Gelenekselleşen Kayısı Festivalinin Başlangıç Öyküsü
Ertaç ÖNAL
ertaconal@mynet.com
Postane karşısında bir zamanlar faaliyet gösteren Emniyet Lokantasında dört arkadaş hem akşam yemeğimizi yiyor hem de, günlük olayları konuşup anlattığımız fıkralara kahkahalar atarak sohbet ediyoruz.
Yıl 1973, aylardan mayıs. O yıllar Malatya’da siyah, beyaz tek kanallı televizyon yayınlarının yansıtıcılarla alınabildiği yıllar. Erhan Kırçuval susmamızı işaret ederek küçük ekranlı televizyonda okunan bir haber programına odaklanıyor. Hep birlikte izliyoruz batı bölgemizdeki bir kasabada yapılan incir festivali haberini. Haberin bitiminde Erhan Kırçuval hayıflanarak;
-Şu habere bakın arkadaşlar, bir kasaba yetiştirdiği ürününü tanıtmak için festival düzenliyor, Malatya’mızın altın değerindeki kayısısına sahip çıkan yok, para etmiyor. Ne Belediye, ne Ticaret Odası, ne de Ticaret Borsası konuya ilgi göstermiyor. Üretici yılgın, bıkkın.
Beydağı gazetesi sahibi Hasan Anlar gülerek;
-Niye bu kadar hayıflanıyorsun gören de kayısı çiftliğin var zannedecek.
-Bir tek kayısı ağacım yok ama doğup büyüdüğümüz bu şehire hizmet borcumuz var.
Orhan Apaydın;
-O zaman borcumuzu ödeyelim.
Ertaç Önal;
-Beyler konu ciddiyet kesbediyor. Bu gürültülü ortamda bu konuyu tartışırsak burada kalır. Yarın mesai bitiminde Beydağı gazetesinde buluşup tartışalım.
Karar veriliyor ve bu dört arkadaş sözleşilen yerde ve saatte buluşuyoruz.
Saatler süren toplantıda öncelikle kayısı ürününün hasat mevsiminde bir şenlik düzenlenmesi, bu şenliğin amacının,
a)Malatya kayısısının dünyaya tanıtılması ve pazar araştırılması,
b)Kayısı üreticilerinin sorunlarının tespit edilerek, bu sorunların giderilmesi için ilgililer nezdinde girişimlerde bulunulması,
c) Kaliteli ürün yetiştirilmesi için yarışmalar yapılarak üreticilerin özendirilmesi,
d) Malatya’da kayısı fuarı kurulmasının hedef alınması,
e) Kayısı Şenliği programı için çalışmalar yapılarak bir sonraki gün tekrar toplanılması kararlaştırıldı.
Birkaç gün içinde yapılması düşünülen şenlik programını ana hatları ile belirlemiştik.
Sıra elimizdeki bu programla Valilik, Belediye, Ticaret Odası, Ticaret Borsası ve diğer sivil toplum örgütlerinin maddi, manevi desteğini sağlamaya gelmişti. Öncelikle Vali Sadullah Verel’i ziyaret ederek elimizdeki çalışma programını sunduk. Bu çalışmamıza ve programımıza Vali Bey’in memnuniyet ve sevinci görülmeye değerdi. Meğer Cumhuriyetimizin 50. yılının nasıl bir gösteri ile kutlanması gerektiğini düşünüp dururmuş.
Vali Sadullah Verel her türlü teknik ve manevi yardımı yapmaya hazır olduğunu ama elinde böyle bir kutlama için ödenek bulunmadığını söyledi.
Malatya Belediye Başkanımız rahmetli Mehmet Kırçuval da, teknik ve eleman olarak her türlü yardıma hazır olduğunu ama maddi bir katkıda bulunamayacağını beyan etti. Ticaret Odası, Ticaret Borsası ve diğer sivil toplum kuruluşlarından aldığımız cevaplar farklı değildi.
Adına şenlik de festival de desek, musiki ve halk dansları gösterileri olmadan, sadece kayısı yarışması, spor müsabakaları, kayısı konulu fotoğraf yarışması, kayısı güzeli seçimi, kayısı konulu forum gibi kültürel etkinliklerle bir şölen düzenlenemeyeceği aşikârdı. Davet edilecek sanatçıların iaşe ve ikametleri için mutlaka bir miktar maddiyata ihtiyaç vardı. Bu nedenle morallerimiz adeta sıfırlanmışken aklıma gelen fikrimi açıkladım.
