Malatya'nın Şampiyon Kayakçıları
Her şey Jimnastik Öğretmeni M.Ziya Ünsel'in Malatya'ya atanmasıyla başlamıştı
Nezir KIZILKAYA
nezirs@mynet.com
1940’lı yılların sonu, Malatya’da spor faaliyetlerinin bugüne kıyasla inanamayacağımız bir çeşitlikte olması ile dikkat çeker. Kentte bulunan Havagücü, Fıratspor, Sümerspor, Adafı Gençlerbirliği, Malatya Gençlik ve Demirspor gibi kulüpler Malatya’da sporun her branşında başarılı sporcular yetiştirebilmek için tüm güçlerini harcarken, yerel basın da yapılan haberler vasıtası ile daima bu çalışmalara destek olmuştur.
Günümüzde Malatya’da tek bir sporcunun bile faal olarak yarışmadığı alanlarda yetişen sporcular, ulusal ve uluslar arası alanda şehrimizi ve ülkemizi temsil etmiş, bugün hayal bile edemeyeceğimiz spor dallarında Türkiye rekorları kırmışlardır. Yukarıda sözünü ettiğimiz kulüplerin futbolcularından oluşan karma takımlar ile Suriye, İran ve Kıbrıs gibi ülke takımları arasında maç organizasyonları yapılmış, Malatyalı bayan atlet Çolpan Turfan 2,37’lik derecesi ile kırdığı 800 m. Türkiye rekorunu uzun süre elinde tutma başarısını göstermiştir.
Güreşten boksa, bisikletten haltere, atıcılıktan dağcılığa hatta kayak sporuna kadar her dalda yoğun faaliyetler ile Malatya, adeta bir spor kentine dönüşmüştür.
Evet, herhangi bir hata yok, az önce “Kayak” faaliyetlerinin varlığından bahsettim. Her ne kadar Sahra Çölü’nde yelken yarışı ne demekse, Malatya’da kayak yapmak aynı şey gibi görünse de, bu kent, hem de oldukça başarılı kayakçılar yetiştirmiştir.
Ülkemizin yetiştirdiği en büyük güreşçilerden, Avrupa, Dünya ve Olimpiyat şampiyonu Yaşar Doğu’nun güreş karşılaşmaları için geldiği bir kentte (Haziran 1951) aslında çok da şaşırtıcı bir olay değildi bu faaliyetler. Ama yine de hiçbir kayak tesisinin olmadığı şehirde, hem de şampiyon kayakçıların yetişmesi oldukça ilgi çekici bir durumdu.
Her şey Jimnastik (Beden eğitimi) öğretmeni M.Ziya Ünsel’in Ankara Gazi Terbiye Enstitüsünden mezun olarak Malatya’ya atanması ile başlamıştı. Eşi ile birlikte Malatya sosyal hayatına canlılık kazandıran M.Ziya Ünsel, Malatya’ya gelişini ve spor faaliyetlerine başlamasını “Çılgın Doruklar” adlı kitabında şu cümleler ile anlatmaktadır:
“1946 da talih baba beni bir mancınık taşı gibi Malatya’ya fırlatıp atmıştı. Bir gün kanal boyunda gezerken ne var ne yok diye Bölge’ye uğramıştım. Salonda Reşat Erte gençlere boks öğretiyordu. Pöti Hamdi futbolcularla meşguldü. Bölge Müdürü Ali Turanlı’ya kayaktan bahsedince bana bodrumdaki dağcılık ve kayak malzemelerini gösterdi. Malatya’da kayakçılık işte o gün başladı.”
Bölge’den (eski Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü, şimdiki Gençlik Spor İl Müdürlüğü) malzemeleri temin eden, aynı zamanda kayak ajanlığına (Federasyon temsilciliği) getirilen M.Ziya Ünsel (yandaki fotoğrafta) kısa süre içerisinde bir ekip oluşturarak çalışmalara başlamıştır artık. Malatya’da yayınlanan “Fırat” gazetesi 16 Mart 1949 tarihli sayısında “Kayakçılık Çalışmaları” başlıklı haberde 13 kişilik bir kayakçı kafilesinin, bugün TOKİ konutlarının bulunduğu Yapraklı ve Karagöz köyleri üzerindeki tepeler boyunca ilerleyerek İnderesi-Çamurlu köyünden Venk’e kadar indiklerini ve akşama kadar devam eden büyük mukavemet turunu Çöşnük’de bitirdiklerini yazmaktadır.
Gazeteye göre dağda hüküm süren soğuk, fırtına ve tipiye rağmen yapılan bu tur, kayakçılık ve mukavemet bakımından büyük başarıdır. Bir hafta sonra yine aynı bölgede yapılan çalışma sonunda bir iniş yarışması da yapılmış, 30 dakika ile Engin Gürşen birinci, 45 dakika ile Özcan Civelek ikinci ve 48 dakika ile Bayram Baydemir üçüncü olmuştur. 1950 yılında da kayakçıların, Beydağı’nın çeşitli bölgelerindeki çalışmalarına dair çok sayıda haber “Yeni Malatya” gazetesinde yer bulmuştur.
4 Ocak 1952 tarihli “Yeni Malatya” gazetesi Malatya ve civarında bol miktardaki kar yağışının kayak sporunu yeniden canlandırdığını satırlarına taşıyarak, yine M.Ziya Ünsel yönetiminde 15 kişilik bir kafilenin sabah erkenden Malatya-Elazığ yolu üzerindeki Yıkık Han tepesine giderek öğleye kadar orada bir kar pisti hazırladıklarını ve kayakçılık tekniğine dair faydalı çalışmalarda bulunduklarını da ilave etmiştir. Haber ilginç bir tespit ile şu şekilde devam etmektedir.
