SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Mustafa Bahadır Altaş

Yaş Kayısının Malatya İçin Ekonomik Değeri ve Hasanbey Kayısısı

Yaş Kayısının Malatya İçin Ekonomik Değeri ve Hasanbey Kayısısı
A- A+ PAYLAŞ

Mustafa Bahadır ALTAŞ
Yeminli Mali Müşavir
mba@mbaymm.com

Geçtiğimiz günlerde basında yer alan bir habere göre, Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Ferhat Gürüz; Gürüz Türkiye'nin Temmuz ayındaki yaş meyve ve sebze ihracatının 155,2 milyon dolara ulaştığını belirterek, yılın 7. ayında sektörün en fazla şeftali, kiraz-vişne ve kayısı ihraç ettiğini, şeftalide yüzde 53 artışla 41 milyon dolarlık, kiraz-vişnede yüzde 45 azalışla 34 milyon dolarlık, kayısıda yüzde 82 artışla 26 milyon dolarlık döviz geliri elde edildiği söylemiş.

Haberi okuyunca yaş kayısı ihracatında elde edilen gelirin Malatya ekonomisine katkısı nedir, diye baktığımda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre Malatya’dan Temmuz ayında ihraç edilen yaş meyve tutarı 3,27 milyon dolar olarak gerçekleştiğini, yani toplam yaş kayısı ihracatında yüzde % 12,5 lık bir paya sahip olduğunu gördüm.

TİM verilerine göre 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin rakamlar baktığımızda ise;  
-2020 yılında Türkiye geneli 2 milyar 731 milyon dolar yaş meyve ihracatı gerçekleşirken Malatya dan 4,96 milyon dolarlık,
-2021 yılında Türkiye geneli 3 milyar 83 milyon dolar yaş meyve ihracatı gerçekleşirken Malatya dan 6,63 milyon dolarlık,
-2022 yılında ilk yedi aylık dönemde Türkiye geneli 1 milyar 613 milyon dolar yaş meyve ihracatı gerçekleşirken Malatya dan 3,27 milyon dolarlık ihracat gerçekleşmiş.

Bu ihracat rakamları 'Dünya Kayısı Başkenti' olarak tanımladığımız Malatya’nın yaş kayısı pazarından gerekli payı alamadığını ortaya koymaktadır. Geçtiğimiz günlerde, malatyahaber.com'da yer alan “Malatya'nın 'Yaş Kayısı' Geleceği 'Unutulan' Hasanbey Çeşidi ve Öyküsü” haberi okuyunca konunun Malatya için ne kadar önemli bir o kadarda üzücü bir boyuta ulaştığı öğrendim.  

Kayısı konusunda önemli çalışmalar yapan ve bu konuda birçok yazılı eseri ve makalesi bulunan Prof. Dr. Bayram Murat Asma yazılarında Hasanbey çeşidi kayısı ile ilgili şu bilgileri vermektedir:

“Malatya’nın ilk Belediye Başkanı Hasan Derinkök’ün çalışmalarıyla 1930 yılında ıslah edilip fidanları çoğaltılan Malatya’nın erkenci sofralık kayısı çeşididir. Meyvedeki şeker miktarının yüksek olması nedeniyle önceleri kurutularak değerlendirilmiş fakat sonraki yıllarda çeşidin erkenci, meyvesinin iri, gösterişli ve sert dokulu olması nedeniyle sofralık tüketimi ön plana çıkmıştır. Malatya koşullarında meyve hasadı 10-25 Haziran tarihleri arasında yapılır. Rakımca yüksek bahçelerde 15 Temmuz’a kadar hasat devam eder. Hasanbey kayısı çeşidinin meyveleri erkenci, oldukça iri, gösterişli ve nakliyeye uygun olması gibi üstün özelliklere sahiptir. Malatya’nın en eski kayısı çeşitlerinin başında gelir. Ayrıca Malatya’nın en önemli sofralık kayısı çeşididir."

Bilindiği üzere Hititler Malatya şehrini kurduklarında buraya “Meyve Bahçesi”, “Bal” manasına gelen “Maldiya” ismini vermişlerdir. Dünden bugüne tüm yazılı belgelerde Malatya’nın toprağı havası ve suyu ile kendine has tat ve lezzette endemik meyvaların yetiştiği bir şehir olarak yazmaktadır.

