SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Nezir Kızılkaya

Malatya'nın Hafızası: Celâl Yalvaç

Malatya'nın Hafızası: Celâl Yalvaç
A- A+ PAYLAŞ

Ömrünü Malatya için kültürel bellek oluşturmaya adamış önemli bir araştırmacı.. 

Nezir KIZILKAYA    nezirs@mynet.com

Yerel araştırmacılar kentlerin vazgeçilmez bilgi ve belge kaynaklarının başında gelirler. Yapmış oldukları çalışmalar ile yaşadıkları kentin bilim ve kültür hayatına olumlu katkıları vardır. Celâl Yalvaç da 1950’li yılların başından itibaren yaptığı arşiv çalışmaları ve oluşturduğu zengin kitaplığı ile Malatya denince ilk akla gelen yerel araştırmacıların başında gelmektedir. Daha çok araştırmacı gazeteci kimliği ile bilinen Celâl Yalvaç, sadece Malatya yerel basınının değil Malatya kültür dünyasının da en önemli unsurlarından ve temel yapı taşlarından birisidir.

O, ömrünü Malatya için bir kültürel bellek oluşturmaya adamış, yüzlerce bilimsel esere katkı sağlamış, olanakların en kıt olduğu dönemlerde dahi bu uğurda maddi ve manevi fedakârlıklarda bulunmaktan kaçınmamıştır.

Gençlik yıllarından itibaren Malatya’nın bütün ilçe, köy ve kasabalarını gezerek sosyal bilimlerin birçok disiplini açısından değerlendirilebilecek her şeyi fotoğraflamış, özellikle kale kalıntıları, cami, türbe, mezar ve ziyaret yerlerini incelemiş ve buralar hakkında sözlü ve yazılı bilgileri derleyerek Malatya ile ilgili önemli bir arşiv oluşturmuştur. Celâl Yalvaç, Malatya ile ilgili sosyal, kültürel, tarihi ve siyasi meselelere yönelik çok sayıda bilimsel araştırmaya, sahip olduğu bu arşiv ile oldukça önemli katkılar sağlamış, yine bu konularda çok sayıda yazı kaleme alarak ulusal ve yerel basında yayımlamıştır.

Bir gazeteci, fotoğrafçı, araştırmacı ve yazar olan Celâl Yalvaç’ın yayımlanan yazıları her zaman bir konuya ışık tutmuştur. Özellikle Malatya Tarihi, Malatya Kitabeleri, Malatya Basın Tarihi, Malatya’daki Yer İsimleri ve Malatya Camileri konusundaki ilk çalışmaları yapmış bu alanlarda çalışmalar yapan bilim insanlarına önemli bilgiler aktarmıştır. Malatya kültür hayatına yaptığı katkıları son olarak 2017 yılında oluşturduğu yaklaşık 15.000 kitaplık “Özel Celâl Yalvaç Kütüphanesi” ile de taçlandırmıştır.

Bu yazımda konuya uzaktan yakından ilgili herkes tarafından “Malatya’nın Hafızası” olarak nitelendirilen, Celâl Yalvaç’ın düşünce ve çalışmalarının gün yüzüne çıkartılarak eserlerinin ve Malatya bilim dünyasına yaptığı katkıların daha iyi anlaşılması için bir katkı sağlamak istiyorum.

1924 Anayasası ile il olan ve günümüze kadar eklenen ve ayrılan ilçeler ile coğrafi sınırları birkaç kez değişen Malatya ve çevresi ile ilgili sosyal bilimler alanında yakın zamana kadar yapılan araştırmalar genellikle yerel araştırmacıların kişisel çaba ve olanakları ile yürütülmüştür. 1975 yılında İnönü Üniversitesi'nin kuruluşundan sonra bu alandaki akademik çalışmaların başlaması konuya farklı bir boyut kazandırmış, yerel araştırmacıların o güne kadar yapmış oldukları çalışmalar, çok sayıda bilimsel araştırmaya başvuru kaynağı olmuş ve bu konudaki çalışmalara nitelik ve nicelik olarak katkı sağlamıştır.

Az sayıdaki gönüllü yerel araştırmacının özverili çalışmaları sayesinde zaman içerisinde yok olan ya da yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan çoğu bilgi ve belgeyi de akademisyenler çalışmalarında kullanma şansı bulmuşlardır. İşte bu yerel araştırmacılardan birisi de Celâl Yalvaç’tır.

