Yeni Bir Yıl, Yeni Başlangıçlar ve Umutlar..
Bir ‘günaydındır’ aslında, uyandığımız her yeni gün… 365 günlük yeni yılın başlangıcına ‘günaydın’ dedik büyük beklentiler içinde! Kimimiz için hızla geçen, kimimiz içinse adeta geçmek bilmeyen bir sene oldu hiç kuşkusuz 2017. ‘Ne çabuk geçti’ diye hayıflandığımız cümlelerin sonunda 2018’e de alışacağız, onu da eskiteceğiz…
'Umutsuz girilmez' tabelası vardı 2017’nin boynunda! Bizde heybemizde büyük umutlarla girmiştik 2017’ye. Neler dilememiş, neler hayal etmemiştik ki? Peki, hangileri gerçekleşti, hangileri rafta kaldı? Hatırlayanımız var mı?
İnanın şunu iyi hatırlıyorum hiç böyle bir yıl dilememiştim ben. Hem kendim hem de güzel ülkem için… Tek temennim her şeyin 2017’de kalmış olması…
Aslında tarihi ne olursa olsun ‘umut’ ederek girilen ve yılsonunda beklentilerimize genelde karşılık alamadığınız, hep bir yenisini daha beklediğiniz bir yıldır, ‘yeni yıl…’ Ama olsun yine de psikolojik olarak yeniliklere adım atmak için uygun bir dönemdir 31 Aralık. Yeni kelimesinin yenilik getireceğine inandığımızdan büyük anlamlar yükleriz 365 gün ve 6 saate. Hepimiz hayatımız boyunca sayısız hayaller içinde yaşarız. Bizlerin kurmuş olduğu bu hayaller, genellikle olmayı istediğimiz yerde ve olmak istediğimiz insanlar ile birlikte olmaktır. Yeni yıl ise bu hayalleri kurmak adına sadece bir bahane...
Aslında tüm bunları yapmak adına insan sormadan edemiyor, yeni yıla bu kadar ‘anlam yüklemek’ doğru mu diye?
Yapılan bir araştırmaya göre dünya genelinde en yaygın yeni yıl beklentisi “daha fazla para kazanmak”… Genelleme yaparsak bu temenni geçerliliğini hiç yitirmeyecek gibi. Burada esas dikkat edilmesi gereken ise ‘zengin olma’ arzusu içinde gereksiz ‘hırslara’ yenik düşmemekten geçiyor. Geleceği bilmediğimiz halde ‘tatlı’ hayallere kapılmak güzel ancak işin hayati bir ‘püf noktası’ var ki, o da geçmişin iyi yapılmış muhasebesinde yatmakta. Geçmişe yönelik iyi yapılmış bir muhasebe, beklentilerin içindeki, umutsuzluk, korkular ve endişelerin azalmasına yardımcı olacaktır. Aksi takdirde hayal kırıklıkları hayatın bir parçası gibi yaşamın her alanında görülmeye devam ederek ruh sağlığımızın giderek bozulmasına neden olacaktır.
Hayal kırıklıklarının umutsuzluğa sürüklenmesini engellemenin en kolay yolu, özellikle ekonomik, siyasi ve sosyal konulardaki beklentilerin toplumun koşulları ve hayatın gerçekleri göz önünde tutularak gerçekçi beklentiler yapmaktan geçmekte.
Ancak, bu hayal kırıklıkları bile beklentinin aynı zamanda değişimin en büyük etkenlerinden biri olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Bu da iyi yönde değişim için beklenti çıtasının yükseltilmesini zorunlu kılmaktadır.
Yeni yıla ‘merhaba’ dediğimiz bu günde, geçmişe takılı kalmadan ‘ders çıkarma’ bilinci ve becerisini göstermek, hayatın her alanında meydana gelecek değişimin toplum refahına olumlu bir şekilde yansıyacağını unutmamak lazım.
Unutulmaması gerekenler listesine bir ek daha yapalım; ‘bir şeye nasıl başlarsanız öyle devam edermiş!’ Ona yüklediğiniz duygu, ona verdiğiniz anlam ne kadar pozitif ve kuvvetli olursa, o da size o ölçüde yakınlaşır. Geriye ise biraz emek, biraz zaman ve en önemlisi yaptığınıza gerçekten gönülden inanmak ve o yola baş koymak kalıyor.
Acıyla biten, sevinçle yenilenen, kederle harmanlanan kocaman senenin sonunda herkese sağlık dolu huzurlu ‘pırıl pırıl’ bir yıl diliyoruz…
"...Kırılacak 206 tane kemiğiniz varken, aptalın biri gelir kalbinizi kırar..." demiş olsa da Harlem Rönesansı'nın en önemli şairlerinden Langston Hughes, siz o ‘aptalları’ hayatınıza sokmayın ve sakın “umudunuzu yitirmeyin…”
Sağlıkcakla kalın…
Suat KOZLUKLU- Editör