SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Nezir Kızılkaya

Bize Ait Olmayan Şehir

Bize Ait Olmayan Şehir
A- A+ PAYLAŞ

Nezir KIZILKAYA   
nezir.kizilkaya@hotmail.com

Kalbimde bir hayâli kalıp kaybolan şehir! 

Ayrılmanın bıraktığı hicran derindedir! 

Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene, 

Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene.  

Kaybolan Şehir - Yahya Kemal Beyatlı 

Malatya, kayısı kokulu şehir.  

O küçük ve dar sokaklarında mazinin en değerli hatıralarını saklayan ve bir zamanlar "Aspuzu’nun bahçeli kenti" olan buralar, bunu bilenler için gözlerin önüne o sıcak, bahçeli iki katlı konakları taşıyor.  

Yeşil ile iç içe olmuş kerpiç ve ahşap karışımı bu konakların yanı başında, küçücük kürsülerde çayımızı yudumlarken, kerpiç kokusu hala orada burada karşılıyor, sohbetlerimize mekân olarak misafir ediyordu bizi. Malatyalı olarak yaşamanın sevinci içerisinde, masmavi gökyüzünde uçan beyaz güvercinler gibi olmanın keyfi bize yetiyordu. 

Taş işçiliğinin tüm güzelliği ve heybeti ile yükselen Yeni Cami, Akpınar, Bakırcı pazarı, Şire Pazarı, çarşı,  kentin ticaretinin can damarları kadim semtler. Ve buralarda bitmek tükenmek bilmeyen şehirli-köylü kalabalığı. Adeta insandan bir sel, karmaşa. Burada her şey eski ya da öyle görünmek istiyordu. Şehrin yeni semtlerinin renksizliğinden eser yoktu buralarda. 

Bütün bunları geri getirmek mümkün olabilir miydi? Başka bir ifade ile yerle bir olmuş bu şehrin öncelikli dertlerinden biri, kadim şehrimizde yaşama kaldığımız yerden devam etmemizi mümkün kılmak olur muydu? 

Benim bu sorulara cevabım bunların hiç de düşünüldüğü ve anlatıldığı gibi imkânsız olmadığı yönündedir Kent planlanırken içinde yaşayan bireylerin sosyal, kültürel ve ekonomik olarak yaşam standartlarında iyileştirmeyi hedeflense olurdu. Kenti modernleştirme iddiası taşıyan çalışmalar yapılırken de mevcut tarih, kültür ve şehir ekolojisine zarar verilmemesine azami özen gösterilse yine olurdu. 

Ancak günün sonunda geldiğimiz nokta maalesef arzu edilenin çok uzağında olmayı bırakın, ufuk çizgisinin ardında kaldı. 

Malatyalı kimliğini boğmak, yok etmek isteyen kontrolsüz bir fırtına estirilmekte. Malatyalılığımızdan fedakârlık etmemiz ile ilgili bir beklenti yaşatılıyor ve bu bütün şehre dayatılmak isteniyor. Oysa bu dayatmanın tek işlevi “her şeye rağmen bu şehirde yaşamalıyım” düşüncesini gittikçe zayıf düşürecek ve şehirden daha fazla nitelikli göç olmasına katkı sağlamak olacaktır.  

FOTOĞRAF: Emeksiz Devamı (Turgut Temelli Caddesi)

Vefa sadece insanlar arasında oluşan bir duygu değildir. İnsan-şehir arasında da olmalıdır. 

Kent hayatının aksamadan sürdürülmesi, içinde yaşayan bireylerin kurallara uyma yönündeki hassasiyetlerine bağlı olduğu gibi, yerel ve merkezi idarenin de aldığı kararlarda o kentin hassasiyetlerine olan saygısına bağlıdır. 

İşte bu saygının ve hassasiyetin gereği olarak da Malatya’yı sadece fiziksel unsurları ile statik bir varlık olarak görmemek gerekirdi. Malatya’nın bünyesindeki canlı cansız her şeyi etkileyen ve etkilenen dinamik bir süreç olarak değerlendirilmeden inşası, bizlerin bu şehirdeki yaşamımızı kolaylaştırmak yerine, bilinmeyen bir yola götürmüştür. Maalesef bu şehirde yaşamaya kendini alıştırmış bizlere, alışmadığımız her şey zor gelecek, bunu kabullenmek birkaç kuşak sürecektir. 

Ne yazık ki şehri doğru yapamadığımızdan, artık mazisi olmayan bir şehirde yaşamanın utancı ile baş başa kaldık. Vakit kaybetmeden İnsan ruhuna iyi gelen mekânların sayısını artırmalı ve Malatyalıyı bu şehrinden uzakta yaşamaya mahkûm etmemenin yollarını aramalı ve bulmalıyız. 

Unutulmamalıdır ki tarih, kültür ve şehir ekolojisine sadık kalmış bir Malatya, küresel bir pazarlama ürünüdür ve bu da şehrin tek çıkış yoludur. 

Tam da şehri düzeltme şansı önümüzeyken, bütün şehri kaybetmenin acısını iliklerimize kadar hissetmekte ne? Nerede o Malatya? İnsanın yüreğinin içine dalan bu sessizlik de ne? Bize ait olmayan zamanlarda gibiyiz artık. İyi hatıralarımızı enkaza gömüp, dipsiz bir kuyunun zifiri karanlığında, el yordamı ile yaşamak zorunda kalınca, şehre yaptığımız ihanetin bir bedeli olduğunun farkına vardık. Dönüş yolları tamamen kapanmadan elimizden bir tutan olsa, götürse bizi mazinin ruhumuzu serinleten bir köşesine. Özlemesek artık Malatya’yı. 