Ömrünü Malatya’nın sahip olduğu tarihi eserlerin, camilerin kitabelerin tespiti amacı ile yaptığı çalışmalara adamış olan Celâl Yalvaç; bir gazeteci, şair ve fotoğraf sanatçısı olmanın yanında, tarihi aydınlatmak ve belgelendirmek amacı ile arşiv dokümanlarını incelemiş, bu alandaki akademik literatürü titizlikle takip etmiştir. Prof. Dr. Ahmet Ateş, Prof. Dr. Fahrettin Kırzıoğlu, Dr. Hamit Zübeyİr Koşay, İbrahim Hakkı Konyalı, İshak Sunguroğlu,  Prof. Dr. Zeki Velidi Togan ve Prof.Dr. Nejat Göyünç gibi dönemin önemli bilim adamları ile dostluklar kurmuş, onların fikir ve önerilerinden faydalanarak tarihi mahallerde araştırma ve incelemeler yapmıştır.

Tamamen kendi olanakları ile Malatya’nın dört bir yanına dağılmış eserleri yerinde fotoğraflayarak eserler hakkındaki bilgileri yazıya dökmüş ve bu eserler ile ilgili bilgilerin günümüze taşınmasında önemli bir unsur olmuştur. Bu çalışmaları sırasında Malatya Ulu Camii’nin zamanla kapanmış olan güney cephesindeki ilk kapısının yerini belirlemiş, yine güney duvarından sökülen kitabelerin yerlerini tespit ederek Malatya müzesinde toplanmalarına katkı sağlamıştır.

Malatya ile ilgili yaptığı her çalışma hala önemini korumakta ve üzerinde çalışan herkes için başvuru kaynağı olmaya devam etmektedir. Malatya Valiliği tarafından yürütülen “Malatya Kitaplığı” projesi kapsamında 2013-2017 yılları arasında yayımlanan 38 kitabın 12 adedinin kaynakçasında çalışmalarına yer verilmesi bunun en önemli göstergelerindendir. Çok sayıda yüksek lisans ve doktora tezine destek vermiş, belediyelerin yaptığı yayınlara da önemli katkılar sağlamıştır.

1958 yılında başladığı gazetecilik mesleğinde tarafsızlığını asla kaybetmeden objektif gazeteciliğin Malatya’daki öncü isimlerinden olmuştur. Yetiştirdiği gazetecileri de meslek hayatları boyunca doğru ve tarafsız haber yapmaya yönlendirerek kendisinden sonra gelen gazetecilere örnek teşkil etmiştir. Oğulları İsmet Yalvaç ve Bülent Yalvaç gazeteci olarak mesleklerini sürdürmektedirler.

Celâl Yalvaç çalışmalarında vazgeçmediği ilkesi olan “belgeye dayalı olma” prensibini çalıştığı gazetelerde de istisnasız olarak uygulamış ve yöneticilik yaptığı gazetelerde bu ilkeyi diğer çalışanlara da benimsetmiştir. Onun ekolünden yetişen gazetecilerin çalışma tarzlarında bu özellik açıkça görünmektedir.

Nüfus kayıtlarına göre 3 Mart 1936 tarihinde Ali ve Firdevs Yalvaç çiftinin 4. çocuğu olarak Malatya merkez Ferhadiye Mahallesi’nde doğmuştur. Aslen Akçadağ ilçesine bağlı Resuluşağı köyünden olup, ailesi 1900’lü yılların başında Malatya’ya yerleşmişlerdir.

1943 yılında Gazi İlkokulu'na başlamış, 3. sınıfta iken Malatya Lisesi binasının yanması üzerine lise öğrencileri Gazi İlkokuluna nakledilince İnönü İlkokulu'na geçmiş ve ilkokulu burada bitirmiştir. Daha sonra 1951 yılında Malatya Ticaret Orta Okulu'ndan, 1954 yılında Malatya Ticaret Lisesi'nden dereceyle mezun olan Yalvaç askerlik görevini de yedek subay olarak 1957 yılında Erzurum’da tamamlamıştır. Yine 1957 yılında aynı zamanda amcasının kızı olan, eşi Nazmiye Hanımla evlenmiş, bu evlilikten dört kız, iki de erkek çocuğu olmuştur.

Celâl Yalvaç, 6 Ağustos 1958 tarihinde yayına başlayan Ufuk Gazetesi'nde Yazı İşleri Müdürü olarak gazeteciliğe başlamış; ancak kısa bir süre sonra kendi isteği ile ayrılmışsa da 1960 yılında yeniden bu görevi üstlenmiştir. İki yıldan fazla bu görevi sürdüren Yalvaç 1962 yılında bu görevinden ayrılarak asıl mesleği olan fotoğraf makinesi tamirat ve montajına başlamış ve bu alanda kısa sürede civar illerde de tanınarak geniş bir müşteri portföyüne sahip olmuştur.

