30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetler Günü Malatya'da da törenle kutlandı. Törende konuşan Kurmay Albay Ömer Faruk Küçük, Kurtuluş Savaşı'nın hangi koşullarda kazanıldığını anlattıktan sonra, bugün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti üzerine iç ve dış düşmanların sinci oyunlarının bulunduğunu, bunun bertaraf edileceğini söyledi.
Bayram kutlamaları; sabah Atatürk Anıtı'na çelenk konulması ve saygı duruşu ile başladı. Daha sonra Vali Halil İbrahim Daşöz ile 2. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Alaeddin Örsal kutlamaları Orduevi'nde kabul ettiler.
Hükümet Meydanı'ndaki geçit törenine ise; Vali Daşöz, Garnizon Komutanı Tümgeneral Örsal, Belediye Başkan Vekili Alaattin Acun ile diğer askeri ve sivil yetkililer katıldılar. "Orgeneral" rütbesini bugün takan 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız, tebrik ve geçit törenlerine katılmazken, komutanın akşamki resepsiyonda hazır bulunacağı öğrenildi.
Tören; Vali Daşöz, Tümgeneral Örsal ve Başkan Vekili Acun'un tören alanını araçla dolaşarak vatandaşların bayramını kutlamalarıyla başladı. Daha sonra İstiklal Marşı eşliğinde göndere bayrak çekildi.
Günün anlamını belirten konuşmayı yapan 2.Ordu Komutanlığından Kurmay Albay Ömer Faruk Küçük, Türk Kurtuluş Savaşı, en zor koşullarda, her şeyin bittiği sayılan bir dönemde, aziz Türk milletinin ve onun kahraman ordusunun şahlanışı ile dönemin en güçlü devletlerine ve onlara uşaklık edenlere karşı kazanılan onurlu ve eşsiz bir zaferdir.
Bu zafer, Türk yurdunun bağrına dayanan hançerin milletçe sökülerek, özgürlük ve onurumuzu yok etmek isteyen düşman güçlerinin dize getiriliş destanıdır.
Türk Kurtuluş Savaşının inanılmaz yanı; Türk milletinin bütün imkansızlıklara rağmen ve Birinci Dünya Savaşının alevleri henüz sönmemişken, işgalcilere karşı Ya İstiklal Ya Ölüm parolası ile silaha sarılarak, yeniden bir ölüm kalım savaşına girmesi ve bu savaştan zaferle çıkmasıdır..
..Sonsuza kadar, coşku ve gururla kutlayacağımız Zafer Bayramımızın, ulusumuz için önemi ve değeri günümüzde ayrı bir anlam kazanmıştır.
Güzel yurdumuz bir ateş çemberi ile kuşatılmış durumdadır. Dünyada çıkar hesaplarının ve güç mücadelesinin yaşandığı ortamda ortaya çıkan bölgesel çatışmalar, güç dengelerinde sürekli değişimlere neden olmaktadır. Bu durum, üzerinde yaşadığımız coğrafyada zemini kaygan hale getirmektedir.
Bölücü terör örgütü; yurt içi ve yurt dışındaki işbirlikçilerinin desteği ile eylemlerini artırmış, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünü tehdit etmeye devam etmektedir. Bunlarla birlikte irticai örgütler de din kisvesi altında, halkımızın manevi duygularını istismar ederek yurdumuzu karanlık çağlara götürmek maksadıyla faaliyetlerini artırarak sürdürmekte ve laik Türkiye Cumhuriyetinin temellerini sarsmaya çalışmaktadır.
Türk Silahlı Kuvvetleri, yüce milletimizden aldığı güçle, ulusumuzun üzerinde oynanan her türlü oyunu bozacak imkan ve kabiliyete sahiptir. Bu faaliyetler içinde bulunanlar, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da boşuna bir gayret içerisinde olduklarını anlayacaklardır.
Bir kısım dar görüşlü kişilerin söylediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti devleti sadece sayı ve yığından ibaret değildir. Türk milleti kavramı içinde; Malazgirtler, Mohaçlar, Plevneler, Çanakkaleler, Sakaryalar ve 30 Ağustoslar gibi nice kahramanlık destanları vardır.
Onda, Toprak; eğer uğrunda ölen varsa vatandır diyen şairin belirttiği şekilde, uğrunda sayısız şehitler vererek coğrafya olmaktan çıkıp vatan olmuş kutsal ülkemiz, Türkiye vardır.
Onda Erzurumun barı, Orta Anadolunun halayı, Egenin zeybeği, Karadenizin horonu, Elazığın çayda çırası, Tuncelinin semahı vardır. Türk milletinin dokusunda vatan sathındaki her kümbetin, her kervansarayın, her abidenin, her eğitim kurumunun, her sanat eserinin ve her şehitliğin katkısı vardır.
Güçlü bir Türkiyeyi, kendi çıkarlarına uygun bulmayan dış güçler ile gaflet ve dalalet içindeki iç güçler sinsi eylemlerini sürdürmektedirler.
Ancak, dost ve düşman, hiç kimsenin şüphesi olmasın! Türk Silahlı Kuvvetleri; Atatürkün izinde, dün olduğu gibi bugünde, yüce Türk ulusundan aldığı güç ve destekle; çağdaş, laik, demokratik ve bağımsız Türkiye Cumhuriyetini, her türlü iç ve dış tehdide karşı, koşullar ne olursa olsun koruyacak, ülkemizin bütünlüğünü, milletimizin birlik ve beraberliğini sonsuza kadar yaşatacaktır.
Türkiyeyi bölmeye çalışan hainler ve onların işbirlikçileri, şu hususu unutmasın; Şehit kanlarıyla kazanılan ve yine şehit kanlarıyla kurtarılan bu vatan dünya durdukça duracak! Gök kubbe çökmedikçe bu şanlı bayrak sonsuza kadar şerefle dalgalanacaktır.
Ulu önder Atatürkün önderliğinde başlatılan medeniyet mücadelemize engel olabilecek her türlü fikir ve bölücü harekete karşı sürdürdüğümüz mücadelemiz, Türklüğün onur savaşıdır ve mutlak kazanılacaktır..dedi.
Konuşmanın ardından, geçit töreni yapıldı. Törenlere vatandaşlar büyük ilgi gösterirken, polisin de tören alanı ve çevresinde geniş güvenlik önlemi aldığı gözlendi.
FOTOĞRAFLAR: Selahattin GÖKATALAY (Görüş Gazetesi)