Malatya'nın Gülen Yüzleri
Nezir KIZILKAYA
nezir.kizilkaya@hotmail.com
Down sendromu (trizomi 21), bireylerin yaşamları boyunca gelişimlerini etkileyen genetik bir durumdur. Down sendromu bir hastalık olmamakla birlikte, bireylerin yaşamlarını ve gelişimlerini etkileyen genetik bir durumdur. Her bireyde bulunan 21. kromozomun, 2 adet olması yerine 3 adet olmasıyla gerçekleşmektedir. Bu da down sendromlu bireylerin, normal gelişim gösteren bireylere göre farklılıklara sahip olmasına neden olmaktadır.
Bu farklılıklar daha çok olumsuz yöndedir. Vücut becerilerinde gecikme, duyusal ve algısal problemler, gündelik yaşama katılamama ve uyum bozukluğu da bu olumsuzlukların başında gelmektedir. Bu alanda yapılan araştırmalar, down sendromlu çocukların zihinsel ve hareket becerilerinin gelişiminde sorunlar yaşandığını ortaya koymuştur. Araştırmacılar down sendromlu çocukların yürüme, denge, güç, göz-el koordinasyonu, genel kaba ve ince vücut becerilerde belirgin derecede düşük bir hıza sahip olduklarını, bu nedenle de bu çocuklarda meydana gelen bedensel ve zihinsel yetersizliklerin günlük yaşamlarındaki bağımsızlıklarını etkilediğini bildirmişlerdir.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen down sendromlular eğitilebilen grup içerisinde yer almaktadırlar. Zihinsel olarak öğrenmelerinde, diğer bireylerden farklılık ve gecikme olsa da, genellikle çevreleriyle iletişim kurabilen, bulundukları ortama uyum sağlayabilen bireyler olarak gözlenmektedir ve zamanında, doğru bir eğitim ile onlara birçok beceri kazandırmak mümkün olmakta, öğrenme süreçlerinde ilerlemeler kaydedilebilmektedir. Başka bir deyişle eğitim süreçlerine erken başlanır ve bu süreç doğru yönetilebilirse, Down sendromlu bireylerin toplum içerisindeki yaşam standartları yükselebilir ve yarı bağımlı ya da bağımsız bir şekilde günlük yaşantılarını sürdürebilecekleri duruma gelebilirler.
Bu eğitim süreci sadece öğretim değildir. Özellikle de bu bireylerin çevreleri ile olan iletişiminin sınırlı olduğu düşünülürse, yani çevresi ve akranları ile iletişim kurmakta güçlük çektikleri göz önünde bulundurulursa, sosyalleşme ve gündelik becerileri kazanma konusunda biraz daha hayatın içerisinde yer alarak, onların da hoşlanacağı uygulamalar ile bu sürece önemli katkılar sağlanabilir.
Bu açıdan bakıldığında bu bireyler için özelleştirilmiş iş hayatı söz konusu çocuklar ve gençler için sosyal çevrelere katılımı sağlayan bir sosyal etkinliktir ve bu özelliğinden dolayı, onların sosyalleşmesinde önemli bir role sahiptir. İşte tam da bu işlevi yerine getirebilecek bir kafeterya artık bu kentte mevcut. Sanat Sokağında Malatya Büyükşehir Belediyesi kuruluşu Belsos’un işletmesini üstlendiği ve down sendromlu bireylerin çalıştığı “Gülen Yüzler”, sımsıcak ortamı ile artık misafirlerini ağırlıyor. Tabi, bu mekânın oluşumunda Malatya Down Sendromlular Spor Kulübü Derneği ve ailelerin de çok büyük çaba ve katkısı olmuş.
Onlar “Gülen Yüzler” sayesinde o küçük ve dar dünyalarından çıkıp, her yaş ve sosyal sınıftan insan ile tanışıyor, onların sevgi ve ilgileri ile besleniyor. Özel bireylere verilen bu sosyal desteğin hem onların hem de ailelerinin üzerinde yarattığı pozitif düşünceleri fark etmemek elde değil. Zaten engelli çocuğu olan aileler üzerinde yapılan araştırmalar da ailelerin algıladıkları sosyal destek düzeyi ve aile işlevselliği arttıkça psikolojik iyi oluş düzeylerinin arttığını göstermektedir.