Fotoğraf makineleri ile yakın ilişki içinde olması, onu fotoğraf ile de yakınlaştırmıştır. Malatya kent merkezi ile civarında bulunan ve tarihi kaynak olarak kabul edilebilecek cami, türbe, yerleşim yeri, kitabe ve yapıları yerinde inceleyerek fotoğraflamış, birçoğu fiziksel olarak günümüze ulaşamayan bu yapılar ile ilgili eşsiz bir arşiv oluşturmuştur.

1977 yılında Görüş Gazetesi yazı işleri müdürü olarak gazetecilik mesleğine yeniden dönmüş, emekli olduğu 1985 yılına kadar bu görevi başarı ile yürütmüştür.

Malatya yerel basınında yayımlanan yazılarının yanında dönemin popüler dergileri olan, Türk Yurdu ve Hayat Tarih mecmualarında Malatya ve Malatya Tarihi ile ilgili yazıları yayımlanan Yalvaç’ın özellikle Malatya Ulu Cami ile ilgili yazı ve makaleleri ulusal ve uluslararası sanat tarihçilerinin ilgisini çekmiş ve bu konuda yapılan bilimsel çalışmalara kaynak oluşturmuştur.

Yaptığı her işin planlı ve programlı olmasına azami gayret gösteren Yalvaç, her 6 ayda bir yapacağı çalışmaları yazılı olarak listeler ve dönem sonunda değerlendirerek, gerçekleşmeyen işler varsa nedenlerini araştırıp, gerekli önlemleri alarak bir sonraki dönemde tekrar çalışmak üzere programına dâhil eder. Arşiv çalışmalarına başladığını belirttiği tarih olan 1958 yılından itibaren yaptığı tüm yazışmaları, birini arşivlemek üzere daktilo ile iki nüsha olarak yapmış ve yapmaya da devam etmektedir.

Yaptığı çalışmalardan dolayı çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından verilen çok sayıda ödül, plaket ve başarı belgesine sahiptir. Yerel gazetelerin tamamını, ulusal yazılı basının da önemli bir kısmını halen günlük olarak takip etmektedir.

Celâl Yalvaç, 1947 yılında İnönü İlkokulu dördüncü sınıf öğrencisi iken öğretmeni Kölükoğlu Ali Bey’in teşvik ve telkinleri ile Bitlis ve Edirne’deki ilkokul öğrencileriyle mektuplaşır. Malatya’nın tarihi ve turistik yerlerini konu edindiği bu mektuplarında Malatya’nın coğrafyası, iklimi, suları, ulaşım olanakları, endüstrisi ve eğitim durumu ile bilgiler aktarır. Bitlis ve Edirne’de bulunan mektup arkadaşlarına da “Sayın arkadaşlar, ilimiz hakkında topladığımız bilgileri size sunarken, karşılığını geciktirmemenizi rica ederiz” uyarısında bulunur. 6 Ocak 1947 tarihli bu mektup ile ilgili olarak ”Benim Malatya tarihine ilgim bu mektup ile başladı, bu yöndeki çalışmalarıma ilham kaynağı oldu” demektedir.

1958 yılında arşiv çalışmalarına başlamış, aynı yıldan itibaren tanıştığı dönemin yerel araştırmacıları Ahmet Şentürk, Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu, Hüseyin Çolak, Mehmet Ali Cengiz ve Sabri Kelemeroğlu ile kendi ofisinde konusu Malatya tarihi ve kültürü olan sohbetler ile dikkatleri üzerine çekmiş, bu sohbetler kısa zamanda bir Malatya tarihi ve kültürü okulu işlevi kazanarak, konuya ilgi duyanların ilgi odağı olmuştur.

İstanbul ve Ankara’daki büyük kütüphanelerde, özellikle de Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'nde yıllarca araştırmalar yapmış, hiçbir kurumsal destek almadan tamamen kendi olanakları ile yaptığı araştırmalar sonucunda Malatya ile ilgili birçok bilgi ve belgeyi söz konusu arşivlerden Malatya kültürünün hizmetine taşımıştır.

Celâl Yalvaç, tamamen araştırma ve incelemeye dayalı çalışmalarından hiçbirini kitap haline getirmemiş, tamamladığı bazı konuları Malatya’da yayımlanan yerel gazetelerde bölümler halinde yayımlamıştır.

