YMS Kimi Temsil Ediyor, Hamzaoğlu Farkında mı?!
..Malatya’da futbol her şeyden önce şahsiyetli, karakterli oyundur; güzel futboldur..
Güler HAZAR
Küçük Prens’in yazarı Antoine de Saint-Exupéry, liderlik iddiasında olanlara ve yönetimde bir vizyon ortaya koymak isteyenlere şu muhteşem yol haritasını çiziyor: “Eğer bir gemi inşa etmek istiyorsan, insanları odun toplamak için çağırma ve onlara görev dağıtıp iş verme. Bunun yerine onlara, denizin sonsuz büyüklüğünü arzulamayı öğret”.
Exupéry’den kulaklara küpe olacak bu aforizmayı aktardıktan sonra, konuya doğrudan giriyorum:
Bana, “Futbolu teknik – taktik olarak” anlat derseniz anında sınıfta çakarım.
Ha; ofsaytı da futbola şerrini sürüp, ortalıkta futbol yorumcusu diye gezinen birçok sözde yorumcudan daha iyi tarif ederim.
Futbolda beni etkileyen; bu oyuna hakkını veren güzellikte ve ustalıkta oynayan iki takımın yeşil sahalar üzerindeki şiirsel oyunu, su gibi akıp giden güzel hareketleri, usta işi estetik çalımları olduğu kadar; takımların dayanışma ve örgütlenme ruhu ile sahaya bir karakter, bir oyun anlayışı koymaları; kazanma yolunda gösterdikleri istek, azim ve temsil ettikleri formanın değerlerine gösterdikleri sadakat ve saygıdır.
Tabii, kitleleri büyüleyecek böyle bir futbolun oynanabilmesi için de Exupéry’nin lider olma iddiasındakilere bedavadan verdiği yol haritasındaki lider ya da yönetici imgesindeki vizyona ve temsil ettiği formanın değerlerine sadakate sahip bir teknik direktöre sahip olması gerekir; değil mi?
Son Beşiktaş – Yeni Malatyaspor (YMS) maçı üzerinden, Hamza Hamzaoğlu’na gelelim öyleyse; Yeni Malatyaspor’un teknik lideri, teknik patronu, teknik direktörüne yani…
Farkındayım, birkaç gün gecikti ama yine de yazmaktan kendimi alamadım.
Teknik direktör, yönettiği takımı rezil de eder; vezir de…
Hamza Hamzaoğlu, televizyonlarda, gazetelerde ne kadar futbol yorumcusu varsa, hepsinin ittifak ettiği görüşle; kelimenin tam anlamıyla Yeni Malatyaspor’u rezil etti bu maçta.
Maç dediğime bakmayın.
Maç, “match’ten, eşleşme demek; iki takım arasındaki karşılaşma yani.
Peki sahada eşleşen iki takımı mı vardı?
Hayır; bir tarafta bir önceki hafta kazanmaya başlayan, Yeni Malatyaspor karşısında da kazanma azmindeki Beşiktaş, diğer tarafta ise üzerinde Yeni Malatyaspor forması olan 11 kişi ve kenarda Hamza Hamzaoğlu.
Yeni Malatyaspor, yine futbol yorumcularının ittifak ettiği bir görüşle, Süper Lig’i sonuna kadar götürebilecek, hatta uçuk olmayan bir hedefi bile gerçekleştirebilecek Süper Lig kalite ortalamasının az da olsa üzerinde bir takım.
Ama, iyi olmayan bir Beşiktaş karşısında, Hamza Hamzaoğlu, tam anlamıyla ezik, sinik, darmadağın oynatıyor 11 kişiyi.
Amaçsız oynatıyor Hamzaoğlu; 11 kişi ne yaptığını bilmiyor; ne için sahada olduğunun da farkında değil.
Karmaşa, kaos hakim 11 kişiye; aciz ve acuze durumdalar Beşiktaş karşısında.
