Malatya Çevre Yolu Şehrin Merkezi Olarak Planlanmalı
Mustafa Bahadır ALTAŞ
Yeminli Mali Müşavir
mba@mbaymm.com
Tarihin dönüm noktası olduğu gibi şehirlerin de tarihi dönüm noktası vardır. 6 Şubat da Malatya için bir dönüm noktası olabilir.
Dünya yaşanan önemli doğal afetlerden sonra bazı şehirlerin küllerinden yeniden doğuşuna şahit olmuştur. Japonya'da Tokyo, Amerika'da San Francisco ve Chicago, Portekiz'de Lizbon ve ülkemizde Erzincan bunlara en güzel örnek şehirlerdir.
Unutmayalım deprem değil depreme dayanıksız binalar insanı öldürüyor!
Toplumsal kadercilikten vazgeçelim kadere kısmete değil bilime inanalım.
Süreç aceleye getirilmemeli ve deprem sonrası doğru adımlar atılmalı.
Depremin en belirgin özelliği yıkıcı olmasıdır. Deprem sonrası şehirler adeta bir harabeye dönerler, onları yeniden yaşatmak için her şeye yeniden başlamak gerekir. Deprem sonrası yapılaşmayı eski binalarımız çürüktü yıkıldı diyerek bunu bina ekseninde değerlendirirsek bu yeni yanılgılara neden olacaktır.
Bu süreçte her şeyden önce depreme ve iklime dayanıklı çevreye duyarlı bir şehir inşa etmeliyiz. Altyapı başta olmak üzere yollar ve ulaşım ağı yeniden planlanmalı. Ticaret bölgeleri ve çarşılar ihtiyaca uygun olarak belirlenmeli. Yeni yerleşim alanları ile mevcut rezerv (kentsel dönüşüm) alanları aslına uygun olarak doğru tasarlanmalı. Tarihi yapılar ile dini mekanlar ibadethaneler (camiler) şehrin dokusuna uygun olarak korunarak yaşatılmalı. Eğitim yapıları ve spor alanları ile yeşil alanlar toplumun erişimine imkan sağlayacak şekilde planlanmalıdır.
Hepsinden de önemlisi bunlar tamamlandığında şehrin kendisine mahsus bir silüeti oluşmalıdır. İşte bunun için 6 Şubat Malatya için bir dönüm noktası olabilir.
Yaklaşık 130 bin kişinin şehirden ayrıldığı, İkizce mahallesi, Gelincik Tepesine ve Çamurlu mahallesine yapılan deprem konutlarında yaklaşık yüz bin kişinin ikamet edeceği yeni yerleşim alanları dikkate alınarak.
Mevcut Çevre Yolu Şehrin Merkezi Olarak Planlanmalı
Deprem sonrası şehrin yeniden inşasında, şehrin ortasından geçen mevcut çevre yolunun şehrin merkezine konularak planlamanın buna uygun bir şekilde yapılması halinde, doğuda İnönü Üniversitesi'nden başlayıp batıda Organize Sanayi bölgeleri İkizce ’ye kadar uzanan yaklaşık 20 km’lik bir alanda şehrin yeniden inşası ulaşım başta olmak üzere tüm hizmet sunumlarının hızlı ve güvenli bir şekilde yapılmasına imkan verecektir. Bu şekilde ulaşımda raylı sistem önceliği ve imkanı olacağından kent içi trafik çözüme kavuşacaktır. Yıllardan beri Malatya’nın gündeminden düşmeyen çevre yolunun altı ve üstü ayrımı da ortadan kalkacaktır.
Şehirlerde belediye hizmetlerinde beklenen başarının gerçekleştirilmesi arzulanan değişim ve gelişim sağlanması için iki temel konunun göz ardı edilmemesi gerekir: Bunun birincisi “Şehrin gelişim ile değişiminin sürdürülebilir olması” bir diğeri ise “Şehrin rekabet gücüne yön veren yerel kurumlarının sorumluluk üstlenen yönetim yapılarının gelişimidir.”
Bu kapsamda geleceğe yönelik kısa-orta ve uzun vadeli planlama ile stratejiler altyapı öncelikli olarak imar ve yapılaşma, ulaşım ve trafik, genç kuşaklara yönelik beklentilerin değerlendirilmesi ve beyin gücü planlaması ile şehirde yaşayanların gelir düzeyi, eğitimi ve işsizlik sorunu temel alınacak konular olarak öne çıkmaktadır. Bununla birlikte gelecekteki yaşam kalitesi ve alım gücü gibi toplumun sosyo-ekonomik ve politik olarak yapısal değişikliğe uğramaması için demografik hareketlenmeler dikkatlice takip edilmelidir.
Doğru ve gerçekçi bir yaklaşımla Malatya’nın yeni modern bir şehir olmasının yanı sıra aynı zamanda tarihi kültürel ve doğal güzelliklerini koruyabilmiş çevreci bir şehir olması çok zor değil.
Bunu başarmak için gerçekçi, akılcı, yenilikçi ile girişimciliğe yönelik, düşünme ve karar verme metotlarını kapsayan bir sistematiğin sağlanması yeterli olacaktır.
Yıllar önce yazdığım bir yazımda "Malatya da yaşamak mı? Malatya’yı Yaşamak mı?" diye sormuştum.
Bugün yine aynı soruyu sorduğumda o gün evet diyen birçok kişinin bugün evet demekte tereddüt edeceklerini ve hayır diyenlerin çoğunluk olduğunu tahmin edebiliyorum.
Bu nedenle Malatya Büyükşehir Belediyesi ile merkez ilçe belediyeleri Battalgazi ve Yeşilyurt Belediye başkanlarının Malatya’nın doğru ve sağlıklı olarak yeniden inşası için birlikte hareket etmeleri artık bir zorunluluk olmuştur.
Deprem sonrası yerel yönetimler tarafından bir tane dahi plan ve proje ortaya konulamamış olmasının yanı sıra Ankara merkezli uzaktan kumandalı yap-boz modelli ile izlenen yeniden yapılanma politikaları, soruna çözüm olmadığı gibi yeni sorunları da ortaya çıkarmaktadır.
Bunun en tehlikelisi depremin neden olduğu ekolojik tahribatlar nedeniyle ortaya çıkan zorunlu göçün sonuçları toplumsal yaşantıda bitmeyen göç dalgasını beraberinde getirmesidir.
Şehre sahip çıkarak, yanlış planlamaları ve projeleri engelleyerek, daha yaşanabilir bir Malatya oluşturulmasını sağlamak için etkili ses oluşturup Malatya’nın demografisini değiştirmelerine izin vermeyelim.
_________
GÖRSEL: Google Arşivi