SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Nezir Kızılkaya

Affet Bizi Malatya!.

Affet Bizi Malatya!.
A- A+ PAYLAŞ

Nezir KIZILKAYA   
nezir.kizilkaya@hotmail.com

Kalbimde bir hayâli kalıp kaybolan şehir!
Ayrılmanın bıraktığı hicran derindedir!
Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene,
Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene. 

Kaybolan Şehir - Yahya Kemal Beyatlı

Yaşadığımız adeta küçük bir kıyamet olan deprem felaketi, hepimize kolay kolay unutamayacağımız dersler verdi mutlaka. Bugün yaşadıklarımızı ömrümüzün tek saniyesinde dahi unutmamak ve yaşadığımız acılardan çıkaracağımız dersleri yaşamamızın her alanına koymak artık bizler için boynumuzun borcudur.

Bugün yaşadıklarımız bir doğal afet de olsa, bizzat kendi yaptıklarımızın bize yansımaları olduğu değiştirilemez bir gerçektir. İmar planları, yapı proje ve uygulamaları gereği gibi yapılsa, yaşadığımız bu depreme rağmen, bugün farklı şeyleri konuşuyor olabilirdik. 

Keşke Malatya Kent Konseyi sokak isimlerini değiştirmekle değil, sokakları depreme nasıl daha dayanıklı yaparız çabasının peşine düşmüş olsaydı. Yine kent konseylerinin ilk şekli olan Yerel Gündem 21 yapılanması oluşturulurken kurulması planlanan arama-kurtarma ekibi keşke hayata geçirilebilseydi. 

Hiç olmazsa son üç yıldır Malatya’daki olası depremi anlatan bilim adamlarına kulak verip en azından bu kısa sürede yapılabilecek her şeyi yapabilseydik.

Bir şehri kurmanın, yeni alanları yerleşime açmanın sadece kâğıt üzerindeki istimlakler, şüyu işlemleri, parsellemeler olmadığını maalesef çok acı bir deneyimle hepimiz yeniden hatırladık. 

Yeniden hatırladık diyorum, çünkü bundan yaklaşık 90 yıl önce, bu kent kurulurken ve planlanırken yaşananlar bugün için birer ibret vesikası gibi önümüzde durmakta, 1930’lu yılların başında Alman şehir plancısı Prof. Hermann Jansen’i Malatya şehir planını yapması için görevlendiren dönemin Başbakanı İsmet İnönü’nün 29 Ocak 1936 Fırat Gazetesinde yayınlanan ve bugün de şehrin en görünür yerine asılması gereken sözleri de suratımıza tokat gibi çarpmaktadır.

Şehir planı, gelişigüzel bir iş değildir. Fen ve ilim işi, ihtisas işidir. “

Şehir planı ile ilgili incelemeler yapmak üzere Malatya’ya gelen Prof. Jansen ve ekibi, şehirdeki çalışmaları sonunda, 15 Haziran 1935 tarihinde yayınlanan Fırat gazetesine yine hepimize ders olacak nitelikteki şu açıklamayı yapıyordu.

“Malatya canlı ve çok daha güzel, sevimli bir şekil alacaktır. Geldiğimiz günden beri etüt yapıyoruz. Şehrin umumi planı yapı, yollar kanununa ve bugünkü şehirciliğin bütün şartlarına uygun olarak hazırlanacaktır. En önce kadastro ve topoğrafik durumu inceliyoruz.

Bu arada su, hava ve iklim şartlarını göz önünde tutuyor ve aynı zamanda sosyal ve ekonomik bakımdan araştırmalar yapıyoruz. Şehir ve çevresinin jeografik durumunu da incelemeyi geri bırakmıyoruz. 

Spor için bol sulu ve toprağının bataklık olması dolayısı ile oturulmaya elverişli olmayan, alanlar seçilmiştir. Burada muhtelif sporlara ait sahalar vardır."

Yine aynı plan dâhilinde yeri belirlenen hükümet konağı için seçilen yerin zemin etüdü yapılmış, yerin jeolojik olarak müsait olmaması durumunda inşaat alanının kaydırılacağı da belirtilmiştir

Bizim beklentimiz, şehrin yeniden kuruluşunda en azından 88 yıl önce gösterilen hassasiyetin tekrarıdır. Yani bu işin yerel yönetimlere, müteahhitlere, arsa sahiplerine vs. bırakılacak gelişigüzel bir iş değil, fen ve ilim işi olduğunun kabul edilmesidir.

