SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Nezir Kızılkaya

Geçmişe Açılan Kapı: Yeşilyurt Tekstil Müzesi

Geçmişe Açılan Kapı: Yeşilyurt Tekstil Müzesi
A- A+ PAYLAŞ

..Şehrin yorgunluğunu atmamızı sağlayan, içimizdeki burukluğu, durgunluğu sevince dönüştüren ve  “az bilinen detaylar”ı keşfetmemizi sağlayan bu tür mekânlar..  

Nezir KIZILKAYA nezir.kizilkaya@hotmail.com

Günümüzde kentler bir yandan doğada yaşayan her canlı organizma gibi günlük yaşamın değişen koşullarına uyum sağlamak ve kentsel ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalırken, diğer yandan kenti meydana getiren değerleri korumayı içeren, oldukça zorlu kentsel yatırımları geliştirmek ve gerçekleştirmek durumundadır.

Ne var ki, gelişmekte olan ülke kentlerinin uyguladığı kentsel gelişme modelinde özgün tarihi niteliklere önem verilmemesi ile kent tarihinin yok olmasına, kentsel bellek kaybına, kültürde süreksizlik, kopuş ve yabancılaşmanın yaşanmasına yol açılabilmektedir.

Şehirli olmak, o kentin emanetlerine sahip çıkmak demektir. Kentin geçmişine, değerlerine, inançlarına ve ruhuna karşı hassas olmak ve onları yaşatmak için çaba göstermektir. Yeniyi inşa ederken kentin hafızasını imha etmemektir. Kenti idare edenlerin en büyük sorumluluklarından biri de budur. Kent yöneticileri görevleri sonunda, sadece mali konularda değil her açıdan gönül rahatlığı içinde şehirle helalleşebilmelidir.

Kentlerin kimliğinin güçlendirilmesinde var olanın korunması, yitirilmiş olan mekânın yeniden kazanılarak kent ile olan ilişkisinin güçlü bir hale getirilmesi önemlidir.

Christopher Tweed'in, kültürel mirasın işlevi ile ilgili şu tespitleri konunun önemini açıkça ortaya koymaktadır. “Bugün kent yaşamında, insanların tarihsel mekânlara yönelme ve bu mekânları tarihsel rekreasyonel alanları olarak görme eğilimleri, yitirilmiş kent kimliğinin yeniden anımsanabilmesi ve ait olunan kültürün yeniden canlandırılarak etkin bir biçimde yaşanabilmesi içindir. Bu nedenle, kent kimliğinin ve modern kent dokusunda yitirilmiş olan mekân-insan ilişkisinin yeniden anımsanmasında, tarihî mekânların, yaşamların ve objelerin temel alınması ve sürdürülebilirliği de önem taşımaktadır. Çünkü kültürel miras, toplum refahının en değerli parçalarından biridir. Bu nedenle, “mirasın korunmasının ilke edinilmesiyle bir kent için yalnızca sağlıklı bir yaşam olanağı sağlanmaz; aynı zamanda, o kentin kültürel kimliğinin tanınmasına da yardımcı olur”

Kent müzeleri de kent kültürünün, kültürel miras unsurlarının, yeniden canlandığı, vücut bulduğu ve eğitici bir işlev kazandığı mekânlardır. Yıkımlar ile ruhu hasar görmüş kentlere adeta nefes aldıracak müdahalelerdir.

Günümüzde hızla yok olan kent kimliğini hatırlatmak, sahip çıkmak, yerel ölçekte sosyal ve mekânsal zenginliğini korumak işlevi olan bu mekânlar, kentin geçmişinin ve yaşadığı değişiminin gözlemlenebildiği, görsel malzemeye dayalı olarak, şehirlerin kimliğini ortaya koymada yazılı bilgilerin tamamlayıcısı olarak artık önemli bir unsur halini almışlardır.

Önceleri sadece özellikle de antik çağlara ait tarihi objelere ev sahipliği yapan müzeler, son dönemlerde bu yaklaşımdan uzaklaşmış ve artık kültür üreten ünitelere dönüşmüşlerdir. Kültürün ve toplumsal belleğin somut ve etkin bir şekilde aktarılabildiği mekânlar olmuşlardır.

Kent müzeleri, kentleri canlı tutan, onları anlamlandıran, kentin kent olmasını sağlayan, tarihi ve kültürel dokusunu içlerimize işleyen, kent kültürünün ve karakterinin biçimlendiği alanlar olarak 21. yüzyılın başlarından itibaren ülkemize de oluşturulmaya başlanmıştır.

Malatya da bu gelişmelerden payını almış, Halen alanında Türkiye’nin en büyüğü olan “Fotoğraf Makinesi Müzesi” ile kent müzeleri serüvenine başlamış ve bugün de sahip olduğu çok sayıda müze ile ülke çapında saygın bir noktaya gelmiştir.

Kent müzeleri gelinen noktada artık bir kentin gelişmişlik seviyesi için önemli bir kriter. Tabi ki bunların da bir antikacı dükkânından da farklı olması gerekiyor. Bu farkı da önemli ölçüde mekânın düşünce aşamasından, ziyaretçilere hizmet vermeye başlamasına kadar gösterilen özen, sarf edilen emek ve profesyonel yaklaşım tarzı belirliyor.

