SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Orhan Tuğrulca

KENTİN SERÜVENİ-7 Malatya; Cuma Kılınır Pazar Kurulur

KENTİN SERÜVENİ-7 Malatya; Cuma Kılınır Pazar Kurulur
A- A+ PAYLAŞ

Orhan TUĞRULCA

Tarihçi/Yazar

otogrulca@hotmail.com
 

Osmanlı Dönemi Malatya; “Cuma Kılınır Pazar Kurulur.”

Osmanlı şehirleri yalnızca fiziksel yerleşim alanları değil, aynı zamanda inanç, kültür, ekonomi ve toplumsal dayanışmanın iç içe geçtiği çok katmanlı organizasyonlardır. “Cuma kılınır, pazar kurulur” ifadesi, Osmanlı şehir modelinin manevi ve ekonomik merkezlerinin birlikte var olduğu, toplumsal hayatın bu iki eksen etrafında şekillendiği özgün yapısını tanımlar. Malatya, bu modelin somut biçimde gözlemlenebildiği şehirlerden biridir.

Osmanlı şehir dokusu; cami, medrese, imaret, hamam, bedesten, han, sebil, çeşme ve mahallelerden oluşan bir ağ şeklindedir. Bu yapı, vakıf sistemi aracılığıyla hem ekonomik hem de sosyal olarak sürdürülebilir hale getirilmiştir. Malatya, Ulu Cami merkezli gelişimi, vakıf düzenine dayalı sosyal organizasyonu ve Müslim-gayrimüslim mahallelerin bir arada var oluşuyla bu modelin karakteristik bir örneğidir.

1530 ve 1560 yılı kayıtlarına göre Malatya’da 33 mahalle bulunmakta olup bunların 29’u Müslim, 4’ü Gayrimüslim (Cemaat-ı Ermeniyan) mahallelerdir. Müslüman mahalleler, cami ve mescitler etrafında şekillenirken gayrimüslim mahalleler ise kiliselerin etrafında şekillenmiştir. Bu durum Osmanlı mahallelerinin “mabet merkezli” geliştiğini göstermektedir. Mahalle, kentli olmanın ön hazırlık ünitesi olarak işlev görmüş; sosyal meseleler kendi iç mekanizmalarıyla çözülmüştür.

Kentsel Unsurlar ve Vakıf Sistemi

1530 sonrası Malatya’da:

•  33 mahalle

•  9 cami, 27 mescit

•  5 medrese

•  100 vakıf

•  4 çeşme, 8 hamam

•  1157 hane (936 Müslim, 185 gayrimüslim)

•  228 dükkân, 1 kervansaray, 33 han

•  8.242 merkez nüfusu

Bu unsurlar vakıf gelirleriyle ayakta kalmıştır. 1530’da 100 vakıf ve yaklaşık 8.000 nüfus dikkate alındığında, her 80 kişiye bir vakıf düşmektedir. Bu oran Malatya’yı “Kendini Vakfeden Şehir” olarak tanımlamayı mümkün kılar.

Evler cumbalı mimariyle inşa edilmiş, sokaklar çıkmaz sokak şeklinde planlanmıştır. Bu yapı hem mahremiyeti hem de çocukların güvenliğini gözetmiştir. Ulu Cami çevresinde medreseler, imaret, aşevi, kütüphane, hamam, sebil, bedesten ve hastane gibi sosyal ünitelerle bütüncül bir şehir anlayışı oluşturulmuştur.

1560 yılı verilerine göre:

Malatya şehrinin köy ve nüfusu ile bu nüfusun dini gruplara göre dağılımı kentin şehirsel iklimi hakkında önemli ipuçları vermektedir. Buna göre;

