SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Mustafa Bahadır Altaş

Malatya Asimile Edilerek İnsanların Aidiyet Duygusu Yok Ediliyor

Malatya Asimile Edilerek İnsanların Aidiyet Duygusu Yok Ediliyor
A- A+ PAYLAŞ

Mustafa Bahadır ALTAŞ
Yeminli Mali Müşavir
mba@mbaymm.com

Deprem sonrasında Malatya’nın yeniden inşası konusunda şehrin bir bütün olarak ele alınarak sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yaşam kalitesini yükseltecek, şehrin binlerce yıllık geleneklerini ve hafızasını yaşatacak bir çalışma yapılması gerekirken şehrin geçmişini geleceğe taşıyacak ne varsa bilinçli bir şekilde yok edilmeye çalışılmasını anlamak mümkün değildir.  Deprem sonrasında yapılan projeler içinde sadece depremde hasar gören Malatya Valiliğinin eski yerinde inşasının dışında hiçbir çalışma geçmişle ilintili olmadan yapılmaktadır.

Bunun en büyük tehlikesi, Malatyalıların Malatya ile bağlarının kopartılmasına neden olmasıdır. 

İki yıl sonra Malatya’ya gelen bir kimse; doğduğu evi, oynadığı sokağı, okuduğu okulu bir daha göremeyecektir. İnsanların şehirleri ile aidiyet duygusu yok ediliyor. Tıpkı Arguvanlım türküsünde söylendiği gibi "Ölüm olsaydı, ayrılık olmasaydı Arguvanlım" diyerek Malatya’nın geçmişinin yok oluşunu görmeyi ölüme tercih eder olduk!

Malatya olarak izah edilemez bir durum yaşıyoruz. Ankara’da masa başında oturanları siyaseten anlasak da Malatya’yı yönetenlerin Malatya’nın geçmişi ile nasıl bir sorunları var, bunu anlamak mümkün değil! Sanki o geçmişi yok etmek için çaba harcıyorlar âdeta. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun bir konuşmasında söylediği gibi “Gömleğin birinci düğmesi yanlış iliklenirse hepsini çözmek zorunda kalırsınız; önemli olan, birinci düğmeyi doğru iliklemektir. İşte, siyaset de ülke meselesi de birinci düğme gibidir. O doğru iliklerinse hepsi doğru gider.”

Malatya olarak biz AKP’li Belediye Başkanı Cemal Akın döneminde eski belediye binasının yıkımına izin vererek ilk hatayı, ilk yanlışı o gün yaptık. Şehrin ruhunu yok ettik. Bugün bu başımıza gelenler, eski belediye binasının yıkımına sessiz kalan bir anlayıştan kaynaklanıyor. 

Hatırlamakta yarar var. Giden eski Milli Eğitim Müdürü’nün projesi ile Kanalboyu’nda bulunan Milli Eğitim Müdürlüğü binası ve İnönü Caddesi-Emeksiz kavşağında bulunan Kız Meslek Lisesi depreme dayanıksız raporu düzenlenerek yıkılmak istenmişti. O günlerde yapılan bu işlemin deprem bahane edilerek bir rant projesine dönüştüğünün malatyahaber.com sitesinde yer alması üzerine hasır altı edilmiştir. 06 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin şiddetini dikkate aldığımızda o gün depreme dayanıksız denilen yapıların sağlam kaldığı, aksine sağlam denilen yapıların yerle bir olduğunu gördük.

Onun için hiç kimse, “Neresi tarih, nesi sanat?” diye boş sorular sormasın. Unutmayalım; mekânlar, her şeyden önce o yere ait tarihî ve kültürel dokuyu barındırması, taşıması ve yaşatması ile değer kazanır. Kısaca, sözün özeti şu: Biz insanların asimile edildiğini bilirdik. Ne yazık ki bir şehrin asimile edildiğini Çırmıhtı örneğinde Malatya’da görüyoruz. 