Kent ve emlak rantı o yağmadan nasiplenenlerin her zaman iştahını kabartmıştır. Bu rant yağmacıları garip bir bicimde sesi en güçlü çıkanlardır ama en doğruyu söyleyen değillerdir. Kent onlar için çok “çekici”dir. Malatya’nın yakın geçmişinde defalarca yaşadığımız gibi, kent sembolü olmuş yapılar onlar için elde edilecek rantı engelleyen bir taş yığınından ibarettir ama bizim için kutsaldır

Kentler halkın malıdır ve biz malımıza sahip çıkacağız. Beydağı’na yaslanmış bu şehir asla “Tarihi silinmiş bir kent” haline dönüşmeyecektir ve bu tamamen Malatyalıların, bu kentte yaşayanların eseri olacaktır. Malatyalılar bu şehrin ait olduğu medeniyetten kopartılmasına asla rıza göstermeyecektir.

Malatya, zaten beton yapılardan, asfalt yollardan oluşan bir yer değil, yaşayan bir canlıydı bizim için. 

O yüzden bizler Malatya’yı bir şehirden çok, eski bir dostumuz gibi algılamakta ve öyle davranmaktayız. 

Bu kenti oluşturan ve onu özgün yapan, yüzbinlerin burada yaşaması değil, tarihsel, kültürel ve toplumsal olarak ortak noktalarda buluşmamızdır. Bugünden sonra da üzerimize çöken bu ağır yükü paylaşabilmektir. 

Canımız sıkkın, hiçbir şey istediğimiz gibi değil belki. Ama bunu, bu kentin gerçek sahipleri olarak kabullenemeyiz. Yılmadan, umudu kaybetmeden, cesurca, tek yürek olup, yeniden kayısı şenlikleri, kitap fuarları yapıp bayramları coşku ile kutlayacağız. Umuyorum ki 2028 yılında bölgenin en güvenli şehirlerinden biri olarak Expo 2028’de misafirlerimizi ağırlayacağız.   

Harap olmuş binaların, caddelerin kısacası bu hazin halin bize yaşattığı kekremsi acı, sadece geçmişe dair düşüncelerimizi değil, geleceğe dair umutlarınızı da etkiliyor. Ancak üzerimize çöken bu umutsuzluk hiçbirimizi kentimizden koparacak güçte değil.

Gözümüz hep anılarımızla yüklü olan şeyleri arayacak ama biz daha iyi bir kent yapıp yeni anılar biriktireceğiz.

Güncel eleştiriler çok tarzım olmamasına rağmen aşağıda yazdıklarımı daha iyi şartların sağlanmasına katkı sağlayacağına inandığım için anlatmakta fayda görüyorum. 

Depremin ilk günlerinde, Sivas’tan, Elazığ’dan 40-50 saat boyunca, bir dakika dahi uyku uyumadan yardım malzemesi taşıyanlara şahit olduk, bir şişe suyu, bir kap yemeği mülkünden hibe eder bir tavırla incitici bir şekilde esirgeyenleri de gördük. Yapılan bu hizmetler, azınlıkta olsa, üzerine sarı yeleği geçiren ve dağıttığı malzemenin sahibi olduğunu düşünen, her tavrı ile karşısındakine de bunu kabul ettirmeye çalışan, henüz gelişimini tamamlayamamış şahısların egolarını tatmin makamları değildir. Özellikle fiziksel müdahale asla kabul edilemez.  

Büyükşehir Belediyesine ait Nikah Sarayında kurulu mutfakta, hem şahit olduğum hem de bizzat maruz kaldığım bu davranış biçimi zaten psikolojik olarak bitmiş, yıkılmış, harap vaziyette, sadece karnını doyurmanın peşindeki kent halkını son derece incitici ve aşağılayıcıdır. Gördüğüm ve yaşadığım bu aksaklığı da organizasyon sorumlularına ileterek önlem alınmasını da istedim. Ancak edindiğim izlenim onların bu konuyu yeterince “önemli” bulmadıkları yönünde idi.