Çünkü Hamza Hamzaoğlu, bazı futbolcu tercihleri ve ısrarı nedeniyle nasıl seçtiği çok tartışılan o 11 kişiyi takım yapma konusunda bir istek, bir arzu, bir vizyon aşılayamamış…
Hamza Hamzaoğlu, Yeni Malatyaspor forması giyen sahadaki takıma kazanmayı, mücadele etmeyi, hırs ve azimle oynamayı unutturmuş; hücum etmeyi, ileri çıkmayı, pas yapmayı, hafızalardan sildirmiş de öyle sürmüş sahaya takımı.
Ve hepsinden önemlisi; ne Hamza Hamzaoğlu, ne de sahaya sürdüğü takımı; neyi, nasıl bir kenti, giydikleri formanın hangi değerleri temsil ettiğinin zerre farkında değiller.
Geçen yıllarda, Yeni Malatyaspor’un maçlarını stadyumda ve televizyondan izledim; efsane Malatyasporumuzun 1. Ligden düştükten sonraki birçok maçını da izledim.
Tabii ki Malatya futbol tarihine canlı tanıklık yapacak kadar bir geçmişim yok.
Ama araştırır, sorar, öğrenirim.
Malatyaspor ve Yeni Malatyaspor tarihinin gazeteci tanığı, ustamız İsmet Yalvaç’la; futbol yazıları birer edebiyat makalesi niteliğinde olan Malatyaspor aşığı Bülent Korkmaz’la, efsane Malatyaspor’un ve Yeni Malatyaspor’un tarihselliğinin bir kişide ortaya çıkan hali olan Adil Kınık ağabeyle konuştum…
Malatyaspor’un profesyonel liglerde Malatya’yı temsil ettiği 1960’lı yılların ikinci yarısından Beşiktaş – Yeni Malatyaspor maçının oynandığı tarihe kadar geçen yaklaşık 55 yılda böyle bir rezalete, böyle bir acizliğe, böyle bir sinikliğe, böyle bir futbol cehaletine tanık olmadıklarını aktardılar bana…
Ne tanık olmuşlar, ne duymuşlar…
Çünkü o güne kadar Malatya futbol tarihinde böyle bir 'kepazelik' yok…
Malatyaspor adını taşıyan takımlar, tarihlerinde kimleri dize getirmedi?
Kimleri yenmedi; kimleri sahadan silmedi ki…
Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor… Hem de, Türk Futbol tarihinde bunların hepsini sıraya dizerek aynı sezonda yenen iki takımdan biri Malatya’nın takımıydı…
Beşiktaş’a 5 atan bu şehrin efsane takımıydı.
Daha iki yıl önce Trabzonspor’u 5-0’la Malatya’dan yollayan Yeni Malatyaspor değil miydi?
Henüz 2. Ligde iken Fenerbahçe’yi Türkiye kupasında saf dışı eden Sarı – Siyahlı takım değil miydi?
Çok uzaklara gitmeyelim; geçen sezonun ilk yarısında Beşiktaş’ı İstanbul’da 2-0’la Vodafone Park’ın çimlerine gömen Yeni Malatyaspor değil miydi?
Küme düşmeye az kala; yerden yere vurulan Kemal Özdeş yönetimindeki bu takım, Galatasaray’a hakem kararlarıyla yenilmiş olsa da, mücadeleci, karakterli, şahsiyetli futbolu ile Fatih Terim’in Galatasaray’ına TT Arena’da kök söktürmemiş miydi?
Bir o maçlara bakın, bir de Beşiktaş karşısındaki Yeni Malatyaspor’a…
Malatya futbol tarihinde eziklik yoktur, siniklik, korkaklık yoktur.
Olamaz da.
Hele neyi temsil ettiğinin farkında olmamak… Asla affedilemez.
Yeni Malatyaspor, bir Malatya markası olarak Malatya’yı temsil ediyor Hamza Hocam.
Farkındalığınızda bir sorun olabilir belki; ama anlatayım size:
Yeni Malatyaspor sizi değil, Malatya dışındaki Malatyalılarla birlikte yaklaşık 2 milyonluk Malatyalıyı temsil ediyor.
Adında Malatya olan bir takım, karşısında hangi takım olursa olsun, tedbirlerini ve futbolun gerektirdiği kalite ve düzeyde savunmasını da sağlama alarak mutlaka kazanmak için oynar.
Kazanmak dedimse bunu sadece puan ya da puanlar olarak algılama Sayın Hocam.