Baskıya hazır halde olan çalışmaları:

Malatya ve Civarı Tarihi

Malatya Kitabeleri

Malatya Vilayetindeki Önemli Tarihi Eserler

Nihat Paşa Soygunu

Cumhuriyetin İlanından Bugüne Değiştirilmesi Düşünülen ve Değiştirilen Köy İsimleri

Cumhuriyetten Önce ve Sonra Malatya’da Eğitim ve Kültür Çalışmaları

Şeyh Sait Döneminde Malatya

Yerel gazetelerde yazı dizisi şeklinde yayımlanan çalışmaları:

Malatya Tarihi Çalışmaları

Malatya Tarihinden Notlar

Başlangıçtan İslamiyet’e Kadar Malatya’nın Tarihçesi

Malatya Basın Tarihi

Arapgir İlçesindeki Tarihi Eserler

Eski Arapgir Kasabasındaki Tarihi Eserler

Hekimhan İlçesindeki Tarihi Eserler

Darende İlçesindeki Tarihi Eserler

Malatya Camileri

Ulu Cami Minberi

Ulu Cami I

Ulu Cami II

Bu çalışmaların dışında yerel gazetelerde günlük olarak yayımlanan Malatya tarihi ve kültürü konulu çok sayıda çalışması da mevcuttur.

Şiir Çalışmaları:

Celâl Yalvaç çok fazla örneği olmasa da zaman zaman tamamı Malatya tarihi ve kültürü konulu şiirler yazmıştır. İlk şiirleri lise yıllarında Malatya’da yayın yapan yerel gazetelerde yayımlanmış, bu alandaki çalışmalarını “Malatya Manzumesi” adlı eseri ile doruk noktasına çıkartmıştır. Celâl Yalvaç’ın tanıklık ettiği olayları, kişi isim ve özelliklerini ayrıntılı olarak hatırlayabilmesi onun kuvvetli bir hafızaya sahip olduğunun göstergesidir. Yalvaç’ın bu özelliği Malatya’nın 1950 sonrasını katıksız bir doğallık içinde anlattığı 125 kıtalık “Malatya Manzumesi” şiirinde de belirgin olarak görülebilmektedir. Satırlarında Malatya’nın o yıllarına dair önemli bilgiler barındıran “Malatya Manzumesi” oldukça akıcı ve yalın anlatımı ile dikkat çekmektedir. Yalvaç’ın çevresinde yaşananları genç yaşına rağmen nasıl bir bakış açısı ile gözlemlediği, duygu ve düşüncelerini, Malatya ile olan ilişkisi bağlamında masalsı bir anlatım ile nasıl yansıttığı dikkate değerdir.

Bu manzumeyi inceleme konusu yapan Antropolog Hüseyin Şahin’e göre, “Malatya Manzumesi” dönemin sosyal-kültürel hayatından zengin bilgiler aktarması yönüyle önemlidir. Onbeş yıllık bir uzun dönemi kendi bakış ve  değerlendirmesiyle bizlere aktarırken, halk kültürünün birçok alanına dair malzemeyi de dizelerinde sunmaktadır. Yer adları, mahalleler, gezinti yerleri, subaşları, tarihi yerler, çocuk oyunları, meslekler, mutfak kültürü, geleneksel ilâçlar-tedaviler, o dönemdeki tanınmış şahsiyetler, giyim-kuşam, geleneksel uygulamalar, düğünler, bayramlar ile ilgili olarak, geniş bir betimlemeyle  sosyal hayattan kesitler aktarmıştır.

Son olarak da 2017 yılı içerisinde hazırlıklarına başladığı “Özel Celâl Yalvaç Kütüphanesi”ni kısa süre içerisinde tamamlayarak 15.000 kaynak kitabın bulunduğu kitaplığını oluşturmuştur.

Bir gazeteci ve yazar olarak Malatya’nın önemli bir kültür adamı olan Celâl Yalvaç zengin konu genişliği ile sosyal bilimlerin birçok alanında, doğruyu belge ile arayan bir yöntem ile kaynak olma özelliği taşıyan çalışmalar yapmıştır. Malatya’yı anlamamızda büyük emek sarf eden Yalvaç, arşivinde barındırdığı Malatya ve civar kentlere ait yüzlerce belge, kütüphanesinde bulunan 15.000’den fazla kitap ve deneyimleri ile Malatya bilim ve düşünce tarihinin önemli insanları arasındaki yerini almıştır.

Kentin tarihi, coğrafyası, kurumları ve kültürü ile ilgili alanlarda hala önemini koruyan ve başvuru kaynağı olma özelliği taşıyan çalışmaları bu alanda çalışma yapacak olanların ilk durağı olmuş ve olmaya da devam edecek gibi görünmektedir. Yaptığı çalışmaların kolay ulaşılabilir olması açısından kitap olarak basılması oldukça önemlidir. Ayrıca hazırlıklarını tamamladığı ancak gazetelerde yayımlamadığı çalışmalarının da yine kitap haline getirilmesi Malatya kültürüne katkı sağlayacaktır.

