Gazeteciler Var, Bir de 'Gazeteci (!) Esnafı' Var..
Bunlar yüzünden, kendimizi tanıtırken, “gazeteciyim” demekten utanır hale geldik..
Güler HAZAR
Ünlü bir atasözü var; muhtemelen söz dağarcığınızda yer alıyordur: “Ahlaksıza ahlaksız olduğunu unutturursan, sana ahlak dersi vermeye kalkışır”.
Bu gerçeklik, hayatın hemen her alanında geçerli olmakla birlikte; medyanın teknolojik araçlarla yeniden biçim aldığı günümüzde, bu teknolojik imkanlar Malatya’da, yerel medyaya bir şekilde sızmış, sayısı her geçen gün geometrik biçimde artan, gazetecilikle uzaktan yakından ilgisi- bilgisi olmayan, bir takım sözde gazetecilerin türemesine yol açtı.
Teknolojinin yarattığı kolaylıklar sayesinde, habercilik yapmak iddiasıyla Malatya’da kurulan ve sayısı 200’ü aşan sözde haber sitesine, yemekli basın toplantılarına, belediye başkanlarının, iş adamlarının, siyasilerin boy boy fotoğrafları ve bunlara ait bültenlerle doldurulmuş, kısacası kağıt israfı niteliğindeki bazı dergilerine bakarsanız Malatya’da sayısız gazeteci (!) var.
Gazetecilik meslek eğitimi, donanımı ve hatta 'okur-yazar' düzeyinin dışında bir altyapısı da olmayan, ama cüretkar bazılarının 'basın mensubu' olarak ortada dolaştıklarını ve maalesef birçoğuna, bazı basiretsiz siyasilerin, yerel yöneticilerin, kurum kuruluş temsilcilerinin itibar ettiğini görünce, 'bu yapıyorsa ben de yaparım' diyen başkalarının da ortaya çıkmalarına yol açıyorlar. Sayıları devamlı artıyor.
Ancak, Malatya’da kelimenin ve kavramın ifade ettiği anlamıyla gazetecilik yapan sayısı, bir elin parmaklarını geçmez.
Mütevazı davranmayacağım; hakiki anlamıyla, meslek ahlakı, ilkeleri ve sorumluluğu ile gazetecilik faaliyeti yürütenlerin en başında, benim de içinde bulunmakla övünç duyduğum usta ve yetkin bir ekip geliyor.
Malatya’da gündemi büyük ölçüde işte bu usta, yetkin ve gazetecilik meslek ahlakıyla kuşatılmış ekip belirlemektedir.
Kökeni ve birikimi, Malatya’nın en eski yerel gazetesi unvanını taşıyan Görüş Gazetesi’nin yaklaşık 50 yıllık gazetecilik mirasına dayanan, “Görüş yazmışsa doğrudur” tespitini yapan Malatya halkını asla hayal kırıklığına uğratmayan bir gazetecilik disiplinine sahip olan bu ekip, benim de içinde bulunduğum medya grubu, Malatya halkının doğruları ve gerçekleri öğrenme hakkı için mücadele etmektedir.
Bu mücadelemizin, kendi bireysel çıkarlarını Malatya’nın çıkarlarına tercih eden birçok kesimi rahatsız ettiğinin farkındayız.!
İçinde bazı siyasi odakların, ekonomik çıkar gruplarının, bazı kamu yöneticilerinin, menfaat şebekelerinin olduğu bu kesimleri rahatsız etmekten asla çekinmedik; bundan sonra da çekinmeyeceğiz!
Gazetecilik meslek ahlakı ve sorumluluk ilkelerinin yansıması olarak yaptığımız gazeteciliğin Malatya’yı da aşan gücü karşısında rahatsızlıklarını doğrudan dile getiremeyen, haberlerimizdeki iddia ve eleştirilere cevap veremeyenlerin ve güç odaklarının başvurduğu aciz yöntem ise, bu parayla- menfaatle faaliyete geçen “kumbara”ları devreye sokmak oluyor.