Bizler, bu şehirde yaşayan insanlar olarak, kadim bir kültüre sahip olan Malatya’nın geçmişinin yaşatılması ve bu kültürünün geleceğe taşınması konusunda yapılan ya da yapılacak olan yanlış işlerde, olumsuz işlerde yöneticileri eleştirmeliyiz. Bu eleştirilerimiz, daha iyi bir Malatya içindir. Daha önce de ifade ettiğim gibi “Sorunlarımızı, üzerine toprak atarak değil; depremin enkazını kaldırarak çözebiliriz.” 

Sadece Mücbir Sebep Değil “Hayal Kırıklığı” Olan

Yaşan deprem süreci, sadece depremin şiddeti ile değil; hem kapsadığı alan hem de bölgede yaşayan nüfus yoğunluğu itibarıyla tam bir felakettir. Bu depremlerin yaratmış olduğu fiziki yıkımın neden olduğu olumsuzlukların yıllar süren bir zaman dilimi içinde ancak giderileceğini bugünden görmekteyiz.

Deprem nedeni ile ilan edilen ve 31 Ağustos 2024 tarihinde sona eren mücbir sebep hâlinin son üç aylık uzatma süresi ile birlikte toplam mücbir sebep süresi iki yılı bile bulmamaktadır. Aslın felaketi diyoruz, üçer aylık mücbir sebep ömrü biçiyoruz. Bu, bizim açımızdan bir hayal kırıklığı. Beklentileri karşılamadığı gibi hiçbir soruna da çözüm olmayacaktır. Bu süre çok yetersiz kalmaktadır. Şehrin toparlanması ve ayağa kalması için en az 3 yıllık bir süre gerekir. Mücbir sebep hâli süresi 3 yıl uzatılarak Malatya ve deprem yaşanan diğer iller afet bölgesi ilan edilmeliydi.

Evet, hepimiz de biliyoruz; ülke olarak ekonomik bakımdan zor bir dönem geçiriyor olmamıza rağmen esas sorunumuz, yöneticilerimizin gerçek durumu bütün çıplaklığı ile ortaya koymak yerine kendilerinin başarısız oldukları ve yetersiz kaldıkları durumda olmayanı olmuş gibi ya da her türlü imkânlar varmış gibi göstererek üstünü örtmeye çalışıyor olmalarıdır. Depremin yaşandığı ilk gününden bugüne kadar hep böyle bir şanssızlık yaşadık. 06 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin bölgede ekonomik yıkımın en çok etkilediği şehir, Hatay’dan sonra Malatya’dır. Bu, bilinen bir gerçek olmasına rağmen bölgenin afet bölgesi ilan edilmesi konusunda yerel yöneticilerimiz ve siyasilerimiz bu konuyu hiçbir zaman dile getirmedikleri gibi bu konuda herhangi bir talepte de bulunmadılar. Bölge için mücbir sebebi hâli ilan edilmesini yeterli gördüler. Oysaki mücbir sebep, sadece vergisel görevlerin ertelenmesi ile ilgili bir işlemdir. Bölge, afet bölgesi olarak ilan edilmez ise bu şartlar altında toparlanması çok zor olacaktır. 

Yaşanan depremle birlikte sivil toplum kuruluşu olarak adlandırdığımız kuruluşlar, şehrin sorunlarını dile getirmekte ne yazık seslerini hiç yükseltmiyorlar; bu da Ankara’nın Malatya’ya bakış acısını olumsuz etkiliyor. 