_____________

KAYNAKLAR

Görüş Gazetesi 1974, 1976, 1984

Ufuk Gazetesi 1961

http://malatyahaber.com/haber/malatya-manzumesi/ Erişim tarihi: 08.09.2017

[embed]http://malatyahaber.com/haber/malatya-manzumesi/[/embed]

https://malatyahaber.com/haber/malatya-manzumesi-uzerine/Erişim tarihi: 08.09.2017

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

26 yorum yapılmış

  • Yılmaz Karadağ (6 yıl önce)
    1989 yılından beri gurbette yaşayan bir MALATYA'lı olarak Celal Yalvaç gibi çok büyük bir değerimizi yıllarca Malatyahaber 'den takip ediyorum. Malatya Manzumesi'ni ilk kez 2007 yılında okuduğumda beni alıp taa çocukluğuma ve o dünya güzeli MALATYA'ma götürdü ve inanılmaz şekilde çok gurur duydum. Bizdede bu kadar harika ve müthiş yazarlar ve gazeteciler olduğunu yetişdiğini bilmek beni çok mutlu ettei. Sayın Celal Yalvaç beye sonsuz şükranlarımı ve saygılarımı sunuyorum. Allah sağlıklı ömürler versin inşallah...
    0
    0
    Yanıtla
  • Nihat Abacı (6 yıl önce)
    Okul ve sıra arkadaşım Nezir kardeşimden sonra Celal Yalvaç ile Basın Hayatı Dergisi için röportaj yapıp, fotoğraf çekme şansını yakaladığım için kendimi mutlu hissediyorum. Nezir Kızılkaya'nın belirttiği gibi Malatya'nın Hafızası olan Celal Yalvaç duayenimiz ile 2 yıldır peşine düştüğüm röportajdan sonra yazıyı hazırlamaya başladım ve birkaç ay içinde Basın İlan Kurumu'nun "Basın Hayatı" Dergisi'nde yer alacağını belirtirim.
    0
    0
    Yanıtla
  • Hüseyin Şahin (6 yıl önce)
    O bizim Celal Ağabeyimiz. Malatya ile ilgili hemen her konuda bir çalışma yaptığımızda hiç çekinmeden bürosuna uğrayıp, kendi elleriyle hazırladığı çayı, oraletini içtiğimiz, danıştığımız, yararlandığımız bir değerimiz. O'nun anlatımlarından dersler çıkarttığımız çok şey vardır. Onunla ilgili bir biyografi çalışması yapılmaması bence eksiklik olacaktır. Geç kalınmadan bu nitelikli bir çalışmanın yapılması dileğimdir. İlk tanışıklığımız 1989 yılına kadar gider. O zaman genç bir araştırmacıyım. Ne kadar çok soru sorardım. Hiç yorulmadan, yüzünü yıkmadan cevap verirdi. Birden ayağa kalkar, mukavva kutuların üzerine yapıştırdığı etiket notlarına bakar ve eşsiz bir belge-doküman ya da fotoğraflar verirdi. Türküler konusunu çalıştığımız bir dönemde çok eski bir defteri kutudan çıkartıp "Al yararlan bakalım" diye önemli katkıları olmuştu. Sonraki yıllarda halk kültürü, arkeoloji, türbeler vb. konusunda çalışma yaparken her daim desteğini görmüşümdür. "Malatya Manzumesi" ana başlığı altında yazdığı kapsamlı-içeriği çok zengin şiirini halk kültürü yönüyle incelediğimde, şiire kaynaklık eden- şiirdeki insanları, yerleri vb. ni bana detaylıca aktarırdı... Celal Ağabey'in yerel sözlü tarihçiliğini de burada anmak istedim. Dileğim Celal Ağabey hakkında içerikli ve belgelere dayalı bir kitap çalışması yapılmalıdır. Nezir Bey'e bu güzel makalesinden dolayı çok teşekkür ediyorum.
    0
    0
    Yanıtla
  • Turgut ÖZMÜŞ (6 yıl önce)
    Celal YALVAÇ Ağabeyimiz, Malatyamız için büyük değer, Nezir üstadımın 'da kalemine ve yüreğine sağlık.
    0
    0
    Yanıtla
  • Ertaç Önal (6 yıl önce)
