Malatya'da Kent ve Kültür-I
MALATYA’DA KENT VE KÜLTÜR-I: ARKEOLOJİK ARAŞTIRMALAR
Orhan TUĞRULCA
Tarihçi – Yazar
otogrulca@hotmail.com
Bu dizi yazımız Malatya İlinin kültürel performansını anlamaya dönük bir deneme çalışması olacaktır. Bunu ne kadar başarabileceğiz bilemiyorum. Zira bir ilin kültürel performansını ölçecek parametrelerden yoksunuz. Sadece Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) kültür istatistiklerinden hareketle bir sonuca varmak ise eksik olabilir.
Ne yazık ki Malatya’nın kent ve kültürüne dair veriler derli toplu bir şekilde şu ana kadar bir araya getirilmiş değildir. Burada bizim yaptığımız çalışma sadece Türkiye İstatistik Kurumu'nun ve bazı kültürel kurumların verilerinden hareketle Malatya’nın kültürel performansını karşılaştırmalı olarak anlamaya dönük bir çalışmak olacaktır.
Malatya’nın kültürel performansını anlamaya dönük yapacağımız karşılaştırmalarda üç ilin (Elazığ-Trabzon-K.Maraş) ve Türkiye’nin verilerini kullanacağız. Bu illerin neye göre seçildiği sorusuna verebileceğimiz cevap ise şudur:
TÜİK bölge kalkınma verilerini TRB ler üzerinden yayınlamaktadır. Türkiye’de 81 il 12 ayrı TRB bölgesine ayrılmış durumda. Malatya, Elazığ, Bingöl ve Tunceli ile birlikte TRBI’ i oluşturmaktadır. Son zamanlarda oluşturulan kalkınma ajanslarının da buna göre oluşturulduğunu görüyoruz. Fırat Kalkınma Ajansı adı altında oluşturulan bu oluşum, Malatya’nın, Elazığ, Bingöl ve Tunceli ile birlikte ortak olarak bölgesel kalkınma vizyonu oluşturulması istenmektedir.
Ancak Malatya’nın bu üç şehir ile birlikte bir kalkınma hamlesine girişmesi ne kadar isabetlidir? Zira, sosyolojik yapısı kısmen birbirine benzese bile Malatya’nın tek başına nüfusu neredeyse bu üç ilin nüfusuna denk gelmektedir. 756 bin nüfusu ile Büyükşehir statüsüne kavuşmuş bir Malatya’nın sosyal, kültürel ve ekonomik verilerinin bu üç il ile ortaklaştırılıp bölgesel bir anlama yapabilmek mümkün değildir. Nüfus tek başına bütün verileri etkileyen bir ölçü olduğundan Malatya eğer bölgesel bir kalkınma ittifakı kuracaksa Sivas, Kayseri, K. Maraş gibi nüfusu Malatya’ya yakın illerle yapması daha anlamlı olacaktır.
İşte bu çekincelerimizden dolayı TRB-I bölgelerinden sadece Elazığ’ı alırken bölge dışında Trabzon ve K. Maraş gibi büyükşehir statüsü kazanmış illeri aldık. Dolayısıyla karşılaştırma yaparken hem bölge içi hem de bölge dışı illerin verileriyle karşılaştırmak daha doğru anlamalar yapabileceğimizi düşündük. Anlamalarımızı şu ana başlıklar ürende yapmak istiyoruz:
1- Arkeolojik Araştırmalar
2-Müzecilik
3-Kitap ve Kütüphanecilik
4-Fuarcılık
5-Gazete-Dergi-Tiyatro Ve Sinema
1-ARKEOLOJİK ARAŞTIRMALAR
Malatya’nın arkeolojik araştırmalar konusundaki durumunu anlamak için dört başlıktaki verilere bakılması gerekir:
Yüzey Araştırmaları: Arkeolojik araştırmaların ilk adımı yüzey araştırmalarıdır. Malatya bölgesinde son on yılda yüzey araştırmalarının yapıldığına dair herhangi bir bilgiye rastlamıyoruz. 1976 yılında Karakaya Baraj projesi nedeniyle gerçekleştirilecek olan kurtarma kazıları öncesinde yüzey araştırmaları yapılmıştır. Bunun dışında Kültür Bakanlığı raporlarına yansımayan ancak 2003 yılında Gian Maria Di Nocera adlı yabancı bir araştırmacının başkanlığında Malatya ovasında bir yüzey araştırması yapılmıştır.
TÜİK ‘in 2009-2010-2011 ve 2012 yılına ait verilerinde 21 şehirde yerli ve yabancılar tarafından yüzey araştırmaları yapılmışken Malatya bu şehirler arasında görülmemektedir.
