İsmet İnönü
..“Geçmişe vefa duymak, bugüne ve yarınlara da saygı duymak demektir.”
Mustafa Bahadır ALTAŞ mba444@mynet.com
Ekonomik krizin ülke gündemini meşgul ettiği bu günlerde Türk Milletin ölümsüz başbuğu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün silah arkadaşı, birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin 2.Cumhurbaşkanı, eski Başbakanlardan, 40 yıla yakın (9 dönem) Malatya milletvekilliği yapmış Mustafa İsmet İnönü hakkında yapılan haksız eleştirilere üzülmemek elde değil.
Konunun siyasi olarak tartışılmasını muhataplarına bırakarak bu konuya;
Bir Malatyalı olarak,
Bir İnönü Üniversitesi mezunu olarak,
Bir de iktisatçı olarak itirazım var.
Çünkü bir Müslüman için Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) “Ölülerinizin güzel hallerini yâd ediniz; kötü hallerini söylemekten çekininiz” sözü bu konuda en güzel yol göstericidir. Unutmayalım “Geçmişe vefa duymak, bugüne ve yarınlara da saygı duymak demektir.”
* * *
Malatya ve İsmet İnönü
Şehirlerin öne çıkan özellikleri vardır. Malatya’nın özelliklerinin başında Malatya kayısısı ve Malatya’da yetişmiş siyasetçi ve devlet adamları gelmektedir. Türkiye’de 2 Cumhurbaşkanı, 2 Başbakan çıkartan tek ildir Malatya. İsmet İnönü Malatya’nın yetiştirdiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk Başbakanı, 2. Cumhurbaşkanı 1923’ten 1973 yılına kadar 50 yıllık sürede 10 dönem (40 yıl) TBMM’de Malatya Milletvekilliği, 1938-1950 Yılları arasında 12 yıl Cumhurbaşkanlığı görevi yapmış, her zaman Malatya ile içli dışlı olmuş, her fırsat bulduğunda Malatya’yı ziyaret etmeyi ihmal etmemiş, Malatyalıların İsmet İnönü’ye 'Paşam bize bakmıyorsun' sitemleri üzerine; İnönü, ‘Ben Malatya’ya en iyi öğretmenleri gönderdim’ diyerek cevap vermiştir.
İsmet İnönü kendine has kişiliğiyle ön plana çıkan bir devlet adamı, aynı zamanda bir siyasetçidir.
“Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur” diyerek Türk siyasetine damga vurmuştur.
1946 yılında çok partili parlamenter sisteme geçişin önünü açarak Türkiye’de demokrasinin yerleşmesi için önemli bir siyasi adım atmıştır.
Türk siyasi hayatında Malatya, İsmet İnönü ile İsmet İnönü de Malatya ile özdeşleşmiştir.
Kısaca O Malatyalıların İsmet Paşasıdır.
Onun hatırasına sahip çıkmak her Malatyalının görevi olmalıdır.
* * *
İnönü Üniversitesi Mezunu Olmaktan Gurur Duyuyorum
24.12.1973 tarihinde İsmet İnönü’nün vefat etmesi üzerine ona duyulan saygı ve ahde vefa için TBMM sunulan kanun teklifi ile tüm siyasi partilerin oyuyla Malatya'da “İnönü” ismiyle bir üniversite kurulması kabul edildi ve 1975 yılında İnönü Üniversitesi kuruldu. Kuruluş kanununda siyasi rakibi merhum Süleyman Demirel'in imzasının bulunması da, bugün değeri çok daha iyi anlaşılan bir siyasi terbiyeyi, nezaketi ve vefa örneğidir. Ülkemizde sınırlı sayıda üniversitenin olduğu o yıllarda Malatya'da üniversite kurulması tüm Malatyalılar için bir sevinç kaynağı olmakla birlikte İsmet İnönü’ye duyulan sevgi ve saygı daha da artırdı.
İnönü Üniversitesi mezunu olarak bende her zaman bundan gurur duydum.
Ne yazık ki bugün bulundukları mevki ve makamları İnönü ismini taşıyan bu üniversiteye borçlu olanlar, yapılan bu haksız eleştirilere suskun kalanlar, dün 'ismini bile anmak istemediğim' diye tarif edilen üniversitenin rektörü olma durumunu içine sindirenler, bu mevki ve makamları hak etmediklerini bir kez daha gösteriyorlar.
Sayıları yüz binleri bulan mezunları, kırk altı bini bulan öğrencisi, iki bini bulan akademisyeni ile İnönü Üniversitesi camiası adını taşımaktan onur ve gurur duyduğu İsmet İnönü için söylenen bu haksız ithamları kabullenemez.
Bu konun öncelikli muhatabı İnönü Üniversitesi'nin, sayın rektörüdür; o görevin, makamın gereği, tarihin ve bilimin ışığında doğru bilgiyi Türkiye kamuoyu ile paylaşmalı, yapılan haksızlık karşısında susmamalıydı.