    Sevgili Kızılkaya, Malatyamızın Hamikoğlu Celal ağabeyini; Tarihçi, fotoğrafçı, şair, gazeteci, araştırmacı, sosyoloğ ve fotoğraf makineleri teknisyenliği kimlikleri ile ne kadar güzel tanımlamışsınız, Kaleminize yüreğinize sağlık. Ancak o’nun süper bir dost canlısı, obdusman, arabuluculuk ve hakemlik kimliğinden de bahsetmek gerektiğini düşündüm. Dostlarının Celal ağabek’i; özellikle fotoğrafçılık sanatını meslek edinenlerin her türlü mesleki ve ailevi sıkıntılarını dahi anlatıp danıştıkları, bugünkü deyim ile obdusman, eski deyimle danışman olarak feyz aldıkları bir bilge kişiliği de vardır. Celal ağabek kendisine iletilen sorunu hafif tebessüm ederek dinler ve dilinin ucunu damağına yapıştırarak “CIK” sesi çıkardıktan sonra “Begim” diye söze başlayarak anında çözüm üretirdi. Bir gün kendisine iletilen bir şikâyeti dinledikten sonra işin aslı öğrenilince gülme krizine tutulmuştuk. Olay Celal ağabek’ e şöyle intikal eder; Foto Nihat İnceoğlu ile Foto Moda Abdullah Yapılıkan basit bir meseleden birbirlerine kırgındır. Abdullah usta Nihat’a göre oldukça yaşlıdır. Nihat, Celal ağbey’e gelerek “ Ağabek şu Abdullah ustanın yaptığı yaşına başına yakışıyor mu? ” diye söylenir ve açıklamayı şöyle yapar; Ben tükanda müşterilerle meşgulken Abdullah ustanın çırağı gelip elindeki poşeti masanın üzerine koyduktan sonra “Bunu Abdullah Usta gönderdi” diyerek çıkıp gitti. Dedikten sonra elindeki poşeti Celal Aağabeye uzatır. Celal ağabey de poşeti açıp baktığında içinde ütülmüş kelle paça olduğunu görür. Celal ağabey her zamanki tarzıyla “cık” sesini çıkardıktan sonra yahu bu işte bir yanlışlık olmalı dese de Nihat, “yanlışlık olur mu ağabek mahsus göndermiş” der. Peki der Celal ağabey sence sebebi nedir diye sorar Nihat’a. Nihat “ Ne olacak ağabek bana, senin ağzın paça yemez demek istiyor” diye cevap verir. (Bu deyim, sen beceriksiz, işe yaramayan birisin anlamında kullanılır ve bu satırları yazarken yine katılarak gülüyorum.) Celal ağabey olamaz anlamında başını sallayarak poşeti alıp Abdullah ustanın Kışla Caddesindeki dükkânına giderek sorar: -Abdullah usta sen hiç kimseye kelle paça gönderdin mi? - Evet, bizim Foto Mehtap Alaadin’e gönderidim, hanımı çok güzel kelle paça pişiriyormuş. Akşam hanım ile beraber paça yemeye onlara gideceğiz, deyince mesele anlaşılır. Çırak Alaaddin yerine yanlışlıkla dargın olduğu Nihat'a götürmüş kelle paçayı. Foto Moda Abdullah Yapılıkan, Foto Tuna Nihat İnceoğlu ve Foto Mehtap Alaattin Karaoğlu, üçü de vefat etti. Her üçüne de rahmet olsun.
    0
    0
    Yanıtla
  • kombi (6 yıl önce)
    Gerçekten unutturulmaması gereken engin bilgilere sahip bir şahsiyet
    0
    0
    Yanıtla
  • seami (6 yıl önce)
    unutturulmaması gerekeni unutturmayana da teşekkürler selam olsun nezir beye de
    0
    0
    Yanıtla
  • Güngör Bebek (6 yıl önce)
    Celal Yalvaç'ın bürosu gerçekten bir halk okulu ve bir bürodan öte bir yerdir.Kimi zaman orada devlette bile olmayan resmi bir belgeyi bulabilirsiniz,kimi zaman kimsenin yazmadığı bir olayın ayrıntılarını öğrenirsiniz, bazen bir eski fotoğrafta o kadar çok ayrıntı gizlidir,bazen de kamuoyunda bilinen insanın özel olmayan ama anlatılmayan, bilinmeyen bir yönünü veya hayatından bir kesiti öğrenirsiniz. Bu büroyu özel kılan şeylerden birisi de hayatta asla bir araya gelemeyecek farklı meslek, yaş ve statüdeki insanların tanışma ve buluşma noktası olmasıdır.İyi ki varsın Celal amca.
    0
    0
    Yanıtla
  • Bülent Korkmaz (6 yıl önce)