Birkaç yıl önce Ankara Halkevleri Genel Merkezinde, tiyatro ve ses sanatçısı Nebil Topcu isimli arkadaşım aracılığı ile halk dansları grubuna ve Özcan Tamer gibi Ankara radyosuna ses sanatçısı yetiştirmiş bir ustanın koro çalışmalarına katılmış ve güzel dostluklar edinmiştim. Ankara’ya giderek bu arkadaşlardan destek istemeye karar verdik ve otobüse atlayıp Ankara’ya gittim
Halkevleri Genel Merkezinin THM, TSM, tiyatro ve halk dansları çalışmaları devam ediyordu. Arkadaşım Nebil Topcu aracılığı ile Halkevleri Genel Başkanı Kadri Kaplan ile görüştüm ve onun talimatı ile muhtelif yörelerin halk dansları ve Türk Halk Müziği korist ve solistlerinden oluşan 120 kişilik bir ekip ile şenliğimize destek verme sözünü alarak Malatya’ya döndüm. Gelecek konukların ikametleri için tüm kurumların misafirhanelerinin tahsisini Vali Bey organize etti. Konukları getirip götürme işini ücretsiz olarak şehrimizin bir otobüs firması üstlendi ve bunun için üç otobüs tahsis etti.
Bu çalışmalarımızın ciddiyet kazanması için kurumsal bir kimlik oluşturarak Fuar Kurma Ve Turizm Derneği’ni kurduk. Başkanlığına, sosyal faaliyetlerimize maddi ve manevi destek veren Dr. Sadık Özen’i seçtik ve dernek binası olarak Fuzuli Caddesinde bir binanın ikici katını kiraladık ki, bu binayı sonraki yıllarda ayni zamanda “İnönü Üniversitesini Kurma Ve Yaşatma Derneği” olarak da kullandık.
Kayısı şenliğimiz için oluşturduğumuz programın icrası için her programa yatkın arkadaşlarımız görevlendirdik.
Kortej yürüyüşü ile başlayan şenliğimiz boyunca Halkevleri Genel Merkezi halk dansları ve halk müziği gösterilerini tamamen ben üstlendim. Bunun için Belediye zabıta memurları arasından seçtiğim on kişilik bir yardımcı eleman verdiğim programı eksiksiz uyguladılar. Malatya’mızın en kenar semtlerinde bile halk dansları gösterileri yapıldı, halkımıza tam bir bayram coşkusu yaşatma amacımız hedefine ulaştı.
Keza, Cengiz İnci organizasyonunda eski Boztepe, şimdiki Yeşiltepe semtindeki boş arazide cirit oyunları, kapalı spor salonunda spor müsabakaları, Orhan Apaydın, Sadık Özen ve Erhan Kırçuval organizasyonunda Halk Eğitim Merkezinde kayısı konulu panel, fotoğraf yarışması, balo organizasyonu, kayısı güzeli seçimi, gazete çıkarılması ve ulusal medyada bu şenliklerin ve amacının yayınlanması, Hadi Çekirdek organizasyonunda Kernek havuz başında yapılan sünnet şöleni, Mustafa Geban organizasyonunda en güzel kayısı yarışması, Hükümet binası arkasında Hava İkmal Genel Müdürlüğünden temin ettiğimiz çadırlara yalvar yakar getirdiğimiz esnaflar ile panayır yeri kurulması.
Günde sadece 3-5 saat uyku ile üç gün sonunda tatlı bir yorgunluk….
Sonraki üç yıl daha, özellikle Belediye Başkanlarımızın ısrarları ile geliştirdiğimiz programlarla şenlikleri organize ettik. Sonunda bu işleri Belediyemizin sahiplenmesi gerektiğini söyleyip sahneden çekildik.
Birkaç yıl sonra Hükümet binası arkasındaki Özel İdare Binasından dağılan bir grup içinden tanıdığım bir Belediye üst düzey yetkilisi bana sitem ederek; ‘Ertaç bey, bir şenlik mi, festival mi ne ise icat edip bize iş çıkardınız. Günlerdir toplantı yapıyoruz işin içinden çıkamadık’ demez mi?
Teşekkür ve davet beklerken….
Pes doğrusu.
Bu öyküyü mümkün olduğunca kısa tutarak yazmaya çalıştım.
Bu festivalin mimarları olarak hayatta kalan biz üç emekçiyi ilk defa hatırlayıp ahde vefa göstererek festivale davet eden Başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Selahattin Gürkan’a ve Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Genel Müdürlüğüne ne kadar teşekkür etsek azdır.
Uygun bina tahsis edildiğinde Kültür Bakanlığımızdan konservatuar kurma sözü almıştık. Eski İstanbul Sineması binasının restore edilerek bu işe tahsis edilmesi için bir grup arkadaş ile dönemin Belediye Başkanına gittiğimizde, “İşimiz yok çalgıcı, oyuncu mu yetiştireceğiz” cevabı ile şoke olmuştuk.
Ama şimdi sosyal faaliyetlere yatkın, sanata ve sanatçıya değer veren Belediye Başkanlarımız var. Bu şehrin simgesi ve en önemli gelir kaynağı olan kayısı için her desteği de verdiklerini görmekle mutluyum.
_______
TABLO: 1973 yılında 1. Malatya Kayısı Şenliği'ni organize eden ve şimdi çoğunluğu hayatta bulunmayan isimler