Malatyaspor Tarihi'nden.. Prim: Gece Kulübü'nde Eğlence!
..İkinci enteresan olay Beylerbeyi maçı için açıklanan galibiyet primleri olacaktı..
Nezir KIZILKAYA nezirs@mynet.com
Futbol için en çok izlenen, sevilen ve oynanan spor dalı desek yanlış olmaz. Hatta spor dışındaki diğer etkinlik, eğlence ve benzeri kavramlar içerisinde dahi en çok izleyiciye sahip olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Ağlarla buluşan bir top yüz binlerce kişiyi aynı anda ortak bir duyguya yönlendirebilmekte, birbirini tanımayan ve daha önce hiç karşılaşmamış, üstelik farklı toplumsal sınıflardan kişiler yan yana maç izlerken gol sevinci ile birbirlerine sarılabilmektedir.
Her futbol takımı vücut bulduğu kenti temsil eder ve o kentin yaşayanları için de neredeyse tek ortak payda olur. Bu açıdan sadece sportif olarak değil, kültürel olarak da anlam kazanır. Günümüzde birçok kent sadece futbol takımlarının yaptığı katkılar ile dünya gündeminde yer bulmaktadır. Futbol takımları ile aynı adı taşıyan onlarca kent ismi hafızalarımızda yer etmiştir ve bunun tek sebebi de futboldur.
Her yönü ile bir kitlesel tutku haline dönüşen futbol, kent yaşayanlarının aidiyet duygularını çok güçlü bir şekilde hissetmelerine de katkı sağlar. Her birey yaşadığı kente ait, gönülden bağlanacağı başarılı bir futbol takımı olmasını arzu eder. Malatya’da da bu özlem uzun yıllar boyunca sürmüş, kent profesyonel bir futbol takımına ancak 1966 yılı ortalarında kavuşabilmiştir.
Aslında Malatyaspor’un kurulması için şartlar çoktan oluşmuştur ama 1966 yılı içerisindeki gelişmeler bunu zaruri kılmıştır. Bunlardan ilki Malatya Genç Futbol Takımının, Türkiye Şampiyonasında gösterdiği başarı olmuştur. Adana’da yapılan Türkiye Genç Takımlar Şampiyonasına katılan Malatya Genç Takımı, Adana, Kocaeli ve Trabzon’u yenerek finale kalmış, berabere sonuçlanan final maçında da o günkü kurallar gereği, kura çekimi sonucunda şampiyonluğu Bursa’ya kaptırmıştır.
Bu başarının sırlarından birisi aslında takımın aslında “Genç” olmamasıdır. Konu futbol olunca, zamanın Beden Terbiyesi Bölge Müdürü “Mıh Osman” (Osman Çağlı) devreye girmiş, 18 yaşından büyük birkaç futbolcunun yaşını ilçelerden birinde mahkeme kararı ile küçülterek 18’e indirmiş ve bu futbolcuların da şampiyonada oynamalarını sağlamıştır.
Neyse bu detayı bir kenara bırakırsak, final oynayan takım, Malatya’ya dönüşte, krallar gibi karşılanmış, şehir futboldan başka konu konuşmaz olmuştur. Yine aynı yıl Futbol Federasyonu her kentten en az dört amatör kulübün birleşmesi ile oluşacak takımları profesyonel liglere alacağını açıklayınca, Adafı Gençlik, Hürriyet Gençlik ve Coşkunspor, 1966 yılı amatör lig şampiyonu Akınspor ile birleşecek ve Malatyaspor kurulacaktır.
Malatyaspor kurulmuştur kurulmasına ama ne kasasında 5 kuruş parası vardır ne de hangi ligde olduğu bellidir. Para yerel gazetelerin öncülüğünde halktan toplanacak, 2. Lige alınması işini de Mıh Osman kendine özgü yöntemler ile çözecektir.
Avrupa Şampiyonasına hazırlanan Türkiye Genç Milli Futbol Takımı da Malatya Genç takımınınkine benzer bir problem yaşamaktadır. Aralarında sonradan Fenerbahçe’de oynayan Cemil Turan ve Ender Konca’nın da olduğu birkaç futbolcunun 18’den büyük olan yaşlarının küçültülmesi gerekmektedir. Federasyon başkanı uzun uğraşlara rağmen bu işi başaramayınca konunun “deneyimli uzmanı” Mıh Osman devreye girmiş ve Malatya’nın ilçelerinden birinde bu işi de hallederek futbolcuların Avrupa Şampiyonasında oynamalarını sağlamıştır. Üstüne bir de Federasyon başkanını Malatya’da krallar gibi ağırlayarak Malatyaspor’un doğrudan 2. Lige alınmasını başarmıştır.