Ayrıca bizzat şahit olduğum, civar sitelerden birinde görev yapan özel güvenlik görevlisinin bir şişe su talebini bizim görevimiz değil deyip reddeden arkadaşı, Sivas’tan günlerce bıkmadan yorulmadan, gece-gündüz, karda-tipide Malatya’ya kişisel çabaları ile yardım malzemesi taşıyan dostlarımla tanıştırmak isterdim. 

İyi ki Elazığ ile Sivas ile Kayseri ile komşu olmuşuz. Bu devletin büyüklüğü, bu milletin necipliği ile bu destekler her daim yapılır ve yapılacaktır. Önemli olan bu hassas süreçte kimseyi kırmadan incitmeden, hakkaniyet ve adalet yolundan şaşmadan bu işleri başarmaktır.

Bu hassasiyetler kent halkı üzerindeki taravmatik etkileri de azaltacaktır.

Ey hayal dünyamızın kusursuz kenti, Dermenin yeşile boyadığı büyülü şehir! Tedirginliğimizin korkularımızın, gurbetimizin sığınağı. Geçmişimizi ve geleceğimizi süsleyen sokaklar, caddeler. Çocukluğumun büyülü masalı. Her köşesine bir anımı sakladığım can yoldaşım, kadim Malatya. 

Biliyorum, hakkını helal etmeyeceksin bize ama en azından bizi affet.

Ben de senin bir parçan oldum muydu söyle
Söyle sevgili şehir inanamıyorum işte
Sokaklarından akıp giden ben miydim?
Çocukluğumuz nerede karıştı suya
Herkes masalından nereye dağıldı
Kollarında derin uykular uyumadık mı söyle

Cengizhan Orakçı

ARŞİV FOTOĞRAF: Yeni Cami (Teze Cami) 1970'li yıllardan..

