SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Beydağında Kar Olsaydım Olsaydım

Beydağında Kar Olsaydım Olsaydım
A- A+ PAYLAŞ

..Yalnız fotoğraflar mı yok olan? Asırlardır süregelen özel kültürünü, düşünce yapısını da önemli ölçüde yitirdi Malatya. Kentli olmayanların..    

Prof. Dr. Esin Emin ÜSTÜN

​Halk ozanlarımızın, şairlerimizin dizeleri öylesine derin duygular içeriyor ki, bunların birçoğu müziğimize, türkülerimize yansımış, ses vermiş ve ölümsüzlük kazandırmış.

Sözleri Yusuf Hayaloğlu'na ait şu dörtlükteki her bir sözcük duygularımızı sarıp sarmalamıyor mu?

Ne dersiniz?...

''Şu dağlarda kar olsaydım Bir asi rüzgar olsaydım Arar bulur muydun beni Sahipsiz mezar olsaydım''

Bu dizeler tepesinde çoğu kez kar eksik olmayan Beydağı'nın eteğinde yer alan doğduğum, köklerimin olduğu kent Malatya'ya özlemimi büyütüyor, derinleştiriyor.

Yazın sıcak günlerinde çocukluğumuzda sokaktan kar satıcıları geçerdi. Binek hayvanlarına özel taşıyıcılarda yükledikleri karı; ''Beydağı'ndan kar geldi, kaaar diye bağırarak satarlardı.

Çarşıda dondurmanın çok kısıtlı yerlerde yapılıp satıldığı, evlerde buzdolaplarının olmadığı o dönemde 'Kar Helvasını' soğuk soğuk yemek biz çocuklar için ne keyifliydi.

Temiz olmadığını düşündüğü için annem sokaktan kar almamızı yasaklamıştı. Eğer evde değilse satıcının sesini duyar duymaz ablamın engellemesine karşın çıkıp alır ve pekmezle karıştırarak yerdim.

Bu arada anneme söylememesi için ablama da bir sus payı vermem gerekirdi...

Kışın geldiğini yalnız soğuklardan değil, Beydağı'nın tepelerinin karlanmasından da anlardık.

Bir zamanlar yoğun kaysı bahçeleri vardı bu yüce dağın aşağı bölümlerinde. Mart sonu ya da nisan başında beyaz-pembe arası renkte çiçek açan bahçelerin tepelerdeki karla bütünleşen doyumsuz görünümü fotoğraflara yansırdı.

Kaysı bahçelerinin çoğu şimdi rant uğruna beton yığınlarıyla ortadan kaldırıldığı için o güzellikler ve fotoğraflar artık yok!..

Yalnız fotoğraflar mı yok olan? Asırlardır süregelen özel kültürünü, düşünce yapısını da önemli ölçüde yitirdi Malatya.

Kentli olmayanların göçle gelmesi, köy ve ilçelerdekilerin gelip yerleşmesiyle bambaşka bir Malatya ortaya çıkmış oldu.

1998 Yılında İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı benden 'Manyetik Rezonans Görüntüleme' ile ilgili bilimsel bir toplantı düzenlememi istemişti.

Temmuz ayının ilk haftasında Ege'den bir grup öğretim üyesiyle birlikte Elazığ üzerinden gittik Malatya'ya ve 'Altın Kaysı Oteline' yerleştik.

Bilimsel toplantıdan sonraki gün arkadaşlarım Nemrut Dağını gelmişken görmek istediklerinden onlar erkenden yola koyulduktan sonra ben de otelden ayrılıp babam Tevfik Günel'in uzun yıllar başöğretmen olarak görev yaptığı 'Sümer İlkokulunu' görmek istedim.

Okul binası, bahçe biraz eskimekle birlikte yine de yerli yerindeydi, ancak yaşanan günler uçup gitmişti.

Taksi ile önce evimizin olduğu Mücelli Caddesi Özbek Sokağa ulaştım, daha sonra okuduğum Malatya Lisesini görmek istediğimi söylemiştim bekleyen taksiciye. Ancak anılarımı süsleyen lisemi de yerinde bulamayacaktım...

Nereye baksam geçmişe ait fazla bir şey yakalayamıyordum. Bir kent bu kadar mı değişir ve adeta kendini kimliğini yitirirdi.

Sokaklarda, caddelerde benim bildiğim görmüş geçirmiş köklü Malatyalı kadınlar ve erkekler değil değişik kıyafetli ve görünümlü insanlar dolaşıyordu.