“Bu sene kayakçılarımız arasına genç avukatlarımızdan Hazine avukatı Fahri Bey de katılmıştır. Kendisi kayak sporuna aşina olduğu gibi eskrim, atıcılık ve avcılık gibi sporlarında üstadı olduğu söylenmektedir. Kıymetli Piyade Yüzbaşılarımızdan Esad Özgür de tecrübeli bir kayakçı olduğunu bu hafta çok güzel inişleri ile göstermiştir. Dileğimiz kendisinin geçen yıl olduğu gibi bu yılda bir defa değil, devamlı olarak kafilemize katılmasıdır.
Kayakçılarımızın üzüldükleri bir nokta vardır. Kayakçılarımızdan kim dünya evine karışmış ise kayağı bırakıyor. Onların yerini her ne kadar başka elamanlar alıyor ise de çoğalma azalıyor demektir. Fazıl evlendi kayağa paso dedi, arkasından Müçteba evlendi kayağı terk etti, sonra İhsan evlendi kayağı bıraktı, şimdi de Niyazi Bey kayağa gelmemekte. İhtimal bu hareket onun da pek yakında dünya evine gireceğine bir işarettir.”
Karşılaşılan zorluklara karşın 1952 yılında da kayak çalışmaları ilkbahara kadar Beydağı’nın çeşitli bölgelerinde devam edecekti.
20 Şubat 1952 tarihli “Gayret” gazetesinde yayınlanan haberde kayak ajanının değiştiği ve Dr. Şaban Örnektekin’in de kurs öğretmeni olarak ekibe katıldığı bilgisi yer alıyordu. M.Ziya Ünsel Dağcılık ve Kayak Kulübü’nü kurarak başkanlığı üstlenmiş, kayak ajanlığını da iyi bir kayak sporcusu olan Halis Dirican’a bırakmıştı. Haberin devamı şu şekildeydi.
“Bu yıl il merkezine kar yağmaması yüzünden ilde kayak çalışmaları biraz geç başlamıştır. Kayak sporuna hevesi olanlar, kafileler halinde şehir dışına akın etmektedirler. Bu cümleden olarak Kayak ajanı Halis Dirican ve kurs öğretmeni kıymetli sporcu Dr. Şaban Örnektekin nezaretindeki bir sporcu kafilesi Pazar günü Doğanşehir kazasına bağlı Reşadiye Köyünde kayak yapmışlardır. Paralel inişle yamaç kayma bilhassa kayakçılar arasında büyük bir heyecan yaratmıştır.”
Beydağı’nın her bölgesinde, Venk, Çöşnük, Yapraklı, Karagöz, Banazı (Konak), Gündüzbey Pınarbaşı ve Reşadiye’de üç yılı aşkın süredir her koşulda çalışan ve deneyim sahibi olan hem bayanların hem de erkeklerin oluşturduğu ekip artık bir takım havasına girmiş ve diğer takımlar ile yarışacak seviyeye gelmişti. 15 Nisan 1953 günü yayınlanan “Gayret” gazetesi de Halis Dirican başkanlığındaki Malatya Kayak Takımının 18-19 Nisan 1953 tarihlerinde Kayseri’ye yarışmak üzere gideceği haberini veriyordu.
25 Nisan 1953 tarihli “Demokrat Malatya” gazetesi yarışmanın sonucunu “Kayakçılarımız Kayseri’de Başarı Gösterdiler” başlığı ile manşetine taşıyordu. Habere göre iniş müsabakasında Halis Dirican, mukavemet yarışlarında Muzaffer Duman birinci olmuş, Osman Özelçi de en centilmen sporcu seçilmişti. Kafilede sporcu ve başkan olarak yer alan Halis Dirican söz konusu haberde yarışma ile ilgili şu bilgileri aktarıyordu.
“Kayseri’de büyük bir alâka ile karşılandık. Kayseri Valisi Kazım Arat ve Belediye Başkanı Osman Kavuncu’yu ziyaret ettik. Bundan sonra kafile otobüsle Hisarcık’a oradan da beş saatlik bir yürüyüşle kayak evine gidildi. Cumartesi günü (18 Nisan) yapılan iniş müsabakalarında birinci ben geldim. Pazar günü (19 Nisan) Slalom ve mukavemet yarışları yapıldı. Slalomda Kayseri bölgesinden Ahmet Baran, mukavemet yarışmasında ise Malatya bölgesinden Muzaffer Duman birinciliği kazandı. Centilmenlik birinciliği de bizim arkadaşlarımızdan Osman Özelçi’ye ittifakla verildi.”
Evet; kelimenin tam manası ile tereciye tere satmış ve Kayseri’de yapılan kayak yarışlarında tam teşekküllü kayak tesislerine sahip Kayseri takımından daha başarılı olarak takım Malatya’ya dönmüştü. Bu olay o kadar etkileyici olmuştu ki ilerleyen yıllarda mahalli kayak ligi oluşturulmuş 1955-56’lara kadar il kayak yarışmaları da yapılmıştı.
M.Ziya Ünsel’in “Bir gün kanal boyunda gezerken ne var ne yok diye Bölge’ye uğraması” ile başlayan kentin kayak macerası, değerli bir şampiyonlukla süslenmişti. Bu kendi yaşamlarından maddi ve manevi fedakârlıklar yaparak, mazeret üretmeden, tamamen amatör ruh ile azimle çalışan insanların zaferiydi.
Not: Fotoğraflar M.Ziya Ünsel’in kızı Nermin Ünsel Ekin arşivinden alınmıştır.