FOTOĞRAF: Deprem sonrası Yeni Cami

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

36 yorum yapılmış

  • Tuncer (1 yıl önce)
    Deprem yıkmaz. Heyelan götürmez. Su basmaz. Doğa ile uyumlu oturup kalkmaz deprem yıkar, heyelan götürür, su basar.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Ali (1 yıl önce)
    Bu insan profillerimiz, insan potansiyelimiz, kafaları değişmeden biz mutlu yaşayan bir şehir olamayız. Enkaz aralarında halen birbirini kazıklamaya çalışan insanlar dolu. Batan gemiden mal kaçırma ruh hali. İyi insanlar iyi atlara binip çoktan gitti. Şehirden çok insan imar etmeliyiz. Doğru duvar o zaman yıkılmaz.
    %88
    %12
    Yanıtla
  • Zeynel Eren (1 yıl önce)
    Nezir bey merhaba, ellerinize sağlık. İstanbul' da yaşiyorum. Yazinizi gözyaşları içinde okudum. Çocukluk ve gençlik anılarımız yok oldu. Prof.Jansen' in planı uygulansaydi bu felaketi yasamazdik diye düşünüyorum. "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir"
    %40
    %60
    Yanıtla
  • Selahattin (1 yıl önce)
    Bu depremde zerre kadar kusuru olanları Allah'a havale ediyorum.Allahım onların iki yakasını bir araya getirmesin.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • baba (1 yıl önce)
    Malatya bir toprak parçası, canlı değil, affedemez. 2019 da Maraş'ta deprem tatbikatı yapacaksın, raporlar devletin birimlerine sunulacak, devlet dosyayı yerine koyacak, yani rafa kaldıracak. Sen Malatya'da yaşayanlar bunlara % 80 oy vereceksin, sen haketmişsin.
    %86
    %14
    Yanıtla
  • Rıdvan (1 yıl önce)
    Depremden sonra okuduğum yazıların ve yorumların hemen hepsinde doğrular söylenmiş ve yapılan yanlışlar ve bizi bu duruma getirenin aslında ne olduğu çok doğru bir biçimde dile getirilmiş. Ve eminim ki bundan önceki depremlerde de hep böyle güzel yazı ve yorumlar yapılmıştı. Anlatılanlar hep güzel de kimse ülkede hırsızlar, namussuzlar, katiller, ahlaksızlar ve de aynı seviyedeki belediyeler ve belediyelerin imar işlerinde çalışanlar çapsız mühendisler mimarlar, müteahhitler, yapı denetimciler ve de bakanlıklarda cep dolduranlar bu binalar yapılırken görmediler mi ? Yoksa bu çöken yeni binalar bir gecede mi oluştu. Bunlara göz yumanlar bir daire karşılığı yüksek katlara imar veren sahtekar belediyeler. Hepsinin üstüne üslük imar affı denilen suçluları affeden devlet. Bu ülkede siyaset maymunları değilde hukukun ve bilimin üstünlüğü ön plana alınmış olsaydı ve suç işleyenler işledikleri an yakalanıp ağır cezalara çarptırılsalardı bu durumlar olur muydu. Demek ki meselenin köklü çözümü sadece olayın bilincinde olmak değildir. Bu nedenle ne yazık ki herşey aynı şekilde devam edecektir bundan böyle de. Yapı denetimlerde mühendislerin diploması ve onayı kullanılıp para ödeniyor hiç görmedikleri projelere. Devlet yetkilileri bilmiyorlar mı yani. Ama sokaktaki her vatandaş olanı biteni gayet iyi biliyor. Ülkede herşey kağıt üzerinde oluşturulup onaylanıyor gerçekte doğru olamayan şeyler hep onaylanıyor çoğu kere iyi bir yemeğe yapılıyor bütün bunlar. Ahbab çavuş ilişkisi ile çalışıyor bu zavallı bozuk system. Suça teşvik eden, çalanları görmezden gelen ve suçluları zamanında bulup ağır cezalara çartırmayan system bozuk başka bir şey değil.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • E.E. (1 yıl önce)
    İlik gibi toprağa huzurla yayılan o kayısı ağaçları beton binalar için her kesildiğinde içim acırdı. Tüm şehir bu katliamı izledik, şimdi bedelini ödüyoruz ama daha bitmedi kusuru olanlarla hukuk önünde bir hesaplaşmamız olacak...
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Mustafa pembegul (1 yıl önce)