Anlaşılan köksüzlüğe ait şeyler Malatya'ya kadar da uzanmıştı.

Otele çok karmakarışık duygularla dönmüştüm.

Bir zamanlar Doğu Anadolu'nun en güzel yörelerinden olan Malatya'da yaşadığım 'Aydınlık Günlerimin' özlemi içinde kentin simgesi olan o heybetli dağa şimdi çok uzaklardan, İzmir'den sesleniyorum.

''Beydağı'nda Kar Olsaydım Olsaydım...''

______________

ARŞİV FOTOĞRAFLAR: Kış ve ilkbaharda Beydağı

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

13 yorum yapılmış

  • MUSTAFA (3 yıl önce)
    Beydağında taş ocağına kesinlikle izin verilmemeli. Beydağında taşocağına izin veren her kimse Malatya düşmanıdır. Beydağında taş ocağına ruhsat veren her kimse Malatya hainidir. Eğer ki içme suyu kaybolursa siz düşünün Malatyanın halini. Beydağında taş ocağına ruhsat ve izin veren, buna da göz yumup itiraz etmeyen ne kadar yetkili varsa hepsi Malatya ihanet edenlerdir. Malatya yı bitirmek isteyenlerdir. Bu su giderse Malatya biter.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Mev karagöz (3 yıl önce)
    Evet malatyanın acı yüzü beydağı acısı tatlısıyla mahsur aşiretine ev sahipliği yapmış koca dağ bir zamanlar yéşil Yeşil Mal atyaya Gülen karıyla ıçkınıyla mantarıyla çiğdemiyle ve hocamın dediğini gibi her sabah rahmetli dayılarımla çok kar getirip satardık geçim kaynağımız oydu Evet şimdi Beydağı çakalların çok a'ların içicilerin Mesken haline geldi o yetmemiş gibi bir de oraya Taş Ocağı diye bir tesis kurdular ve şu anki siyasetçiler bilmiyorlar mı Malatya'nın içme suyu beydağına geldiğini Beydağı'nda patlatılan bir dinamit Malatya için bir hainlik olduğunu düşünüyorum üzümlü Köyü'nden tutup kafana yazısına kadar buraya Taş Ocağı ruhsatı veren beyinsizler 1 milyon insanı susuz bırakacağını bilmiyorlar mı AK Parti bir yana önce bu ruhsatı iptal etsin yoksa Malatya'nın Kader ile Vallahi oynarlar güzel malatyam da yazık oluyor Evet gidin beydağına şunu tuzdan geçilmiyor Yazık değil mi yani Evet gündüzbey de yeni bir su çıktı peki bu suyun Geliş yönü hangi tarafa bakıyor AKP siyasetçiler Belediye Başkanı milletvekilleri Siz bunu bilmiyor musunuz kalkıp buraya ruhsat veriyorsunuz bu büyük bir hainlik değil midir Kenan taş ocağını kapatın ve Malatya'nın Kader ile oynamayın yazık edeceksiniz Malatya'nın suyla Rabbim bize böyle bir nimet vermiş ama üç dört tane boş adam yüzünden bu nimetten mahrum kalacağız
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Mustafa BULUT (3 yıl önce)
    Yüreğinize sağlık hemşehrim.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Lafın gelişi (3 yıl önce)
    Sayın hocam haklısınız ,siz malatyada yaşamadığınız için şanslısınız hatıralarınızda ki malatyanın özlemini duyuyorsunuz ve geldiğinizde de hayalinizdeki malatyanın yok olduğunu görünce üzülüyorsunuz.bizler ise her gün gözümüzün önünde yeşil malatyanın nasıl yok edildiğini yıllar yılı an be an kahrolarak çaresizlikle tanıklık ediyotuz maalesef.bu çok sevdiği evladının gözünün önünde günden güne erimesini çaresizlikle izleyen anne baba duygusu.malatya nın ismi değiştirilsin daha iyi olur hiç olmazssa geçmişte yaşadığımız ve hatırladığımız insan profiliyle kültür yapısıyla müziğiyle yeşilliğiyle özel olan eski malatya tarihte yerini alır çarpık yapılaşmasıyla göçlerle değişen nüfus yapısıyla yerel yönetici ve meclis üyelerinin dahi göçlerle oluşan nufusa bağlı olarak aslen malatyalı olmadığı eski sokak ve cadde isimlerinin değiştirilerek tanınmayacak hale getirilen bu kente yapısına uygun yeni bir isim verilsinki yenisi ile eskisi karışmasın hafızamızda
    %100
    %0
