faaliyete geçirildiği iddia edilen ve Türkiye’de son 30-35 yılda kamuoyu gündemine gelmiş siyasi cinayetleri işlediği ileri sürülen TUSHAD (Türkiye Ulusal Stratejiler ve Hareket Dairesi) isimli bir oluşumun var olduğuna ilişkin hiçbir somut delil elde edilemediği de belirtilen gerekçeli karar da HTS kayıtlarının analiz raporlarının çarpıtıldığı gerekçesiyle bu analiz raporunu hazırlayan polisler hakkında da suç duyurusu yapıldı.
2 GİZLİ TANIĞA SUÇ DUYURUSU
Davanın sanığı ve aynı zamanda gizli tanığı İlker Çınar’ın yalan beyanları ve mahkemeye sunduğu sahte belgelerden dolayı suç duyurusu yapan mahkeme, yine davanın Adıyaman kod isimli gizli tanığı içinde yalan beyanda bulunması nedeniyle suç duyurusu yaptı.
Haklarında 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet ile birlikte 39’ar yılda hapis cezası verilen cinayetlerin asıl failleri Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir ve Hamit Çeker, tutukluluk süreleri 5 yılı geçtiğinden 8 Mart 2014 tarihinde tahliye edilmişlerdi. Evlerinde elektronik kelepçe ile adli kontrol altında tutulan 5 fail, 28 Eylül 2016 tarihindeki karar duruşmasında haklarında tutuklama kararı verilmemiş, savcılığın itirazı üzerine 2 gün sonra tutuklanmış ve cezaevine konulmuşlardı.
Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com