    Allah dan gelen baş üstüne... Amma kulların yaptığını üç kuruş beş kuruş için yapılan zalimliği Affetme ALLAH ım şikayetimiz sana sen HAK getir ALLAH ım ...kim ne yapmışsa gözümün nuru olsa hem bu dünyada hesap sor hem diğer dünyada bizlere de göster YaRahman....sana emanet masumun hakkı...
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Öz Malatyalı (1 yıl önce)
    Ben İstanbul'da yaşayan biri olarak geçen sene Malatya'ya geldim ve şok oldum çok yüksek binalar geniş caddeler aklım almadı nasıl olur dedim sekiz bin nüfuslu bir yerde bu kadar yüksek binalar ve bu binalar da Malatya'nın eğitimli kişilerin oturduğunu öğrendim Bu kesime elit diyorlarmış inanın çok şaşırdım Bir köşe yazarının yazısını okudum il milli eğitim müdürü yüz hasarlı okul binası yıktırmış diye gorevden alınmış adam eski müdüre teşekkür ediyordu çok değişik bir sistem var galiba memleketimde
    %90
    %10
    Yanıtla
  • Bir zamanlar (1 yıl önce)
    Yahu neye yanalım bilemiyoruz artık koca koca binaları 14 15 kat yapıp doğasını iklimini ve de insanlığını bozduğunuza mi yanalım malatyanın?Bir yandan rant uğruna o güzelim tecdenin çırmığtının bahçelerini tarihi antika evlerini kentsel dönüşüm saçmalığına kurban edişinize mi yanalım yoksa o güzelim malatyanın eski yapısının bitirilip sözde modern bir kent havasına büründürülerek geçmişinden kopartılmasına hatıraların anıların yaşanmışlıkların bitirilmesine mi yanalım?Nerede o 70 li yılların 80 lerin malatyası berbat ettiniz beton yüksek karmaşık yapılarla bu şehri insanlığı da bitirdiniz!!!herşey çıkar menfaat rant para yatacak yeriniz olmayacak para babaları bir şehri böyle mahvettiniz getirin bize o güzelim bahçeleri içindeki tarihi ahşap kokulu evleri biz eski malatyayı istiyoruz!!!
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Tolga Göğüş (1 yıl önce)
    Yok Af Maf Yok ! Belediyelerin vermiş olduğu RUHSATLAR var ama af yok. Bataklık üzerine kurulu koca koca binalar var ama af yok! İnsanlara 2 3 4 5 milyonlara sattığınız binalar var ama af yok Toprak sahiplerinin karıştığı imar planlarına uygulanan baskı ve rüşvet var ama af yok! Her türlü cana mala kast edilen işler var ama af yok! Bilinsin ki herkesin eli kanlı nasıl mı kanlı o oy pusalasında JEOLOJİ MUHENDISINE DEGILDE BAKKALA OY VEREN HERKESIN ELI KANLI
    %100
    %0
    Yanıtla
  • MUSTAFA (1 yıl önce)
    Akıl ve bilimin ışığında bu şehri yönetmezseniz, ya da yönetenleri seçmezseniz başımıza daha çook kötü felaketler gelir. Bu kent konseyi kimlerden oluşuyor acaba bilmiyorum, ancak şehir hakkında karar verirken şehir plancılar odasına, mimar mühendisler odasına, halka değil de bir kaç cemaata sorarsanız başımıza daha çook felaketler gelir. Ancak bütün suç bu iş bilmeyenleri başımıza seçen halkımızda. Kendi düşen ağlamaz derler ancak neylersin ki kurunun yanında yaşta yanıyor. Ders alır mı bu halk? Hiç sanmıyorum. Çünkü siyasetçiler kurnaz, halkı nasıl kandıracağını çok iyi biliyor.
    %91
    %9
    Yanıtla
  • Ahmet (1 yıl önce)
    Malatya viran oldu, hayatta kaldığıma șükür ediyorum,. doğup büyüdügüm șehrin gözlerimizin önünde yok olduğuna ağlıyorum, kardeșlerimin abilerimin, akrabalarımın enkaz altında vefat ettiklerine kahroluyorum. Kısacası ne hissetigimi, ne düșündügümü, nasıl yașadığımı bilmiyorum, bildigim tek șey bu șehri, bu insanları bu hale getirenler, insanların bu hale gelmesinde tek zerrelik katkisi olanlar tek kelime ile kahrolsun...para uğruna, hırs uğruna, rant uğruna bu șehri bu hale sokanların evleri șen olmasın, gün yüzü görmesinler..
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Ali (1 yıl önce)
    Malatyayı ve ülkeyi yıllardır muhafazakarlar( DP. AP, ANAP, DYP, AKP) yönetiyor ama yıllardır herkes CHPye giydiriyor.
    %81
    %19
    Yanıtla
  • BostanbaşıZede (1 yıl önce)