    Nezir Bey çok güzel bir yazı kaleme almış, teşekkürlerimi sunuyorum. Celal Amcayı fırsat buldukça ziyaret eden birisi olmama karşın ben bile birkaç noktayı bu yazı sayesinde yeni öğrendim. İyi bir dinleyici olduğumu da söyleyebilirim ama burada kaleme alınan birçok mevzudan haberim yoktu. Fırsat buldukça Malatya üzerine bir şeyler karalayan biri olarak kendisinden sayısını hatırlamadığım kadar yazı ve araştırmamda (futbol hariç; Celal Amca o işlere bahmıyı) destek almışımdır. Celal Amcanın, burada yazılanların yanı sıra, Malatya insanına farklı katkıları olmuştur. Benim “kavuşabildiğim” kadarıyla yazıhanesi Pak Kazanç İşhanı günlerinden itibaren (öncesi de var), Malatya’nın renkli simaları yanından ayrılmaz, sohbetin yanı sıra onları sahiplenir; öğlen vakitleri beraber ekmeklerini yerlerdi. Bu kimi gün üzüm-peynir-ekmek olurdu; kimi gün lahmacun. Allah ne verdiyse! Celal Amcanın kitaplarına, masasına elini sürmek kırmızı bültenlik suç teşkil ettiği o günlerde (gerçi şimdi de öyle) daha kırkına bile varmadan birkaç sene önce aramızdan ayrılan kardeşim Tecdeli Cebrail Yakar’ın bu hususta ayrıcalığı vardı. Cebrail’i severdi, korurdu. Bir gün nasıl olmuşsa, Cebrail yazıhaneye gelen amcalardan biriyle tartışmış; o esnada ağzından “…Sanki Celal Abinin buraya gelen deli azmış gibi bir de sen geliyisin” gibisinden bir laf etmiş. Yazıhaneye fırsat buldukça uğrayan “delilerden” biri olarak Cebrail’in bu lafına içerlemek bir yana, aklıma geldikçe güler, hüzünlenirim. Ne yazık ki “yeni hayat”, bizleri bilgilendirmenin ötesinde “idare edecek” sivil rehabilitasyon merkezleri üretemiyor. Sağlık olsun! Ek olarak: Birkaç gün önce bir ağabeyden Celal Amcayla ilgili çok doğru bir tespit duydum. Bazen dersiniz ya, yahu bunu ben nasıl fark edemedim, diye. O cinsten! Tespit şuydu: Celal Amcanın hiç kimseye kini olmaz, hiç kimseye kızmaz; nefret diye bir duygusu yoktur. Yani bir insan şu yeryüzünde bir kişiden bile “gıcığ” almaz mı? Almıyor işte. Celal Amcanın az-buçuk samimi ortamlarda olur olmaz herkesi, her canlıyı hedef alacak şekilde kullandığı; “g” ile başlayıp “a” ile devam eden ve “t” ile biten beş harfli bir sözcüğü vardır. Bunu o kadar doğal ve sıradan bir ifadeymiş gibi kullanır ki kimse küfür-hakaret algılamaz. Güler geçeriz. Bu bağlamda, bir gaflasında, kendisinden bizzat, “… bu dünyada herkese hakkımı helal etmişim. Bu İKSLERİNEN bi de öbür dünyada uğraşamam” dediğini duymuşluğumu da notlarımızın arasına alalım.
    0
    0
    Yanıtla
  • Temel BAYHAN (6 yıl önce)
    Celal amca, sağlıklı uzun ömürler dilerim. Ellerinden öperim.
    0
    0
    Yanıtla
  • Kenan GÖKÇE (6 yıl önce)
    Öncelikle bu yazınının her kelimesini dikkatle okudum ve çok mutlu oldum Celal amcayı kaleme aldığı için Nezir beyin eline sağlık. Malatya tarihine, kültürüne, mimarisine çok büyük emekleri olmuş, hiç bir karşılık beklemeden yıllarını Malatyaya adamış kentin hafızası olmuş değerli bir büyüğümüz. Kütüphanesini ve arşivini akademisyenlerin, araştırmacıların hizmetine sunmuş, ofisini okul olarak kullanmış, bu okulda bilimsel sohbetler yapılmış Malatyayı her yönüyle ele alan konular konuşulmuş bende bu sohbetlerin çoğuna tanık oldum ve çok değerli insanlarla tanışma fırsatı buldum, Celal amcaya Malatyalılara bu fırsatı verdiği için çok teşekkür ediyor kendisine uzun ömürler diliyorum.
    0
    0
    Yanıtla
  • Nuh Nazif (6 yıl önce)
    Sevgili büyüğüm, fotoğraflardan birinde babamı gördüm. Anladım ki sınıf arkadaşıymışsınız. Hürmetle ellerinizden öper arşiv ve çalışmalarınız ile daim yaşayanlardan olmanızı dilerim. Saygılarımla. Feyzi Akgün Erenler oğlu nuh nazif
    0
    0
    Yanıtla
  • ORHAN TUĞRULCA (6 yıl önce)
    Malatya tarihi ve kültürü konusunda yapmış olduğumuz çalışmalarda danışmanlığından sonuna kadar yararlandığımız Celal amcaya uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum. "Malatya ekolü" olarak isimlendirdiğimiz "belgeci" geleneğin oluşmasında büyük katkıları olan bir araştırmacı. Bu geleneğin oluşmasındaki katkılarından dolayı kendisine müteşekkiriz. Selam ve dua ile...