Ne yazık bu güzel şehrimiz bilinçsiz üreticilerin yaptığı tarım ve bilinçsiz yöneticilerin rant için betonlaştırdığı şehirleşme ile artık tamamen ticari amaçlı tek düze ürünün yetiştirildiği bir şehir haline gelmiştir.

Malatya’nın ve dünyanın en güzel ve lezzetli sofralık Hasanbey çeşidi kayısı ve birçok kayısı türü bilinçsiz üreticiler ile yetersiz ve yanlış pazarlama politikaları yüzünden yok olmaktadır.

Kayısı gibi çok değerli bir tarım ürünün sadece kuru meyve olarak değil yaş olarak da tüketilerek ekonomiye katkı sağlaması için caba sarf etmemiz üründe çeşitlilik ve tüketim alışkanlıkları ile pazarlama yöntemimizin değişmesi de bu acıdan çok önemlidir.

Yaklaşık on yıl önce, Haziran 2012'de Garanti Anadolu Sohbetleri'nin 80'inci toplantısı Malatya'da Anemon Otel'de yapılmış ve toplantıda Malatya ekonomisinin gelişme alanları ile kayısı başta olmak üzere, tarım ürünlerinde verimliliği artırma, gelişmiş depolama ve pazarlama stratejileriyle kentin ihracat hedefini yükseltmenin yolları detaylı olarak ele alınıp tartışılmıştı. Benim de izleyici olarak katıldığım bu toplantıda görüşülen konuların hepsi çok önemli olmakla birlikte, bana göre Malatya için en çok önem arz eden konu, eski Maliye bakanlarından Tarımsal İklimleme ve Teknolojik Araştırmalar A.Ş. Başkanı Zekeriya Temizel’in hasat sonrası ürün değerlendirme teknolojileri konusundaki bilgi ve deneyimlerini aktardığı bölümdü.

Zekeriya Temizel konuşmasında "Malatya'nın önemli ürünü kayısının sadece yaş ve kuru olarak ele alınması yerine farklı bir modelle değerlendirilmesi gerektiğini anlatarak, bu yeni modelle kayısıdan çok daha fazla gelir elde edebileceğini, bunun içinde hasat sonrası taze ürünün pazar süresinin uzatılması gerektiğini" söyledi. Bir yandan da hasat sonrası ürünün her yönüyle işlenmesi konusunda yapılabilecekleri anlattı. Ve atmosfer kontrollü depolarda saklanarak ürünün pazara birden bire fiyat düşüren şekilde değil aralıklı olarak sunulmasının yaratacağı imkândan yararlanılmasını önerdi.  Hasat sonrası ürünün özellikle çekirdeğinden yağ çıkarılarak ve aktif karbon elde edilerek katma değerinin artabileceğini ve Malatyalıların bu konuya eğilmeleri gerektiğini rakamlarla ortaya koydu.

Konuyla ilgili örnekler veren Temizel, Fransa'nın dünya kayısı üretiminin yüzde 2,7 sine sahipken Türkiye'nin yüzde 20,6 paya sahip olduğunu belirtip 2007 rakamlarına göre elde edilen gelirleri ve önerdiği değişimle elde edilebilecek gelirle ilgili rakamları açıkladı.  2007'de Fransa'nın 2,7 payla 117 milyon dolarlık gelir elde ederken Türkiye'nin yüzde 20,6 payla 170 milyon dolar elde edebildiğini söyledi. Önerdiği uygulamaların hayata geçirilmesiyle kayısının yüzde 10'unun atmosfer kontrollü depolarda korunmasıyla piyasa değerinin 100 milyon dolara yükselebileceğini, çekirdeğinden yağ elde edilmesiyle 200 milyon dolar gelir elde edileceğini, Aktif karbon üretimiyle 90 milyonluk bir ek gelir elde edilerek, kayısıdan elde edilen gelirin 170 milyon dolardan 390 milyon dolara yükselebileceğini 2007 yılı kesinleşmiş rakamlarıyla ifade etti.

Temizel'in konuşması toplantıya katılan tüm katılımcıların ve Malatyalıların büyük ilgisini çekmesine rağmen o günden bugüne konuya taraf olan Tarım İl Müdürlüğü, Ticaret ve Sanayi Odası ve Ticaret Borsası başta olmak üzere hiç kurum ve kuruluş tarafından bu konuda olumlu bir adım atılmadı.

Yukarıda yer alan TİM yaş meyve ihracat verileri ile Malatya’dan yapılan kayısı başta olmak üzere yaş meyve ihracat rakamlarını dikkate aldığımızda geçen sürenin Malatya adına kayıp yıllar olduğunu ortaya koymaktadır.