Kaynak: Bİ'KENT Dergisi

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

37 yorum yapılmış

  • Malatyalı (1 ay önce)
    Malatya Eski Belediye Binası ayakta olsaydı depremde yıkılır mıydı bilemiyorum. Çünkü kepçeler zorla yıkmışlardı. 1936 senesinde Mensucat Fabrikası ile yapılmıştı. Yıkım esnasında dumanlar havalara yükselirken millet şaşkın şaşkın bakıyordu. Ben bütün şehri yıkacaklar zannettim.Ben imdat feryatlarıyla ağlayan şehrin çarşısına vardığımda iş işten çoktaaan geçmişti. Eski Başkanlardan Merhum Nuri Nebioğlu ile Hamido'nın halkı sükunete davet eden konuşma yaptıkları balkonlara kepçe ile darbeler indiriyordu. O sahneyi hatırladıkça içimden bir sızı bütün vücudumu kapladı. Söğütlü Camii Minaresinin süt gibi beyaz taş minaresini yıkanlar da aynı kadir-kıymet bilmez zihniyete mensup kişiler idi. Kent kimliksizleşsin. Minareyi yıkanlar taşları tek tek numaralandırmışlar ki yeni cami yapılınca tekrar yerine dikilsin. Meğer bu numaralandırma numaralarını halkın tepkisini frenlemek için yapmışlar. Taşları Beydağındaki bir köye cami yapılması için verirken vicdanları sızlamamış. Orada da herhangi bir cami vs yapılmamış. Anlaşılan bu haberi de tepkileri dindirmek için yaymışlar. Şimdi Söğütlü Camii 4. Kez yeniden yapılıyor. Bari o minareyi getirip bu caminin yanına dikseler diyorum ama nerdeeee. Sanmıyorum. Eminim içindeki demirler sıvaları dökülünce görünecek olan bir ucube minare yapılacaktır. Malatya’da eskiye ait izleri-isimleri yok etmek sokak isimlerini değiştirerek de gerçekleşmişti. Bunu Malatyalılarla sohbet ederken şehir kültürünün bir kimlik olduğunu anlattığımda aldığım cevaplardan anladım. Meğer Kent Konseyi üyeleri kimseciklerin tanımadıkları tanıdıklarının isimlerini sokaklara vermişler. Eski Belediye binasının yıkılması, her sokağında geçmişe ait hatıralar yaşanan, hikaye ve romanlara konu olan sokak isimlerinin değiştirilmesi kadar ağır bir darbe değildi. Evet şehre ait hatıralar tek tek yok ediliyordu. Ne diyelim daha önceleri kent gelenek bilmez, kent kültürü bilmez, tarih bilmez, hatıra bilmez hoyratça uygulamalardan böyle bir depremin bütün hayal ve hatıraları yok edeceği belli idi. Çevre ve Şehircilik Bakanının her hafta Malatyaya gelmesine rağmen depremin sağladığı güzel şehir kurma fırsatını da maalesef Malatyalılar değerlendiremedi.
    %67
    %33
    Yanıtla
  • Soner (1 ay önce)
    Hocmın tespitlerine katılmamak mümkün değil hatta malatyamızın o kadirşinas insanları yavaş yavaş yok olmaya1998 de başladı depremde üstüne tuzu biberi oldu gerçek Malatyalı yı gurbette buluyoruz ben İzmir'de yaşıyorum senede bir memlekette geldiğimde üzülüyorum her taraf baskellisi kahtalısı vanlısı suryelisi tip tip insanlar vah memleketim hatta ilçelerine kadar bulaşmış arabgiri bile kesetmişler 100senelik mahle isimlerini bile degistirmişler gıcık gıcık mahle sokak semt isimlerini koymuşlar suyunu bozmuş çesmelerini kurutmuşlar sarkılarda kaldı Malatya Malatya bulunmaz eşin
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Murat (1 ay önce)