Malatya, internet yayıncılığında, yetersiz olmakla birlikte, işini iyi niyetle ve samimi olarak yapma çabasındaki birkaç haber sitesini dışarıda bıraktığımızda, tam anlamıyla bir “sözde haber sitesi” çöplüğüne dönmüş durumda.
Aklınıza gelen her işi yapmış, ama bir türlü 'dikkate alınmamış' ezik tiplerden, kendilerine resmi kurumlarda iş bulmak için bir internet sitesi kurup sonra uyuttukları siyasileri kullanıp bu vesileyle kapağı çeşitli kurumlara atanlardan, sadece bir tanıdığına yakın ilgi gösterilmesini veya talebinin karşılanmasını sağlamak için 200- 300 liraya bir site kurup kendini 'basın mensubu' yaptıktan sonra kurum yöneticileriyle ilişki kurmak isteyenden, görev yaptığı kurumda daha rahat koşullarda çalışmak, terfi ve zam almak için bir internet sitesi kurup bunun avantasını yiyenlere, sorunlu geçmiş ve kimliklerine karşı yutturdukları yeni konumları için tehlike arz eden, arşiviyle- kayıtlarıyla 'sen bu değil misin?' diyebilecek kurumları uzak tutma ya da o kurumların yöneticileriyle diyalog kurabilme, etkili- yetkili kişilerle fotoğraf çektirip çevrede saygınlık yaratma- baskı kurma hedefiyle ortaya çıkanlara, asıl işleri doğrultusunda ihale usulsüzlüğü- yolsuzluğu yaparken karşılarına çıkacak engelleri geçebilmek için bir de basın işine atlayanlara veya parası olup da toplumda bir yer ve kimlik oluşturamadığı için 'basın'a da sürtülenlere..
Aslında tek bir cümleyi düzgün yazabilme yetenekleri olmamasına rağmen, abone oldukları ajanslar ya da kurum- kuruluşların 'doğru- düzgün yazılmış' bültenlerini yayınlamakla kendini gazeteci sayan- öyle yutturan, maalesef ellerindeki olanaklarla bu tiplerin aslında kim olduklarını öğrenebilecek olmalarına rağmen bunlarla birlikte görünen, fotoğraf vermekten çekinmeyip, bunlarla diyalog kuran bazı kurum ve kuruluş yöneticilerinin bu basiret sorunlu tutumlarının da verdiği cesaretle sayıları her geçen gün artıyor.
Sadece medya çöplüğünün birer parçası olan bu siteler değil, aynı zamanda gerçekten kağıt israfı olan bazı dergiler etrafında sözde gazetecilik yaptığını ileri süren bu kişilerin, en basit düzeyde bile herhangi bir gazetecilik faaliyeti bulunmuyor.
Çünkü, gazetecilik teorik ve pratik meslek bilgisi ve donanımı ister!
Siteleri var, dergi yayınlıyorlar ama içerik yok; çünkü içerik üretmek bilgi, beceri, yetenek, birikim ister!
Sadece bilgi de yetmez gazetecilik için; aynı zamanda insan olmanın doğasındaki ahlakın yanı sıra meslek ahlakını taşıyabilecek bir kişiliğe de sahip olmak gerekir.
Malatya’da il yöneticileri ile siyasilerin yemekli basın toplantıları dışında, hele bir haber takibinde hiç göremezsiniz, bu sözde gazetecileri.
Bu sözde gazetecilerin en önemli aktiviteleri ise, ekibimizin hazırladığı ve benim de mensubu olduğum yayın grubunda yayınlanan, Malatya’nın kamusal çıkarlarına hizmet eden, Malatya halkının menfaatlerini koruyan, Malatya’nın kent kimliğine ait değerlerin tahrip edilmesini önlemeye yönelik haberler nedeniyle kişisel çıkarlarına çomak soktuğumuz kimi kurum ve yöneticiler, siyasiler, menfaatleri zarar gören çıkar odakları için bize, yani gazeteciliğin onurunu taşıyanlara saldırmak, çamur atmaktır.