Kazı Araştırmaları: Kazı araştırmaları arasında da Malatya Aslantepe kazı çalışmaları dışında TÜİK’ e yansıyan herhangi bir çalışma görülmemektedir.
Söz konusu TÜK verilerinde 2009-2010-2011 ve 2012 yılında Türkiye genelinde 100’ e yakın (98) bölgede kazı çalışmaları yapılmış iken Malatya’da Aslantepe dışında herhangi bir kazı yapılmamıştır. (TÜİK)
Ancak kazılarda görülmemesine rağmen KUDEP (Koruma ve Uyulama Denetim Birimi ) Malatya’da Sevserek Han, Kırkkardeşler Mezarlığı ve Battalgazi Makamı gibi yerleri kazı-restorasyondan geçirdiği bilinmektedir.
Taşınmaz Kültür Varlıkları: Malatya bölgesinde mevcut Taşınmaz Kültür Varlıklarının sayısı TÜİK, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ve Kültür Bakanlığı veri tabanlarında farklı farklı verilmektedir.
Örneğin Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) verilerinde Malatya’da Tescilli Kültür Varlıklarının toplamı (sivil mimari, arkeolojik sit, dinsel, kültürel vs.) 147 olarak verilirken bunların 41’i Höyük olarak verilmiştir.
TÜİK 2011 verilende Malatya’da taşınmazların (Sivil Mimarlık, Dinsel, Kültürel, İdari, Askeri, Endüstriyel, Ticari Ve Mezarlık) toplamını 232 olarak vermiştir. Buna karşılık Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türkiye Bilimler Akademisi, Türk Tarih Kurumu ve Kültür Ve Turizm Bakanlığı veri tabanlarında elde edilen Taşınmaz Kültür Varlıklarının sayısı 377 olarak verilmiştir. Bu listede ise höyüklerin sayısı 32 olarak verilmiştir.
Taşınmaz Kültür Varlıkları ile ilgili farklı rakamların verilmiş olması bu konudaki dağınıklığı açıkça ortaya koymaktadır. Toplamda 147-232 ve 377 gibi birbirine çok uzak rakamların telaffuz ediliyor olması yerelde ilgili kurumların mevcut envanterleme işleminin sorunlu olduğunu göstermektedir. Ayrıca rakamlar dikkate alındığında Malatya, taşınmazların kayıt altına alınması konusunda Trabzon ve K.Maraş’ın gerisine düştüğü görülmektedir.
Müzelerde Bulunan Arkeolojik Materyaller (2011 TÜİK): Müzelerde bulunan arkeolojik materyalleri karşılaştırmalı olarak vereceğiz. Buna göre:
Arkeolojik ve etnografik materyal, sikke, tablet, mühür ve mühür baskıları ve el yazmaları toplamı:
Malatya’da : 2010 yılında: 16.093 -2011 yılında: 16.139
Elazığ : 2010 yılında: 29.642- 2011 yılında: 30.026
Trabzon : 2010 yılında: 4.427- 2011 yılında: 4.501
K.Maraş : 2010 yılında: 29.959- 2011 yılında: 30.289
Türkiye : 2010 yılında: 3.096.599- 2011 yılında: 3.149.982 dir.
Bu rakamlarda dikkatimizi çeken husus, Elazığ ve K.Maraş’da 30 binin üzerinde arkeolojik malzeme müzelerde yer alırken Malatya müzesinde bunların yarısı bulunmaktadır. (16 bin civarı). Malatya müzesinde daha az arkeolojik malzemenin olmasının birkaç nedeni olabilir. Birincisi bilhassa Aslantepe’de ve Malatya genelinde elde edilen materyaller daha önceki yıllarda olduğu gibi Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne gönderilmiştir. İkinci ihtimal, Elazığ ve K.Maraş’ta daha fazla kazı çalışması yapılarak müzelerdeki materyal sayıları çoğaltılmıştır. Her iki durumda da bir anormallik söz konusudur.
Yıl içerisinde envanteri yapılan eser sayısı:
Malatya’da: 2010 yılında:0- 2011 yılında: 75
Elazığ: 2010 yılında: 14- 2011 yılında: 385
Trabzon : 2010 yılında: 286- 2011 yılında: 74
K. Maraş : 2010 yılında: 288- 2011 yılında: 1108
Türkiye : 2010 yılında: 80.817- 2011 yılında: 69.271 olarak verilmiştir.
2010 ve 2011 içerisinde müzeye kazandırılan materyal konusunda da Malatya, Elazığ, Trabzon ve K.Maraş’ın gerisine düşmüştür. Örneğin Elazığ 2010 yılında 14, K.Maraş 228 ve Trabzon 286 materyal (eser) kazandırılmışken Malatya’da 2010 yılında 0 iken 2011 yılında 75 eser kazandırılmıştır.