    Sadece malatya değil ülkemizi asimile ettiler
    %89
    %11
    Yanıtla
  • bek (1 ay önce)
    İnönü stadını gündüz vakti havai fisekle yıkımını kutlayanlar bugün devam ediyorlar.
    %84
    %16
    Yanıtla
  • SERHAT SARICI (1 ay önce)
    mustafa bey tespitiniz çok doğru. mahalle , sokak adları bir tarihin ve kültürün işaretleri. orada yaşayan aile ya da orada bulunan bir işaretla alakalı. mesela eskiden çevre yolunda çınar vardı. ya da cingenlik mezarlığı dendiğinde veya gavursini dendiğinde olaylar veya adres belirirdi.
    %89
    %11
    Yanıtla
  • Cengiz (1 ay önce)
    Sn Bahadır, takmışsınız şehrin hafızasına.Şehrin merkezimi kaldı ne kaldı? Ticaret lisesi yıkılıyor hafıza diyorsunuz.Size soruyorum ticaret lisesinin mimari veya sanatsal ne özelliği vardı.Derseniz Gazi ilķöğretim okulu, Atatürk evi eski İş bankası ,Yeni camii mimari ve sanatsal kültürel yapılar anlarım .Sizinki eskiden banyo sobalarınnda su ısıtılıp çimilirdi hala eski usul çimelim diyorsunuz.Ayakta kalması gereken tarihi ve sanatsal eserleri mutlaka koruyalım ama şehride moderenize etmekten geri kalmayalım.Tabii becerebilirsek!
    %41
    %59
    Yanıtla
  • Cengiz beyin yazdıklarını okuyunca bir kez daha okuduğunu anlamak için eğitim şart kuralının ne kadar önemli olduğunu görmüş olduk. Şehirlerin ve mekanların nasıl ruhu varsa yazılarında bir ruhu ve manası vardır. Yazıyı Cengiz beyefendi gibi alfabe okur gibi okursanız tabi ki yazının ruhunu ve manasını anlamanızı beklememiz hayal olur.
    %65
    %35
    Yanıtla
  • Cengiz 1727903593 (1 ay önce)Alperen isimli kullanıcı yorumuna
    Sn Alperen anlaşılmayan nedir? Şimdi size soruyorum, Ticaret lisesinin sanatsal, tarihsel, mimari olarak ne özelliği vardı? Sn Bahadır önceki yazılarının birinde Ticaret lisesinin yıkılmasını konu etmişti.Yine soruyorum sizce hemen hemen tamamı yıkılmış çarşı merkezinin neresinde şehrin hafızasını korumamız gerekiyor.Sıkışık cadde ve sokaklarımı? Nefes almakta zorlandığımız yeşilin neredeyse yok denecek kadar az olduğu şehir merkezinin aynısımı yapılmalıydı? Yorumuma cevap yazarken altını doldurmanız gerekmezmi? Allaha şükür tahsilimde tecrübeleriminde sizinkinden daha önde olduğunu düşünmekteyim..
    %55
    %45
    Yanıtla
  • Cengiz bey Çok doğru söylemişsiniz...tebrik ediyorum. Yalnız bu sütunlarda, sadece yapılanlara muhalefet ederseniz takdir alırsınız.
    %31
    %69
    Yanıtla
  • Malatyalı (1 ay önce)
    Sayın M.Bahadır Altaş kaleminize sağlık, şehrimizin dile getirilmeyen sorunlarını ve çözüm önerilerini yazmaya devam edersiniz umarım diğer Malatyalı yetkililere ve kanaat önderlerine örnek olur. Malatyalı ileri gelen büyüklerimiz inşallah bundan sonra taşın altına elini koyar yoksa hırsız arsız iş bilmez insanların elinde şekillenir bu şehir.
    %85
    %15
    Yanıtla
  • Veli (1 ay önce)
    Boş yazmışsınız. Tamamen laf kalabalığı. Malatya da bir deprem oldu ve şehir yıkıldı. Buna rağmen bir tek söğütlu caminin yeri değişti.
    %37
    %63
    Yanıtla
