Malatya, son yıllarda başta hırsızlık, silahlı saldırı, uyuşturucu olmak üzere asayişe ilişkin olayların büyük oranda artışı, buna karşı ilgili makamlarca yeterli ve gerekli önlemlerin alınamadığı için, özellikle de deprem sonrasında tam anlamıyla 'kanunsuz' bir kente dönüşürken, vatandaşın tepkisi her geçen gün giderek yükseliyor.
Malatya il yöneticilerinin, kent halkını geceden sonra gündüz de sokağa çıkmaya korkar hale gelen asayiş bozukluklarına karşın gözle görülür bir önlem alamaması, olayların giderek artan bir suçlu cüretiyle devam etmesi, sorunun çözümünü 'çok acil' ve öncelikli bir noktaya getirirken, bunu yapmak için önce 'devlet sorumluluğu ve devlet adamlığı' iradesinin ortaya konulması gerektiği ifade ediliyor.
Malatya'nın son yıllardaki yöneticilerinin, çeşitli nedenlerle, kentin en önemli sorunlarının başında gelen asayiş sorununa ilişkin önlem geliştirememesi, bu sorunu öncelememesi yüzünden hergün ateşli silahlarla işlenen vahim olaylar yaşanırken, 1933'te 'Vali Soygunu' diye de bilinen olayın yaşanmasına kadar ulaşan asayiş sorununun çözümü için, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün Malatya'ya gönderdiği otoriter ve dirayetli Vali, İstiklal Harbi (Kurtuluş Savaşı) kahramanlarından İbrahim Ethem Akıncı'nın kısa sürede bölgede nasıl asayişi sağladığı yazılı kaynaklarda yer alıyor.
1933.. VALİNİN SOYULMASI VE MALATYA'YA 'VALİ' GİBİ BİR VALİNİN GÖNDERİLMESİ..
Malatya'nın yakın tarihinde, asayişe ilişkin en önemli olaylardan biri, 14 Kasım 1933'te yaşanır. Dönemin Malatya Valisi (1930- 1933 yılları arasında görev yapan Mehmet Tevfik Bey olmalı) Hekimhan Ballıkaya Köyü yakınlarında, aracını durduran 3 şaki tarafından soyulur. O tarihteki gazetelerde yer alan bilgiye göre, yanlarında 2 ateşli silah ve 1 kasatura bulunan soyguncular, üzerini aradıkları Vali'den az para çıkması üzerine "Sen nasıl valisin, üzerinde para bile yok" şeklinde söylenmeleri üzerine Vali, "Ne bileyim ki Ballıkaya'da borcum çıkacak!" diye yanıt verdiği söylentilerine de yer verilir.
Bu olay üzerine Malatya Valisi, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından görevden alınır ve yerine, Kurtuluş Savaşı kahramanlarından, İbrahim Ethem Akıncı atanır. Akıncı, 26 Kasım 1933 tarihinde Malatya'ya gelerek göreve başlar. Emniyet Müdürü olarak da yanına, daha sonraları Dışişleri Bakanı ve Cumhuriyet Senatosu Başkanı olarak da siyasi tarihimizde yer alan İhsan Sabri Çağlayangil'i almıştır.
Atma Aşiretinden olan Seydi Battal Ç., Hüseyin S. ve Mehmet Rıza (aşağıdaki fotoğrafta) adlı soyguncular yakalanır, yargılanıp 9 yıl hapis cezasına çarptırılırlar.
Bu olaya ilişkin olarak, Nihat Karademir'in 'Seyahatnamelerde ve Hatıratlarda Malatya- Adıyaman Kürtleri' adlı kitabında 'Gazeteci Linke'nin Notları (1935)' ara başlığında şunlar yazılmıştır:
"..Alman gazeteci Lilo Linke, 1935 yılında gerçekleştirdiği Türkiye seyahati sırasında "Fırat'ın İncisi" diye adlandırdığı Malatya'ya da uğrar. Linke, daha sonra 1937 yılında kaleme aldığı kitabında Malatya'nın demografik yapısı hakkında pek bilgi vermez, ancak bir- kaç yerde başka bağlamlarda da olsa Kürtlerden söz eder. Burada kendisine rehberlik eden banka müdürü Nebi, Linke'e şehirdeki en önemli gelişmelerin eski valinin görevden alınmasından sonra yaşandığını söyleyince, Linke valinin neden görevden alındığını sorar. Nebi'nin cevabı şöyledir:
"Aslında (görevden alınma sebebi) hiçbir zaman kamuya açıklanmadı. Ama valinin ve vilayet zabıta müfettişinin bölgede seyahat ederken haydutlar tarafından ezilip soyulduğunu söylüyorlar. Yeni vali İbrahim Akıncı ise Gazi'nin adamlarından biridir. Gazi ile birlikte savaşmış ve İstiklal Harbi'nde cesareti ve enerjisiyle tanınmıştır. Yeni vali gelmeden önce Malatya'dan kimse yalnız veya silahsız bir köye gitmeye cesaret edemezdi. Çünkü buralarda binlerce vahşi vardır. Ancak yeni vali büyük bir kararlılıkla hareket etti ve en pervasız adamlardan ikisi bir uyarı örneği olarak asıldı. Artık Malatya'da her şey tamamen güvendedir. Bitişik doğu vilayetlerinde de işler düzeldi.."