    Yanıtla
  • murat 44 (3 yıl önce)
    Geçmişe duyulan özlem.... 50 sene sonra da bugünün çocukları bugünü anlatacaklar... Bu anlatım hep böyle devam edecek...
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Malatyasporlu (3 yıl önce)
    "Beydağı'nda kar olsaydım" Şuan bu tabirin geldiği nokta... "Beydağı'nda taş ocağı katliamı" 5 seneye yakın olacak dillere destan Beydağımız Karagöz bölgesindeki taş ocağı işletmesi sayesinde delme deşik edildi yazıklar olsunnnnnn göz yumanlara.... Bu çevre katliamına sessiz kalanlara.....
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Alperen (3 yıl önce)
    Selahattin Başkan bu yazıyı her gün okusun belki vicdan muhasebesi yapar. Özelliklede Sn.hocamızın yazdığı "Anlaşılan köksüzlüğe ait şeyler Malatya’ya kadar da uzanmıştı" cümlesinden çıkarması gereken ne kadar ders alması gerektiğini anlar. Tabi bunu anlayacak duygu ve Malatyalılık ruhu varsa!
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Ahmet (3 yıl önce)
    Dışarda yaşayanlar bulundukları yerin değişmesine itiraz etmiyor ama malatya köy gibi kalsın, doğduğum ev yıkılmasın, babamın gittiği okul yıkılmasın, o olmasın bu olmasın, egede herşey olsun malatyada hiçbirşey olmasın, her bayram "nerde o eski bayramlar" der gibi. Ahmet kaya da şöyle demiş: "Memleketi sevmenin çilesini biz çektik, edebiyatını dışardakiler yaptı"
    0
    0
    Yanıtla
  • Yerli Malatyalı (3 yıl önce)Ahmet isimli kullanıcı yorumuna
    Bu yazıdan bunu mu anladınız?Malatya talan edildi.Satürn sokak neresi?Biliyormusun?
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Talan edilen tek yer malatya mı, talan edilirken kanalboyunda ağaçlar kesilirken nerdeydiniz
    %100
    %0
    Yanıtla
  • MUSTAFA (3 yıl önce)
    Hocam ne yazık ki ehil ellerle yönetilmeyen Malatya değerleri bir bir yok edilerek adeta kimliksiz bir şehir haline getirilmiştir. Şehir adeta yap boz tahtası haline getirilmiştir. Çok değil 20 Yıl önce bu şehirden ayrılan birisi döndüğünde şehri tanıyamaz hale geldi. Bu kadar erozyon başka şehirlerde var mı bilmiyorum. Ancak Malatya çok şey kaybetti. Değerlerini bir bir yitirdi. Adeta hafızası olmayan kimliksiz bir şehir haline geldi. Özelikle son 25-30 yılı Malatya nın kayıp yıllarıdır. 25-30 Yıl önce ayrılıp şehre dönen bir Malatyalı ne yazık ki hayal kırıklığına uğrayacaktır.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Beydağı (3 yıl önce)
    Beydaginda kar olsaydim kar temizligin bereketin saflığın güzelliğin timsalidir 70 yıllarda metrelerce kar yağardı ağaçtan kar kürekleri ile toprak olan damların karlarını kurerdik o kadar kar yağardı ki evlerin yanında kuruyecek yet kalmazdi nisan ve mayıs aylarında yağan yağmurlar sele dönüşür dereler tasardi hiç bir şey eskisi gibi değil her şey zamana yenik düştü Malatya'da öylesine bir. Komşuluk ilişkileri vardiki bugünlerde araki bulasın yanlız yaşarken ölenlerin cesetleri curudukten sonra apartmanlarda fark edilir oldu lütfen verin bana insanlığın komsulugun ahde vefanin olduğu o güzel günleri ey beydagim yükseklerden bu kötüye gidişi seyredip huzunlenme lütfen .....
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Malatya sevdalısı (3 yıl önce)
    Rant uğruna gözleri doymayan para uğruna malatyami beton yığınına çevirdiler kısacası yok ettiler artik beydagina karda yağmıyor eskiden Ağustos ayında kar bulunan beydaginda mayısın sonunda kar kalmadı mevsimler değişti nisan ayının sonlarında öyle bir don olduki ne Kayısı kiraz nede ceviz kaldı .
    %100
    %0
    Yanıtla

Prof. Dr. Esin Emin Üstün yazıları