  • Erkan (1 ay önce)
    11 şehirde deprem oldu.Bu depremlerde bir çok yıkım ve can kaybı meydana geldi. Depreme dayanıksız yüzlerce bina yıkıldı. Ağır hasarlı binalar çıktı. Aidiyet duygusu gitmesin diye bu ağır hasarlı binalar yıkılıp yenileri yapılmasın mı? Caddeler onarılıp daha modern yapılmasın mı? Aidiyet herzaman eskiyi aramakla olmaz. Aidiyet dediğin Bostanbaşı gibi yerlere demiri çimentosu eksik onlarca katlı süslü binalar yapmamakla olur. Bu süslü binalarla övünmemekle olur. Bu gibi arazilere bina yapmamakla olur. Aidiyet dediğin depremi fırsat bilip tadilatları veya taşınma giderlerini fahiş şekilde artırmamakla olur. Aidiyeti erozyona uğratan bunun gibi sebeplerdir.
    %57
    %43
    Yanıtla
  • Argalı (1 ay önce)
    Sadece malatya değil ülke asimile ediliyor hızla , demografik yapı hızla bozduruluyor.
    %87
    %13
    Yanıtla
  • ali (1 ay önce)
    değişmeyen tek şey değişimin kendisidir ...yapısal değişim önemli değil insanlığımız değişti ...insanı insan yapan oluşturan temel duyguları kaybettik ülkece ...bunu hiçbir dış güç başaramazdı...
    %96
    %4
    Yanıtla
  • Ü L K E ! (1 ay önce)
    ülke asimile edildi araplaşıyor!!!!
    %71
    %29
    Yanıtla
  • Ne araplaşmasi (1 ay önce)Ü L K E ! isimli kullanıcı yorumuna
    22 yıl önce carşiya çıkınca her kes başörtulu ve açık da olsa edpli şekilde ne güzeldi.şimdi herkes çiplak şekilde ,boş yapmayın şimdi eskisinden beter oldu
    %36
    %64
    Yanıtla
  • Edep ve ahlak yanlizca başörtüsüyle olan bisi deil sizin gibi kafalar yüzünden bu haldeyiz
    %74
    %26
    Yanıtla
  • Edebi açık veya kapalı giyinmede aramamali zihinler edepli olmalı.. Ülkenin araplaştigini goremiyorsan soyleyecek sözüm yok. ASİMİLE in tillahi yapılıyor
    %80
    %20
    Yanıtla
  • İrfan tanrıverdi (1 ay önce)
    Yesilevlarde bize bir ev yapıyorlar 80 metre 3+1 odalar iki kanepe denildiğinde içinde nasil yaşayacağız
    %67
    %33
    Yanıtla
  • Niye iki senedir 20 mt. Lik konteyner de yaşıyorsun. Biraz şükredin. Devlet sana ev yapmak zorunda mı
    %40
    %60
    Yanıtla
  • tabiki yapmak zorunda eğitimsiz kalmısşınız sanırım deprem kanununu okuyun anlarsınız evi yıkılan her vatandaşa bir ev yapıp ücretsiz vermesi gerekirken %40'ını geri alıyorlar ve evlerini küçük veriyorlar eski oturduğu ve yıkılan evi ne ise aynısını yapıp vermek zorunda devlet millettir millet yaşarsa devlet yaşar biraz okumanızı tavsiye ederim ülkenin başına ne gelirse cahillikten geliyor
    %78
    %22
    Yanıtla
  • Ayhan (1 ay önce)
    Eski belediye binasının yıkılması doğruydu şehre meydan açık alan lazımdı şehri betona gömmek mı doğru karar şehirler geniş meydanları ile değer kazanıyor Şehrin ruhu diye şehri betona gömülmesi yerine yeşil ve meydanlar lazım
    %50
    %50
    Yanıtla
  • Şimdi eski belediyenin yerine yeşil meydan mı yapıyor?
    %50
    %50
    Yanıtla
  • Battal (1 ay önce)
