Malatya İmalatı Sigara Paketindeki Saadet
Nezir KIZILKAYA
nezir.kizilkaya@hotmail.com
Günümüz bilişim çağından çok çok evvel, bırakın interneti, telefonun dahi olmadığı, gazetelerin ancak haftada bir basıldığı dönemlerde evlenmek için annelerin, bibilerin ve komşuların çabaları dışında gençlerin eş seçme alternatifleri son derece sınırlıydı.
Ülkemizde görücü usulü ile evlenmenin dışında ilk seçenek, geçen yüzyılın başlarında, gazetelerin yaygınlaşması ile oluştu. Özellikle II. Meşrutiyet dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında uygun bir eş adayı bulmak için gazete ve dergilere verilen ilanlar dikkat çekiyordu. Adaylar, müstakbel eşlerinde aradıkları özellikleri sıralayarak, şartlara uyanlarla iletişim kurmak ve evlenmek istediklerini bu ilanlarda beyan ediyorlardı.
"Evlenmek istiyorum. Yaşım yirmi dokuz. Rütbem Mülazımevvel’dir. Maaşım sekiz yüzdür. Kimsem yoktur. İçki kullanmam. Hâlihazırda İstanbul’un en iyi yerinde vazife ifa etmekteyim. Refika-i hayatımda başlıca bulunması lazım gelen özellikler şunlardır, Evvela, yaşı 18-20 olmalıdır. Ayrıca orta halli bir aileye mensup olup, bir evi olmalıdır. Gözü kara ve boyu 1.64 olmalıdır. Bu şartlarla desti izdivacı arzu edecek hanımlar adresime bildirsinler. H.T"
1915 yılında Samsun’da yayımlanan bir gazetede yer alan şu ilanda ise, damat adayı musiki ile alakalı bir gelin adayı arayışını şu satırlarla ifade ediyordu.
"Yumuşak huyluyum, kadınlığın esaretinden müştekiyim, işret asla kullanmam, tütün içmem, idaremi bilirim. İyi evlat terbiye eder, ev işlerini yapmağa gücü yeter, musikiden anlar bir refikaya talibim"
Bu ilanlardan anlaşılacağı üzere evlilik ilanlarını o dönemde sadece erkeklerin verebildiği de görülüyordu.
Türk toplumunda oldukça önemli bir kurum olan evlilik, son yıllarda televizyonlarda bir dönem hayli revaçta olan izdivaç programlarının malzemesi haline getirilecek, hatta tabiri caiz ise popüler kültürün sonucu olarak bir hayli de sulandırılacaktı.
Sözün özü, liseden, üniversiteden başlayan aşklar ile mutlu sona ulaşanlar olduğu gibi, birbirlerini hiç görmeden, sadece ailelerin anlaşması ile evlenenler de vardı. Günümüzde ise artık yaşamımızın bir parçası haline gelen internet ile beraber hayatımıza giren evlilik siteleri, hele de sosyal medya bu konuda neredeyse ilk akla gelen unsur haline geliyordu.
21 Aralık 1948 Salı günü Malatya’da yayımlanmakta olan Fırat gazetesinde “Çok Garip Bir Evlenme” başlığı ile çıkan haberde, tüm bu seçeneklerin dışında, oldukça yaratıcı bir yöntem geliştiren bir hemşerimiz ise konuyu farklı bir boyuta taşıyordu. Haberin detayları ise şu şekildeydi.
“Şehrimizde çok garip ve garip olduğu kadar da enteresan bir evlenme hadisesi olmuştur. Bize verilen malumata ve bu konuda yaptığımız tahkikata göre bu eşine az rastlanır hadise şöyle olmuştur.
