Batılı diplomat ve analistlere göre, ABDnin Türkiye ve Brezilyanın Tahrandaki diplomatik çabalarını görmezden gelmesi, iki ülkeyi İrana uygulanmak istenen yeni Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarına ret oyu vermeye itmiş olabilir.
İsimlerinin açıklanmasını istemeyen kıdemli Batılı diplomatlar Brasilia ve Ankaranın İranın nükleer programına getirilmek istenen yaptırımlara evet oyu vermeleri için ikna etmenin kolay olmadığını ancak hayır oyu kullanmalarının engellenebileceğini söyledi.
Geçtiğimiz hafta, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde düzenlenen oylamada, Lübnan çekimser kalırken Türkiye ile Brezilya hayır dedi. Böylece Konseyde ilk kez İran yaptırımlarına karşı ret oyu kullanılmış oldu.
Analistler, Türkiye ve Brezilyanın verdikleri ret oylarının, Güvenlik Konseyinin İran konusunda ikiye bölündüğüne işaret ettiğini belirtti. Diplomat ve analistlere göre yapılan en büyük hata ise, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clintonın 18 Mayıs tarihinde P5+1 (BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve Almanya) ülkelerine İran yaptırımları taslağını sunacağını açıklamasıydı.
Clintonın bu açıklaması Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silvanın Tahrana, yaptırımları önleyeceği umuduyla ertelenmiş nükleer yakıt takası anlaşmasını hayata döndürmek için düzenlediği zirvenin hemen ertesi günü geldi.
ABDli yetkililer Clintonın açıklamasını savunurken, taslağın Güvenlik Konseyine sunulmadan önce P5+1 ülkeleri tarafından büyük ölçüde kabul edildiğini, ancak Rusya ve Çinin 14-15 Mayıs hafta sonuna kadar yeşil ışık yakmadığını belirtti.
İLK TAŞI TÜRKİYE VE BREZİLYA ATTI
Yetkililer ayrıca Clintonın açıklamasının zamanlamasının Türkiye ve Brezilya ile bir alakası olmadığını, İranın gerekçe göstermeden yüksek derecede uranyum zenginleştirmeye devam edeceğini açıklamasına verilen bir tepki olduğunu belirtti.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü P.J Crowley, açıklama için İrana yanlış yolda olduğu ve bunun değişmesi gerektiği doğrultusunda açık bir mesaj vermek için doğru zaman olduğunu düşündük dedi. Sözcü, Washingtonun Brezilya ve Türkiye gibi ülkelerin katılım göstermeye açık olduğunun altını çizdiğini belirtti.
Crowley, hayır oylarının çok önemli olmadığını, Türkiye ve Brezilya ile yaşanan anlaşmazlığın stratejik değil, taktiksel olduğunu söyledi. Konsey diplomatları ise sorunun zamanlamadan ziyade Clintonın Erdoğan ve Lulanın çabalarına bir cevap olarak taslak metni Konseye sunması olduğunu ifade etti. Bu durum birçokları tarafından ABDnin iki müttefikinin suratına vurduğu bir tokat olarak algılandı.
Batılı bir diplomat, açıklamanın Türkiye ve Brezilyada ciddi bir öfkeye neden olduğunu ve bu iki ülkeye yaptırımlar aleyhine oy kullanmaktan başka çare bırakmadığını belirtti. Diğer bir analist ise Türkiye ve Brezilyayı utandırmanın anlamsız olduğunu ve iki ülkenin Tahran ile müzakereler süresince Washingtonu sürekli bilgilendirdiğini belirtti.
Uluslararası Güvenlik ve Bilim Enstitüsü (ISIS) uzmanı David Albright, tersi bir görüş ortaya koydu. Albright, Türkiye ve Brezilyanın yaptırım çabalarını yıkmaya çalışarak ilk taşı attığını, Clintonın ise karşılık verdiğini belirtti.
ANKARA VE BRASILIAYA ELEŞTİRİLER
ABDli Temsilciler Meclisi üyeleri Ankarayı İran konusunda uyardı ve İsrail karşıtı bir yol izlemeye devam ettiği sürece Washington ile olan bağların zarar göreceği uyarısını yaptı. Birçok temsilci, Türkiyenin komşusu İran ile gerginliği azaltma çabalarının anlaşılmaz olduğunu belirtti.
P5+1 ülkelerinin diplomatları, taslağı birkaç gün bekletmeye çalıştıklarını, ancak Washingtonun bunu reddettiğini belirtti. Brezilya, bu gelişmenin ardından ret oyuna karar verdi. Türkiyenin çekimser oy verme olasılığı ise konseyin oylamaya hazırlandığı 9 Haziran sabahı tamamen ortadan kalktı.
Türk diplomatlar, Ankaranın BM, Rusya ve Fransanın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumuna nükleer yakıt takası anlaşmasını reddettiğini belirtmesinin ardından ret oyuna karar verdiğini ifade etti.
Bir Türk yetkili, nükleer yakıt takası anlaşması masada dururken böyle bir cevap aldıktan sonra başka bir hamle yapamayacaklarını belirtti ve Bu, önceden belirlediğimiz konum ile tutarsız olurdu dedi.