    Şunu da konuşalım;Ailesi ve kendine ait Bostanbaşında yüzlerce dönüm bahçesi olan be yine bu tarım arazileri 12 sene önce imara açılırken belediye başkanı kimdi?Bostanbaşında kat 8 den fazla değilken 11-12-14 e izin veren dönemin BELDE belediye başkanı kimdi? ve Bostanbaşında bina ortaklıkları varmıydı? Hadi gelin balığı geçtik,kokmuş tuzu ne yapacağımızı düşünelim...
    %98
    %2
    Yanıtla
  • Proaktif yaklaşım (1 yıl önce)
    Keşke ile olmuyor o kent konseyinin neden daha önce hata yaptıklarını dile getirip vatandaşı ikna ederek kentsel dönüşüm için etkili bir şekilde haber yapmadınız? Bu sorunun cevabı açık körler sağırlar birbirini ağırlar çıkarlar menfaatler vs musibet gelince başa günah çıkarmak için haber yapmayın lütfen....
    %57
    %43
    Yanıtla
  • Hayat senin anlık okuduğun haberlerden ibaret değil. Otur site arsivini aç ve oku. Bu haber sitesinde ve başka haber sitelerinde ne haberler yapıldı görürsün. Peki sen ne yaptın ?
    %65
    %35
    Yanıtla
  • Analiz (1 yıl önce)
    Layık olduğumuz gibi yönetilmemiz için çaba sarfeden çapsızları bize baş eden Malatya'yla övünüyorum.. aferin Malatya hep geriye daha istikrarlı olarak hep daha daha geriye.. çünkü layık olduğumuz bu...
    %94
    %6
    Yanıtla
  • Selim (1 yıl önce)
    Buradaki yorumlardan, yazılarını zevkle okuduğumuz, şehrimizin geçmişi ile ilgili çok önemli bilgileri hafızamıza yerleştiren Sayın Nezir Kızılkaya'nın bu son yazısını anlayamadıklarını, sadece bir iki detaya takılarak eleştiride bulunduklarını görüyorum. Öncelikle, Nezir Kızılkaya'nın bir gazetenin günlük konularla ilgili yazı yazan, polemiğe giren, kavga eden- etmesi beklenen köşe yazarı gibi algılandığı anlaşılıyor. Oysa yazılarına bakarsanız öyle bir durum yok, o sadece belirli konularda yazıyor, polemiklere girmeden daha çok kültürel konulardaki eleştirilerini varsa dile getiriyor. Onun yazdığı bu son yazı, Malatya'ya bir ağıt gibi.. Ona bağlılığı ve sevgiyi, yaşadığı felaketle ilgili üzüntüyü anlatıyor. Bahsettiğiniz konularla ilgili olarak, esasen bu sitenin yöneticilerinden, muhabirlerinden bekliyoruz, haksız yere Nezir Kızılkaya'ya yönelttiğiniz eleştirilerdeki konuların hesabının sorulmasını. Onun da zamanının geleceğine, bu yıkımda kimlerin ihmali ve sorumluluğu bulunduğuna ilişkin her ayrıntının bu sitede olacağına inanıyorum. Değerli bir araştırmacı ve kültür adamı olan Nezir Kızılkaya'a haksızlık etmeyin derim.
    %74
    %26
    Yanıtla
  • Zibetra (1 yıl önce)
    Kim bilir ne zaman Malatya'yı görürüm, 1 yıl sonra mı, yoksa 5 yıl sonra mı Yaradan bilir.. Ama şu bir gerçek ki aslında gördüğüm o şehir bildiğim şehir olmayacak..
    %97
    %3
    Yanıtla
  • Sinan (1 yıl önce)
    Malatyanın eski dokusu bozuldu her yer taş bina ne doğal güzellikleri ne cennet bahçeleri buz gibi soğuk suları teyzesinin çırmıhtısının doğanın en harika tonlarını bağrında barındırdığı envai çeşit canlıların kayısı bahçelerinde yuvalandığı cennetten bir köşkte adeta Malatya.. beton yığınlarıyla kocaman eski zamanları da gömdük!Bahçelerdeki harıkları tarihi ahşap evleri uzun uzun kavak ve meşe ağaçları baharları manolyaları salyangozları maalesef beton yığınlarına tercih ettik insanlığın ölmeside çabası!Nerede o eski telde Yeşilyurt gündüzbey horata ordusu kernek Beydağı..ah ah Malatya 80 li yıllarda nede güzeldin bakir doğan beton yığınlarınla bozuldu!
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Maltyali (1 yıl önce)
    Bizim millet akillanmaz bu ulkede takim tutar gibi parti tutan zihniyet olursa kim gelirse gelsin yer. Bi sonrakide oncekine hesap sormaz. Bostanbasinda 12 kata imar veren o binalari denetleyen yapim islerinde para yiyenler merak etmeyin sizde oleceksiniz obur tarafda sizi âga babasi kurtaramayacak.
    %89
    %11
    Yanıtla
  • Pes (1 yıl önce)
