Yüz Yılın Tanığı, Bin Yılın Belgecisi: Celal Yalvaç
Mustafa Bahadır Altaş
Yeminli Mali Müşavir
mba@mbaymm.com
Yetmişli yılların sonu, seksenli yılların başı bir dönemdi. O dönemde, hem Malatya Ticari İlimler Akademisi’nde okurken hem de Malatya’nın özel sektöre ait en önemli kuruluşlarından birisi olan İpaş İplik Fabrikası’nda çalışıyordum. Seksen öncesi dönemi bilenler bilir, sendikal faaliyetlerin en yoğun olduğu ve sağ-sol çatışmalarının en hızlı yaşandığı süreçti. MİSK’ e bağlı Milliyetçi İşçi Sendikası’nda faal olarak görev aldığımdan, yerel basını takip ediyor ve sendikal faaliyetlerin basın açıklamalarını da yerel basına elden yazılı olarak ulaştırıyordum.
O dönemde, Kışla Caddesi Müminoğlu Pasajı’nda bulunan, Görüş Gazetesi yazı işleri müdürü olarak onun ismi ile çok karşılaştım. Lise yıllarımızda Fuzuli Caddesi’nde bulunan dükkanının önünden geçtiğimizde, içerisinin hep dolu olduğuna şahit olurduk. Dükkanın sürekli dolu ve sohbet ortamının olması hep dikkatimi çekerdi. 12 Eylül İhtilali sonrasında sağ-sol çatışmalarının bitmesi ile üniversite eğitimimiz ağır basınca Malatya Ticari İlimler Akademisi’nden arkadaşım olan Osman Karakaş ve İsmet Yalvaç ile başlayan Görüş Gazetesi sürecinde artık Celal Yalvaç ile farklı bir yakınlaşmamız olmuştu.
O günden bugüne geride kalan kırk yıllık sürede bir ömür paylaştık. Turfanda İş Hanı’ndaki bürosuna, her uğradığımızda hep Malatya’yı konuşurduk. Aramızdaki yaş farkına rağmen; benimle taydaşı gibi konuşur, geçmişe ait bilinmesi gereken konuları benimle paylaşırdı. İçimizden atamadığımız Malatya sevgimiz onu dinlerken çoğalır, geçmişe ait bilmediğimiz konular hakkında bizi aydınlatırken, onunla yaptığımız sohbetin tadını ve zevkini çok daha değerli kılardı.
Celal Amca, tarihe ve geçmişe verdiği önem kadar bana göre çok iyi bir zaman gözlemcisi ve insan sarrafıydı. Çocukluk yıllarımın Malatya dışında geçmesinden sonra rahmetli babamın emekliliği nedeniyle Malatya’ya dönmemizle birlikte memleketin özleminden olsa gerek Malatya ile daha çok ilgilenmek, Malatya’yı sahiplenmeyi bir görev olarak görmek onunla nerdeyse her sohbetimizde konunun Malatya olmasını sağlardı. Beni her gördüğünde, söylediği ilk cümle şuydu; “Bahadır Beg, Malatya Belediyesi ya da Kültür Müdürlüğü Malatya konulu bir kitap yayınlamış, aldın mı? Eğer almadınsa al. Bana getirdiler haberin olsun” şeklinde olurdu.
Muhasebeci olmam hasebiyle maliyenin maliye olduğu yetmişli yıllarda vergi konusunda idarenin bir yanlış uygulaması ile ilgili bakanlıkla nasıl yazıştığını bana anlatmış hatta o gün yaptığı yazışmaları kıymetli evrak gibi saklamıştı.
Seksenli yılların sonu Kazancılar İş Hanı ve doksanlı yıllarda Turfanda İş Hanı’ndaki mekanı bizim için hep bir uğrak yeri olmuştu.
O'nun, titizlikle oluşturduğu arşivinden yararlanarak; Malatya İktisat Tarihi üzerine bir çalışma yapmayı konuşsak da covid salgını ve yaşanan deprem maalesef buna imkan vermedi. Onunla yapmış olduğum sohbetlerde en çok dikkatimi çeken bir diğer hususta Malatya konusunda hassas olmasının yanında, objektif olarak konuları yorumlaması ve anlatmasıydı. Özelliklede İnönü ve Özal konusunda bizler hemşericilik duygusu ile taraf tutarken o, bu konularda yeri geldiğinde eleştirel bir değerlendirme yapmaktan kaçınmazdı.
Celal Yalvaç ile ilgili hafızalarımda kalan bir diğer konuda, onu her gördüğümde muhakkak elinde günlük gazetesinin olmasının yanı sıra yeni edindiği bir dergi ve kitap olmasıydı.
İlk kez okuduğumda hayretler içinde kaldığım ve sonrasında her okuyuşumda çocukluk ve gençlik günlerimi tekrar tekrar yaşadığım Mazideki Yaşam- Malatya' başlıklı şiiri (Malatya Manzumesi) bugün bile her kelimesi ile yaşanmışlıkları tarihe yazılan buram buram Malatya kokmaktadır.
Bilenler bilir; Celal Yalvaç, Malatya için çok önemli bir hafızaydı. O, kendini Malatya’ya ve tarihe vakfetmiş bir insandı. Depremde binalar yıkıldı yenisi yapılır. Fakat; bir Celal Yalvaç için en az 100 yıl ve bir Celal Yalvaç lazım. Aslın da onu kaybetmek, derdi Malatya olanlar için bir deprem etkisi yaratmıştı. Bazen öyle bir an gelir ki konuşmak için kelimeler düğümlenir. Söylenenlere, duyduklarına inanmak istemez insan. Benim için o; yüzyılın (Cumhuriyet döneminin) tanığı, bin yılın (Osmanlı döneminin) belgesiydi.
15 Aralık 2023'te aramızdan ayrılan değerli büyüğümüz Celal Yalvaç’ı rahmet ve saygıyla anıyorum. Ruhu şad mekanı cennet olsun inşallah.
____
ARŞİV FOTO: (Soldan sağa) Mustafa Bahadır Altaş, Celal Yalvaç ve Mustafa Bulaşmaz