    Değişen demografi sosyoloji ve kent aidiyet duygusu...İnsanlar 50 80 metrekare evlerinde bir sekilde yaşıyorken depremle degişen hayatları ve bu durumu anlamak da zorlanan yerel ve merkezi yöneticiler..Malatya ağır hasta Malatya insanı zor durumda...Hakkını arasa da muhatap bulamıyor..
    %89
    %11
    Yanıtla
  • YaşarKARAASLAN (1 ay önce)
    YARAMI DEŞTİN BE ÜSTAD! Görev süresinin bitmesine yaklaşık1ay kala belediye eski binasını yıktıran Şehrül Emin Cemal Akın destekçileri "Bina yıkılmazsa, Öznur Çalık'ın ablasına (Hastane yapımı için)peşkeş çekecekler" algısını oluşturmaya çalışıyorlardı. Şu gariban Yaşar, her ne kadar " Bina yıkılmazsa bir şey yapamazlar. Esas yıkılırsa her şey yaparlar" dememe ve kepçenin önüne kendimi atmama rağmen, dönemin AKP İl Başkanı Mustafa Şahin ve Milletvekili Öznur Çalık başta olmak üzere yerel yöneticilerin "Bugün yıkılmayacak" sözlerine rağmen sadece 5-6 saat sonra yıktırıldı. Sevgili Burhan Karaduman'ın, sabahın 05.30'unda " Yaşar Abi yetiş, binayı yıkıyorlar" demesi ve yataktan fırlayıp Belediyeye ulaştığımda saat 5'i geçiyordu ve ana binanın 4'e 1'i yıkılmıştı. Yıkımın başında bulunan AKP'li meclis başkan vekiline " Bu yaptığınız Malatya'ya ihanet. Geçmişimizi yok ediyorsunuz" diye hiddetle bağırdım. Benim o içten gelen feryatlarıma Sadece pis pis sırıtığını hatırlıyorum. O dönemin anlı şanlı ve Malatyalı sevdalısı geçinen AKP'li Belediye Meclis üyelerinden hiç birinden, bırakın ortada görünmeyi sesleri bile çıkmamıştı. Neyse konumuz onlar değil. Konumuz, Kadim Malatya'mızın hafızasını yok etme girişimleri o tarihlerde başlamıştı. Fabrikaların kapatılması ve cadde ve sokak isimlerinin değiştirilmesi, taşınmaz kültürel varlıklarımızı restorasyon-güçlendirme adı altında beton/ çelik gibi malzemelerle yenilenmesi... Şehrimizin hafızasını silen uygulayıcı aktörleri farklı. Ama karar alıcıları yani AKP en üst yönetici (si/leri) son 22 yıldır hep aynı. Ayrıca; bazı duyarlı dostlar ve arkadaşlar, yaklaşık 1 ay önceden "Meydanımızı koruma amaçlı bir şeyler yapalım (Basın açıklaması- meydanda toplanma gibi) çağrısına, hem sağlığım hem de uygulayıcılarla (Çünkü onlar emir kulu) karşı karşıya gelmemek için kenarda durdum Son söz; "BALIK BAŞTAN KOKAR""
    %81
    %19
    Yanıtla
  • Erkan (1 ay önce)
    O zaman aidiyet duygusu diye eski evlerimizi aynı şekilde yapalım Niyazi Mısriyi aidiyet duygusu diye hafızamızdan silinmesin diye yılan gibi kıvrılan caddeler şekilde yapalım.
    %58
    %42
    Yanıtla
  • Okuduğunu anlamakta bir zeka seviyesidir. Erkan beyin ne kadar zeki olduğu çok belli oluyor. Tez zamanda aidiyet duygusu kalmadığı için babasının soy ismini reddi miras etsin.
    %59
    %41
    Yanıtla
  • Evet sende zeka seviyeni maşallah belli etmişsin sen ne yazıldığını anlamamışsın bile 2 yıl sonra insanlar Malatya'ya geldiğinde oturduğu evi oturduğu sokağı okuduğu okulu bulamayacak diyor.Be mübarek ben ne demişim o zaman yıkılan yerleri düzeltmeden eskisi gibi yapalım Niyazi mısri örneğinide vermişim.
    %55
    %45
    Yanıtla
  • Hakim (1 ay önce)