SONUÇ:
1.Malatya yaklaşık 10 bin yıllık tarihi geçmişi ile coğrafyasında 40 civarında höyük ve bir o kadar Tümülüs vs bulunmasına rağmen yüzey araştırmaları yıllardır yapılmamıştır. Kültür Bakanlığı'nın dikkati Malatya bölgesindeki tarihi ve kültürel derinliğe çekilememiştir.
2.Son on yılda (2003) bir kez yüzey araştırması yapılmıştır. Ancak bu yüzey araştırmaları yabancılar tarafından yapıldığından sonuçları konusunda bilgi sahibi olunamamıştır.
3.Malatya bölgesinde 40 civarında höyük ve bir o kadar da Tümülüs vs tespit edilmişken sadece Aslantepe’de kazı çalışmaları yapılmış, diğer yerler definecilerin insafına terk edilmiştir.
Kültür bakanlığının dikkati Malatya üzerine çekilmediğinden Aslantepe dışındaki höyükler defineciler tarafından yağmalanmış ve gelecekte yapılabilecek arkeolojik çalışmalarda elde edilebilecek bilimsel bulgular yok edilmiştir.
4.2003 yılında yapılmış olan “Türkiye Arkeolojik Tahribat Raporu”na göre (2013’ teki tahribatın boyutları bilinmiyor) Malatya dahil Doğu Anadolu’da ciddi tahribatlar yaşanmıştır.
Rapora göre;
a.Höyük, Tümülüs ve diğer tarihi ve kültürel taşınmaz varlıklar genellikle dağlık kesimde olduğu için halk bilinçlendirilmemiştir. Örneğin; tespit edilen yerlerin haritaları çıkarılıp tahribatın boyutları ortaya konulmamıştır. Malatya bu tahribatın en özgün örneğini teşkil etmektedir.
b.Jandarma Genel Komutanlığı'nın, yerel yönetimlerin ve müzelerin aldığı önlemler yetersiz kalmıştır.
c.Tahribatın nedenleri arasında: tarım alanlarının genişletilmesi, teraslama, su kanalları açma, baraj yapımları ve yoğun kentleşme olması gösterilmişken halkın bilinçlendirilmesi konusunda bilhassa kırsal alanda kitapçık, broşür gibi çeşitli bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri yapılmamıştır.
5.Türkiye, dünyada arkeoloji çalışmalarına 19. yy içerisinde başlayan ender ülkelerden biri olmasına rağmen; Anadolu’nun geçmişi silinmeye yüz tutmuştur. Bu toprakların hemen hiç bilmediğimiz geçmişini simgeleyen höyükleri, düz yerleşmeleri, ören yerleri ve Tümülüsleri yok olup gitmektedir. Bazı yerleşmeler artık dünya kültür tarihinde bir daha asla yerine konulmayacak şekilde yok edilmiştir.
6.Dünyadaki kazı sayısı 10 binin üzerinde (M. Özdoğan ) iken Türkiye’de 2009 yılında bakanlar kurulunun kararı ile yerli ve yabancı kazı sayısı 304, Malatya’da 1, Elazığ’da 1, K.Maraş’ta ise 3 kazı çalışması yapılmıştır. (TÜİK 2010) Oysa Almanya’da bir yılda yapılan kazı sayısı 600’ün üzerindedir. (M. Özdoğan )
7. Dünyada yeni oluşumlar ortaya çıkmaktadır. Arkeoloji sayısı kadar yaklaşım, sorun ve ilgi alanları da değişmektedir: Yakın zamana kadar Yakındoğu arkeolojisinin ilgi odağı Suriye, Irak, Ürdün körfez ülkeleri ile İsrail’e yönelik iken, bu ilgi odağı giderek Doğu Avrupa ve Kafkasya’ya kaymıştır. (M. Özdoğan) Kültür çevreleri gerekli hassasiyeti göstermezse Anadolu, dolayısıyla Malatya bilimsel verilerin ebediyen elde edilemeyen karanlık bir yere dönüşecektir.
Geçmişimiz karanlığa gömülmesin.
KAYNAKLAR:
•Gian Maria Di Nocera, Malatya Yöresi Yüzey Araştırması, Fırat’tan Akdeniz, Türkiye’deki Arkeoloji Heyetinin Araştırmaları, 2005,s.55 vd.
•Doç. Dr. Mehmet Özdoğan, Türk Arkeolojisinin Sorunları ve Bazı Öneriler, http://dergileri.ankara.edu.tr
•http://www.kulturvarlıkları.org
ARŞİV FOTO: Geç Hitit Yerleşim Alanı, Aslantepe Ören Yerinin Kuzey Yamacı