Bundan birkaç ay evvel Malatya Tekel Tütün Fabrikasının paket kısmında çalışan ve burada ismini kaydetmeye yetkili bulmadığımız bir genç kız, Kulüp sigaralarından bir paketin içine vesikalık bir fotoğrafı ile beraber küçük bir pusula koymuş ve Kulüp paketinin meçhul müşterisine –eğer bekâr ise- izdivaç teklif etmiştir. Belki de komik bir şaka olarak tertip edilen bu sürpriz, aylardan sonra gayet enteresan bir safhaya girmiştir. Zira içinde resim bulunan sigara paketi, şehrimizde bulunan Kemaliye’nin Hingi köyünden Mehmet isimli bir genç tarafından satın alınmıştır.
Bekâr ve zaten evlenmek üzere bulunan bu talihli müşteri keyfiyeti el altından tahkik etmiş ve yukarıda bahsettiğimiz cesur genç kızla tanışmaya muvaffak olmuştur.
Bir ay gibi kısa bir maceradan sonra Kulüp paketi ile tanışıp tesadüfen birbirlerini de beğenmiş bulunan talihliler derhal evlenmeye karar vermişler ve genç kız Tekel fabrikasından ayrılarak, ailesinin de arzusu ile Kemaliyeli çocukla evlenmiştir.
Bu hafta düğünleri yapılan genç evliler kendilerini birleştiren garip tesadüfü ancak şimdi açıklamak cesaretini göstermişler ve bu hal muhitte hayretle karşılanmıştır.
Düğünlerine bizi de çağırmak nezaketi gösteren Kulüp sigarasının mesut çiftine saadetler dileğiyle en samimi takdirlerimizi sunarız.”
Dönemin güçlü ulusal medya kuruluşu Akşam gazetesi de, 27 Aralık 1948 tarihli sayısında, aynı başlık ile verdiği haberde, Tütün Fabrikası mensuplarının bu hususta katiyen malumat vermediklerini de ilave ederek, olayı bütün yurda duyurmuştur.
Malatya’nın yetiştirdiği önemli bir şahsiyet olan, gazeteci, şair ve yazar Şemsi Belli de bu mesut olayı, yazarı bulunduğu yine ulusal ölçekte yayın yapan dönemin popüler dergisi “Her Hafta” sayfalarına “Sigara Paketinden Çıkan Aşk Mektubu” başlığı ile taşıyacak ve şunları yazacaktı.
“Postadan bir akşam şöyle bir mektup çıktı:
Biz aşağıda imzaları olan iki sevgili 35 kuruşla tanıştık. 35 kuruşun sayesinde evleniyoruz. Perşembe günü saat onda . . . . . çiftliğinde düğünümüz yapılacaktır. Her Hafta namına iştirak etmek üzere sizi de davet ediyoruz. Geleceksiniz değil mi?
Mektubu birkaç defa okudum. Münderecatından bir şey anlamamakla beraber meraklı bir hadise karşısında olduğumu hissetmekte güçlük çekmedim.
İki gün sonra davet edildiğim çiftliğe gittiğim zaman kalabalık bir misafir kütlesi ve davul zurnalarla karşılandım. Orta boylu genç bir delikanlı koluma yapışarak beni küçük bir odaya götürdü. Kapıdan içeri girdiğimiz zaman, başı teller ve duvaklar içinde sevimli bir genç kızla karşılaştım. İlk anda biraz afallamıştım, fakat yavaş yavaş vaziyeti kavramaya ve meselenin iç yüzünü anlar gibi olmaya başladım.
Ne resmini çekmeme, ne de ismini yazmama müsaade etmeyen telli duvaklı kız, genç hayat arkadaşına mütebessim nazarlarla baktıktan sonra
Mehmet anlatayım mı? dedi.
Saadetinden kendini kaybedecek kadar neşeli olan güveyi, neşeli bir baş hareketiyle:
Tabii tabii! diye cevap verdi.
Ve gözleri sevinç pırıltılarıyla tutuşan küçük gelin anlatmaya başladı:
Ben Malatya Tekel Tütün Fabrikasında çalışıyordum. Vazifem Kulüp sigaralarını paketlere dizmek ve etiketlerini yapıştırmaktı. Bundan birkaç ay önce muziplik olsun diye bir sigara paketinin içine küçük bir aşk mektubu yazdım. Fakat nasıl oldu bilmiyorum, birden içime doğdu ve mektuba ilaveten bir de vesikalık resim koymak cesaretini buldum kendimde. Ve sigaraların arasına yerleştirdiğim resmi kâğıtla örterek paketi yapıştırdım.