    Aidiyeti duygusunu yok edecek önemli diğer rezillik zorla yapılmak istenen rezerv alan saçmalığı.sözde bunu konut yaygarasıyla örtbas etmek isteyenler dehşet rakamlara ihale edilen evlerin vasat ve bir o kadar da amaçların konut yapmak olmadığı büyük rant ihaleleriyle önce devletin kaynaklarının talan edildiği yetmezmiş gibi bir de şimdi mülk gaspı yaparak bize hizmet ettiklerini iddia edenlere kimse kimseyi kandırmasın Yüce Allah bu yapılmak istenen zorbalıkların ergeç karşılığını sebep olanlara verecektir.sağlam evinde oturana yerinde dönüşümle evini yapmak isteyene zorbalık yaparak mülk gaspı yapanlar,deprem öncesi ve sonrası ekonominin katline sebep olanlar şimdide kentsel dönüşüm yasasını da katlederek sözde konut yalanıyla mülk gaspını yaparak rezil ve vasat evler içine size konut yapmak için hizmet yapıyoruz yalanlarıyla ne denli bir zülme maruz kaldığımızı kimse inkar edemez.madem herkes rezerv alan istiyor diyerek yalanlar sıralayan Malatyalı nın sözde vekilleri getirin rıza esasını kim istiyorsa rezerv alan uygulamasına dahil olsun.devlet adına sözde piyasa düzenleyici iktidar yapılan fahiş fiyatlı ihalelerle piyasayı nasıl katlettilerine şahit oluyoruz.deprem bölgesinde, toki ve rezerv alanda yapılacak vasat bir daireden daha iyi bir inşaatın m2 birim fiyatı en üst limit olarak 20 bin TL diye haberler bilgiler kamuoyuna sunulurken vasat bir 85m2 toki evi için artık 3 milyon sınırı asılmış durumda.ne acı günlere kaldık.her yer yosuzluk için de olduğu yetmiyor birde şehrin en merkezi mahallelerine bir dairenin ihale bedeli 3 milyona çok iyi bir ev yapacaklarına vasat bir ev yaparak nedenli rant sarmalının deprem bölgesini rant bölgesine çevrilmiş olduğunu göstermekte.hatta inşaatlar bitene kadar enflasyon farkı da ilave olacak.işte mülkümüz vasat bir ev için gasp edilirken mahkemelerin dahi baypas olması için kentsel dönüşüm kanununu tahrip eden iktidarın yatacak yeri yok.maalesef dinsiz olanına dahi,kimsenin mülküne zorbalıkla mabet dahi yapılmayacağını bildiği hâlde anayasal güvence altına alınmış mülk donkunulmazlığının ırzına geçenler sırf rant uğruna yapılan bu zulümler er geç buna sebep olanlardan çıkar ve Yüce Allah'ın izniyle zorbalıklar ülkeye musibetten başka bir şey getirmeyecek.alt yapı sorunu olmadığı halde, arazi kırsal tokilerde ki gibi inşaata hazır hale getirmek için zahmet çekilmediği halde,inşaat için en maliyetli gider olan arsa bizlerin mülkü gasp edildiği halde yaptıkları ve yapacakları evler vasat ama fiyatı da fahi
    %66
    %34
    Yanıtla
  • Bahattin Ülger (1 ay önce)
    Sayın Başkan, geçen yazını okurken " İyi ki varsın" diye yorum yapmıştım. Bakıyorum da; Malatya yı idare edenler icraat yapmaları gerekirken, Malatya sorunlarını Malatya halkı ve sivil toplum örgütleri ve Meslek odalarının görüş ve önerileri doğrultusunda faaliyet yapılmadığı sadece demeç ve ankarada gelenlerle boy boy fotoğraf çektirmekten başka hiçbir icraat yok. Bazan düşünüyorum da bunların Malatya'ın mevcut durumunda bi haberlermiş. Sanki Malatya Normalleşmiş, ve 2 Şubat öncesine dönmüş gibi gözümüzün içine baka baka bizler bildiğimiz ve yaşadığımız Malatya ya çözüm ürettiklerini anlatıyorlar. Biz istemeyiz mi Malatya normelleşsin, sokaklarıo caddeleri meydanları eski halinde bizlere hafızasını anlatsın. Başkan Kalemine ve yüreğine sağlık... İnşallah bilzerin yazılarınızı okuduğumuz gibi ilgililer ve yetkililerde okur ve sorgular.