İşte tam olarak bu tarife uygun bir müze ziyaretçilerine kapılarını açıyor. Yeşilyurt Belediyesinin çalışmaları ile yapılan “Yeşilyurt Ahmet Çalık Tekstil Müzesi” yörenin yaşam ve üretim geleneklerini gözler önüne seren örnek bir müze olarak misafirlerini bekliyor.

Planlama ve hazırlık aşamasına gereken özen ve titizlik gösterilip, uygulama da iyi yapılınca, geçmişten günümüze yansıyan zenginliklerin farkına varmamızı sağlayan bir mekân ortaya çıkmış.

Müze, sadece mekân yapısı ile değil, kullanılan materyallerden, oluşturulan atmosfere, seçilen konulardan, görevlilerin tutum ve davranışlarına, tüm unsurları ile son derece sağlam bir temel üzerinde duruyor. Her köşesinde gösterilen özen ve titizlik, görevlilerin heyecanı ile birleşince, bize sadece keyifli bir gün yaşamak kalıyor.

Hayallere sığmayacak bir müzeler kenti olma yolunda atılmış önemli bir adım. Kapıdan girerken, sizi geçmişe, geleneğe keyifli bir yolculuğa çıkartacak, geçmiş dönemlerdeki ticaretin, üretimin, günlük yaşamın izlerine rastlayacağınız, belki de zihninizdeki birçok sorunun heyecan verici yanıtlarını bulacağınız, oldukça zengin içerikli bir müze ile tanışmaya kendinizi hazırlamalısınız.

Yeşilyurt’un tarih ve kültürünün “sahiplenildiğini” görmek, bunu somutlaştırmak, yaşanmışlıkların kulaktan kulağa anlatılan öyküler olmaktan çıkartılıp, vücut bulmuş hale getirilmesi, belgelenmesi kısaca “Gerçek” haline getirilmesi oldukça değerli. “Yeşilyurt Ahmet Çalık Tekstil Müzesi” Malatya ve Yeşilyurt un özgün yapısına, tarihine, kültürüne ve toplumsal yaşamına önemli katkılar sağlayacaktır.

Gelenekselden moderne uzanan serüveniyle tekstil, dünyanın en eski mesleklerinden biri.  Ve tekstilin Malatya için göz ardı edilemeyecek bir önemi, değeri vardır. Malatya için de, Yeşilyurt herhangi bir yer değil tekstil üretiminin hem geleneksel, hem de modern anlamda başkentidir. Bu müze ile Yeşilyurt, bu alandaki emek ve birikimini ifade etme şansı ve fırsatı da bulmuştur.

Şehrin yorgunluğunu atmamızı sağlayan, içimizdeki burukluğu, durgunluğu sevince dönüştüren ve  “az bilinen detaylar”ı keşfetmemizi sağlayan bu tür mekânlar geçmiş ile olan bağımızı asla kopartmamamız gerektiğini bizlere bir kez daha hatırlatıyor.

Müzenin hemen yanı başında bulunan “Kahve Konağı”nda içeceğiniz bir fincan kahve ise, günün bütün yorgunluğunu atma fırsatı veren, gerçekten sürpriz bir final şansı sağlıyor.

Müzenin eksikleri mutlaka var. Bu benim vazgeçilmez felsefem olan “İyinin her zaman daha iyisi vardır ve bu sonsuzdur” cümlesinin de bir gereğidir. İşte bu daha iyiye ulaşmak için bu müze, hem fikirlerini hem de ellerindeki hatıraları müzeye bağışlayacak ve müzenin ziyaretçileri ile buluşturacak gönüllülerini bekliyor. “Ne kadar hatırlarsak o kadar güçlü oluruz” Arşivler saklanmak için değil, kamuoyu ile paylaşılıp faydalanmalarını sağlamak için vardır.

Kendinizi ödüllendirin ve her Malatyalının görmesi gereken bir eseri ziyaret ederek, Malatya’nın omuzlarına bir yıldız daha ekleyen, bu kıymetli mirası mutlaka keşfedin. Anılarımız orada bizi bekliyor.

Bizler için tatlıdır, yaşamımızdaki dün,

“Güzel Anı”dır bize; o hatıralar, bugün.

Mazimizden memnunuz, istikbalden umutlu,

“MALATYALI OLMAYI” yaşarız, mutlu mutlu

Celal Yalvaç (Mazideki Yaşam-Malatya’dan)

_________________

FOTOĞRAFLAR: Müzenin çeşitli bölümlerinden..

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

2 yorum yapılmış

  • Alaaddin Doğan (3 yıl önce)
    Nezir bey daha önceki yazılarında olduğu gibi bu yazısında da konuyu fevkalede isabetli tesbitler,bilgiler ve değerlendirmeler ile anlatmış. Kendisine ve yazının yayınlanmasında emeği geçenlere teşekkür ederim. Fakat benim Malatya`daki müzelerle ilgili defalarca yaşadığım başka bir olumsuzluk var. Müze görevlileri. Liyakat konusunda tam bir rezalet. 'Rezalet' kelimesini yazmadan önce düşündüm. Gözlemlerimi anlatacak daha hafif bir kelime bulamadım. Görevini layıkıyla yapan müze görevlilerini tenzih ederim.
    0
    0
    Yanıtla
  • Ertan (3 yıl önce)
    Bu ne ya her yer müze olmuş. Birazda istihdama yonelik işler yapın, birakin bu göstermelik işleri.
    %100
    %0
    Yanıtla

Nezir Kızılkaya yazıları