Malatya Kayısısının Sırrı Genlerinde Saklı
Prof.Dr. Bayram Murat ASMA
bmasma@gmail.com
Malatya Kayısısını diğer kayısılardan farklı kılan, özel yapan çok sayıda ayırt edici özelliğe sahiptir. Malatya Kayısısını diğer kayısılardan farklı ve özel olmasının kökeninde ne var?
Malatya Kayısısını özel kılan; zaman, iklim, toprak, şans vs. gibi çok sayıda faktörün etkisiyle bilmediğimiz bir zaman diliminde oluşan özel gen kombinasyonu yani genetik yapısıdır. Kayısılarımızın tatlı ve lezzetli olmasında elbette Malatya’nın meyveciliğe uygun iklimin, kireç ve potasyumca zengin toprağın, coğrafik konumun ve topoğrafyanın da etkisi vardır. Ancak çevresel faktörlerin etkisi sanıldığı kadar fazla değildir, hatta oldukça sınırlıdır. Malatya Kayısısını eşsiz yapan geçmişten bugüne gelen soyu, yani genetik kökenidir.
Öğrencilerim bilir. “Her canlı ontogenisi sırasında filogenisini tekrarlar” ifadesi çok sevdiğim bitki ıslahı derslerinde sıklıkla kullandığım bir cümledir. Anlamı, her canlı yaşam döngüsünde atalarından kazandıklarını, biriktirdiklerini ifade eder/tekrarlar/gösterir. Bu cümleyi Malatya Kayısısı özeline indirgeyecek olursak, bizim kayısılarımız geçmişinden, atalarından aldığı mirası ortaya koyuyor. Yani kayısılarımızın özelliği-güzelliği-asilliği genlerinden/ soyundan geliyor. Başka bir şey değil...
Genetiği ve ıslahı anlayabilmek için bazı temel bilgilere de hakim olmak gerekir. Aksi taktirde anlattığınız konular tam ve doğru anlaşılmaz. Yine de biz bu meseleyi mümkün olduğu kadar basit ve sade bir biçimde anlatmaya çalışalım.
Ebeveynlerden yavrulara karakter aktarılmaz, sadece genom (DNA) aktarılır. Karakter, gen + çevre koşullarının karşılıklı ve karmaşık interaksiyonu sonucu ortaya çıkar. Meyvenin kabuk/et rengi, şeker içeriği, meyvenin iriliği, kırmızı yanağı, şekli, tohum tadı gibi özellikler farklı karakterlere örneklerdir. Bu, çok temel ıslah bilgisidir.
Kayısı çeşidi dışında tüm koşulların aynı olduğu bir araştırmada/ bahçede/ortamda kayısı çeşitleri arasında ortaya çıkan farklılık, genetik yapıdan (genomdan) gelir. İşin özü ve en önemli kısmı da zaten burasıdır.
Malatya Kayısısını özel kılan ana faktörün genetik yapı, özel gen kombinasyonu olduğuna dair buyurun size birkaç bilimsel kanıt.
FOTO: Hacıhaliloğlu kayısı çeşidi
Bitki ıslahında verim veya meyve kalitesi üzerine genotipin/genomun etkisini ölçmenin tek yolu vardır. Çeşit-verim denemeleri yapmak. Yani iklim, toprak, su, gübre, rakım, O2, CO2 vs gibi tüm çevre koşulların aynı olduğu bahçede farklı kayısı çeşitlerini yetiştirmek/yarıştırmak. Araştırma sonucunda ortaya çıkan farkın tek kaynağı vardır; çeşidin sahip olduğu genom/genetik yapıdır.
Malatya Kayısı Araştırma Enstitüsüne ait “Kayısı Gen Kaynakları Bahçesinde” İspanya, İtalya, Fransa, Rusya ve Yunanistan’dan getirilmiş yüzlerce kayısı çeşidi var. Aynı bahçede, ülkemizin farklı yörelerinden toplanmış kayısılar da bulunuyor. Bir zamanlar bu kayısı gen bankasının sorumlusu olarak çalışmıştım. Tüm koşulların aynı olduğu bir bahçede Malatya Kayısısının şeker içeriğini %20-25, yabancı kayısı çeşitlerinin şeker içeriğini %10-15 arasında ölçtüm. Eğer farkı oluşturan iklim ve toprak olsaydı İspanyol-Canino, Fransız-Paviot, Macar-Hungarian Best ya da İzmir-Şam, Bursa-Çekirge, Edirne-Ethembey kayısı çeşitlerinin şeker içeriğini de %20-25 olarak ölçmemiz gerekirdi. Oysa bu çeşitlerin şeker içeriği getirildikleri yerlerdeki (orijinine) değerlere çok yakın, %12-15, yani düşük. Benzer şekilde kayısı çeşitlerinin Malatya’daki yabancı kayısı çeşitlerinin meyve et, kabuk rengi, tohum tadı ve daha birçok özelliği orijinleriyle aynı ya da çok az farklılık var. Bu küçük farklılıklarında büyük olasılıkla modifikasyon olduğunu düşünüyoruz/öngörüyoruz.
İkinci bilimsel kanıt; doktora çalışmamı 1990-1996 yılları arasında “Yerli ve Yabancı Bazı Standart Kayısı Çeşitlerinin Van Ekolojik Şartlarındaki Performansları” konusunda tamamladım. Malatya ve Erzincan’dan götürüp Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kampüsünde denediğim dokuz kayısı çeşidi arasında en yüksek şeker içeriği %24-26 ile Hacıhaliloğlu, Kabaaşı ve Soğancı çeşitlerinde ölçtüm. Bu üç çeşidin kurutma randımanı da oldukça yüksekti. Alyanak ve Paviot çeşitlerinin şeker içeriği, tıpkı Malatya’da ölçtüğümüz gibi düşük, %12-15 arasındaydı.
Son kanıt ise, bilindiği üzere Hacıkız, Alyanak, Sarılök, Kurukabuk Malatya’nın pek fazla bilinmeyen ve tanınmayan diğer kayısı çeşitleridir. Hacıkız, Alyanak, Kurukabuk çeşitleri de Malatya Kayısısı olmasına karşılık bu çeşitlerin şeker içeriği ve kurutma randımanı Hacıhaliloğlu kadar yüksek değildir. Alyanak’ın şeker içeriği %12-14, Kurukabuk %12-15 ve Hacıkız’da ise %16-18’dir. Malatya Kayısısını özel kılan sadece iklim ve toprak koşulları olsaydı Alyanak veya Hacıkız çeşitlerinin de şeker içeriği %20’den yüksek olması gerekmez miydi?
Sonuç olarak, Hacıhaliloğlu, Kabaaşı, Çataloğlu, Soğancı ve Hasanbey yüzlerce yıl bu bölgenin iklim ve topraklarında yetiştirilmiş, ıslah edilmiş ve en iyi bu şehrin ekolojik koşullarına adapte olmuştur. Elbette kayısı çeşitlerimiz en yüksek performansı Malatya koşullarında gösterecek, en yüksek tat, lezzet ve aromaya bu coğrafyada ulaşacaktır. Malatya Kayısısının eşsiz tat ve aromasında elbette iklim, toprak ve suyun katkısı vardır, ancak öyle söylendiği gibi fazla değil, tersine oldukça kısıtlıdır. Esas farklı oluşturan bu çeşitlerin genetik yapısıdır.
Kısacası, Malatya Kayısısının sırrı onun hücrelerinde, genlerinde saklıdır.
___________
KAPAK VE AŞAĞIDAKİ FOTO: Kabaaşı kayısı çeşidi