Mücadele et; azimle, kararlılıkla, cesaretle, bilgiyle, teknikle, estetikle oyna; futbolu çirkinleştirme, güzel oyna; mağlup olsan da, galiptir bu yolda mağlup diyerek başımızın üzerinde yeriniz var der, yolumuza devam ederiz.
Çünkü Malatya özelinde futbol sadece puan ve bu puanlar karşılığında alınan üç – beş milyon TL para değildir.
Malatya’da futbol her şeyden önce şahsiyetli, karakterli oyundur; güzel futboldur.
Karakterden yoksun, kendi stili ve anlayışı olmayan ve kısaca Beşiktaş – Yeni Malatyaspor maçı sonrası tüm yorumcuların, “Dan dun futbolu” olarak adlandırdığı futbolsuz futbolunuz, oynattığınız rezil oyun, Yeni Malatyaspor’u ve Malatya’yı temsil edemez.
Futbol efsanelerinin geçtiği, Dünya Kupası finali oynayan Brezilya Milli Takımı’nın ve dünya futbol piyasasının en değerli üç oyuncusunu; Eder, Serginho, Carlos’u kadrosuna katabilen, bu transferlerle İstanbul’un üç büyüklerine şok yaşatan klastaki bir şehri temsil ettiğinizin farkında değilsiniz.
Yarım kalan bir hikâyeyi tamamlamak üzere geldiğinizi söylediniz Sayın Hocam.
Hikâye böyle tamamlanmaz.
Masal bile olamaz; olsa olsa 13 bölümlük tutunma şansı verilen aptal uyutan TV dizilerinin ilk 10 bölümde yayından kaldırılması örneği olabilir sizinki.
Şayet senaryonuzda, oyun performansınızda, oyun anlayışı, varsa futbol felsefenizde bir değişiklik yapmadan, temsil ettiğiniz Malatya’nın anlam ve öneminin farkına varmadan, aynı kafayla devam etmeniz halinde sizin hikâyeniz de ilk 10 haftada sona erdiğinde şaşırmayın.
Yönettiğiniz oyuncularınıza, kuru kuruya görev dağılımı yaparak onları sahaya süremezsiniz.
Bunun yerine onlara, Malatya halkının sonsuz genişlikteki gönlünü kazanmak için, ekmeğini yedikleri, suyunu içtikleri Malatya’yı gerçek anlamda temsil edebilmeleri bilincine kavuşmalarını sağlayarak, karakteri olan bir futbol oynatmak zorundasınız.
İyi, karakteri olan, mücadeleci, cesur, yüreğiyle birlikte aklını da kullanan, ‘dan dun’ değil, mantığı ve futbol aklı ve ruhu olan bir oyun oynatmakla yükümlüsünüz.
Sonra mı?
Kaybedebilirsiniz de…
Ama Malatya’yı hakkıyla temsil etmiş olursunuz; kaybetseniz bile bu şehir sizi bağrına basacaktır.
Önemli olan mücadeleden vazgeçmemek, mücadeleci ruhtan taviz vermemek; üzerinde Malatya yazan formalarla acizleri oynamamaktır.
Karakterden yoksun futbolunuz ile TV spor programlarında, gazetelerin spor sayfalarında “Malatya” adıyla “rezalet, zavallı, perişan, kepazelik” kelimesinin, defalarca bir arada kullanılmasına izin vermeye asla hakkınız yok.
Yeni Malatyaspor, Malatya demek.
Malatya’ya sadakatle mükellefsiniz.
Bir Yeni Malatyaspor taraftarı olarak yazıyorum: Ya, bütün bir medyada “rezil, rezalet” nitelemesiyle anılan futbol anlayışınızı değiştirin ya da gereğini yapın..
Malatya, 1 puan almak gibi garantici ve ucuzcu oyun planları, çağdışı kalmış futbol “stratejileri”, ya da büyük takımları üzmemek üzerine kurulu şark kurnazlıklarıyla harcanabilecek bir şehir değildir.
______________
FOTOĞRAF: Hamzaoğlu, Beşiktaş maçında oyundan alınan Acquah'ın da tepkisine hedef olmuştu..