Malatya'da 1945- 1955 Yılları Arasında Yaşam (I)
1945 yılı eylülünden Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne başladığım 1955 kasım ayına kadar geçen bu on yıllık süreçte kent ile dopdolu ve unutulmaz..
Prof. Dr. Esin Emin ÜSTÜN
İsmet Paşa Nahiyesi'nden Malatya merkeze ablam ilkokulu bitirdiği yıl, Eylül 1945'de taşınmıştık.
Babam yeni öğrenim yılı başlamadan Vali Ahmet Kınık'a (Tanrı katında ışıklar içinde olsun) giderek, ablamın ortaokula devam edebilmesi için kendisinin ve annemin merkeze atanmasını rica etmişti.
Malatya'nın değerli valilerden biri olan Ahmet Kınık 15 yıldır İsmet Paşa Nahiyesi'nde görev yapan babamın bu arzusunu yerine getirmiş ve onu Derme İlkokulu'na başöğretmen, annemi de yeni açılan İnönü İlkokulu'na sınıf öğretmeni olarak atamıştı.
1945 yılı eylülünden Ankara Tıp Fakültesi'ne başladığım 1955 Kasım ayına kadar geçen bu on yıllık süreçte, kent ile dopdolu ve unutulmaz anılarım var.
Malatya merkeze taşındığımızda kendi evimizi alıncaya kadar iki kiralık evde oturmuştuk.
İlki Mücelli Caddesi üzerindeki Parlak'ların evi, diğeri ise yine aynı cadde üzerinde Antepli Sokağa gitmeden solda yer alan Malatya'nın köklü ailelerinden ve başarılı belediye başkanlarından avukat Nurettin Akyurt'ların eviydi.
Ailenin büyüğü Bayram Amca ve eşi Azzet Teyze görmüş geçirmiş çok saygın insanlardı. Ablalarım olan üç kızları ise eğitimli ve son derece modern birer genç kızdılar.
Bu kiralık evimizin tam karşısındaki ev annemin akrabası Dumanların eviydi. Ailenin üç erkek, iki kız olmak üzere beş çocukları vardı. Ortanca oğulları İbrahim Duman Malatya Mensucat Fabrikası'nda personel müdürü olarak görev yapıyordu.
Yazın süslü tenteneleri olan, iki atın çektiği, yanları tamamen açık özel bir araçla görevine gider gelirdi. Demek ki o yıllardaki makam arabası buydu.
Bir gün beni de fabrikayı gezdirmek için bu faytonla götürmüş, İstasyon Caddesi'nden geçerken herkesin süslü faytona bakması çocuk olarak hoşuma gitmişti.
Duman Ailesi'nin en küçük erkek çocuğu Aziz Duman'ın Şehir Palas'ın alt katında Ziraat Bankası'na bitişik şık ve güzel bir ayakkabı mağazası bulunuyordu.
Küçük kızları Muazzez Duman Malatya Lisesi'nde uzun yıllar coğrafya öğretmeni olarak görev yaptığı için, o dönem öğrenci olan kuşağın kendisini hatırlayacaklarını sanıyorum.
Mücelli Caddesi üzerindeki derli toplu bir ev de, Karaköylüler'in eviydi.
Liseden arkadaşım olan Orhan Karaköylü ile Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde de birlikte okumuştuk. Şimdi İzmir'de olan bu değerli dostum ve arkadaşımla sık sık görüşüyoruz.
Derme İlkokulu'na giden sokağın başındaki ev yine lise ve fakülteden arkadaşım Zekiye Özyavuz'un (Kendisini ne yazık ki çok erken kaybettik) eviydi. Babası Hacı Beyin (Adıyamanlı Haci) Kışla Caddesi'nde lokantası bulunuyordu.
İlkokul beşinci sınıfa geçtiğim yıl aynı caddenin başında yer alan Özbek Sokak'taki kendi evimize taşındık.
Kiracı olmaktan kurtulmuştuk.
Evimizin önde geniş bir avlusu arkada ise meyve ağaçları olan bahçesi vardı. Kerpiç evin bina bölümü ise birçok Malatya evinde olduğu gibi plansız ve kullanışsızdı.
İki oda, koridor ve mutfaktan oluşan alt kat dışında tahta merdivenlerle çıkılan tek odalı bir de üst kat bulunuyordu.
Taşındığımızda evde banyomuz yoktu.
Üst kattaki odada tahta sedirin altında kapakla açılan içi çinko döşeli banyo olarak kullanılan bir bölüm bulunuyordu.
Isıtılan sıcak su ve aşlama soğuk su kovalarla buraya çıkarılarak ancak banyo yapabiliyorduk. Koşullarımız buydu.
Konu banyo olunca Çarşı Hamamı'ndan da söz etmeliyim.
Bizim gittiğimiz hamam Temelliler'in evinin bulunduğu sokak içindeki 'Yıldız Hamamı ' idi. Bu hamama genelde kış aylarında giderdik.
1957 yılında Ankara'da öğrenciyken evimizde bir banyo yapılabilirse ancak yaz tatilinde Malatya'ya gelebileceğimi anneme söylediğimde;
Her şeyin üstesinden gelmeyi başaran sevgili anneciğim mutfağın bir köşesine banyo yapımını hemen gerçekleştirmişti.
Tüm olanaksızlıklara ve zorluklara karşın şunu içtenlikle ifade etmeliyim:
'Annem ve babamla birlikte olmak koşulu ile o özlem dolu günleri yeniden yaşamak isterim...'
1950'li yılların başına Malatya'daki bazı kumaş mağazalarını da hatırlıyorum.
Yan yana sıralanmış bu mağazalar hükümet meydanının karşısında yer alıyordu. Kumaş almak için annemle birlikte 'Vahap Beyin Mağazasına' , 'Efeler Mağazasına' ya da 'Kığılı Mağazasına giderdik.
Tezgahlara indirilen kumaşların seçiminden sonraki durağımız, o yılların ünlü kadın terzisi Firdevs Hanım'ın evi olurdu.
Tayyör ve mantolarımızı ise bir pasajın içinde atölyesi bulunan terzi Sadettin Doğan dikerdi. Eski resimlerimize baktığımda Sadettin Beyin beceri ve sanatını nasıl ortaya koyduğunu, yeteneğini görebiliyorum.
Bir Doğu Anadolu kentindeki o zamanki güzel kültürün ve donanımın yerini şimdilerde kültürsüzlük ve donanımsızlığın alması insanın canını acıtıyor ve çok üzüyor.
_____________
ARŞİV FOTOĞRAFLAR: 1950-60'lı yıllarda Malatya kent merkezi- Hükümet Meydanı (üstte), 1950'li yıllar Mücelli Caddesi (aşağıda) (malatyahaber.com- Hasan Demirbağ Arşivi)