Aradan aylar geçtikten sonra günün birinde Kulüp sigarasının talihli müşterisi ile karşılaştım. Ne mutlu bir tesadüf ki resim ve mektubu havi paket, benim gibi bekâr ve sağlam karakterli bir erkeğin eline geçmişti.
Vaziyeti arkadaşlarıma duyurmadan elimle kapattığım paketin müşterisi Mehmet’le samimiyetimizi ilerlettik Nihayet vaziyeti ailemize açtık. Ben fabrikadan ayrıldım. Nişanımız yapıldı. Bugün de evleniyoruz. Geri tarafını da Mehmet anlatsın.
Delikanlı elindeki paketi evirip çevirdikten sonra:
Ağabey! dedi, herkes Tekel idaresinden şikayet eder. Sigaraların bozuk, paketlerin gevşek olduğunu söylerler. Hâlbuki ben saadetimi Tekel idaresine ve 35 kuruşluk bir Kulüp sigarasına borçluyum.
Bir gün çarşıdaki Cumhuriyet bakkaliyesinden bir Kulüp paketi aldım. Akşama kadar birkaç sigara içtiğim halde, hiçbir şeyin farkında değildim. Nihayet akşam üzeri paketin üst sırasındaki beşinci sigarayı kaldırınca üzeri yazılı şu küçük kâğıt parçasına rastladım.
(Ey bu sigaranın meçhul tiryakisi, bekârsan ve ciddi bir erkeksen beni ara bul evlenelim. Resmim paketin altındadır. Beğenirsen doğru adresime gel.)
Önce gözlerime inanamadım. Sonra sigaraları cebime boşaltıp resmi çıkardım. Vesikalık ve güzel bir kız resmiydi. Fakat bunun bir muziplik olması ihtimali de mevcuttu.
Bu resim ve mektup kafama çivi gibi saplandı. Kimseye açamadım. Ertesi gün doğru Tekel Fabrikasına gittim. Bir yolunu bulup görüştüm. Zaten evlenmek niyetindeydim. Kısa bir zaman içinde anlaştık. Onun kimsesi yoktu. Birkaç hafta sonra bütün hazırlığımız bitti ve 35 kuruşun sayesinde şu gördüğünüz düğüne başladık.
Peki, dedim. Ya bu sigara paketi yaşlı bir adamın yahut da evli bir erkeğin eline geçseydi?
Ne olurdu, dedi. Çok çok müdür beye şikâyet ederlerdi, ben de bir azar işitirdim.
O hadiseden bir hafta sonra Malatya’da Kulüp sigarasının karaborsaya düştüğünü söylesem bilmem inanır mısınız?”
Bu sıra dışı evlilik ulusal basında oldukça geniş yer bulmuş. Hatta aradan iki yıl geçmesine rağmen Vakit gazetesinin 1950 yılının Ekim ayına ait bir sayısında “Amerikanvari İzdivaç” başlıklı bir köşe yazısında “Bu buluş sigara içmeyenleri sigara tiryakisi yapabilir, Tekel’in gelirini artırabilir de… Her halde işinden çıkarılmasına değil, taltifi cihetine gidilmesi gerek” değerlendirmesi de yapılmıştır.
Ne diyelim artık, onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine. Gökten üç elma düşmüş, biri gelin hanımın, biri damat beyin, diğeri de Tekel Sigara Fabrikasının başına…
__________
KAPAK FOTO: 2000'li yıllarda Malatya'da sanayinin ve ekonominin temel taşlarının yok edilmesi furyasında özelleştirme adı altında satılarak ortadan kaldırılan fabrikalardan Tekel Sigara Fabrikası. Bugün fabrikanın yerinde bir AVM yer alıyor..