    %53
    %47
    Yanıtla
  • oktay (1 ay önce)
    kimin umrunda bahadır bey
    %65
    %35
    Yanıtla
  • MALATYALI (1 ay önce)
    böylesi önemli bi haberi yorum yazan olmamış ! çok ciddi bir konu! babam onun babası yaklaşık 50 yıldır beylerbaşı mahallesinde oturuyoruz.herkes tanır birbirini .şuan komşularımız gelincik tepe tokide diyeceklerim bu kadar.
    %62
    %38
    Yanıtla
  • Ramazan (1 ay önce)
    Bülent Arınç in deyimiyle önceki Suud kralı ne isteseler yapıyordu. Suud kralı vahabiydi, muhtemelen karşılık olarak bazı şeyler istemiştir. Milli görüş kadroları, dernekleri, takipcileri ve talebe birlikleri hep soft vahabiydi. E bu kafa becerebilse Hz Peygamberin mezarını silecek. Malatya çok mu. Ankara'da bir ofise ver işi... Adam belki malatya'yi görmedi bile. Görmesine gerekte yok. Zaten silecek
    %60
    %40
    Yanıtla
  • En Has Malatyalı (1 ay önce)
    Artık şüphem yok ki, sokak isimlerini değiştirmekten bugüne kadar bu gibi şeyler bilerek yapılıyor. Şehir hafızasını, kültürünü yok etmek veya zayıflatmak, o kentin sosyal dokusu bozulmadan önce yapılan bir işlem olabilir ancak. Yani bilerek yapıyorlar. Şehri kimliksiz, aidiyetsiz hâle getirerek niteliksiz göçe, yani inşaata ve ranta hazır hâle getirmektir amaçları.
    %70
    %30
    Yanıtla
  • Mehmet Zeki Akal (1 ay önce)
    Bizzat tanıdığım ve kendisi ile gurur duyduğum YMMM Bahadır Altaş üstadım ın Malatya ile ilgili Harika bir tespitini okudum ve çok beğendim.Çok yakın bir tarihte ziyaret ettiğim Malatya gerçekten çok sıkıntılı.Zira Siyasilerin bile göz ardı ettiği ve dillendirmekten çekindiği büyük sıkıntılar yaşanıyor.Konular hep görmezden geliniyor.Malatya için gerçek manada bir tespitler yapılmalı aksi taktirde zaman boşuna geçmiş olacaktır.Geriye dönülemeyecek daha büyük sorunlar yaşanabilecektir.Üstadıma teşekkür ediyorum.Saygılarımla.M.Zeki Akal
    %63
    %37
    Yanıtla
  • Battal44 (1 ay önce)
    Sonuna kadar katılıyorum da eski belediye binasının yıkımı konusunda birileri oraya çökmek istemişti eski başkanda Bi gecede yıktırıp park ilan etmişti sanki bide malatya böyle Bi sıkıntı var birileri üç beş kişi yada üç beş aile canı istedigi herşeyi yaptırabilir şehirde malesef halkın ne istedigi degil o kişilerin isteklerine göre şehir nizama giriyor
    %73
    %27
    Yanıtla
  • TÜRKİYE (1 ay önce)
    sn. yazar turkiye asimile ediliyor. araplaştiriliyor. 10 milyon siginmaci ulkesinde savas bitti af ilan edildi keyfi gitmiyor akp de gondermiyor zaten. 10 sene sonra 10 milyon olur 25 milyon senin nufusundan 5 kat hızlı cogaliyorlar. asil asimelasyon projesi budur. türkiye'yi araplaştirmak......!!!!!!
    %76
    %24
    Yanıtla

Mustafa Bahadır Altaş yazıları