    0
    0
    Yanıtla
  • Dilaver GÜR (7 yıl önce)
    Celal Yalvaç Ağabeyimiz Malatya'mızın Tarihidir Coğrafyasıdır herşeyidir. Rabbim ona sağlıklı uzun ömürler versin. Ne mutluki bana kendisi ile çok güzel sohbetlerimiz olmuştur. Dilaver GÜR İnşaat Mühendisi
    0
    0
    Yanıtla
  • Mahir (7 yıl önce)
    Duygulandım inanın çok duygulandım böyle değerler yok oldu yada son bir kaç amcamız kaldı...keşke Malatya haber.com daha fazla yer verebilse...Allah uzun ömürler versin
    0
    0
    Yanıtla
  • Erdem Aslanoğlu (7 yıl önce)
    Öncelikle Nezir Kızılkaya üstadımıza Celal amca gibi bir değeri bize böyle anlattığı için teşekkür ederim,sevgili Celal amcamıza Allah uzun ömürler versin, bir Malatyalı olarak gurur duyuyorum.
    0
    0
    Yanıtla
  • mustafa (7 yıl önce)
    celal yalvaç demek malatya tarihi demek nezir kardeşim sagolasın adnan ışık abi gibi de malatyamızın tarihini geçmişini emek vererek bizlere sunan abilerimize sonsuz sevgiler ellerinden öperim
    0
    0
    Yanıtla
  • Mustafa Bahadır ALTAŞ (7 yıl önce)
    Malatya'nın yaşayan tarihi Celal YALVAÇ amcamıza saygı ve hürmetlerimi sunar, sağlıklı ve huzurlu uzun ömürler dilerim. Celal YALVAÇ Malatya için kelimelerin ve satırların yetersiz kaldığı örnek ve bir o kadar da mütevazi bir kişiliktir. Onun Malatya hassasiyetini ve onunla yaptığım sohbetlerin değeri her geçen gün daha çok anlıyorum.
    0
    0
    Yanıtla
  • Bayram Murat Asma (7 yıl önce)
    Güzel ve kapsamlı bir yazı olmuş. Teşekkür Nezir Bey. Celal Amca için ne kadar övgü yapılsa, güzel şey söylense azdır. Sahip olduğu çok zengin arşivi hiç bir beklenti olmaksızın herkesle paylaştığına defalarca şahit oldum. Kayısı konusunda hazırladığım kitaplarda en fazla destek aldığım ve yardım gördüğüm kişidir. Celal Amcaya sağlıklı uzun ömürler diliyorum.
    0
    0
    Yanıtla
  • Ismaıl Karakuş (7 yıl önce)
    Bu değerlere sahip çıkmak bizlerin görevi olmalı.
    0
    0
    Yanıtla
  • Bekir SÖZEN (7 yıl önce)
    Celal amca Malatya mız için büyüklüğü tarif edilemeyecek değerde önemli bir insandır.Sağlıklar diliyor,saygılar sunuyorum.Nezir Bey e de yazı için teşekkürler.Önemli bir görevi yerine getirmiş.
    0
    0
    Yanıtla
  • Mehmet Yılmaz (7 yıl önce)
    Celal amcamıza Yüce Rabbim sağlıklı ve uzun ömürler nasip etsin. Malatyanın yaşayan tarihidir.Her alanda bilgi sahibidir.Açmış olduğu kütüphane ile Gelecek nesillere,gençlere,araştırmacılara çok değerli eserler bırıkmıştır.Kendisine Sevgi ve saygımız sonsuzdur.
    0
    0
    Yanıtla
  • Kılıçarslan (7 yıl önce)
    Eline,ayağına,yüreğine sağlık Celal Abi sende olmasan,Malatya hakkında hiç bilgimiz olmayacak Allah sana uzun ömür versin,çocuklarını Allah sana bağışlasın,onlarında bizi aydınlatmada emekleri çok,Allah hepiniden razı olsun.Sağolun
    0
    0
    Yanıtla
  • yavuzca (7 yıl önce)
    münevver ya da güncel adı ile entellektüel kelimesinin beşeri olarak tanımıdır Celal Yalvaç. Bilgi hazinelerinden bir pırlantayı Malatya ile buluşturan sayın yazara teşekkür ederim. Ve yarın torunlarıma " evet,ben Celal Yalvaç ile sohbet ettim" diyebeleceğim için de kendimi şanslı addediyorum.
    0
    0
    Yanıtla
  • selahattin kılıç (7 yıl önce)
    celal amca malatyamızın canlı hafızasıdır.insanlığı.beyefendiliği.ile örnek bir şahsıyettir.ellerınden öperım.
    0
    0
    Yanıtla
  • 44malatya (7 yıl önce)
    Malatyamizin.emektari.seninle.gurur.duyoruz
    0
    0
    Yanıtla

Nezir Kızılkaya yazıları