Üstteki satırlar, Malatya'ya 'devlet', 'devlet adamı' ve 'otoritesinin' gelişiyle nasıl Malatya'nın tamamen güvene kavuştuğu böyle anlatılmıştı.
MALATYA'YA DAMGA VURAN VALİ..
İbrahim Ethem Bey, devletin, vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamasının en önde gelen görevi olduğu bilinciyle, Malatya'da işe girişir.
ARŞİV FOTO: Vali İbrahim Ethem Bey (aşağıdaki fotoğrafta önde soldan 2.), Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 14 Kasım 1937'de Malatya'ya yaptığı ziyaretindeki karşılamada
26 Kasım 1933'ten 29 Mayıs 1939'a kadar süren Malatya Valiliği şöyle anlatılır:
"Terfien 125 lira maaşla Malatya Valiliği’ne tayin edilmiş, 20 Kasım 1933 tarihinde görevine başlamış ve 29 Mayıs 1939 günü ayrılmış 5,5 yıl Malatya’da görev yapmıştır. Bu göreve atanmasının nedeni görevli eski Vali’nin Arapgir’den gelirken soyguna uğraması dolayısıyla Atatürk’ün emri ile Malatya Valiliği’ne atanmasıdır. Tayininden sonra Emniyet Müdürü olarak İhsan Sabri Çağlayangil’i talep ederek asayiş sorununa son vermiş, Kürt ve Alevi köylerine av bahanesi ile giderek yakın diyaloglar kurmuş, yol ve su problemlerini çözmüş, eğitim konularında başarılı çalışmalar yapmış, sanayi kurulması ve çalışma imkanları için Malatya Dokuma ve Şeker Fabrikaları’nın inşasında bizzat çalışmış ve 1937 yılında Atatürk’ü Malatya’da karşılayarak çalışmalar hakkında bilgi vermiştir. Dersim harekatı sırasında Malatya’da Vali olarak görev yapmıştır. Köylere at sırtında gitmiş ve Malatya’yı tanımak ve denetlemek için 1120 kilometre yapmıştır. O tarihteki yasaya göre Vali aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı olarak Malatya Halk Evi’nde İl Genel Meclisi Seçimi yapmış ve Meclis çalışmalarında Başkan olarak görev yapmıştır. Malatya İl Özel İdaresi’ni ele alıp borçlarını ödetip çalışır hale getirmiş, Sivas – Malatya yolunun açılmasında yoğun çalışmalar yapmış, Atatürk trenle 14 Kasım 1937’de Malatya’ya geldiğinde Vali İbrahim Etem Bey tarafından karşılanmış ve il hakkında gerekli bilgiler vermiştir. Malatya’da modern kayısı üretimi, hayvancılık konularında modern tarım bilgilerini çiftçilere verilmesine çalışılmıştır. Atçılığı teşvik etmiş, at yarışları düzenlemiş, kendisi de örnek olmak için 1 adet yarış atı beslemiş ve yarıştırmıştır. Malatya’nın ilk imar planı Vali Akıncı döneminde yapılmış ve Vilayet binasının temeli atılmıştır. Ordu Evi açılmış, çocuk bahçesi için İsmet İnönü’den maddi yardım istenmiştir. İlk sinema binası inşa edilip açılmış, modern Devlet Hastanesi açılmıştır."
ASAYİŞ DARMADAĞIN, VALİ 'DEVLETİN KILIÇ YÜZÜ' LAFINI NE İÇİN EDİYOR?
Malatya'da, geçtiğimiz yıllarda da ciddi ölçüde artan asayiş sorunu, son 20 yılda birçok kez düzenlenen Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişikliklerle, suç, ceza ve infaz dengesinde, mağdur aleyhine, suç işleyen lehine getirilen hükümlerin buna sebep olduğu sık sık eleştirilere karşın, asayişten sorumlu yetkililer tarafından dile getiriliyor.