Kent, hiç hesapta yokken profesyonel bir futbol takımına kavuşur. Ancak hiç kimsenin bu sürecin nasıl yönetileceği ile ilgili bir fikri yoktur. İşte bu acemilikler yüzümüzü gülümseten iki olayın yaşanmasına da sebep olacaktır.
Bu olayların ilki bir sezon açılışında gelişen olaylardı. Yalnız bu sezon açılışı sahada ve seyirci katılımı ile yapılan bildiğimiz sezon açılışı gibi olmamıştı. Sporcular, idareciler ve seçkin davetlilerin katılımı ile Sürgü Pınarbaşı’nda (Takaz) yapılan sazlı sözlü açılışta, eğlence tavan yapmış, içilenler şişede durduğu gibi durmamıştı. Malatyaspor kafilesi ile Takaz’da bulunan bir başka alkollü grup arasında “yan bakma” nedeni ile çıkan tartışma kavgaya dönüşmüştü. Alkollü diğer grup, Malatyaspor kafilesi üzerine taşlı sopalı saldırıya geçmiş, silahlar çekilmiş ve kavga güçlükle bastırılmıştı. Jandarmanın gözaltına aldığı saldırganlar, Kaymakamın talimatı ile serbest bırakılınca olay daha da büyümüş, taraf olmayan piknikçiler dahi Takaz’ı terk etmek zorunda kalmışlardı. Olay 14 Ağustos 1966 Pazar günü olmuşsa da, sezon açılışı “etkinliğine” gazeteciler çağrılmadığı için basına geç yansımış, Malatyalılar olanları ancak Perşembe, Cuma günü öğrenebilmişlerdi.
Kavganın oluş biçimi eleştirilse de asıl eleştiri başka konuda idi. 18 Ağustos 1966 Perşembe tarihli “Beydağı” gazetesi, bütün Malatyalılardan kuruş kuruş toplanan paraların oyuncu almak yerine bu tür bir eğlencede harcanmasına tepki göstererek şu haberi yapıyordu:
“Yiyin Efendiler
Malatyaspor öğrendiğimize göre Sürgü’de sezonu açmış. Bir dostumuza göre sezonun açılması şerefine tavalar yenmiş, rakılar içilmiş. Ne demeli, eğlenmek herkesin hakkı.
Bizce hakları olmayan, teberru mahiyetinde vatandaştan toplanan altıyüz küsür liranın ziyafete harcanması.”
Aynı sezon içinde ikinci enteresan olay Beylerbeyi maçı için açıklanan galibiyet primleri olacaktı. Maç için iki ayrı prim açıklanmıştı. Söz konusu maça kadar sadece tek galibiyeti olan Malatyasporlu oyunculara, bu maçta galip geldikleri takdirde 450 TL nakit prim ve İstanbul’da bir gece kulübünde sabaha kadar 10 saat eğlence vaat ediliyordu. Evet, yanlış okumadınız, “İstanbul’da gece boyunca 10 saat eğlence.”
Ancak, maç 2-1 Malatyasporun mağlubiyeti ile sonuçlanacak, futbolcular eğlence yerine antrenman yaparak akşamı beklemeden Malatya’ya döneceklerdi.
Bu maç ile ilgili bizleri gülümseten bir başka gelişme ise bayrak meselesidir. Malatyaspor’u İstanbul’da büyük bir törenle karşılamak isteyen iki taraftar, Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğüne (Gençlik ve Spor Müdürlüğü) maçtan önce bir mektup yazarak Malatyaspor bayrağı istemişler, ancak mektup postada geciktiğinden bu talep yerine getirilememişti. Yine de kalabalık bir Malatyalı taraftar grubu, takımı İstanbul’da “bayraksız” olarak coşkuyla karşılamıştı.
Bütün bu olayların yaşandığı sezonda Malatyaspor maalesef ligde sondan ikinci sırayı alarak 3. Lige düşecek, şampiyon olacağı 1973 yılına kadar bu ligde mücadele edecekti. Yaşanan olaylara bakıldığında başka türlü olması da beklenemezdi zaten.
ARŞİV FOTOĞRAF: Malatyaspor'un ilk yıllarından