Benim ve yayın grubumuzdaki diğer arkadaşlarımızın haberleri, yazıları olmasa Malatya’da ne olup bittiğinden asla haberdar olmayacak bu tipler, yayınladığımız haber ve yazılara, sahiplerine yaranmak için sokak ağzı ile sözde cevap verilmekte, bunun karşılığında önüne atılanla mutlu olmaktadır.
Bilgisi ve yeteneği olmadan bir işe 'şerrini sürtenler' genel olarak kompleks içinde olurlar.
Yayın grubumuzda yayınlanan bir haberdeki olay ve gelişmeleri ilk defa benim ya da arkadaşlarımın yazdığı haber sayesinde öğrenen sözde yazar, sözde gazeteci, bizden öğrendiği olaylar üzerinde yazı yazmakta, sonra da pişkince “Ey Malatya basını haberin var mı böyle bir şey oldu; ilk defa ben yazdım” diyebiliyor!
İlk defa benim ya da bizim haberlerimizden öğrendiği bir olayı, bir gelişmeyi bu tip kompleks içinde olan sözde gazeteciler, kendilerinin ürünü olarak pazarlayabiliyorlar.
Ne zaman Malatya’nın değerlerinin korunmasına dair eleştirel bir haber yayınlasak, ilk olarak bu tipler, yani sahibinin para ile doldurduğu 'kumbaralar', ortaya çıkmakta, sahiplerinin çıkarları için Malatya halkının ortak faydasına saldırmaktadır.
Ellerinde faturaları, sahiplerine yaptıkları hizmetin bedelini tahsil etmek için belediyelerin, meslek odalarının, üniversitelerin kapılarında pineklerken görülürler.
İşin bir başka boyutunda ise, sahiplerinin her daim kumbaralarını bizim haberlere saldırmak için dolu tuttukları bu tipler, bir de bin bir emekle, alın teri ile yaptığımız bazı haberlerimizi çalıp, kendilerine hırsızlık ürünü bir içerik oluştururlar.
Malatya gündemini bizden öğrenir, bizim haberlerimizi okuyup yazı yazar, haberlerimizi çalar, sonra da 'utanmazlık ve arlanmazlığın' en çarpıcı örneklerini vererek gazetecilik yaptıklarını, yazı yazdıklarını iddia ederler.
Bunlardan bazıları, radyo- televizyon gazeteciliği yaptığını iddia eder; ama ekranda benim ya da arkadaşlarımın yaptığı haberi satır satır okur; bu satırlar üzerine saatlerce yorum yapar programını bizim haberlerimizle doldurur, sonra da tüm bu bilgileri kendi cevval muhabirliği sayesinde elde ettiğini söyler.
Bir de yine ilk defa bizim gündeme taşıdığımız haberlerdeki kişi ya da kurumlarla iletişime geçerek, kendilerini habere dahil etmeye çalışırlar. Haber öznesinin muhatabı ilk habere imza atan gazeteci iken, sözde gazeteci, kendisini sürecin bir yerine yamamayı marifet zanneder.
İşte bu tipler yüzünden, işini doğru dürüst yaparak mesleğin onurunu korumaya çalışan bizler, bir yerde kendimizi tanıtırken, “gazeteciyim” demekten utanır hale geldik!
Çünkü, bu tiplerin -ki aralarında 'nefesi kokarken', 'tehdit yayıncılığıyla' korku yaratıp siyasileri de kullanarak bazı kurumlara piyasa tarifesinin üstünde, önemli paralar karşılığında iş yapıp bir anda zenginleşen, eğitim kurumundan yerel yönetim kurumuna, bunların basiretsiz yöneticilerinin desteğiyle rekabetsiz ortamda yüksek faturalarla iş yapan, en son bir belediyeye, 150 milyar maliyet çıkarıp 100 milyar lira fatura kesenler de var- altı 200, üstü 500 lira olan bir tarife ile çalıştığını bilmeyen yok.
