Kayısının Adı Mişmiş
Prof.Dr. Esin Emin ÜSTÜN
Malatya'da kaysıya 'Mişmiş' derler.
Doğup büyüdüğüm yörede kaysının adının neden
Mişmiş olduğunu bilmiyordum.
Bunu ''Cömert Toprakların Masalı: Doğu Anadolu'' isimli
Kitabı okuduğumda öğrendim.
Kaysı üreticisi ne elde edeceği kendisine sorulduğunda
Şöyle tanımlarmış.
Dikecekmiş.
Büyüyecekmiş.
Meyve verecekmiş.
Soğuk vurmayacakmış.
Elimiz para görecekmiş.
Miş miş de miş miş!..
Kaysı hiç atık bırakmayan apayrı bir özelliğe sahip.
Dışı meyve, çekirdeğin içi yemiş ve ilaç hammaddesi olarak Kullanıldığı gibi çekirdeğin dış kabuğu da değerlendiriliyor.
Malatya ile özdeşleşmiş mişmişin bazı özel çeşitleri var.
''Hacıhaliloğlu'', ''Hasanbey'', ''Kabaaşı'', ''Çöloğlu'' bunlara örnek.
Hacıhaliloğlu'nun güzel bir aroması ve hoş kokusu mevcut.
Hasanbey kaysısı Malatya'nın 1930'lu yıllardaki belediye başkanı
Hasan Derinkök'ün bahçesinde ilk kez aşılanıp üretilmiş.
Meyveleri iri olup yaklaşık 45-55 gram ağırlığındadır.
Dayanıklı olduğundan taze olarak dış pazarlara gönderilir.
Kabaaşı en yeni üretilen kurutmalık iri bir kaysı türüdür.
Çöloğlu kaysısına gelince hoş kokulu bir aroması vardır.
Kurutmalık olarak kullanıldığı gibi
Reçel ve marmelat yapımında da kullanılır.
Malatya'da kaysı bahçeleri kentin
Hemen hemen her yöresinde bulunurdu.
Çocukluk yıllarımın geçtiği
İsmetpaşa Kasabası'nda da (Yeşilyurt) vardı.
Ancak o dönemdeki kaysıların
Şimdikiler kadar kaliteli olmadığını hatırlıyorum.
Annemin kaysı ile ilgili olarak yazdan hazırladıkları
Kurutma kaysı ve reçeldi.
Kışın kavurmasını yapacağımız kaysıyı
Evimizdeki tandır bölümünün üstünde yer alan dama yaydığı tertemiz hılaların üstünde kuruturdu.
Reçellik özel kaysıyı dostlarımız ''Kemal Yakın Ailesi''
Kendi bahçelerinden gönderirdi.
Bir gün bizi kente çok uzak olmayan semtteki
Kendi kaysı bahçelerine götürdüler.
Uçsuz bucaksız ağaçların olduğu bahçede
Kükürtleme işlemlerinin yapıldığı kocaman odayı (Damı)
İlk orada görmüştüm.
Şimdi bu işlemler
Çok farklı teknolojik yöntemlerle yapılıyor.
Annemin özenerek hazırladığı
Güneşte olgunlaştıktan sonra içine
Kırılan çekirdeğinin konulduğu
Kaysı reçeli rengiyle ve tadıyla çok güzel olurdu.
Gelelim şimdilere, bugünlere...
Kenti ve yaşayanları büyük acılar, zorluklar
İçinde bırakan depreme inat
Kaysı ağaçları küsmediler bu yıl da yine o güzelim
Uçuk pembe renkli çiçeklerini açtılar.
Ve meyvelerini cömertçe verdiler.
Ancak!..
Konuşabilselerdi
Kendi acılarını nasıl dile getirirler?
Neler söylerlerdi?..