Ne çok anı yaşandı, ne çok insan büyüttü, besledi bu kent. Otomobil gürültüsünden çok insan sesi ile yaşardı kentin caddeleri, sokakları. Artık bize kalan büyük yorgunluklar ve affı mümkün olmayan günahlar. Nereden bilebilirdik kendi ellerimizle yaptığımız bu koca beton yığınlarının bir gün mezarımız olacağını, başımıza gelenler hiç aklımıza gelmemişti.  Artık hatıralarımızı bıraktığımız yerde bulamıyoruz Malatya’da. Aslında şehir çırpınıyor, haykırıyor kaybettikleri için. Ve bütün şehir sessiz bir çaresizlik içinde olanı biteni izliyor. 

Özlüyoruz, bu kentin her şeyini özlüyoruz ama en çok da dostluğunu ve kardeşliğini özlüyoruz. 

Bu şehir, artık bize ait olmayan bir şehir. Biz de şehre… 

________

KAPAK FOTO: PTT Caddesi'nden (Şemsiye Sokak) Yeni Cami'ye giriş..

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

8 yorum yapılmış

  • Çırmıktılı (1 gün önce)
    Malatya'nın durumu ve okuduğum bu yazı herkeste olduğu gibi bende de bir teessür yarattı ama üzülmekle, ah vah etmekle vakti ziyan etmek memlekete en zararlı iş olacaktır. Umutsuz durum yoktur umutsuz insanlar vardır. Sadece gerekli dersleri çıkarmış, sorumlulara hesabı sorabilen bilinçli bir halk ve akıllı bir yönetim, süreci de fırsata çevirerek şehri eskisinden güzel ve güvenli bir hüviyete hızlıca büründürebilir.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Nihat Yüklü (3 gün önce)
    6 Şubat 2023'de yıkıcı iki deprem sonucunda 11 ilde büyük yıkımlar oldu, o iller kendilerini toparlamaya çalışıyor. Geçen 2 sene sonunda Malatya şehri kayboldu. Kayıp şehir aranıyor, bulanlar görenler insaniyet namına Malatyalılara haber versinler, acıları ve üzüntüleri büyük.
    %84
    %16
    Yanıtla
  • Sami44 (4 gün önce)
    Yukarıdaki yazıdaki Malatya, mazide kaldı. Yaşandı, bitti. Tadını alabilen aldı. Nasıl ki eski domatesin, salatalığın, etin tadı yoksa, yaşamın da eski tadı olmayacaktır. Şimdi yeniye alışma vakti. Menfaat, çıkar etrafinda dolaşan ilişkiler her zaman vardı, şimdi daha fazla. Kimseyi suçlayamazsınız. Herkesin bir sürü derdi var. Şehiri daha modern hale getirmek konusunda geç kalınmıştı. Fuzulinin, Kışlanın eski, köhne, iç içe binaları neydi öyle. Kokudan, çöpten içlerine bile girilemiyordu. Devlet dönüşüm yapmak istese, itirazlar yükseliyordu. Dilim varmıyor ama böylesi daha iyi oldu. Binaların, yapi stoğunun güncellenmesi gerekiyor. Dar sokaklar, iç içe girmis binalar samimiyeti göstersede, büyük tehlike arz ediyordu. Şimdi inşallah daha modern, yaşanabilir mekanlara kavuşacak şehrimiz.
    %37
    %63
    Yanıtla
  • Yılmaz (5 gün önce)
    Aynı duygular içindeyiz Nezir Hocam. Evet,şehri ayağa kaldırmak kolay değil,ama süreç hatalı işliyor. Fırsatlar,şahıslara göre değerlendiriliyor.Halk'a göre değil. Yıllar sonra, bu kararı verenler iyi şekilde anılmayacaktır.
    %90
    %10
    Yanıtla
  • bayram (5 gün önce)
    Teşekkürler Nazir Hocam, yine harika bir yazı... Malatya bir işletme olsaydı ve yıkılan bu Malatya'yı aynısı istiyorum deseydi kaybı kaç birim olurdu? şimdi dönün bir bakın neleri kaybettik. Kocaman bir kalabalığın içinde yapayalnız kalmış ve şehri umursayan kaç kişi kalmış...
    %75
    %25
    Yanıtla
  • Efsane Malatyasporlu 1966 (5 gün önce)
    Nezir hocam kaleminize sağlık, hocam bu deprem bize asrın fırsatını verdi, kimse istemezdi böyle bir afadı, ama Allah'tan geldi, bizim yöneticiler, seçilmişler, stk'lar vb söz sahibi kişi ya da kişiler maalesef şehrin geleceğini değil de bir grubun, bir çevrenin menfaatlerini düşünerek koskoca bir şehrin geleceğini de mahvettik, aslında bunu bir fırsata çevirmek lazımken tam tersi iyice yaşanması zor bir şehir yapıyoruz.
    %85
    %15
    Yanıtla
  • Suat Canbay (5 gün önce)
    Kalemine sağlık Nezir kardeşim.
    %75
    %25
    Yanıtla
  • cafer canbay (6 gün önce)
    Vallahi billahi birileri deperemde ceplerini doldurdular birleri nutuk atıp bizi üçüncü yıla giriyoruz buyurun Yeşilyurt kaymakamlık binanın önünde halen çadırda yaşıyan canlarımız var.bururun görün. bu ülkeye ne yaptıysa AKP iktidarı yaptı. Dahada geride turpun böyüğü gelecek boşuna söylemediler.Üç beş belediye başkanını içeri almış umrumuzda değil turbun büyüğü vatandaş garip gurabana olacak vay memleketin haline.Durmak yok yola devam Yaparsa AKP YAPAR ZÜLÜMÜ.
    %75
    %25
    Yanıtla

Nezir Kızılkaya yazıları