    Memleket yerle bşr olmadan önce exponun sadece tanıtımına 35 milyon harcayanlara, bilbordları dolduranları milyonları festivallere harcayanlara tek eleştiri yöneltmeyip hala expo hala festival yapacağız demek ne demek? Kel alaka ile konsey sokak isimleri üzerinden nasıl bu sonuç doğurtulmuş anlamadım. . İşini yapmayan kim varsa belediye başkanından mühendisine meclis üyesinden müteahhide hesap sorulmalı. Kamu kurumlarından avanta ile varlığını sürdürüp kamuoyunu yanlış yönlendiren, danışmanlık, reklam vb gelirlerle gerçeğin üzerini örten herkes ayıklanmalı.
    %94
    %6
    Yanıtla
  • Malatya (1 yıl önce)
    Kimler imar ve kat izinlerini verdi,bu binalarin mimarlari, inşaat mühendisleri kimler,bu binaları kimler denetledi, cimantosu nereden geldi, kısaca sorumlular kim neredeler ,gelelim bugüne binaların deprem sonrası incelenmesi raporlar düzgün yapiliyormu samimi konusuyorum Elazığ depreminde yapılarımiz gerçek bir incelemeden geçse belki bugün bir çok insanimiz hayatta olur binalarimiz yıkılmazdi .bu işlerde müteahhitler dışında sorumluluk sahibi olan yokmu cesaretli vicdan sahibi bir müteahhit bekliyoruz pişmanlik yasasından yararlan bu sektörde donen dolaplari anlatta bu pislik temizlensin.
    %96
    %4
    Yanıtla
  • Murat Akdağ (1 yıl önce)
    Canım memleketim en büyük hatamız :Çırmıktının,eski malatyanın,merkezin yerli,okumuş,gözü gönlü tok ,kaliteli,eğitimli adamlarını bırakmak oldu…
    %75
    %25
    Yanıtla
  • Gökhan (1 yıl önce)
    Rantçı eski belediye başkanını ve uygulamaya devam edenleri ibreti alem için yargilayacaksin. Mesela müteahhit bozuntularini yargilayacaksin. Topluca konutları sosyolojik durumu hesaba katmadan dikenleri yargilayacaksin. Adalet bir kez yerini bulsun isterse kıyamet kopsun.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Murat (1 yıl önce)
    Japon deprem uzmanı bir hocayı dinledim. Şöyle diyor "Biz Japonya'da başlangıçta tüm gücümüzle arama-kurtarma ekiplerinin sayısını artırmaya çalıştık. Ancak deprem sonrası kayıplarımız azalmadı. Sonunda bir yerde yanlış yaptığımızı anladık. Sonrasında Fahri Yapı Denetçiliği sistemini kurduk. Denetimi nasıl yapacağı konusunda bilgi sahibi olan arama kurtarma personelinden daha fazla gönülü denetçi sistemi geliştirildi. Fahri Kayahan'da, Bostanbaşı ve diğer yerlerde 10, 12,16 kata izin veren, denetimi iyi yapmayan, göz yuman, bu ranttan payını alanları (Bunların kim olduğunu herkes çok iyi biliyorsunuz) Allaha havale ediyorum. İnşallah ölene kadar vicdan azabı çekerler. Depremden zarar gören tüm kardeşlerimize büyük geçmiş olsun, Allah sabır versin.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Abdulkadir Çolak (1 yıl önce)
    Bu destanı ancak sen yazabilirdin Nezir kardeşim. Ağlayarak okudum.
    %62
    %38
    Yanıtla
  • suna (1 yıl önce)
    bence bu cami yeniden yapılamayıp, deprem anıtı olarak olduğu gibi bırakılmalı ki insanlar ibret alsın
    %88
    %12
    Yanıtla
  • Memet (1 yıl önce)
    Bu güzelim başlığın altında maalesef suçu kusuru olanlar için bir kelime edilmemiş.Bu başlığa yazık olmuş. Eeee kim ne yapmalı nasıl yapmaliki bu aff dileme ise yarasin. Önce herkes kendi kapısının önünü süpürsün sonra birlikte yeniden inşa edelim. Ve gerçek suçlular ceza alsın ki ibreti alem olsun.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Nafi (1 yıl önce)
    Affetmek Allaha mahsustur... Bu şirk kelimesini kullanmayın..
    %20
    %80
    Yanıtla
  • Affet demekle olmaz (1 yıl önce)
    Yazınızı okuyunca bir daha üzüldüm.Bu bakış açısı ile yine önemliyi göremeyiz.Çevre bakanlığı, belediyeler, ilgili odalar inşaat müh odası mimarlar odası jeodezi vb odalar başta olmak üzere şehirde her konuda ahkam kesen oda ve medya hiç kusurlu değil.Müteahhitler , yapı denetimciler , imarcılar, mühendisler afad, ve belediye reisleri dururken ne alaka konsey ne alaka sokak ismi anlamadım gitti.Nezir beyciğim siz kaç kez depremle ilgili yazı yazdınız. Yüreğimiz yanıyor derdiniz belediyeleri müteahhitleri yapı denetimcileri mi unutturmak? Nerrdeyse il kültür müdürlüğü mesul diceniz Affet demekle olmaz.