Burası sadece çayların, kahvelerin servis edildiği bir mekân değil. Sevginin, iyiliğin, güzelliğin en önemlisi saflığın bolca bulunduğu ve dağıtıldığı bir mekân. İçimizi ısıtan bu şirin yer ile kurduğunuz duygusal bağ sayesinde oranın sadece çevresel bir mekân olmadığının farkına varıyorsunuz. Olanca saflığı ve doğallığı ile iletişim kurduğunuz bu güzel çocuklar sayesinde şehrin yalnızlaştırıcı ve yabancılaştırıcı etkilerini bir gömlek gibi sırtınızdan çıkarıp atıyorsunuz.
Başlangıçta sormaya çekindiğimiz sorular olsa da zaman geçip kaynaştıkça, karşılaştığımız güzellikler başımızı döndürüyor.
İrem var mesela. Yüzmeyi çok seviyor ve Malatya’yı sayısız kez bu spor dalında temsil etmiş, şehre şampiyonluklar getirmiş. Bunca başarının doğal bir sonucu olarak az da olsa biraz ego bekliyorsunuz ama o bu konuda son derece alçakgönüllü, “sözü bile edilmez havasında”. En şanslılardan biri Hasret. Çünkü Hasret, hep böyle bir kafede çalışmayı hayal etmiş ve bugün artık o hayalini gerçekleştirmiş olmanın verdiği sevinci, mutluluğu yaşıyor ve karşısındakine de yansıtıyor. Bir diğer hayali de öğretmen olmak. Sadece bir kromozom fazlası, bir insanı bu kadar mı tatlı ve şirin hale getirir. Hasret ve arkadaşları bunun canlı tanığı olmuş.
Halil İbrahim, halay çekmeyi çok seviyor ve asker olmayı çok istiyor. Tek şikâyeti kafe müdavimlerinin kendisine “İbrahim Bey” diye hitap etmeleri. O kendisine sadece Halil İbrahim denmesinden hoşlanıyor. Resmiyeti sevmiyor. İngilizce öğrenmek de gelecek planlarının içerisinde ilk sırada yer alıyor. “Gülen Yüzler” de çalışarak kazandığı paraları da biriktirip bir otomobil almayı hedefliyor.
Mehmet Karadayı, futbol ve voleybol oynuyor. Sağlıkçı olmak istiyor. Mehmet de ilişkilerinde samimiyet yanlısı ve kendisine Mehmetcim diye hitap edilmesinden hoşlanıyor. Böylesini daha candan buluyor. Mehmet her Türk genci gibi asker olmak istiyor.
Sohbetler ilerledikçe, eğer daha önce yakından tanıma fırsatı bulamadıysanız bu özel bireyler ile ilgili bilmediğimiz ne kadar çok şeyin olduğunun farkına varıyor, yaşadığınız şaşkınlıkla bulunduğunuz yere çakılıp kalıyorsunuz. Onlarla yapmış olduğunuz sohbetin ruhunuzda yarattığı güzelliğin farkında olmamak mümkün değil. Bütün bunları sağlayan, bizi bu gençlerle buluşturan “Gülen Yüzler” minnet ve şükran duygularımızı sonuna kadar hak ediyor.
Böyle özel mekânlar yorgunluk derdine, dinlenme dermanlarıdır. Hayatımızı monoton olmaktan çıkartır, yaşantımıza renk katarlar. Onlar yaşamımızın içerisindeki molalardır. Orada geçirdiğimiz zamanlar güç enerji ve motivasyon depolama anlarımızdır.
Mekânlar maddeden başka bir şey değildir. Onlara mana katan insandır. Hemen kendinize bir iyilik yapın, en kısa zamanda orada güzel bir gün geçirin ve hayatınızın en zevkli çaylarından birini için. Gülen Yüzler size iyi gelecektir. Onları henüz tanımadıysanız çok şey kaybediyorsunuz demektir. Mekânlardan insanlara, insanlardan mekânlara mutlaka bir şeyler geçer derler ya! Bu duyguyu orada olduğunuz müddetçe tepeden tırnağa hissedebiliyorsunuz. Bunun kalıcı olması ise tamamen sizlere kalmış!
Malatya’da önemli bir boşluğu dolduran Gülen Yüzler maksadının çok ötesinde bir işlev üstleniyor. Kendini ödüllendirmek isteyen her Malatyalının mutlaka bir kahve molası vermesi gereken bir mekân.
Kişisel düşüncem Gülen Yüzler, Belsos’un en kârlı kuruluşu olduğu yönünde. Bu gençleri topluma kazandırmanın ötesinde bir kazanç yok çünkü.