Malatyalıların İsmet Paşa'sı..
İnönü, kendine has kişiliğiyle ön plana çıkan bir devlet adamıdır..
Mustafa Bahadır ALTAŞ Yazdı Yeminli Mali Müşavir mba444@mynet.com
Şehirlerin öne çıkan özellikleri vardır. Malatya’nın özelliklerinin başında Malatya kayısısı ve Malatya’da yetişmiş siyasetçi ve devlet adamları gelmektedir. Türkiye’de 2 Cumhurbaşkanı 2 Başbakan çıkartan tek ildir Malatya.
25 Aralık 2016 Malatya’nın yetiştirdiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk Başbakanı, 2. Cumhurbaşkanı 1923’ten 1973 yılına kadar 50 yıllık sürede 10 dönem TBMM’de Malatya Milletvekilliği, 1938-1950 Yılları arasında 12 yıl Cumhurbaşkanlığı görevi yapan, eski Cumhurbaşkanı ve Başbakanlardan, CHP'nin eski genel başkanlarından Mustafa İsmet İnönü’ün vefatının 43 yılı.
Kurtuluş Savaşı’nda 1. ve 2. İnönü Zaferleri’ni sonrasına Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Siz orada yalnız düşmanı değil milletin makus talihini de yendiniz.” sözlerindeki methiyelere layık gördüğü büyük insandır İsmet Paşa. 1934'te Soyadı Kanunu çıktığında kendisi Atatürk soyadını alan Gazi Mustafa Kemal'in verdiği İnönü soyadı ile Mustafa İsmet İnönü olarak siyasi tarihimizde yerini almıştır.
Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin kısıtlı kaynaklarına rağmen yeni şehir Malatya’nın gelişmesinde; imar planının hazırlatılması, Hükümet Konağı, Belediye hizmet binalarının yaptırılması, Malatya'yı Türkiye'nin önemli bir ulaştırma kavşağı yapan demiryolu bağlantısı, Malatya'da işsizliği sıfırlayan Mensucat Fabrikası, Tekel Tütün Fabrikası, yeni okullar yaptırılması, kaliteli eğitim ve öğretim kadrolarının atanması gibi bir çok önemli katkıları olmuştur.
İsmet İnönü, kendine has kişiliğiyle ön plana çıkan bir devlet adamı, aynı zamanda bir siyasetçidir.
İkinci Dünya Savaşı sırasında İnönü’nün belirlediği dış politikanın tek bir amacı vardı: Türkiye’yi savaş dışında tutmak. Bunu da başardı. II. Dünya Savaşında Türkiye’yi savaş felâketinin dışında tuttu. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş yıllarında asker olan ve süreci bizzat yaşayan İsmet Paşa’nın Türkiye’yi savaşın dışında tutmasının en önemli nedeni; tüm olanaksızlıklar içinde ulusal bağımsızlık savaşından yeni çıkmış Türkiye’nin 1923’ten beri izlediği dış politikanın temel taşı olan Misak-ı Milli’ye bağlı kalarak, ülkenin sınırlarını korumak ve genç Türkiye Cumhuriyeti'ni savaş yıkımından uzak tutmaktı. Bu hedefine tüm dış siyasi baskılara rağmen izlemiş olduğu politika ile ulaşmıştır.
Hiçbir otoriteye kayıtsız şartsız teslim olmayan İsmet Paşa, ülke adına alacağı riskleri bir kurmay titizliği ile hesaplamıştır. Ülkesini hiçbir zaman riske etmemiştir. Dış politikada savaş döneminde yaşanan bu başarıya rağmen, iç siyasette 1939-1944 yılları arasında ekonomide savaş tedbirleri uygulanması sonucu başarısız olmuştur. II. Dünya savaşı sonrasında Türk siyasetinde çok partili siyasi rejime geçilmesinin önünü açmış, Türkiye’de demokrasinin yerleşmesine ve gelişmesine öncülük etmiştir.
Bugün bir çok kimse onu eleştirse de, içinde bulunduğumuz bu dönemde bölgemizde ve Ortadoğu’da yaşanan tüm olumsuzluklar, binlerce masum insanın ve müslümanların öldürüldüğü dikkate alındığında, onun II. Dünya savaşı yıllarındaki devlet adamlığı bir kez daha takdir edilmektedir. Ayrıca ülkemizde yaşanan gelişmeleri gördükçe, yüz yıl önce Haçlı ittifakının Türk milletini ve müslümanları tarihten silmek için başlattığı bir dönemde, Lozan’ın hangi şartlar altında imzalandığını düşünmeyi bir türlü akıl edemeyen ve tarihi gerçekleri bilmeyen bazılarının, şehitlerin kanı ve anaların gözyaşı ile dolu günlerde İsmet İnönü’yü haksız bir şekilde eleştirmelerinin arkasındaki gerçeğin neler olduğu şimdi daha iyi anlaşılmaktadır.
(Lozan'da İsmet Paşa'ya suikast yapılacağı istihbaratı alan polisin, alınan güvenlik önlemlerinin yanı sıra İsmet Paşa'nın güvenliği için arabasındaki Türk bayrağını indirmesini istemesi üzerine İsmet Paşa "Türk bayrağı benim arabamdan kalkamaz. Ben burada ölürüm, benim yerime başka bir Türk gelir, bu arabaya biner ve benim vazifemi yapar. Ve Türk bayrağı arabadan kalkmaz!" cevabını vermiştir.)