Esasen bunlar, birçoğunun telaffuz ettiği gibi 'kazteci'.. Bu daha yakışan bir tanım.. Çünkü, siyasetten bürokrasiye, eğitimden iş dünyasına.. Buralardaki 'çapsız, defolu kaz'ları bulup yolma uzmanı bunlar. İdareci, siyasi, başkan, müdür, amir, profesör unvanı olsa da fark etmez; buldular mı kazı yolarlar, yoluyorlar. Gerek parasal, gerek nüfuz suistimali yoluyla..
Tabii bu sözde gazetecilerin muhatabı olan, kifayetsiz- muhteris olmakla birlikte kaderin kendilerine bahşettiği şansla siyasetin ve devletin önemli makamlarını işgal eden ve yönettikleri kurumların kamusal hizmetleri için verilmiş bütçelerini sözde ve emek hırsızı gazetecilere peşkeş çeken, aralarında büyük unvan ve etiketli, ancak anlaşılan 'defolu' yöneticilerin de olduğu bazı kimse ve grupları da unutmamak gerekir.
Bu grup da, yanlışlarını, peşkeşlerini, yolsuzluklarını, usulsüzlüklerini, Malatya’ya ihanet niteliğindeki projelerini sözde gazeteci ve medyatik çöp yığınının bir parçasını oluşturan sözde haber siteleriyle kendilerini aklatırlar, alkışlatırlar; hatta bunlar aracılığı ile yaptığımız haberlere cevap verme yüzsüzlüğüne tevessül ederler.
Destekçisi en hafifinden basiretsiz denebilecek güruhla hayat bulan bu ahlaksızlar koalisyonu; hem suçlu hem güçlü…
Grubumuza ait yayın kuruluşları olmasa, Malatya’da ne olup bittiğinden asla haberdar olmayacak olan bu taife, hem haberlerimizi çalmaktan imtina etmiyor, hem de Sultansuyu Harası, Gelinciktepe’de tarih katliamı ile başlayıp tarım toprağı katliamının önünün açılması, Malatya Kent Meydanı rezaleti, deprem sonrası yerel yöneticilerin iş bilmezliği, ihale usulsüzlüğü, film festivalinin organizasyonundaki skandallar, gibi son günlerde gündemi belirleyen onlarca haberimiz üzerinden bu şehrin zararına, aleyhine yürütülen iş, işlem ve projelere karşı verdiği mücadeleye çamur atmaya kalkışıyorlar…Tamamen Malatya’nın geleceği ve toplumsal çıkarlarını savunmak adına yapılan bu haberleri çaldıkları yetmiyormuş gibi, kendilerini besleyen ve en az kendileri kadar yeteneksiz, vizyonsuz, basiretsiz bazı siyasilere, yöneticilere, kurum- kuruluş yöneticilerine, rant yağmacılarına yaranmak adına tetikçilik yapıyorlar.
Belki 'fayda' diye nitelendirilebilecek bir marifetleri var. O da farkında olmadan, aslında kendilerine destek veren 'defoluların' ve bizim de onların kim olduklarını anlayabilmemize olanak tanıyan yayınları sonucu ortaya çıkmalarına vesile olmaları.
Yazının başında ünlü bir atasözünü örnek verdim: “Ahlaksıza ahlaksız olduğunu unutturursan, sana ahlak dersi vermeye kalkışır”.
Bu yazıyı, bazılarının yüzlerine karşı bizzat ifade ettiğim tiplere, bir kez daha ‘ne kadar ahlak yoksunu olduklarını’ söylemek adına yazdım..
_______________