Malatya Merkez

Müslüman nüfus : 8.075

Gayrimüslim nüfus : 1.650

Toplam nüfus : 9.725

Merkezde Müslüman nüfusun oranı : % 83,1

Merkezde gayrimüslimlerin oranı : % 16,9

Malatya köylerinde

Müslüman nüfus : 56.850

Gayrimüslim nüfus :   4.170

Toplam nüfus : 61.020

Köylerde Müslüman nüfusun oranı : % 93,2

Köylerde gayrimüslimlerin oranı : % 6,8

Merkez ve köy toplam nüfus

Toplam (köy-merkez dâhil) Müslüman nüfus: 64.925

Toplam (köy-merkez dâhil) gayrimüslimlerin nüfusu: 5.820

Müslüman - gayrimüslim toplam nüfusu: 70.745

Malatya geneli Müslüman nüfusun oranı: % 91,8

Malatya geneli gayrimüslimlerin nüfus oranı: % 8,2

Şehirleşme oranı:%

Müslümanlarda şehirleşme oranı : % 12,4

Gayrimüslimlerde şehirleşme oranı : % 28,3

Yukarıdaki rakamlar bize 1560 yılında gayrimüslimlerin şehirleşme oranının (% 28,3), Müslümanlara göre (% 12,4) hayli yukarılarda olduğunu göstermektedir.

1838-1839 yıllarında Hafız Paşa’nın Mısır seferi öncesinde ordusunu Malatya’ya kaydırmasıyla şehir harabeye dönmüş, idari ve nüfus cazibesini kaybetmiştir. Bu olay, Malatya’nın Roma döneminde askeri amaçla kurulup Osmanlı döneminde yine askeri sebeplerle terk edilmesiyle tarihsel bir döngü oluşturur.

Eski Malatya 1839’dan sonra şehirsel özelliklerini büyük oranda kaybetti. Bu tarihten itibaren “şehr-i atik” (Eski Şehir) “(Eski)Malatya” - “Aşağışehir” gibi isimlerle anıldı.

Tuncer Baykara’ya göre Osmanlı şehir modeli üç evreden geçmiştir:

1. Selçuklu etkisinin sürdüğü dönem (XV. yy sonuna kadar)

2. Osmanlı kültürünün şehirlerde yoğunlaştığı dönem (XVI–XIX. yy başı)

3. Batılılaşma süreciyle geleneksel yapının irtifa kaybettiği dönem (XIX. yy)

Malatya örneği, Osmanlı şehir modelinin en somut biçimde gözlemlenebildiği alanlardan biridir. Cami merkezli kentsel gelişim, vakıf sistemiyle güçlenen sosyal ağ, mahalle dayanışması ve çok kültürlü yaşam biçimi bu şehrin karakterini belirlemiştir. Ulu Cami çevresinde şekillenen medreseler, imaretler, hamamlar ve bedestenler, Osmanlı’nın şehirsel bütünlük anlayışını yansıtır.

Ancak 19. yüzyılda yaşanan siyasal, askeri ve ekonomik dönüşümlerle birlikte, Malatya gibi birçok Osmanlı şehri geleneksel kimliğini yitirmeye başlamıştır. Buna rağmen Osmanlı şehir modeli, tarih boyunca “insan ölçeğinde şehir” anlayışının en gelişmiş örneklerinden biri olarak kalmış; “Cuma kılınır, pazar kurulur” ilkesiyle tanımlanan bütüncül kentsel yaşam, bugün dahi İslam şehir estetiğinin temel referanslarından biri olmaya devam etmektedir.

Kaynakça 

Akgündüz, A. (2008). Osmanlı Hukuk ve Şehircilik Tarihi. İstanbul: Osmanlı Araştırmaları Vakfı.

Baykara, T. (1992). Osmanlı Şehrinin Fizikî Yapısı. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.

Cansever, T. (1997). Kubbeyi Yere Koymamak. İstanbul: İz Yayıncılık.

Ergenç, Ö. (1984). Osmanlı Şehrinde Mahalle. Belleten, 48(191), 851–867.

Evliya Çelebi. (2011). Seyahatname (Cilt 3). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

İnalcık, H. (1993). The Ottoman Empire: The Classical Age (1300–1600). London: Phoenix.

Kuban, D. (1995). Osmanlı Mimarisi. İstanbul: YEM Yayınları.

Kütükoğlu, M. S. (1986). Osmanlı–Mısır İlişkileri ve Hafız Paşa Olayı. İstanbul Üniversitesi Yayınları.