Kurtuluş Savaşı'nda göstermiş olduğu başarılar sonrasında Atatürk ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları arasında yer alan İsmet Paşa, ülke çapında halk tarafından çok sevilen biriydi hatta yeni doğan bir çok çocuğa ismet paşa adı verilmekteydi. Buna en yakın örnek 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında TBMM Başkanlığı’na 258 oyla seçilen, Kasım'da yenilenen seçimlerin ardından 65.hükümette Milli Eğitim Bakanlığı’na atan ve aslen Gürünlü olan İsmet Yılmaz'ın isminin de İsmet Paşa'dan esinlenilerek konulduğu bilinmektedir. Bakan İsmet Yılmaz’ın, Necati Yılmaz isimli yakını "Geleceğe dair hayallerini anlatırdı. Amcam ismini İsmet İnönü Paşa'nın isminden esinlenerek koydu. Biz hep paşa bilirdik, paşa derdik, sonradan isminin İsmet olduğunu öğrendik.” diyerek konuyu kamuoyu ile paylaşmıştı.
Aradan geçen onca yıldan sonra ismi İsmet Paşa'dan esinlenerek konulan İsmet Yılmaz, 25 Kasım 2016 tarihinde Milli Eğitim Bakanı olarak ziyaret ettiği İsmet Paşa'nın memleketi Malatya’da AKP il binasında yapmış olduğu konuşmada akıllara durgunluk verdi. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Malatya herşeyin en iyisini hak ediyor. Malatya geçmişte bu ülkeye bir cumhurbaşkanı kazandırdı. Şimdi de 30 tane büyük ilden bir tanesi ve bir de bakanı var.” dedi. O tek Cumhurbaşkanı olarak, siyaseten kendine yakın gördüğü merhum hemşehrimiz 8'inci Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ı kastettiği aşikar olan, İnönü'yü saymayan İsmet Yılmaz'a, bulunduğu ortam ve siyasetin gereği Allah'ın bir kulu çıkıp ‘Sayın bakanım, sanırım diliniz sürçtü. Malatya’nın bir değil iki cumhurbaşkanı var’ diyemedi.
Tabi bugün artık bunu tartışmanın bir anlamı yok. Hakkını teslim etmek için vefatının 43.yılında İsmet İnönü üzerinden yapılan siyasetin ne kadar gerçek dışı ve acımasız yapıldığına dikkat çekmek ve gençlerin gerçekleri bilmesi amacıyla 1950 yıllarda yaşanan bir olayla ilgili anekdotu paylaşmak sanırım bu konuda söylenecek en doğru söz olacaktır.
Anekdot şöyle..
1950 seçim kampanyası sırasında Kocaeli’nde bir Demokrat Partili “İsmet Paşa asker kaçağıdır” diyerek konuşmalar yapıyor.
Bu konuşmaları dinleyen Turan Güneş bu kişiye “İsmet Paşa adı üzerinde bir asker, yani paşa… Sen nasıl olur da ona asker kaçağı dersin” diye soruyor.
Aldığı cevap özetle şöyle oluyor:
"Ben de İsmet İnönü’nün bir general olduğunu biliyorum. Ayrıca o İstiklal Savaşı zaferi ile Kocaeli’ni de düşman işgalinden kurtaran komutanlardan biridir. Ama ben İsmet İnönü’yü siyaseten beğenmiyorum. Bunu en kısa yoldan nasıl anlatacağım? Ona asker kaçağı diyorum."
Düşünsenize Osmanlı imparatorluğu'nda bir subay olan ve Kurtuluş Savaşı'nda bir çok cephelerde savaşarak zafer kazanmış İsmet Paşa, başbakan olunca askerlikten emekli olmuş bir komutandır.
O devirde onun asker kaçağı olduğu söyleyen bir siyasetçi ve buna inanan bir seçmen kitlesi var.
Yukarıda yazılanları okuyunca bugün İsmet Paşa üzerinden yapılan siyaset 1950 yıllarda yapılan siyaseti akıllara getiyor.
Ülkemiz dört bir yandan güvenlik, içeriden ihanet tehdidi altında iken bizler; vatanımızı, milletimizi, bayrağımızı bir partinin ismiyle bütünleştirmeden sevmeliyiz. (mba)
Geçtiğimiz hafta İnönü Üniversitesi tarafından düzenlenen Karaciğer Nakli Enstitüsü'nün Misyonu Çalıştayı'nda konuşan, Malatya milletvekili, Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Bülent Tüfenkci’nin "Cumhurbaşkanımız ile irtibat halindeyiz. Malatya'da onlara yakışır, hem İnönü hem Turgut Özal Müzesi'ni burada kısa bir sürede hayata geçirmek istiyoruz. İnşallah şehir buna katkı verirse aileleri de razı olursa, burada hem İnönü hem Özal Müzesi'ni yan yana, Türkiye'nin nereden nereye geldiği, demokrasi tarihi veya Türkiye'nin gelişmişlik tarihini gösterecek şekilde Malatya'ya kazandırmak istiyoruz.", İnönü'yü görmemeyi tercih eden kabinedeki arkadaşını düzeltme olarak da gördüğümüz sözlerine destek vermeliyiz.