SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Baltayı Taşa Vurmak

Baltayı Taşa Vurmak
A- A+ PAYLAŞ

Prof. Dr. Esin Emin ÜSTÜN

​Günümüzdeki valilerin bir çoğunun güdümlü davranışlarını ve uygulamalarını gördükçe 1950'li yılların başında Malatya'ya atanmış bir vali ile yaşananları anımsıyorum.

Daha önceleri kültür seviyeleri yüksek, eğitimlerini valilikle uygun fakülte veya fakültelerde tamamlamış, siyasetçinin değil devletin valisi olanlar bu görevde olurdu.

Mayıs 1950'de seçimi kazanmanın sarhoşluğu içindeki parti iktidarı ard arda  cumhuriyet karşıtı yasalar çıkarıp ve imam hatip okullarını hemen çoğaltırken, valilere de el atmayı ihmal etmemişti.

Birçok valinin görev yerleri hemen değiştirilmiş, birçoğu pasif görevlere atanmış ya da emekli edilmişti.

İsmet İnönü'nün memleketi ve o yıllarda kalesi olan Malatya'ya da mutlaka el atılmalıydı!..

Vakit kaybetmeden yeni bir vali atadılar.

Atanan valinin kente gelir gelmez ilk icraatı belediyeye giderek başkanlık odasındaki İnönü'nün resminin kaldırılmasını istemek oldu!

Değerli belediye başkanımız Nurettin Akyurt'un (Kendisini sevgiyle, saygıyla ve rahmetle anıyorum) valinin bu isteğine karşı çıktığı haberi kısa sürede yayılmıştı. Herkes bu konuyu konuşuyordu.

O sıralar Malatya şimdi tanımakta zorlandığımız Malatya değildi. Örf ve adetleri içinde yaşayan, geçmişini unutmayan çok farklı bir Anadolu kentiydi.

Birçok iş yerinde Atatürk'ün resmiyle İsmet İnönü'nün resmi yan yana asılı dururdu.

İlk iş olarak İnönü'nün resmiyle uğraşmaya kalkan yeni vali kentin duyarlı olduğu bir konuda daha gelir gelmez 'Baltayı Taşa Vurmuştu.'

Partizan vali ile ilgili sorunlar çok büyüyünce onu bir süre sonra merkeze almak zorunda kaldılar.

İktidar güdümlü vali Malatya'dan ayrılmadan bir kaç gün önce bir plan hazırlayan esnaf onun adını ve soyadını çıngıraklı zil ile koşan dört ayaklı bir canlının kuyruğuna bağlayıp  kovalayarak caddelerde dolaşmasını sağladılar.

Zil sesini duyan dönüp bakıyor ve acı acı gülümsüyordu.

Bu yaşananlar Malatya'da uzun süre konuşuldu, unutulmadığı gibi yıllar sonra çok değerli bir yazar hemşerimizin kentin yaşamını anlatan kitabında yer aldı.

İktidarda olan kim olursa olsun şu sözleri akılda tutup geçici olduklarını asla unutmamaları gerekmiyor mu?

''Bakıp İbret al düşen yaprağa
Bir zamanlar o da
Yüksekten bakardı toprağa...''

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

8 yorum yapılmış

  • Efe (1 yıl önce)
    İsminin önünde Prof yazan bu zatın; 'Daha önceleri kültür seviyeleri yüksek, eğitimlerini valilikle uygun fakülte veya fakültelerde tamamlamış, siyasetçinin değil devletin valisi olanlar bu görevde olurdu' diyerek chp il ve ilçe başkanlarının vali ve kaymakam olarak atandığını bu milletin bilmediğini mi sanıyor acaba, tak parti zulmünü chp zulmünü yazsın bey efendi.
    %50
    %50
    Yanıtla
  • Ali (1 yıl önce)
    Sn.Hocamızın, Demokrat partinin ezici üstünlüğü ile kazandığı seçimlerin verdiği acıyı henüz unutamadığını görüyoruz.Cumhuriyet karşıtı yasalar çıkarıldığını ve o dönemin valilerini eleştiriyor.Çok partili hayata geçmeden önce,tek parti rejiminin yönettiği ülkemizin Cumhuriyet ile yönetildiğini söylemek abesle iştigaldir.İsmet İnönü nün resimlerini gelen yeni vali indirmek istemiş.Tabii hata etmiş.Ama İsmet İnönü nün, Atatürkün vefatı sonrasında paralardan Atatürk ün resmini kaldırıp kendi resmini koydurduğunu hocamızın bilmemesi imkansız.Ayrıca tek parti döneminde valiler partiliydi.Yani CHP tarafından gönderilirdi.O dönemin bir Ankara valisi varmış ki, yaptıkları ve söyledikleri inanılmaz.Adı Nevzat TANDOĞAN.Kendi vatandaşını aşağılayan,hakir gören bir vali düşünün.Anadolu insanı için söylediklerini burada yazmak istemiyorum.Hocamız mümkünse birazda bunlardan bahsedebilirse bilgilenmiş oluruz.
    %52
    %48
    Yanıtla
  • Zaten o tribün coşkusu içeren kaliteye değil atılan gole-seçim sonucuna endeksli partizanlığınız (demokrat partinin ezici üstünlüğü cümlesine ithafen) meyvelerini yetmiş yıldır açlık sefalet geri kalmışlık olarak veriyor... sağ kesim oturup nerde yanılıyoruz diye düşünmedikçe sadece ezici çoğunlukla ülke yönetir ama sonuç hep aynı hüsran olarak kalır.. bozuk ekonomi liyakatsizlik vs vs vs.. övünün ezici çoğunluğunuzla ama neden böyle oluyor-oldu-hep gerideyiz ülke ve vatandaş olarak diye sızlanmayın asla!!
    %70
    %30
    Yanıtla
  • Mehmet Şavata (1 yıl önce)
    Devletin dini adelettir. Taraflı idareci nasıl adil olur ? Nasıl idareci olur ? Güzel yazınız için teşekkür ederiz.
    %62
    %38
    Yanıtla
  • kemal (1 yıl önce)
    hiç yakışmadı size. hep bir taraf olmak zorunda mıyız imam hatipliyim, İnönü hemşehrimdir diye severim. İnsanları kutuplaştırmayı bırakın
    %60
    %40
    Yanıtla
  • Beyefendi. İmam hatiplere karşı bir eleştiri denilince oradaki eğitim programına yapılan bir eleştiri gibi algılamayalım lütfen. Bu milleti yıllarca kandıranlar oradaki sistemi kendince eğip büküp okumamış halka dini yanlış şekilde empoze eden kendini din adamı sanan yobaz demagoglardır. Gariban vatandaşlar zamanında bu demagogların çatısında cemaat dinletilerine katılmak yerine dini kendi içinde yaşayabilip anadilindeki kuran tercümesini okuyup idrak edebilseydi şimdi çok farklı yerlerdeydik. Bu demagoglar yıllarca gerçek dini anlatmak yerine halka nifak ekip yok etek giymek haram, dışarıda dondurma yemek haram, sevgilisiyle elele tutuşan kafirdir gibi söylemlerle dini anlatmak yerine topluma nifak tohumu ekmişlerdir.
    0
    0
    Yanıtla
  • ali kaya (1 yıl önce)
    İsmin temiz hatıran aziz kalacak , İsmet Paşa sen çok yaşa !
    %54
    %46
    Yanıtla
  • Ahmet Yalvaç (1 yıl önce)
    EYVALLAH dahası yazınızın sonundaki güzel söze
    %55
    %45
    Yanıtla

Prof. Dr. Esin Emin Üstün yazıları