* * *
Yarım yüzyıllık bitmeyen hikaye IMF
İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünyada yaşanan ekonomik kriz üzerine devletlerin bu krizden en az etkilenmesi için Uluslararası Para Fonu (IMF) resmi olarak 1945 yılı Aralık ayında 29 üyesi ülke tarafından imzalanan anlaşma ile oluşturulmuş, kuruluşunun tamamlanması üzerine 1 Mart 1947’de resmen faaliyete geçmiştir. Merkezi ABD- Washington dır. Kurucu ortakları arasında Türkiye’nin bulunduğu İMF’nin üye sayısı 189 ülkedir. Türkiye 52 yılda IMF ile 19 anlaşma yapmıştır.
IMF- Türkiye ilişkileri 1957 yılında stand-by anlaşması ile başlamıştır. Demokrat Parti'nin iktidar, Adnan Menderes'in Başbakan olduğu sürecte oluşan bütçe ve dış ticaret açıklarının etkisini azaltmak için, IMF'nin sunduğu program dahilinde bütçe disiplini için ekonomiyi daraltıcı kemer sıkma önlemlerinin yanı sıra devalüasyona gidildi ve 14 Ağustos 1958 kararları uygulamaya konuldu.
Türkiye'nin IMF ile ilk stand-by anlaşması ise 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra ülkeyi yöneten askeri idare sırasında, 1 Ocak 1961 tarihinde gerçekleşti.
Türkiye'nin IMF ile son stand-by anlaşması 2005 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki AK Parti iktidarında yapıldı.
IMF ile en çok stand-by anlaşmasını Süleyman Demirel başbakanlığında yapıldı (6 kez) diğer
stand-by anlaşması yapan hükümet başkanları ise şöyle;
Cemal Gürsel
İsmet İnönü
Süleyman Demirel
Bülent Ecevit
Bülent Ulusu
Turgut Özal
Tansu Çiller
R.Tayyip Erdoğan.
1964 yılında Kıbrıs’ta yaşan olaylar nedeniyle harekete geçmeye hazırlanan Türkiye'yi engellemek isteyen ABD Başkanı Lyndon Johnson’nun, "NATO kapsamında verdiğimiz silahları Kıbrıs’ta kullanamazsınız" sözüne karşılık olarak İsmet İnönü “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de orada yerini alır” cevabını vermiştir.
* * *
1965 yılında Süleyman Demirel'in ilk başbakanlık dönemi, Anıtkabir ziyaret ediliyor. Demirel protokol gereği önde yürüyor ama durumdan rahatsız. Adımlarını yavaşlatarak İsmet Paşa'nın yanına gelmesini bekliyor. Bunu farkeden Paşa, Demirel'e yaklaşıyor, yavaşça şunları söylüyor: "Yürü yürü, rahat ol. Sen başbakansın, protokol kimsenin değerini düşürmez..."
Bir röportaj sırasında gazeteci Demirel'e sorar:
-İsmet İnönü ile aranızda sorun mu var?
Demirel'in cevabı:
-O, arkasına koskoca Kurtuluş Savaşı'nı almış bir kahraman, ben kimim ki onunla bir sıkıntım olabilsin...
Süleyman Demirel, devlet adamlığı ve siyasi nezaket nasıl olur bizlere bu konuda çok güzel örnek bir davranış sergiliyor.
* * *
1950 yıllarda yaşanan bir olayla ilgili anekdotu paylaşmak sanırım bu konuda söylenecek en doğru söz olacaktır.
Anekdot şöyle..
1950 seçim kampanyası sırasında Kocaeli’nde bir Demokrat Partili “İsmet Paşa asker kaçağıdır” diyerek konuşmalar yapıyor.
Bu konuşmaları dinleyen Turan Güneş bu kişiye “İsmet Paşa adı üzerinde bir asker, yani Paşa… Sen nasıl olur da ona asker kaçağı dersin” diye soruyor.
Aldığı cevap özetle şöyle oluyor:
“Ben de İsmet İnönü’nün bir general olduğunu biliyorum. Ayrıca o İstiklal Savaşı zaferi ile Kocaeli’ni de düşman işgalinden kurtaran komutanlardan biridir. Ama ben İsmet İnönü’yü siyaseten beğenmiyorum. Bunu en kısa yoldan nasıl anlatacağım? O'na asker kaçağı diyorum.”
Düşünsenize Osmanlı İmparatorluğu’nda bir subay olan ve Kurtuluş Savaşı’nda birçok cephelerde savaşarak zafer kazanmış İsmet Paşa, Başbakan olunca askerlikten emekli olmuş bir komutandır.
O devirde onun asker kaçağı olduğu söyleyen bir siyasetçi ve buna inanan bir seçmen kitlesi varmış.
Yukarıda yazılanları okuyunca bugün İsmet Paşa üzerinden yapılan siyaset 1950'li yıllarda yapılan siyaseti akıllara getiriyor.