SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Reklam

Seslenişler

Seslenişler
A- A+ PAYLAŞ

Prof.Dr. Esin Emin ÜSTÜN

Hayat her insana farklı oynuyor oyununu. Yaşam bu işte...

Çevrenizde yaşananlar, gördükleriniz, tanıklık ettiğiniz şeylerin çoğu

kabuk tutmayan yaralarınızı, yüreğinizi dağlayanları anımsatıyor size.

Önceleri bir kumsalda gün batımının ateş kırmızısı rengini yakalamak için koşuyor ve koşuyorsunuz.

Sizi aydınlatan güneşe, ışığa çok uzak da olsa varmak istiyorsunuz.

Hep bir şeylere, bir yerlere varma ulaşma koşusu. 

Sonuçta uyanıyorsunuz bir rüya görmüş gibi. 

Dün ve bugün bu olmalı belki de.

Bu koşu süreci içinde kendinizi iyi tanıdığınız için size ait olmayan bir kişilik yaratmaya hiçbir çaba ve uğraşı gerekmiyor.

Gerçek sevgi nedir bunu tatmamış yüreklerden sevilmeyi beklemiyorsunuz, öyle bir beklentiniz de söz konusu değil.

İçe dönük yapınızın gereği bir insandan uzaklaşmak gerektiğinde, buna inandığınızda, hissettiğinizde yavaşça ayaklarınızın ucuna basa basa

sessizce uzaklaşabiliyorsunuz.

Kimsenin canını yakmak, canınızın yanmasını istemiyorsunuz.

Yalnızlığı sevdiğiniz için dünya yoruyor sizi. Doğanın sessizliğinde ve ıssızlığında yüreğiniz dinleniyor.

Bazı olanaksızlıklar, zorluklar ve acılar sizi aşmaya, kendinizde ruhsal ve içsel gücü yaratmaya yönlendiriyor. Böylece hem kendinizi hem dünyayı yakından tanıyorsunuz.

Bu tanıma sonunda küçücük masalınızı yıllar yılı tutkuyla ve disiplinle

büyütmeye çalışırken gün gün, satır satır adeta sayfalar yazıyorsunuz.

Yazdığınız sayfalar size içinde yaşam olmayan bir masalın ve masal olmayan bir yaşamın büyüden yoksun olacağını gösterdiği için her ikisinin ortasında olabilmenin en güzeli olacağını düşünüyorsunuz.

Sayfaların, satırların arasına 'Seslenişler' sıkışıp kaldığında hüzün ve sitem yüklü şu sözcüklerin sonsuzluktaki yankısını bir başka hüzünle duyumsuyorsunuz.

''Sen hayatımın en zor zamanlarında ne zaman ihtiyacım olsa yanımda yoktun! Hiçbir acıma ve sevincime ortak olmadın! Oysa seni hayatıma ilk koyduğum ve ölümsüz sandığım yerde bulmalıydım. Olmadı, bulamadım...''

Seslenişlere, yakarışlara yanıt gelmeyeceğini bildiğiniz halde sorularınız oluyor yine de.

Biz mi seçiyorduk bunca acıları?

Kader denen yazı böyle mi yazılıyordu?

Doğru olan; kaderin bize seçme hakkı vermediği ve görmediğimiz, bilmediğimiz bir gücün de bu hakkı tanımadığıydı.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

1 yorum yapılmış

  • Zeynel Eren (1 ay önce)
    Teşekkürler HOCAM. Ellerinize sağlık. İyi ki varsıniz. Selamlar, saygılar
    %100
    %0
    Yanıtla

Prof. Dr. Esin Emin Üstün yazıları