Yaş sofralık tüketime en elverişli kayısı olan Hasanbey kayısı çeşidine ve diğer kayısı çeşitlerine  sahip çıkmamız ve yaşatmamız Malatya için ve kayısının geleceği için önem arz etmektedir.

Malatya üretmiş olduğu kayısı ile dünyada söz sahibi bir il olmasına rağmen geçmişten gelen geleneksel yöntemlerin dışına çıkılmamış olması nedeniyle kayısı ve ürünlerinin çeşitlendirilmesinde istenen gelişimi sağlayamamıştır. 

Kayısıda yaşanan rekolte veya fiyat düşüşü sonrasında her zaman kayısıya alternatif ürün arayışına girenler hiçbir zaman kayısının kuru meyve dışında yaş ve işlenmiş olarak ürün çeşitliği ve yeni pazarlar arayışına girmemişlerdir.  

Malatya coğrafyası,  toprak ve iklim yapısı gibi çevreyle ilgili özellikleriyle renk, tat, koku ve kuru madde bakımından dünyanın en ünlü kayısısının yetiştiği ildir.

Kayısının üretim aşamasından ihracatına kadar geçen sürede belirlenen tüm hedefler ve bu hedeflere ulaşmak amacıyla, ilkbahar geç donlarından etkilenmeyen iklim şartlarından kaynaklanan olumsuzlukları rakım farklılığında yararlanarak üretim planlaması ile sezon boyunun uzatılması, kaliteli ve verimi yüksek bahçelerde üretimin gerçekleşmesini sağlayarak, kayısının sofralık ve kurutmalık olarak üretimin geliştirileceği “Kayısı Tarım Politikası” ile fiyat istikrarının sağlanacağı dış etkenlerden en az düzeyde etkilenecek rekabetçi ve kendi dinamikleri olan kayısının ürün çeşitlendirilmesi başta olmak üzere yaş, kuru ve işlenmiş ürün olarak değer bulacağı “Kayısı Ekonomi Politikası”nın acilen oluşturulması gerekmektedir.

Başta tarım il ve ilçe müdürlükleri olmak üzere ziraat odaları ile konuya taraf ticaret borsaları ve sivil toplum kuruluşları bu konuda sorumluluk alarak üzerine düşen görevi yapmalıdırlar.

2014 yılında Büyükşehir yasasıyla Malatya'da 534 köy bir gecede mahalle oldu. Köyler yok olursa kayısı da hayal olur, diye ekleme yapmalıyım. 

______

FOTOĞRAFLAR: Hasanbey çeşidi kayısı

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

3 yorum yapılmış

  • Atilla Kantarcı (1 yıl önce)
    Sevgili kardeşim; Kayısı ile ilgili onlarca makale yazdım. Özbekistan, Türkmenistan gümbür gümbür geliyor, siz hala kaysı başkenti dediğiniz şehirde Iğdır aşılı kayısı üretme çabasındasınız, Özbekistan’a Türkmenistan’a kayısı fidanı göndermek gibi bir ihanet içindesiniz dedim kimsede çıt yok! Bu gidişle kadim türlerimiz Hasanbey, Çataloğlu gibi harika lezzetli sofralık türlerimiz yok olup gidecek… Şunu çok iyi anladım ki; Tüm yetkililer “mış gibi “ yapıyor…
    %89
    %11
    Yanıtla
  • M.Bahadır Altaş (1 yıl önce)Atilla Kantarcı isimli kullanıcı yorumuna
    Atilla beyçok haklısınız. Malatya Büyükşehir oldu fakat değişen bir şey olmadı. Şehri yönetenler dünde bugünde hala kendisini Aşağışeher belediye başkanı sanıyor.
    %89
    %11
    Yanıtla
  • Şakşakçı (1 yıl önce)
    Malatya haber ailesine çok teşekkür ederiz habercilikte Malatya değerlerine sahip çıkan tek basın yayın organı. Siyasilerdende Selahattin başkan dışında memlekete sahip çıkan yok. 2. Turgut Özal dönemi demiyorum 1. Selahattin Gürkan dönemi diyorum. Çünkü daha çok hizmet edecek daha iyi yerlere gelecek. Selahattin başkan ne yer ne de yedirir. İşi gücü rast gitsin değerli başkanımın.
    %59
    %41
    Yanıtla

Mustafa Bahadır Altaş yazıları