    %91
    %9
    Yanıtla
  • Nagehan (1 yıl önce)
    Affet bizi malatya. İmarlar 5 kattan 10 kata çıktığında, işi bilmeyenleri belediye meclis üyesi seçtiğimizde, belediye meclisi imar düzenlerken sesimizi bu önemli konuya çıkarmadığımız için, müteahhitlerimiz hile yaptığında ses çıkarmadığımız için yapı denetimleri denetlemediğinde engel olmadığımız için, belediye reislerini ehliyete göre seçmediğimiz için. Bize yakın olanlar yanlış yaptığında sustuğumuz için, imtiyaz beklediğimiz için, şehrin kaynaları gereksiz işlere reklama tanıtıma harcanırken ses vermediğimiz için her sektörde içimizdeki çürük elmaları temizlemediğimiz için, şehrin önemli mevzularını değil üften püften mevzulara takıldıpımız için affet. Keşke iğneyi artık kendimize batırsak. Hedef saptırıp hedef şaşırtmasak ve buna müsade etmezsek. Memleket yıkılmışken hala isim vb gereksizlikleri gündem yapmasak. Bir depremden sonra asıl failleri keşke cesurca adilce yazabilsek. İşte o zaman bu şehir düzelir. Depremden sonra depremde ki zarara sebep olanların üstünü örtecek mevzuları mevzu etmesek. Canın sağolsun malatyam. Her karanlık sonu aydınlıktır.
    %97
    %3
    Yanıtla
  • Emre (1 yıl önce)
    Sayın Belediye Başkanları onurlu davranarak istifa etmiyorsa , üzerlerindeki vebal ahirette çok büyük bir şekilde karşılarına çıkacaktır. Reklam panolarınız batsın !
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Kayısıkentli (1 yıl önce)
    Nezir bey yazılarınızı genellikle okumaya çalışıyorum ama bu yazınızın taraflı olduğu kanısındayım 1Kent konseyini eleştireceğinize Karakavak güngör ve bostanbaşının sırf rant uğruna imara açan Cemal Akın ve ondan sonra başkanlar ve imar müdürleri ve bunlarla sıkı fıkı ahpab çavuş ilişkisinde olan mütahitler i 2 bu dönem içinde STK lar yerel medyayı milletvekillerini parti ayırmadan elestirseniz daha olurdu düşünüyorum netice olarak benim şahsımın otuz beş yılımın emeğimin biranda yok olmasına sebep olanları nice malatyalının hayallerini yer yeksan edenleri ki siz bunları herkesten iyi biliyorsunuz bunlara biraz dokunun
    %95
    %5
    Yanıtla
  • Adalet (1 yıl önce)
    Nezir bey; Malatya için kendimizce emek veren bir insansınız ama maalesef yazınız hiç adil değil. Afette mesul olanların üstünü örten bir yazı yazmışsınız. İmar planlarını kim yapar ? Belediye meclisleri imarı düzenlerken sokak isimlerine takılacağınıza bir kez de imar açısından değerlendirme yapsa idiniz? Binaları kontrol eden imar birimlerini yazsa idiniz? İmar planları değişirken bir kez ses verse idiniz? Katlar 5 den 11 e çıkarken bir kez ses verse idiniz. Festivaller bilbordlar yapılırken durun deprem bölgesine yatırım yapın dese idiniz. Malatya’da arama kurtarmaya belediyeler bütçe hazırlayın dese idiniz. Bir çocuk ihmalden öldüğünde çocuğa doğru yanlış isim verilmesinden çok beslenmesi,sağlığı, tedavisi , tedbiri alanların hiç birini konuşmadan ismini konuşup gerçek failleri es geçmek ne ise meselede budur. Müteahhitler, yapı denetim firmaları , belediye meclisleri, imar yetkilileri, başkanlar suçsuz sokak isimleri koyanlar mı suçlu? Afad suçsuz, idare suçsuz, çevre şehircilik suçsuz demi? Yerel idarelerden tomarla para alıp başkanları öven medya suçsuz ama sokak isimlerini koyanlar suçlu demi? Bu depremden sonra bari vicdanınız işlesin. Siz görmeseniz de Allah görüyor! Yarın hem dünya hem ahiret mahkemelerinde suçlular ortaya çıkacak. Biraz vicdan. Biraz adalet.
    %94
    %6
    Yanıtla

Nezir Kızılkaya yazıları