Malatya Şer’iye Sicilleri, nr. 25 (1530).

Malatya Tahrir Defteri (1530–1560). Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Tapu Tahrir Defteri, nr. 387.

Tuğrulca, O. Malatya Tarih Kent ve Kültür, Cilt: 2, Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2021

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

10 yorum yapılmış

  • malatyalı (4 gün önce)
    malatya kent kültürüne sahip değildir.geçmiş yıllarda kırsal mahalle ve köylerin kendine has yöresel kültürü olmuştur.son 50 yılda buda yok olmuştur.köyden şehre göç ,cemaat,dini yapılanmalar ,dini siyasete alet eden partiler yüzünden tüm türkiye de olduğu gibi ,malatya mız çok daha fazla etkilenmiş ,özellikle yerel yöneticilerimizin vizyonsuz oluşları ile şehir kültürü diye bir şey kalmamıştır.siyasal islamın etkisi altında bir halk ,bu halka layık görülen rol verilmiştir.son 30 yılda malatya kültürel ,ekonomik,kentsel olarak darmadağın olmuştur.pandemi ve depremin ardından bir ümit her zaman olacaktır.malatya nın topyekün değişimi şarttır.
    %46
    %54
    Yanıtla
  • Murat Bilmez (4 gün önce)
    Sn. Editör,biraz da yakın tarihten araştırmalar bekliyoruz. Mesela Halep caddesine Halep ile olan ticari ilişkiler sebebiyle isim verilmesi,Temelli Caddesi'ne verilen dönemin Belediye başkanının eseri gibi. Ya da dönemin valisi Nevzat Tandoğan'ın çevreyolu'nun aşağı mahallesine ismini vermesi gibi. Bunlar en azından benim için bir varsayım bir ipucu. Sizler böyle destekleyici haberler yapın ki biz de bir temele oturtalım. 90'lardan itibaren neler yaşanmış en azından şimdiki kuşağın hafızasında zaten vardır. Şimdi bu araştırma haberiniz de güzel ama biraz daha yakın tarih bekliyorum. Teşekkürler.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Süleyman Özerol (4 gün önce)Murat Bilmez isimli kullanıcı yorumuna
    Osmanlıyı saray tarihçileri, yabancı gezginler ve tarihçiler yaza yaza bitiremiyor. Yakın tarihimizi kaydetme geleneği ne yazık ki gerçek anlamda gerçekleştirilmiyor.
    %56
    %44
    Yanıtla
  • Bitmez tabi. 500 sene de kardeş katlinden tut ingilizlerle işbirliği yapanlara kadar entrikalarla dolu
    %50
    %50
    Yanıtla
  • Esnaf (5 gün önce)
    Emeğinize sağlık Güzel bir yazı olmus
    %84
    %16
    Yanıtla
  • Aslı malatya (5 gün önce)
    Malatya’yı yalnızca bir Osmanlı şehri olarak değil, vakıf sistemiyle kendini ayakta tutan, cami-çarşı ekseninde kimliğini kuran, fakat modernleşme, askeri müdahalelerle bu kimliğin sürekliliği sorgulanan bir şehir organizması olarak ele almanız hem tarihsel hem güncel perspektifi bütünleştiren nadide bir yaklaşımdır.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Kültür (5 gün önce)
    500 senedir 1 gram şehir kültürü gelişmemiş
    %58
    %42
    Yanıtla
  • Kaç yaşındasın sen. Herkesi kendinle karıştırma istersen.
    %58
    %42
    Yanıtla
  • Kültür (3 gün önce)ufuk isimli kullanıcı yorumuna
    Yaş 40. Tahsil yüksek lisans. Sanat tarihi ilgi alanım. Senin tahsil hangi kıraathaneden?
    %34
    %66
    Yanıtla
  • Mehmet (5 gün önce)
    Resimde ki tarihi surlar ne kadar güzelmiş... Selahattin gurkan bir dönem onarım yaptırmıs devamı gelecek tamamını bitircez turizm acacaz demişti.. Keske yapılsa bitse..
    %70
    %30
    Yanıtla

Orhan Tuğrulca yazıları

Reklam