Ancak, bu mevcut yasalarla da asayiş sorununun büyük çapta halledilebileceği, yasalara ruh verenin, uygulayıcılar olduğu, suçun önlenmesi, suçlunun yakalanması ve yargılanarak cezalandırılması sürecinde bu yükümlülükleri olan 'liyakatli' kadrolar tarafından, yaşanan olayların önlenmesine ilişkin başında oldukları kurumlar arasında sağlayacakları diyalog ve koordinasyonla asayiş konusunda önemli etkinin yaratıldığı biliniyor.
Geçmişte, Malatya'da asayişle ilgili sorunlar arttığında, halkın tepkisinin artması üzerine ilin Valisinin önderliğinde, Emniyet ve Jandarma güçleri ile Adliye arasında, olayların değerlendirilmesine, suça karşı çaresiz devlet imajının ortaya çıkmasına karşı koordinasyon toplantıları yapılarak, 'asayişi sağlamanın sadece polis ve jandarmanın değil, Adliyenin de sorumlu olduğu" hatırlatmasıyla, kamuoyunda büyük tepki yaratan, cezasızlık- tutuksuzluk nedeniyle 'ortamın çetelere, mafyaya, çarçakal tayfası'na bırakıldığı görüntülerine neden olan sorunlar, bu toplantıyı yapanların görevi dönemince büyük çapta ortadan kaldırılmıştı.
FOTOĞRAF: İnönü Caddesi Dörtyol mevkisinde 12 Eylül Perşembe günü iki grup arasında saat 14.00 sıralarında yaşanan silahlı kavgada, bir işyerindeki tezgahtar ile yaşlı kadın müşteri kazaen vurularak yaralanırken, polis olaydan sonra 4 faili 5 silah ve maskeyle yakaladı.
Ancak son dönemlerde; birçok silahlı olaya karışanların tutuklansalar dahi kısa sürede salıverilmeleri, el bombası, silahla ya da hırsızlık suçlarından yakalananların, geçtiğimiz günlerde olduğu gibi otomobiliyle Fahri Kayahan bölgesinin altını üstüne getiren, polisin silah kullanıp lastiğini patlatarak durdurduğu, bu sırada çevredeki yüzlerce vatandaşın can güvenliğinin tehlikeye girdiği olayın failinin karakoldan serbest bırakılması, kent merkezinde dünkü olayda olduğu gibi masum vatandaşların hayatını hiçe sayan silahlı saldırıların faillerine cesaret veren 'cezasızlık' suç işleyenlerin ya da suça meyilli olanların cüretini artırdı.
Malatya'da depremden sonra, neredeyse soyulmayan- yağmalanmayan ev kalmamasına, bu yağmanın araçlı şebekelerce gündüz gözüyle dahi hale devam etmesi, delilleriyle yakalanan hırsızların karakoldan talimatla salırvermeleri gibi sorunlarla birlikte çete, mafya özentileri, uyuşturucu şebekelerinden kaynaklanan suçlardaki artışa karşın, Malatya'ya atandıktan sonra en önde gelen işini, kendisinden önceki Vali Ersin Yazıcı'nın Çevre Bakanı Murat Kurum'la ters düşüp görevden alınması üzerine, deprem sonrası imarla ilgili yapılan tüm haksızlık ve hukuksuzluklara, adaletsiz ve kanunsuz rezerv alan tespitlerine direnen vatandaşlara, 'devletin bir şefkat yüzü bir de kılıç yüzü vardır' diyerek, kılıç yüzüyle tehdit eden, rezerv alan diye adlandırılan ‘mala çökme’ye direnen mülk sahiplerine parmak sallayan Vali Seddar Yavuz'a, şehirde artık vatandaşa 'Devlet nerede?" diye sorduran asayiş sorununu en öne almasının hatırlatılması gerektiği ifade ediliyor.
Vatandaşlar, "Kendileri çok sayıda korumayla güvenliklerini sağlayan ve şehirde asayişin ne kadar bozuk olduğunu göremeyen, vatandaşın gece gündüz eli silahlı çarçakal tayfasının vicdanına terkedildiğini göremeyen, koruma konvoylarıyla gezen, evlerinden dairelerine giderken, güzergahta önceden talimatlandırılan trafik polislerce yollar açıldığı için kentte yaşanan trafik sorunundan haberdar olmayan yöneticilerimizin, Malatya'nın gerçeklerini yaşamadıklarını biliyoruz." diyerek, il yöneticilerinin can ve mal güvenliği sorununa, gerekirse polis- jandarma takviyesi de başta olmak üzere önlem alarak çözüm bulmasını istediler.
malatyahaber.com